Katalog

5ŞUBAT 2010 CUMA Cumhuriyet GÜNEY DOĞU SAYFA KONUK YAZAR UĞUR PtŞMANLIK İşsiz olmak, güçsüz, çaresiz ve umutsuz olmak değildir... • | . ülkenin krizleri hiç bitmedi, sorunları da... DU"I97O'Iİ yılların ekonomik ve toplumsal bunalımlarını bir kenara bırakırsak (ki 12 faşizmini getiren ve 24 Ocak kararlarıyla ülkenin başına bela olan ve bugünkü krizleri de doğuran aynı nedendir) 1994 5 Nisan krizi, 2001 krizi ve son olarak da 2008 krizi Türkiye emekçilerinin yaşam koşullarını daha da ağırlaştırmıştır. Kimi zaman iç kimi zaman da dış dinamiklerin etkisine bağlı olarak ortaya çıkan her ekonomik kriz sonunda, küçüklü büyüklü çok sayıda işletme ve fabrika kapanmış, on binlerce, hatta yüz binlerce emekçi işsiz kalmıştır. Bu ekonomik krizi ve bunun sonucu ortaya çıkan işsizliği emekçileryaratmadı elbet. Bankaları işçiler hortumlamadığı gibi fabrikaları da onlar kapatmadı. Her ikisi de sermaye sınıfının aç gözlülüğünün ve kar hırsının sonucudur. Dışa bağımlı, yanlış bir ekonomik politikanın ve özelleştirmeci siyasetin sonuçlarıdır. Emperyalizme bağımlılık ülkenin geleceğini karartıyor. Hani halk arasmda işsiz kişilerle ilgili olarak kullanılan "işsizgüçsüz" diye bir deyim ya da tanımlama vardır. İşte bu deyim gerçekten işsizin durumunu ortaya koyuyor. Çünkü İşsiz olmak, gerçekten güçsüz olmaktır. Bir işi olmak, yapılan işe karşılıksadece bir ücrete sahip olmak değildir. Öncelikle, kişinin bir işinin olması demek, o çalışanın kendisini üretim süreci ve buradaki yeri ile tarif etmesi, anlamlandırması demektir. İşi olmak bu üretim sürecinin bir öznesi olarak bir kimlik taşımasıdır. Sonrasında dayaşamını sürdürmek için üretim sürecindeyer alarak çalışması ve tam karşılamasa da emeğine bir bedel almasıdır. Üretim sürecinde yer almamak, bunun getirdiği kimlikten de yoksun olmak demektir. Bu anlamda işsizlik, kimliksizliktir. İşsizlik, bir boşlukta kalma ve bu boşlukta yaşama halidir. Kapitalist sömürü düzenin yedek bir iş gücüne dönüştürdüğü işsiz yığınlar da başka bir sömürü ve baskının kurbanıdırlar. Düzen onlara işsiz kalmalarını uygun bulmuş olmakla birlikte, derinleşen ekonomik krizlerle bu kez kendi durduğu zeminin altını oymaktadır. Bu yanıyla işsizlik bir kader değil, düzenin biroyunudur. İnsanın çalışacağı bir işi yoksa bir amacı da olması çok zor. İş yoksa insanda yaşama gücü de kalmıyor. Yaşama gücü bulamayan kimi insanlarm ise hayata küsmeleri kaçınılmaz oluyor. İnsan çalışarak, üreterekyaşamını sürdürür. Hiç kuşkusuz bunun daha çokyaşamını emeğiyle geçinerek kazanan insanlara özgü bir durum olduğu söylenebilir. Çalışmak, yaşamın tam ortasında olmak demektir. Üretmek hayata bir şeyler katmak ve ondan bir şeyler almak demektir. Çalışan insan üretir. İşsizin, çalışma koşullarının dışında olması, hayata, dolayısıyla da kendisine bir şey katamaması anlamına gelir. Buna göre işsizliğin durumu, yaşamın kıyısında olma halidir. Bu nedenle işsiz insanın ruh hali, yaşama tutunma çabasını yansıtır. İşsiz için uyanılan her gün, sıkıntıya başlayan bir gündür. İşsizin sorumluluğu bu nesnellik içinde önce kendini var etme