17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 MART 2010 CUMA SAYFA 3 Durak, Tuncel, rant ve kavga dana Belediye Meclisi çok gerginlik, çok tartışma, çok kavga gördü; silah sıkıldığını da, kan döküldüğünü de... Ama belediye belediye olalı böyle meclis toplantısı görmedi... Bu mecliste ilk kez bir rüşvet pazarlığının ses kaydı dinlendi... Binlerce tiyatro oyununun sahnelendiği, konserin verildiği salon, 260 bin dolarların konuşulduğu iğrenç bir diyaloğa sahne oldu: “Sihirli bir el imar değişikliği yaptı” “Senin de adın geçiyor” “Kendi pisliğini kapatmak için adımı karıştırıyorsun.” “Adanalılar öğrensin istedim.” “Bu kaseti biliyorduk... Para da alınmadı...” “Biliyordun neden savcılığa gitmedin?” Kuşkusuz, olayı değişik boyutlarıyla ekranlardan izleyip gazetelerden okuyarak bilgi sahibi oldunuz... Biz, bu yazımızda da olayın bilinmeyen yönlerine ışık tutmaya çalışacağız.. Öncelikle belirtmek gerekirse Adana kamuoyu bu toplantı sayesinde rantiyelerin, aracılarının kulislerdeki nabız vuruşunu öğrendi... Başka şeyler de öğrendi... Anakent ve Seyhan belediyesindeki komisyon seçimlerinde pragmatik yönelimin gereği MHP ile ortak hareket eden CHP'lilerin bu toplantıda AKP'lilerle işbirliğine girebildiklerini gördü... Aytaç Durak'ın en yakını diye bilinen Mustafa Tuncel'le Durak'ın tartışmaları çok dikkat çekiciydi...Seri toplantıların ilk ikisinde Tuncel’in tutumu çeşitli yorumlara yol açtı. Ne var ki çarşamba günkü toplantıda söyledikleri yenilir yutulur türden değildi. İki eski dostun arasının onarılamazcasına açılmış olduğu, Tuncel’in deyimiyle Pandora’nın kutusunun açıldığı izlenimi verdi. Buna karşın, belirtmek gerekirse daha sonra toplantının muhasebesini yapanlar, bu işten kim kazançlı çıktı sorusuna “Şimdilik Aytaç Durak” yanıtını verdiler... Krizi yönetmedeki becerisini, daha önce sakız edilmiş suçlamaları Tuncel gibi eski dostunun sureta soruları sayesinde yanıtlarken “İmar Partisi” yakıştırmasının çok üstünde, hakim konumda, piri pak görüntü vermesini, bu ara mecliste can sıkıntısı veren kimi üyelerin tozunu almasını ortak bir kanı olarak gösterdiler... Olayın dikkat çekici başka bir yönü ise üye Bekir Sıtkı Özer'in kasette adının olumsuz anlamda geçiyormuş gibi algılanmasıydı... Bugüne değin namuslu bir bürokrat ve politikacı portresi çizen Özer'in adının kasette olumlu mu, olumsuz mu geçtiği ne yazık ki konuşulmadı bile... Bize gelen bilgiler “namuslu adam” biçiminde geçtiği... Bir de Selahattin Çolak'ın gerilime neden olan arsasının konumu üzerinde hiç durulmaması ilginçti... Kimse söz konusu arsanın karşısındaki Carfoursa'ya ait arsanın imarda konut gösterilirken çarşıya dönüştürüldüğünü, bu ara “çarşı” görünen Çolak'ın arsasına “madem orası çarşı oldu benimkine konut imarı verin” ya da “arsam madem ki çarşı, o zaman parçaları toplulaştırın da adam gibi bir çarşı imarı verin” isteminin görmezden gelindiği konuşulmadı bile... Sözün özü, bu hamurun daha çok su götüreceği, bu toplantının da öyle kolay unutulmayacağı yönünde... Hafta sonunda esenlikler dileğiyle... Çukurova Belediyesi Başkanı Yıldıray Arıkan: A “Kadın sığınma evini bu yıl bitireceğiz” ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Çukurova Belediyesi Başkanı Yıldıray Arıkan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün 100. yıldönümünü dolayısıyla düzenlenen etkinlikte, kadınların yaşamın birçok alanında hakettiği yerlerde olmadığını söyledi, Çukurova ilçesinde kadın sığınma evinin mutlaka yapılacağını açıkladı. Adana Kadın Platformu ve Akdeniz Kadın Kooperatifleri Birliği üyelerinin Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Hayalpark’ta düzenlediği ve el emeği göz nuru ürünlerini sergilediği kermesin açılışını yapan Arıkan, kadınların aile içinde, sosyal ve siyasi alanla birlikte iş hayatında da hakettiği yerde olamadığını belirtti, “Türk kadınını artık hakettiği yerde görmek ve sadece 8 Martlarda değil, hergün saygıyla anmak istiyoruz. Çukurova Belediyesi olarak kültür ve sanat etkinliklerimiz ile birlikte çeşitli sanatsal ve mesleki kurslar açarak, etkinlikler düzenleyerek kadınlarımıza biraz da olsa hem maddi hem de manevi destek olmaya çalışıyoruz” dedi. Sığınma evini bu yıl bitireceğiz Çukurova’da kadın sığınma evi yapılması için Adana Kadın Dayanışma Merkezi ile bir süre önce karşılıklı olarak imzalanan protokolü anımsatan Başkan Arıkan, bu yılın sonuna dek kadın sığınma evinin bitirilip hizmete sunulacağı açıkladı. Kadın derneklerinin Doğal Park’ta ortaklaşa düzenlediği kermesi gezen ve kadınlara kırmızı karanfil veren Arıkan daha sonra Çukurova Belediyesi Kültür Müdürlüğü kursiyerlerinin hazırladığı ve tamamı kadınlardan oluşan halk oyunları ekibinin gösterisi ile Türk Halk Müziği korosunun sunduğu beraber ve solo türküler konserini ardından da kadınların günlük hayatta yaşadığı sorunların anlatıldığı tiyatro gösterisini izledi. Acıbadem’de öğrencilere ücretsiz sağlık taraması ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Acıbadem Adana Hastanesi öğrencileri ücretsiz sağlık taramasından geçirdi. Yetkililer, bireylerin sağlık riskini yönetmek üzere hastane bünyesinde oluşturulan “Sağlıklı Yaşam Kulübü”nün sosyal sorumluluk projesi çerçevesinde bu kez de Gündoğdu Koleji öğrencilerine ücretsiz sağlık taraması yapıldığını söyledi. Sağlık taramasının ilk günü 5. sınıf öğrencilerinden oluşan 24 öğrenci 13.0015:00 saatleri arasında hastaneye alındı. Acıbadem Adana Hastanesi Sağlıklı Yaşam Kulübü Sorumlu Hekimi ve Aile Terapisti Dr. Obengül Ejder’in, öğrencilere sağlıklı yaşamın genel kuralları hakkında bilgi vermesinin ardından 4 gruba ayrılan öğrenciler sırasıyla, KBB’de Uzm. Dr. Feyha Kahya Aydoğan, genel muayenede Dr. Obengül Ejder, göz ünitesinde Uzm. Dr. Ayşe Mutlu ve Diş ünitesinde de Dt. Gürşat Arıcan’ın sağlık taramasından geçti. Mart ayındaki ilk grup öğrencilerin sağlık taramalarının yapıldığını dile getiren Sağlıklı Yaşam Kulübü Sorumlu Hekimi ve Aile Terapisti Dr. Obengül Ejder, “Öğrencilere uyguladığımız ücretsiz sağlık taraması 13 Nisan tarihine kadar devam edecek. Acıbadem Adana Hastanesi olarak ile bir ilke imza attık. Bunun gibi benzer okullarla yapılan protokol gereği, sağlık taramalarının dışında, okullardaki öğrencilerimizin sağlık durumlarını, hastanemizin uzman kadrosu ile birlikte yönetiyoruz” dedi. Sağlığın yalnızca fiziksel değil aynı zamanda, ”ruhsal açıdan da tam bir iyilik halinde olmak” anlamına geldiğini vurgulayan Dr. Ejder, bu kapsamda zaman içerisinde öğrencilere, velilere ve öğretmenlere çeşitli konu başlıklarında seminerler vererek, mutlu ve başarılı bir eğitim yılı geçirmelerine destek olmayı sürdüreceklerini söyledi. Dünya Kadın Günü’nde kadın derneklerinin kurduğu kermes alanını ziyaret eden Başkan Arıkan sohbet etti, sorunlarını dinledi. Türkiye’ye bitki zararlılarının girdiği ortaya çıktı Domates ve meyvede büyük tehlike YUSUF BAŞTUĞ İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı Adına İLHAN SELÇUK Genel Yayın Yönetmeni İBRAHİM YILDIZ Sorumlu Yazıişleri Müdürü MİYASE İLKNUR Adana Temsilcisi ÇETİN YİĞENOĞLU Reklam Sorumlusu İLKER İŞİSAĞ Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. Yönetim Yeri: Prof.Nurettin Mazhar Öktel Sk. No:2 Şişli/İstanbul Tel: (0 212) 343 72 74 Faks: (0 212) 343 72 64 Adana Temsilciliği: Çınarlı Mh. İnönü Cd. 5 Sk. Aksoğan İşhanı Kat:1/1 Seyhan/ADANA Tel: (0 322) 363 12 09 363 12 11 Faks: (0 322) 363 12 15 Baskı: DPC Adana Tesisleri Ceyhan Karayolu 01260 ADANA Tel: (0 322) 346 16 00 Cumhuriyet’in haftalık ücretsiz ekidir. Yayın Türü: Bölgesel. ADANA Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Rıfat Ulusoy, Türkiye’ye ithalatla giren bitki ve tohumların büyük tehlikeye yol açtığını belirtti. Mısır’dan ithal edilen palmiye ağaçlarındaki Kırmızı Palmiye Böceği’nin ağaçları kuruttuğuna vurgu yapan Ulusoy, “Şimdi de domateste ortaya çıkan güve ve sert çekirdekli meyvelerde sinek zararlıları İzmir, Çanakkale ve Muğla’da tespit edildi. Acil önlem alınmalı” dedi. Cumhuriyet’e açıklama yapan Ulusoy, Zirai Karantina Yasası’nın gerektirdiği tedbirlerin yeterince yerine getirilemediğini söyledi. Türkiye’ye çok kontrolsüz bitki girişi olduğuna dikkat çeken Ulusoy, Mısır’dan ithal edilen palmiye ağaçlarıyla gelen Kırmızı Palmiye Böceği’nin ağaçları kuruttuğunu anımsattı. Dışarıdan gelecek bitki materyalinin ne getireceğinin bilinemeyeceğini bildiren Ulusoy, 1990 yılından bu yana karantina uygulamasının eksikliği nedeniyle Türkiye’de 15 ayrı hastalığın üreticileri mağdur ettiğini anlattı. Bu durumun Türkiye’nin tarım ve gıda güvenliğini de tehlikeye attığına vurgu yapan Ulusoy, şöy le konuştu: “İthalata karşı Karantina Yasası’nın etkin uygulanması lazım. Dışarıdan gelen her ağaç faydalı mı? Bunun sorgulanması gerek. Palmiye ağaçlarında yaşanan gelişmelerin dikkate alınması gerekiyor. Yabancı bir ülkeye gitseniz, cebinizde, çantanızda tohum veya fidan varsa sizi ülkeye almazlar. Şimdi Türkiye’nin kapısında bekleyen iki önemli tehlike daha var. Bunlardan birisi domateslerdeki ‘tuta absoluta’ yani yaprak galeri güvesi, diğeri de sert çekirdekli meyvelerde ‘bactrocera zonata’ yani şeftali meyve sineği zararlıları. Bunlar İzmir, Muğla ve Çanakkale’de tespit edildi. Bu zararlılar çevremizdeki tüm komşu ülkelerde ciddi zararlar vermeye başladı. Önlemini almazsak üreticilerimiz bu zararlılarla karşı karşıya kalacaktır. Tarım ve gıda güvenliği için önlem alınmalı” “Okaliptüs zarar veriyor” Okaliptüs ağaçlarıyla ilgili de bazı verileri paylaşan konuşan Ulusoy, bu ağacın halk arasında ‘bataklık’ ya da ‘sıtma ağacı’ olarak bilindiğini söyledi. Türkiye’ye 1893 yılında süs bitkisi olarak Avustralya’dan getirildiğini bildiren Ulusoy, bataklıkların kurutulması için de Doğu Akdeniz Bölgesi’ne denetimsiz dikim lerin gerçekleştirildiğini kaydetti. Bu ağaçların kentsel alanlarda alt yapıya ciddi zararlar verdiğini açıklayan Ulusoy, şunları söyledi: “Okaliptüsün anavatanı Avustralya’da bile bu bitkinin doğal alanlar dışında yetiştiriciliğine son verilmiştir. Bu ağacın önemli iki zararı vardır. Bunlardan birincisi topraktaki tüm besin elementlerini sömürerek toprağı çoraklaştırmaktan da öte ay toprağı nitelemesiyle öldürmesidir. İkincisi ise suyu seven bu bitkinin kökleri özellikle kentsel alanda içme suyu ve atık su borularını parçalıyor. Bir ağaç bünyesinde 2001000 litre su bulunduruyor. 10 yaşındaki bir okaliptüs ağacının yıllık sü tüketimi 250400 bin ton arasında değişiyor. Küresel ısınma döneminde bunun dikkate alınması gerekli. Ayrıca bu ağaçlar çevresinde diğer bitkilere yaşam sansı vermiyor. Belgemizde Reyhanlı Gölü okaliptüs ağaçlarının kontrolsüz dikimi ve yeraltı su kaynaklarının bilinçsizce kullanılması sonucunda kurumuştur. Bu ağaçların özellikle kentsel alanlarda kullanılmamasını istiyoruz.” Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Arif Akgül: “Kemik erimesine karşı güneşe çıkın” ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Arif Akgül, osteoporoz sonucu ilerleyen yaşlarda görülen kırık vakalarının önemli olduğunu belirtti, “Kemik erimesi sonucu meydana gelen bu olayları önlemek ya da riskini azaltmak için bol bol güneşe çıkın” dedi. Adana Tabip Odası’nın, Türkiye Emekliler Derneği ve Tüm EmekliSen işbirliğiyle düzenlediği, “Sağlıklı Yaşam Konferansları” etkinliğinde, dernek üyelerine osteoporoz (kemik erimesi) konusunda bilgi aktaran Dr. Akgül şunları söyledi: hastalıklarda birinci sırayı kalp damar hastalıkları, ikinci sırayı kanser, üçüncü sırayı ise osteoporoz almaktadır. Onun için önemli, riskli hastalık grubundadır. Kadınlarda osteoporoz erkeklere göre üç kat fazladır. Erken teşhisi ve tedavisinin yanı sıra, kemik yapısını koruyacak gıdalarla beslenilmesi çok önemlidir. Ülkemizde beslenmede en büyük yanlış çay ile birlikte yapılan kahvaltıdır. Çay içildiğinde yenilen peynir ve diğer kalsiyum içeren gıdalardan kalsiyum alamayız. Çünkü çay kalsiyumu tutar, vücuda vermez.” “Osteoporoz düşük kemik kütlesi ve kemik mikromimari yapısının bozulması sonucu kemik kırılganlığının ve kırık olasılığının artması ile karakterize bir hastalıktır. Osteoporozun nedenleri ise yaşlılık, etnik köken (beyaz ırk), düşük vücut kitle indeksi, annede kırık öyküsü, geç menarş, erken menopoz, hafif travmaya bağlı kırık öyküsü, sigara, alkol, kalsiyumda fakir diyet, ilaçlar, kronik inflamasyonla giden hastalıklardır. Osteoporoz ağrısızdır (sessiz hırsız). Sırt ağrısı, boy kısalması, omurga deformiteleri, periodontal hastalıklar, kırıklar, mikro fraktür, ligamanlarda gerilme ve mekanik bozukluklar, el bileği ve kalça kırıkları sık karşılaşılan vakalardır.” ‘Osteoporoz sezsiz hırsızdır’ Osteoporozun tanımı, nedenleri, risk faktörleri ve tedavisi konusunda detaylı bilgi aktarımı yapan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Akgül şöyle devam etti: Yüksek risk kadınlarda “Dünya’da ölüme neden olan C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle