Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Harry Potter çarıkları Maraş’tan SERMET ÇUHADAR KAHRAMANMARAŞ Gösterime girdiği her ülkede hasılat rekorları kıran Harry Potter filminde kullanılan ayakkabılar Kahramanmaraş’ta yapılıyor. Kırmızısı sarısı yeşiliyle Osmanlı çarıklarını yapan usta Hüseyin Kopar son yıllarda ürettiği ayakkabıların gişe rekorları kıran filmlerde kullanılmasının keyfini yaşıyor… Bu çarıklar elde üretildiği gibi üretilen bu çarıkların en önemli özelliği hammaddesinin de fabrikasyon olmaması, deriden ve elde üretilmesi... Peki bu çarıkların hammaddesi olan deriyi üreten ustalar kimdi? İşte bunun için de Kahramanmaraş’ta Aksu Çayı yanında bulunan el yordamıyla ham deriyi işleyen tabakhaneye gitmek gerekiyordu. Bir zamanlar bölgenin en büyük tabakhanesi bugün ancak 56 kişi ile ayakta duruyor. Deride emek öne çıkar Zaman zaman kaybolmaya yüz tutmuş meslek sahipleri ile söyleşi yaptığımızda o meslek sahibi işinin özelliklerini sıralarken çok önemli olduğunu ve emek öğesinin vazgeçilmezliğini döne döne anlatır. Bir sarraf için bu gerçekten böyledir, hassas bir iştir. Ama tabakhanede ‘malum kokular’ arasında yılların tabak ustası Mehmet Nafel Yeşilbayrak ile söyleşi yaparken mesleğinin çok ince bir iş olduğunu hatta sarraflığa benzeterek söze başladı. Yapılan işleri anlattıkça mesleğin öyle kaba görüntüsü altında hiç de kolay olmayan ve sonunda yapılan ürünle de Harry Potter filmindeki çarıkların yapıldığı derilerin bu derme çatma tabakhanede işlendiğini gördükçe hak vermemek mümkün değildi. Bir zamanlar bölgenin en önemli merkezi olan Kahramanmaraş’taki tabakhanedeki işlemler tamamen doğal usullerle yapılıyor. Derinin temizlenmesinden boyanmasına ve kurutulmasına dek olan her şeyin doğal ortamda olduKahramanmaraş’ta gittikçe sayıları azalan deri ve çarık ustaları mesleği sürdürmek için ellerinden geleni gösteriyor. Sektörü ayakta tutanın turistler ve sinema sektörü olduğunu belirten ustalar, yerli halkın çarık ve yemenilere ilgisizlinden yakındılar. Osmanlı Çarığı yapan tek firma olduklarını söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın üretici üyesi ve Almanya Deri Müzesinin üyesi olduklarını da ifade ediyor” dedi. Yüzüklerin Efendisi için de Çarık Üretmişler “Harry Potter” filmi için 2 bin 500, Büyük İskender”, “Yüzüklerin Efendisi” ve “Truva” filmi ve bazı yabancı TV dizileri için çok sayıda çarık ürettiklerini belirten Kopar, “‘Gösterime giren “Eragon” filmi için de 176 adet kostüm ve ayakkabı ürettik”‘ dedi. Kopar, İngiltere’de çekimleri yapılan “Kral Henry” filmi için de 1420’li yıllarda İngiltere’de giyilen ayakkabılardan 550 adet sipariş aldıklarını kaydetti. Baba Alaaddin Kopar ise bu mesleği babasından öğrendiğini ifade etti, “Şu an bu ayakkabılar sadece süs eşyası ve turistik eşya olarak kullanılıyor. Bunlar artık tarih oldu. Arada bir film çekenler geliyor onlara veriyoruz. Onlar da olmasa hiç iş olmayacak, meslek, sanat bitecek” diye konuştu. ğunu söyleyen Yeşilbayrak şöyle konuştu: “İş kolu giderek bitiyor. Koca Kahramanmaraş’ta 56 kişi kaldık. Makineye yenik düştük. Şehir girişine Belediye anıt yaptı. Etrafında el sanatları tasvir ediliyor. Her şey var ama bu en eski meslek burada yok. Bizi yok sayıyorlar. Biz yok olursak, ayakkabı, çarık ve terlik köşkerleri, semerciler ve saraçlar yok olur. Bu mesleklerin önemli olmasının nedeni hammaddesi deridir. O derileri de bizden alıyorlar. Fabrikalardaki ya pılan deri onların yaptığı işe gelmez. Fabrika ince nazik deri üretir. Bizimki kaba ama sağlamdır, doğaldır. Üstelik fabrikasyon deriden de ucuzdur.” Temizlikte dışkı da kullanılıyor Her şeyin doğal ortamda yapıldığı ve kendilerine göre bir kimya laboratuarına benzettikleri tabakhanede genellikle keçi, koyun ve sığır derisi işleniyor. Her bir hayvan derisinin burada özel adı var. Keçi derisinin işlenmişine ‘şahtiyen’, koyun derisine ‘meşin’, sığır derisine ‘gön’ diyorlar. İşlenmemiş sığır derisini ‘ham’, koyun derisini ‘havır’, keçi derisini de ‘tola’ olarak adlandırıyorlar. Bu derilerin temizlenmesinde ise hayvansal iç yağının yanı sıra hayvan dışkısı da kullanılıyor. Tabaklar, son yıllarda turistik ayakkabı üretimi ile işlerinin biraz olsun arttığından memnunlar. İşte bu işlenmiş derileri de dünya pazarlarına çıkaran usta ise Hüseyin Kopar. Ustalar tarafından yapılan çarıkların halk oyunları ekipleri veya gösteri lerde kullanılmakta iken bugün turistik değerleri ile dünyaya açıldığını söyleyen Kopar, Kahramanmaraş’ın tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda 3 metrekarelik dükkanında 25 yıldır Edik, Kelik, Nakışlı Osmanlı Postalı, Karadağ Çarığı, Tokalı ve Tokasız Saray Yemenisi, Fatih Yemenisi ve Tokalı Osmanlı Yemenisi üretiyor elleriyle. CNR Expo’da düzenlenen 4. Hediyelik Eşya ve Armağan Günleri Fuarı’nda stand açan Kopar, “Dedem Osmanlı Çarıkları Firması Sahibi Hüseyin Kopar, Türkiye’de Gaziantep’te üniversiteli ayakkabıcılar yetişecek GAZİANTEP (Cumhuriyet)Ayakkabıcılar Odası Başkanı İbrahim Buğur, yeni eğitim öğretim yılında Gaziantep Üniversitesi bünyesinde Ayakkabıcılık Meslek Yüksek Okulu açılacağını belirtti. Her yıl 30 öğrencinin öğrenim göreceğini ifade eden Buğur, öğrencilerin tasarım ve imalat konularında eğitim alacaklarını söyledi, “Ayakkabıcılık sektörü yavaş yavaş ayağa kalkmaya başladı. Kunduracı esnafı ayakta durmak için mücadele ediyor. Esnafın kaliteli üretimden vaz geçmemesi için eğitimli sanatçının yetişmesi gerekliydi.” Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun ile yaptıkları görüşmenin ardından 20102011 eğitim öğretim yılından itibaren 2 yıllık Ayakkabıcılık Meslek Yüksek Okulu’nun hizmete gireceğini irdeleyen Oda Başkanı Buğur, her yıl, tasarım ve imalat konusunda eğitim alacak 30 öğrencinin üniversiteli ayakkabıcı olarak yetişeceğini kaydetti. Hasankeyf turizm adına kurtarılmalı BATMAN (Cumhuriyet) Hasankeyf’te Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararına karşın çalışmaların devam ettiğini savlayan Batman Turizm Tanıtım Derneği (BATDER) Başkanı M. Emin Bulut, Ilısı Barajı inşaat işlerinin 2 milyar dolar bedelle iki firmaya ihalesiz verileceğini öne sürdü. Çevrecileri ve yörede yaşayan yurttaşları ayağa kaldıran Ilısu Barajı projesine yargının yürütmeyi durdurma kararı vermesine karşın, Dargeçit mevkiinde bulunan Ilısu köyündeki baraj inşaatı çalışmalarına devam edildiğini kaydeden Bulut, “Bu hukuku hiçe saymaktır. ÇED raporu olmadan çalışmanın sürdürülmesi Anayasa’ya ve hukuka aykırıdır” dedi. Ilısu Barajı’nda rant iddiaları tartışılıyor Silifke sikkeleri ve kültleri tanıtıldı SİLİFKE (Cumhuriyet) Silifke Belediyesi ile Silifke Özel Eğitim Okulları’nın birlikte düzenlediği etkinlikte Silifke Sikkeleri ve Kültleri anlatılıp tanıtıldı. Silifke Sikkeleri konusunda yüksek lisans yapan araştırmacı, turizmci Ali Murat Merzeci, “Silifke’yi iyi tanıtamıyoruz. Oysa Silifke tarihte çok önemli yere