25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 NİSAN 2010 CUMA SAYFA 3 “MUTLAK BUTLAN” BİR SEÇİM Adana Anakent Belediyesi Başkanvekili seçimi daha uzun süre kamuoyunun gündeminden düşmeyecek gibi görünüyor... Bu aşamada hangi üyenin kaça satıldığı, CHP'li hainlerin kimler olduğu türünden kulis dedikoduları bir yana, olayın önemli birkaç noktası üzerinde durmak gerekiyor. Hukukçuların görüşüne göre bunlardan en önemlisi, başkanvekili seçiminin “mutlak butlanla batıl olduğu”(başından ölü doğduğu) savıdır. Bu sav ilçe ve ilk kademe belediye başkanlarının anakent belediye başkanvekili olamayacağını açıkça hükme bağlayan 5216 sayılı yasanın 17. maddesine dayanıyor. Buna göre, söz konusu seçimin iptaline ilişkin başvuruları inceleyen yargının bu yönde karar vermesi ya da Aytaç Durak'ın görevine dönmesi durumunda yeni bir süreci başlatacak temel gerekçeyi oluşturacak. Doğal olarak Durak'ın koltuğunda oturmadığı dönemdeki icraatların meşruiyeti irdelenecek. “Ara dönem”diye tanımlanmasında bizce sakınca olmayan bu sürede erki elinde bulunduran Mustafa Tuncel ile Mahmut Çelikcan, olası kamusal ya da özel ve tüzel kişilerin uğrayacağı zararın hesabını vermek zorunda kalabilecekler. Bilindiği gibi, hukukta genel ilke olarak böyle durumlarda meydana gelen zarar kişisel açıdan kusurlu bulunmaları durumunda sözkonusu erki kullananlara rücu edilir. Bu olay Yüreğir Belediyesi yönünden Çelikcan'la yerine vekil atadığı Hıdır Bahçe'ye de benzer yükümlülükler getiriyor. Bu da Anakent Belediyesinin Yüreğir Belediyesi karşısında denetçi, ita amiri konumunda olmasından kaynaklanıyor.. Çünkü, denetçi, ita amiri olan bir makam Anayasa'ya göre tarafsız olmak zorunda. Çelikcan'ın yerine atadığı 'vekil' Bahçe, Çelikcan'ı temsil ettiğine göre Çelikcan'ın Bahçe karşısında tarafsızlığından ne kadar söz edilebilir? Dolayısıyla bu durumda bir sakatlık yok mudur? 17. maddenin ilçe başkanlarına adaylık kapısını kapatan açık hükmü işte biraz da bu nedenle adaylığın makul engelini oluşturuyor. Tuncel'in durumu ise biraz farklı. İki hafta süreyle başkanvekilliği yapması hukuka aykırı olmamasına karşın etik bulunmuyor. “Suistimal olasılığı” gerekçesiyle Durak'ı görevden alan siyasi iradenin “Bu suistimali birlikte yaptık” diyen Tuncel'e dokunmaması, dahası seçim operasyonunu onun eliyle yürütmesi olayın AKP operasyonu olduğunu doğrular niteliktedir. Yasaların, halkın iradesinin hiçe sayılması da bir başka göstergedir. Bu yasa tanımaz girişimin ardından, Durak'ın dönmesi durumunda yaratılacak “devri sabık”lardan birinin 14 günlük başkanvekilliğinin hesabını vermek zorunda kalacak Tuncel'in olacağı kesin görünüyor. Olayın bir başka önemli noktası belediyedeki kaos sürecinin başında olduğu gibi bazı CHP'li üyelerin başkanvekili seçiminde de AKP'lilerle işbirliği yapmaları/yapabilmiş olmalarıdır. CHP yönetiminin etkin muhalefet konusunda umut tüketen bu yapılanma hakkındaki tutumu merakla bekleniyor. Çünkü, olay, “CHP'deki bir kısım İmar Partisi üyesi” tanımlamasıyla açıklanamayacak denli ciddidir. Olayın en önemli yanı ise Adana'nın, dolayısıyla Çukurova'nın gördüğü ve göreceği zararlardır... Kolay kolay giderilemeyecek maddi zarar bir yana, toplum yaşadığı psikolojik travmanın etkisinden çıkamadan ülkenin en güneşli bölgesi olarak bilinen bu toprakların karanlıklara gömülme tehlikesiyle karşı karşıya getirilmiştir. Bu siyasi operasyonla Adana'nın, Çukurova'nın gökyüzünde ülkenin doğusunu karartan karabulutlar görülmeye başlanmıştır. Unutulmasın, kiminin akçalı, kiminin siyasi çıkarı, kiminin de siyasi murazını yoketmenin psikolojik hazzı uğruna destek verdiği bu çirkin operasyon sadece Adana'yı ve Adanalı'yı vurmuştur. Sırada Çukurova'nın öbür kentleri var. Prof. Dr. Saltık günümüzdeki sağlık politikalarını eleştirdi Prof. Dr. Ahmet Saltık SELAHATTİN ÖZBOZKURT “Atatürk halk sağlığına büyük önem verirdi” mindeki gibi aşıları kendimiz üretir duruma gelebiliriz” diyerek başlayan Prof. Dr. Saltık şöyle devam etti: “Batıda ‘Aile Hekimliği’’ uygulaması yapan ülkelerde sağlık maliyetlerinin 4 katına çıktığı, bunun sürdürülemez bir duruma geldiği biliniyor. Biz de ise sağlık sektöründe özelleştirmede ısrar etmenin sorunu çözümsüzlüğe götüreceğini söylüyebiliriz. Oysa, sağlık hizmetleri ihmal edilemeyecek, piyasa koşullarına uydurulamayacak denli önemli bir konudur.” manın İçişleri Bakanlığı’na bağlı olarak 1908’de kurulan Sıhhiye Müdüriyeti Umumiyesi (Sağlık Genel Müdürlüğü) İstanbul’dadır. Büyük Önder Atatürk, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın en zorlu dönemlerinde, TBMM’nin açılışının daha 10. gününde bunun kurulmasını sağlar. Tek başına bu girişim, Anadolu halkının içinde bulunduğu olağanüstü koşullar gözetildiğinde Ata’nın halk sağlığına verdiği değerin önemli bir göstergesidir.” TARSUSÇağ Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü’nün düzenlediği, “Atatürk’ün Sağlık Politikaları” konulu konferansta konuşan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Saltık, “Atatürk halkın sağlığına çok büyük önem verirdi” dedi. İlaç üretiminde yerli sanayimizi kaybettik Çağ Üniversitesi Amfiplaza’da düzenlenen konferansta yaptığı konuşmaya, “İlaç üretiminde yerli sanayimizi kaybettik. Uluslararası ilaç tekellerinin pazarı durumuna düştük. Öte yandan aşıya her yıl 15 milyon dolar harcıyoruz. Bu rakamın üç katı yani 45 milyon dolarlık bir yatırım yapsak Refik Saydam döne Sağlık devletin birinci görevidir Ulusun tüm bireylerinin sağlıklı olmaları için gereken koşulları düzenleme işinin devletin en birinci görevi olduğuna vurgu yapan Saltık şunları söyledi: “II. Abdülhamit döneminde 2. Meşrutiyet’in ilanıyla za Türkiye’de hastalıktan geçilmiyordu Türkiye’de çok değil bundan 3040 yıl öncesine dek başta sıtma ve frengi olmak üzere trahom, verem, cüzzam ve diğer bulaşıcı hastalıkların çok yaygın olduğunu anımsatan Prof. Dr. Saltık sözlerini şöyle tamamladı: “Halkın belki de yarısına yakın bir kesimi şiş karınları, soluk benizleri ve kocaman da Çağ Üniversitesi’ndeki konferansa öğretmen ve öğrencilerin ilgisi büyük oldu. laklarıyla tarlalarına serilip kalmışlardı. 