çabasıdır. Sonra varsa ailesinin varlığını sürdürmesine karşı birsorumluluktur bu. Ancak iş varsa sorumluluklarını yerine getirebilir ve yaşamını sürdürebilir insan. Nasıl ki özgürlük olmadan eşitlik olmaz ise, "yaşama hakkı" ile "çalışma hakkı" birbirinden ayrılamaz. Yaşamak için çalışma hakkı kimsenin elinden alınamaz. Alındığında ise, bu insana artık "sen yaşama" demektir. İşsizlerin hem iş ve ekmek gibi haklı taleplerini dile getirebilmeleri hem de bu sömürü düzeninde asalaklaştırılmalarını aşmaları ancak onların siyasallaşmasıyla mümkündür. Çoğu okuyamıyor ya da tarla ve tezgah gibi ağır işlerde çalıştırılıyor Göç önce çocukları vuruyor YUSUF BAŞTUG ADANA Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan Güney Bölgesi'ne doğru yoğun yaşanan göç olayının getirdiği olumsuzluklardan en çok çocuklarm etkinlendiği belirtildi. Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitim Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Cahit Aslan, "Göçün Aile ve Çocuk Eğitimi Üzerindeki Etkileri" konulu araştırmasmda, göç eden ailelerin çocuklarmm bu nedenle eğitimden geri kaldıklarmı vurguladı. "Göç nedeniyle eğitimde sorunlar yaşayan çocuklarla iyi ilişkiler kurulması, eğitimden geri kalmamasmm sağlanması gerekir" diyen Aslan, bu konuda herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesini istedi. "Sosyal yapı ve değişme", "Etnik ilişkiler ve kimlikler sosyolojisi", "Halkla ilişkiler", "Anadolu, Kafkasya ve Ortadoğu'da entegresyon", "Sosyal hareketler ve sosyal çatışma", "Göç" konuları üzerine çalışmalar da yürüten Aslan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki göçlerin büyük çoğunluğunun zorunlu olarak yapıldığmı bildirdi. Bu hareketlilik sonucu bölgenin, özelde kentlerin toplumsal yapısmm değiştiğini anlatan Aslan, demografik hareketliliğin kent merkezlerinde yüksek rakamlara ulaştığına dikkat çekti. Göç nedeniyle özellikle Çukurova bölgesindeki kentlerde nüfusun yüzde 150200 oranmda artış gösterdiğini kaydeden Aslan, yapılan araştırmalara göre, Do M 7tf JHHt 9 H I ) ğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki zorunlu göçlerin 'çocuklarm daha iyi eğitim alması' için değil, yüzde 99'unun can güvenliğinden dolayı yapıldığmı aktardı. Terör nedeniyle yaylaya göçemeyen, mezrasmda barmamayan insanlarm, kentlerin çevrelerinde 'fakirlik çemberi' oluşturduğuna dikkat çeken Aslan şöyle konuştu: aileler, en büyük problem olarak yaşadıklan işsizliğin yanı sıra, yiyecekiçecek sıkmtısı ve barmak gibi büyük problemleri aynı anda yaşamaktadır. Öyle ki, aynı yapı içerisinde birbiriyle akraba birkaç aile birlikte kalmakta, bunun sonucu olarak, cinsellik gibi bir çok ailesel fonksiyonlar tam yerine getirilememektedir. Bu da bireyler üzerinde diğer sorunlan arttırıcı etki yapmaktadır" lerini şöyle tamamladı: "Çoğunlukla, ebeveynin içerisinde bulunduğu sosyoekonomik ve psikolojik koşullarm getirdiği gerginlik, yoğun şekilde çocuğa yansımaktadır. Bu da çocuğun bütün ilişkilerinde bir anlamda belirleyici ve yönlendirici olmaktadır. Çocuklarm eğitim sorunlarmm çözümü büyük ölçüde ailelerin problemlerinin çözümüne bağlıdır. Çocuklar da göçün yükünü kendi psikolojilerine, algılamalarma bağlı olarak hissetmekte ve sorunlan bünyelerinde taşımaktadır. Fakat rasyonel bir eğitim programıyla bulunduğu koşullara erken uyum sağlayabilir. İşsizlik ve barmma problemleri sürdükçe de bu durum devam edecektir. Çocuklarm eğitiminin desteklenmesi yönünde çocuklarm aileleri ile sürekli görüşmeler sağlanması etkili olacaktır. Çocuklarm psikolojik anlamda uğradıkları yıkıma ilk tedbir olarak rehabilite edilmeleri gerekmektedir. Resim ve müzik çocuklarm rehabilite edilmelerinde en büyük araçtır. Öğrencilerin ekonomik durumları kötü olduğu için kitap kırtasiye yardımı alma olanaklan sağlanmalıdır. Göçle birlikte radikalleşmenin arttığı bilinmektedir. Onun için okul çocuk için bir kimlik, aidiyet hissi uyandırması açısmdan önemli psikolojik destek sağlayacaktır" Eğitim sorun sayılmıyor Göç eden aileler açısmdan çocuklarm eğitiminin "sorun" sayılmadığma işaret eden Aslan, dışarıdan bir gözlemci ya da bir eğitimci için bu sorunun önem taşıdığmı dile getirdi. Göç eden ailelerin ancak yansmm çocuklarmı okula gönderebildiğini açıklayan Aslan, geriye kalan çocuklarm büyük çoğunluğunun hiç okul yüzü görmediğini ya da okulu terk etmek zorunda kaldığmı açıkladı. Mevcut eğitim hizmetinden ise gerekli verimin almamadığmı anlatan Aslan söz En büyük sorun işsizlik "Yapılan çalışmalar, bu bölgelere göç etmiş insanlarm yüzde 80'inden fazlasının hiç iş bulamadığmı, bunun sonucu olarak çocuklarm çalıştınlmasmm gündeme geldiğini ve hatta bir çok ailenin geçimini çocuklarm sırtmdan sağladığmı göstermiştir. Buna paralel olarak göç alan bütün kentlerde hırsızlık olaylan artmıştır. Göç eden GAZİANTEP İşte Türkiye'nin işsizlik haritası Göç, edenlerin sayısı 500 bine yaklaştı GAZİANTEP (Cumhuriyet) Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin sanayi, ticaret ve ihracat merkezi konumundaki Gaziantep'te yaşayanlarm yüzde 30'unu başka illerde doğup, kente yerleşenliren oluşturduğu belirlendi. Gaziantep Sanayi Odasınm (GSO) yayımladığı, "Ekovizyon Gaziantep 2009" kitabmda yer alan bilgilere göre, bölgenin cazibe merkezi konumundaki Gaziantep'te, doğum yeri başka iller olan 474 bin 211 kişi yaşıyor. Kentte yaşayanlarm doğum yerlerine göre değerlendirildiği çalışmanm sonuçları, tarihi İpekyolu üzerinde olması dolayısıyla stratejik konumda olan ve tarihte değişik medeniyetlere ev sahipliği yapan Gaziantep'in, şimdilerde göçle gelen yüz binlerce kişiye ev sahipliği yaptığım ortaya koydu. Gaziantep'te doğanlardan sonra en büyük nüfusu doğum yeri Adıyaman, Şanlıurfa, Kilis ve Kahramanmaraş olanlar oluşturuyor. Kentte, doğum yeri Şanlıurfa olan 172 bin 976, Kilis olan 80 bin 47, Kahramanmaraş olan 52 bin 679 ve Adıyaman olan 48 bin 313 kişi ikamet ediyor. Bu arada, başka illerde doğup da Gaziantep'te yaşayan 474 bin 211 kişiye karşdık, doğum yeri Gaziantep olan 245 bin 891 kişi de başka illere göç etmiş. Bunlarm arasmda en büyük nüfusu barındıran iller arasmda İstanbul ve Adana başı çekerken, Mersin, Antalya, Hatay, Ankara ve îzmir ilk sıralarda yer alıyor. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi ile yapılan 2008 Nüfus Sayımı sonuçlarma göre ise Gaziantep'in nüfusu 1 milyon 612 bin 223'ü olarak belirienmişti. iül şsizlikhâlâyakıy k yedi ay sonra nihayet frene bastı Tarsus 'ta hızlı göç işsizliği arttırdı TARSUS (Cumhuriyet) Bir dönem özellikle tekstil kuruluşlarıyla ön plana çıkan, ancak bu sektörde faaliyet gösteren işletmelerin yaşanan krizler nedeniyle bir bir kapandığı Tarsus'ta işsizliğin boyutunun ülke ortalamasmm da üzerine çıktığı belirtildi. Uzun süre tarıma verilen ağırlık dolayısıyla işsizliğin kendini fazla hissettirmediği kentte tekstil fabrikalarmm ardmdan pamuk sektörüyle ilgili fabrikalarm da bir bir kapanmasmm bu olumsuzlukta önemli rol oynadığı kaydedildi. Tarsus'ta yaşanan sorun ve olumsuzluklarm, ülkedeki genel durumdan ve diğer kentlerden farklı olmadığını belirten bazı fabrika sahipleri, işyerlerinin kapanması, artan işsizlik ve buna bağlı yoksullaşmanm başlı başma bir sorun haline geldiğini, bundan kendilerinin de büyük zarar gördüğünü söylüyor. Bir zamanlar tanma verilen ağırlık ve fabrikalarm bacalannm rürmesiyle iş talebi yaratan ve bundan dolayı göç alan Tarsus'un şimdilerde göç edilen bir kente dönüşmeye başladığını kaydeden yetkililer, kentte polisiye olaylarm, özellikle hırsızlık vakalarmm artmasım da buna bağlıyorlar. Okullar da uyuşturucu kullanımı yaş ortalamasmm düşüşünü ve suç işleme oranmm artmasım da diğer sorunlarla birlikte işsizliğe bağlayanlarm sayısı ise az değil. Kent merkezinde yaklaşık 10 bin işsiz, bir o kadar da gizli işsiz olduğunu irdeleyen, son yıllarda artan göçle birlikte kentin sorunlarmm da katlanarak büyüdüğünü irdeleyen işadamlarmdan bazıları ise, çareyi üniversite kenti olma ve turizmde arayan Tarsus'un kaderine terk edilmiş ve unutulmuş bir kent olarak varlığını sürdürmeye çalışmasmdan rahatsızlık duyduklarmı vurguluyor. YUKSELI 'SatılıkDaireve işyerleri MUHENOISLIK İNŞ. TAAH. TİC. LTD. ŞTI. 'JeolojikZemin Etüdleri *Su ve Maden Sondajları *Fore ve Mini Kazık "Ankraj • Bulon Çakmak *Mühendislik Imarlık Ismet Inönü Gedik Jeoloji Müfıencfîsi *Taahhütve Anahtar Teslim İnşaat işlerı Adana Turizm seyahat acentası / travel agency www.adancrturizm.net Tel.:(0328)812 3033 Faks: 813 30 27 Cep: 0532 321049905054571836 Dr. A. Alkan Cad. No: 80 Yükseliş iş Merkezi OSMANİYE www,osmaniyeyukselis.com email: [email protected] r Îİİll BıMırSffltH Evlere ve i ş y e r l e r ı n e Sipariş Alınır • Uçak Büetlerİ Ç • Organizasyonla •Otel Rezervasyonları • Yurt içi ve yurt dışi turlar 0.322 458 63 21 (pbx) 812 33 AloPaket; Tiim Piliç+ Pilav Yarım Piliç + Piiav Çeyrek Piliç + Pilav Doner Çeşitlen iskender ^^•1 • Mimar Haydar Alctürk * Tost * Hamburger * Pizza " Cips Ortaokul Caddesi No. 59 Kat: 1 OSMANİYE Tel. : 0.328 812 75 83 Faks : 0.328 81478 69 Gsm : 0.532 284 65 39 * Mantı * içli Köfte * Meyve Tabağı * Spagetti * Nescafe * Meyve Suyu Bar. * Tatlı Çeşitleri * Nargile * Laptop P Q www.mimakmimarljk.com email:[email protected] Tel: 0.328. 813 13 77 Gsm: 0.533. 732 73 66 Istasyon Caddesi Yonca Sitesi OSMANÎYE C M B