sahip bir kentti” dedi. Silifke Özel Eğitim Okulları’ndan Utku Kaya’nın Ney, Aslı Bozkurt’un da piyano ile konser verdiği etkinlikte konuşan Merzeci, Silifke’nin zengin bir tarihi olduğunu ve bu tarihi hem okul hem de çevreye tanıtmayı amaçladıklarını belirtti, benzer etkinliklerin süreceğini söyledi. Silifke’nin 2 bin 400 yıllık bir kent olduğunun altını çizen Mercezi şöyle devam etti: “Silifke Doğu ve Batı’nın birleştiği bir nokta. Çok sayıda eser var. 2400 yıllık bir kent ama 150 yıllık Mersin il olma hakkını elinizden almış. Ancak, Silifke antik çağdan bu yana önemini ve güzelliğini koruyor. Bunları daha yakından tanımak gerekiyor ama ne yazık ki yörenin tarihini ve tarihi eserlerini pek bilmiyoruz. Roma döneminde Anadolu’da 440 yerde para basılıyordu. Bunların içinde sadece 14 kent gümüş para basma yetkisine sahipti ve bunlardan biri de Silifke’ydi. 18501970 yılları arasında buralardan sikke ve tarihi eserler toplandı, kaçırıldı. Örneğin en eski Silifke parası ABD’de bir koleksiyoncuda. Şimdilik bilinen tek örnek olan bu sikkenin benzerleri umarız yörede arkeolojik çalışmalarla yeniden bulunur ve sergilenir.” Merzeci konuşmasının sonunda yöre halkını tarihe değerlere saygı göstermeye ve sahip çıkmaya çağırdı. Kültürel listeye alınmalı Doğunun Persler’i ile Batı’nın Bizans’ına başkentlik yapmış olan Hasankeyf’in doğal, kültürel ve turistik özellikleriyle dünyadaki önemli antik kentlerden biri olduğunu anımsatan Bulut, Turizm Bakanlığı’nın Hasankeyf’in UNESCO’nun kültürel listesine adaylığını savsakladığını da söyledi. “Taç Mahal, Çin Seddi, Mısır Piramitleri dünyanın koruması altındadır. Biz sahip olduğumuz nehirler üzerine baraj kurma yerine yenilenebilir enerji üretimine yöneliyor. Hükümetin, bir yandan hazır enerji kaynaklarını yok ederken diğer yandan baraj ısrarına anlam veremiyoruz. Ayrıca iki Kıbrıs büyüklüğü kadar verimli toprağımız da yok olacak. Baraj inşaatıHasankeyf’in kurtarılması için yapılan çalışmalardan nın hükümete yasonuç alınamaması doğa ve çevreci kuruluşları üzerkın iki firmaya 2 ken BATDER Başkanı Bulut Hasankeyf’in UNESCO’nun kültürel listesine alınması gerektiğini söyledi. milyar dolar bedelle ihalesiz verileçok geniş bir alanda bulunan bu tarihi zenceği ve rant hesaplarının yapıldığı duginliğin sulara gömülmesine göz yumayumlarını alıyoruz. Yöre halkı olarak mayız Hasankeyf mutlaka UNESCO’nun tüm bunlar bizlerin canını acıtıyor.” kültürel listesine alınmalı. Derneğimiz Batman turizmle anılma istiyor ve yöre halkı olarak Ilısu Barajı’na karşı direncimizden vazgeçmeyeceğiz”diye koBATDER Genel Sekreteri Turgut İzgi nuştu. ise, Türkiye ve bölge turizmine büyük katkısı olan Hasankeyf’in yok edilmesine göz Verimli topraklar da yok olacak yummayacaklarını söyledi. İzgi, “Turizm Barajın ülke ekonomisine hiçbir katkıBakanlığı’nın verilerine göre Hasankeyf’e sı olmayacağını, buradan beklenen enerbüyük çoğunluğu Uzakdoğu ülkelerinden jinin yenilenebilir enerji kaynakları kulolmak üzere yılda yaklaşık 1 buçuk millanılarak elde edilebileceğini kaydeden Buyon yerli ve yabancı turist geliyor. Bizler, lut şöyle devam etti: artık doğunun olumsuzluklarla değil tu“Bu bölgede halen çok büyük petrol yarizmle öne çıkmasını, anılmasını istiyoruz. takları var. Baraj buraları da su altında bıBatman’ın her karışından tarih fışkırıyor. rakacak. Baraj inşaatına karşı kararlı mücadelemiz Gelişmiş ülkeler, yaşamsal öneme sahip sürecek” dedi. C MY B C MY B