1923’lerde Anadolu’da 3 milyon trahomlu vardı. Uygarlıklar yıkan sıtma halka, belki de savaştan daha çok za rar veriyordu ve belki de Kurtuluş Savaşı’nın yazgısını bile belirleyebilecekti. Tifo, tifüs ve kolera Anadolu’da kol geziyordu. İşte böyle bir ortamda Atatürk, halkın sağlığı için savaşımın kaçınılmazlığını görerek Sağlık Bakanlığı’nı kurmuş, örgütlenmesi için gerekenin yapılmasını söylemişti.” “Vahittin Bozgeyik Şiir Ödülü” yarışması GAZİANTEP (Cumhuriyet Bürosu) Gazeteci, Şair ve Yazar Vahittin Bozgeyik’in ölümünün 5. yılı anısına düzenlenen “Vahittin Bozgeyik Şiir Ödülü” yarışmasında dereceye giren eserlerin sahiplerine ödülleri sunuldu.Yarışmanın ‘Onur Ödülü’ ise Şair Ülkü Tamer’e verildi. Ömer Ersoy Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen törene, CHP ve MHP milletvekillerinin yanı sıra bazı siyasi partilerin il başkanları, yöneticileri ile sivil toplum örgütü temsilcileri, şairin yazar dostları, ailesi ve yakınları katıldı. Vahittin Bozgeyik adına ailesi ve arkadaşları tarafından beşinci ölüm yıldönümünde ilk kez düzenlenen “Vahittin Bozgeyik Şiir Ödülü” yarışması ödül töreninde yapılan konuşmalarda, insan odaklı, hoşgörülü, onurlu bir yaşam süren Bozgeyik’in adının ve anısının yaşatılması için etkinliğin sürdürüleceğine vurgu yapıldı. Türkiye genelinden yaklaşık 300 kişinin başvurduğu yarışmada eşit puan alan İstanbul’dan Rahime Kaya’nın “Güneşini Yitirmiş Ülkenin Çocuğu” ile Kocaeli’nden Metin Tandoğan’ın “Nurhak Dağı” adlı şiirlerinin birinciliği paylaştığı açıklandı. Yarışmanın “Onur Ödülü” ise, şair Ülkü Tamer’e verildi. Yarışmada dereceye girenlere plaket, teşekkür belgesi ve çeşitli ödüllerin verildiği tören kokteyl ile sona erdi. Adana Mimarlar Odası Başkanı Bekir Kamışlı ile Yönetim Kurulu Üyeleri’nin katıldığı törende anıta çelenk bırakıldı, saygı duruşunda duruldu. Mimarlar Usta Sinan’ı bir kez daha andı ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Osmanlı İmparatorluğu’nun klasik mimarisini temsil eden “Büyük Usta”, “Koca Sinan” olarak da anılan Mimar Sinan, ölümünün 422. yılında Adana’daki anıtı önünde Mimarlar Odası’nın (MO) düzenlediği etkinlikte anıldı. MO Başkanı Bekin Kamışlı, yönetim kurulu üyeleri ve bazı mimar ve mühendislerin katıldığı anma töreninde ilk önce anıta çelen bırakıldısaygı duruşunda bulunuldu. Günün önemini vurgulayan konuşmasında, Mimar Sinan’ın, alçakgönüllülük, sağduyu, mantık, akıl, yaratıcı zekânın birlikteliğinin örneği olduğunu vurgulayan Kamışlı şunları söyledi: İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı Adına İLHAN SELÇUK Genel Yayın Yönetmeni İBRAHİM YILDIZ Sorumlu Yazıişleri Müdürü MİYASE İLKNUR Adana Temsilcisi ÇETİN YİĞENOĞLU Reklam Sorumlusu İLKER İŞİSAĞ Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. Yönetim Yeri: Prof.Nurettin Mazhar Öktel Sk. No:2 Şişli/İstanbul Tel: (0 212) 343 72 74 Faks: (0 212) 343 72 64 Adana Temsilciliği: Çınarlı Mh. İnönü Cd. 5 Sk. Aksoğan İşhanı Kat:1/1 Seyhan/ADANA Tel: (0 322) 363 12 09 363 12 11 Faks: (0 322) 363 12 15 Baskı: DPC Adana Tesisleri Ceyhan Karayolu 01260 ADANA Tel: (0 322) 346 16 00 Cumhuriyet’in haftalık ücretsiz ekidir. Yayın Türü: Bölgesel. Eşsiz eserlerine sahip çıkılmalı “Koca Sinan’ın, Osmanlı İmparatorluğu’nda varlıklarını koruyan Grek, Roma, Bizans uygarlıklarını özümseyerek klasik bir mimari yarattığı bir gerçektir. Duru, yalın, dolgun kitleler üzerinde dengelenen ana kubbe ve kubbecikler dizgesini kuran, mühendislik yeteneğiyle mimarlık zarafetini bütünleştiren büyük ustanın Selimiye Camisi gibi, onun mimarlık tarihine mal olmuş eşsiz eserlerine sahip çıkarak, ölümünün yıl dönümünde ülkemize Sinan’ı tekrar hatırlatmak ve bu vesile ile de günümüzde Türkiye’nin yapılı çevre gerçeğine halkımızın dikkatini bir kez daha çekmek istedik. Sinan’ın yaşadığı yıllardan bu güne, olağanüstü biçimde gelişen küresel teknolojiden, bilgi birikiminden, ilerleme ve gelişme tutkusundan yoksun bir tasarım anlayışı, kentlerimizi toplumdan kopuk yaşanması zor, çevreye saygısız, rant hesaplarıyla gerçekleştirilmiş yapı yığınlarına dönüştürmüştür. Kentlerimiz bilimsel planlamadan uzak, tamamı ile siyasilerin çıkar ilişkilerinin kaynağı haline getirilmiş imar planları ile şekillenmektedir.” Bayan Avukatların şıklıkta yarıştığı baloda Başkan Av. Aziz Erberk açılış konuşmasını yaptıktan sonra yıldönümü pastası kesildi. Avukatlar Balosu moda defilesi gibiydi C MY B su Daria Darnell ile çok sayıda avukatın katıldığı gecede konuklara gül takdim edildi. Kokteylin ardından balonın yapılacağı salonda konuklara selenen Baro Başkanı Av. Erbek, “Avukat arkadaşlarımızın ve avukat adaylarının gününü kutluyorum” dedikten sonra sözü yargının sorunlarına getirdi, şunları söyledi: “Toplumsal barışın ve yargı bağımsızlığının sağlanması için biz avukatlara büyük ihtiyaç var. Bu anlamda hukuk mücadelemiz devam edecek.” Gecede özellikle kadın avukatların adeta şıklık yarışına girdiği gözlendi. Birbirinden güzel kıyafetleriyle baloda boy gösteren genç avukatlar ve avukat adayları geceye renk kattı. Tango müziği eşliğinde dans gösterisinin sunulduğu baloda sahne alan sanatçılar ise davetlilere güzel saatler yaşattı. Gecenin sonunda ise Adana Barosu Başkanı Aziz Erbek eşi Semiramis Erbek ile günün anısına yaş pasta kestiler. ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Adana Barosu’nun “Avukatlar Günü” etkinlikleri kapsamında düzenlediği baloda, konuklara gül dağıtılırken, özellikle genç avukatların şıklıkları dikkat çekti. HiltonSA’da gerçekleşen baloda konukları Baro Başkanı Av. Aziz Erbek karşıladı. Vali İlhan Atış, Camhuriyet Başsavcısı Sabri Beytorun, Adalet Komisyonu Başkanı M. Sabri Kumsal, Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Ali Yaşar Yurdabak, ABD Adana Konsolu C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle