Katalog

SAYFA CUMHURİYET 20 EYLÜL 2014 CUMARTESİ 2 HABERLER ANKARA DEVLET OPERA BALESİ Taşdelen parkları denetledi ANKARA Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Ümitköy’deki parklarda yurttaşlarla sohbet etti. Yeniden düzenlenen parkları inceleyen Taşdelen, bölgedeki muhtarlarla da görüştü, sorunlarını dinledi. Taşdelen, Bütünşehir Belediye Yasası ile Çankaya sınırlarına bağlanan bölgenin hiçbir hizmetten geri kalmayacağını dile getirdi. Taşdelen, “Ümitköy’deki parklarımız daha yeşil olacak” dedi. Taşdelen, yeşillendirme çalışmalarının sürdüğü Şehit Yüzbaşı Yaşar Erian Parkı, Demokrasi Parkı ve Dr. Fazıl Küçük parklarını gezerek, Şehit Yüzbaşı Yaşar Erian parkı hakkında bilgi aldı. Opera perdelerini açıyor ANKARA Ankara Devlet Opera Balesi (ADOB), 1 Ekim’den itibaren yeni ve geçen sezondan itibaren devam eden eserleri Ankaralı izleyicilerin beğenisine sunacak. 1 Ekim’de perdelerini açacak olan ADOB’da ilk olarak “Carmen” sahneye konulacak. Eser, 8, 18 Ekim’de de sahnelenecek. 2 Ekim’de “Harem” adlı bale eseri, sahneye taşınacak. “Tosca” operası 11 ve 20 Ekim’de, operanın modern dans topluluğu (MDT) ise “Sanatın İfadesi” adlı eseri 13 Ekim’de izleyici ile buluşturacak. 15 ve 27 Ekim’de “Yarasa” adlı operet, 16, 25 ve 30 Ekim’de de “Kont Drakula” adlı bale eseri, 22 Ekim’de “Bir Yaz Gecesi Rüyası” adlı modern dans gösterisi, 23 Ekim’de “Akdeniz Esintisi” adlı bale eseri izleyicilerin beğenisine sunulacak. Minik izleyiciler için de 26 Ekim’de, saat 11.00’de, Leyla Gencer Sahnesi’nde, “Çocuk Dünyası” adlı çocuk müzikali sahnelenecek. ADOB ayrıca bu yıl da her yıl olduğu gibi 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda izleyiciler için “Cumhuriyet Konseri” programı hazırladı. Konserde, ADOB sanatçıları, Yüce Önder Atatürk’ün sevdiği marşları seslendirecek. ADOB, 1 Ekim itibarıyla sezona “merhaba” diyecek ancak bu yıl eski Türkocağı olarak da bilinen binadaki Operet Sahnesi’ni, Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nün talimatı doğrultusunda kullanamayacak. Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü söz konusu sahnede gerçekleştirilen etkinliklerin “sahneyi yıprattığını” belirterek, etkinliklere kapatmıştı. Ancak sahnede Ankara Anakent Belediyesi ve bakanlığın düzenleyeceği kokteyllere izin verildi. Sahnenin kokteyllere açılmasına karşın sanatsal etkinliklere kapatılması ise yaz boyunca tartışılmıştı. Ankara’nın göbeğindeki mahalle, yaşayanların IŞİD bağlantısı nedeniyle gündeme gelmişti ‘Hacıbayram’ın yalnızca adı değişir’ SERTAÇ EŞ ANKARA Başkentin en eski mahallelerinden... Hacıbayram Mahallesi. Yaşayanların IŞİD bağlantısı nedeniyle Amerikan basınının gündemine geldi. Mahalle’de yaşayan tanıdıkları aradık, yarısı “kaçmış ‘Yardım et’ kurtulmuş”, kalan bir iki kişi her Ankara’da İsmetpaşa olarak bilizamanki gibi bezgin. Mahallenin son nen bölgede, Suriyeliler çoğunlukdurumunu Cumhuriyet Ankara okurta. Evlerini terk etmek zorunda kalan ları için gözlemledik... çocuklar karınlarını doyurabilmek Büyükşehir belediyesi, bölgede için ellerinde poşetlerle kentsel dönüşüm yürütüyor. Yıkılmayan, Gidecek başka yerlerinin bir şeyler satmaya çalışıyor. Yoğun olarak siyah “ayakta kalan” binaolmadığını dile getiren giyen, hızmalı kadınlar, lar ise her an yıkılamahalleli, okulun insanlara çekingen bir tacak görünümde. En büvırla yaklaşarak “Suriyeyük yakınma okul neönünde uyuşturucu liyim, zor durumdayım, deniyle. Mahalledeki satıldığını söylüyor. yardım et” diyor. öğrenciler, taşımalı eğitim sistemine göre okuTezatlar mahallesi yor. Sakalar’da, Ankara Kalesi’nin Mahallenin bir yanı Hacı Bayram dibinde yer alan Seymenler İlköğretim Okulu’na gidiyor. Okullarda ma Camisi. Anafartalar’dan camiye yöneldiğiniz zaman sağınızda kalan hallecilik başlamış: “Bizim mahalkaldırımlarda tamamen dini içerikleden olanlar, öteki mahallelerden li kitapları satan dükkânlarla ve uzun gelenler.” Çocuklarını Seymenler’e gönderen sakallı sahipleriyle karşılaşıyorsunuz. Ancak mahallenin içinden geveliler tedirgin. Zoraki konuşuyorçip Çankırı Caddesi’ne varınca gölar, adlarının yazılmasını istemiyorrüntü değişiyor. Başkentteki pavyonlar, en çok da başka gidecek yerleların yüzde 80’i bu bölgede. Çorbari olmaması nedeniyle hayıflanıyorcısı, taksicisi, kıraathanesi, kuafölar. Bir anne, “Okulun önünde görüyle sektör oluşmuş. Akşamları sazümüzün içine baka baka uyuştuat 21.00’den sonra faaliyet başlıyor. rucu satıyorlar. Yüreğim ağzımda, çocuğuma bugün zorla uyuştu Ankaralıya özgü bir eğlence yaşamı yoğun ilgi görüyor. Tezata ilişkin bir rucu verecekler mi diye, döveceknot daha, tarihi Ankara Valiliği maler mi diye...” hallenin göbeğinde yer alıyor... Çocuğu taşımalı eğitimle Seymenler’e giden bir baba ise “Burada okul kalmadı, hepsini yıktılar. İlçe Milli Eğitim Müdürü okul yıkıldıktan sonra geldi. ‘Tüh haberim olsaydı ben burayı yıktırmazdım’ dedi. Suriyeliler var çocuğu dışarı da bırakamıyoruz” diyor. Operet Sahnesi yok Büyükşehir Belediyesi’nin kentsel dönüşüm gerçekleştirdiği mahallede, yıkılmayan, “ayakta kalan” binalar ise her an yıkılacak görünümde. Mahalleli ise bu moloz yığınları arasında yaşıyor. Molozlar içinde yaşam Ankara’ya sık yağmayan etkili yağış altında mahalleye girdik. Esnafı, yaşlısı, çalışanı, işsizi herkes inşaat yıkıntıları ve molozları içinde yaşıyor. Aynı zamanda aza olan ve Çukurkahve’yi işleten Mehmet Arabacı ile görüşeceğiz. Kahve adına uygun, yerleşimi seviye olarak yoldan iki metre aşağıda. Kendisi aynı zamanda mahallenin azası. Aslen Ankara Kalecikli... Doğma büyüme bölgede yaşıyor. “Burası 2 bin 700 yıllık bir mahalle, Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti nüfusuna kaydı ilk olarak Hacı Bayram Mahallesi’nde yapılıyor. Yaşar Doğu’nun evi var burada, şu anda yıkıntı halinde. Cumhuriyetin ilk ünlüleri bu mahallede yaşıyor” diye başlıyor söze. Mehmet Abi’ye okulların durumunu soruyoruz. Kısaca, “Bizim burada değişen tek şey mahallenin adı oldu. Hacı Bayram adını birkaç yıl önce aldık, 6 mahalle birleştirildi. Mahallede hiç okul kalmadı, Yıkılmayan tek okul 1924’te yapılan Turgut Reis İlköğretim Okulu. İstense orada eğitim yapılabilir. Okulla ilgili olarak gitmediğimiz yer bırakmadık, kimse sorumluluğu üstlenmedi. Herkes başkasına gönderdi” diye özetledi. Son yıllarda mahallede hep azınlıkta kaldıklarını söylüyor. Özellikle de yabancılar gelmiş. Afgan, Iraklı, Somalili ve son olarak Suriyeliler... Yerliler gelenleri ve davranışlarını kanıksamışlar. Sohbet ederken içeri giren, giysisinden boyacı olduğu anlaşılan “Ali Dayı”, Suriyelileri taklit ediyor. Mehmet Abi, kaldığı yerden sürdürüyor anlatmaya: “Mahallede en çok işsiz var. Kimse burada oturana iş vermez. Keçiören’de, Etimesgut’ta oturan iş bulur, burada oturan bulamaz. Geriye ne kalır, kimsenin yapmadığı kaçak otoparkçılık. Bunu da yapmazsan açlıkla yüz yüze kalırsın, zaten açsın.” Tam bu sırada bir genç cebinden çıkardığı kâğıt parçalarını gösteriyor. “Otoparkçılığı da polisten fırsat bulursan yaparsın. Bunlar polisten yediğim cezalar” diye ekliyor. Gömleğinin orta düğmesi açık duran, sıfır numara ense tıraşlı, gözleri fıldır fıldır dönen gencin cezaları ödemediği, ödeyemeyeceği de tavrından ve her halinden belli oluyor. MALALLELİ BİR ARAYA GELİYOR Komşuluk panayırı ANKARA Başkentin en eski semt derneği olan Çiğdemim Derneği, mahalledeki kaynaşmayı sağlamak amacıyla “Komşuluk Panayırı” gerçekleştiriyor. Etkinlik, yarın saat 11.0018.00 saatlerinde Çiğdem Mahallesi 1551. Cadde 14/A adresinde gerçekleştirilecek. Panayırda fotoğraf sergisi açılacak, hediye çekilişi yapılacak, folklor gösterileri ve çeşitli yarışmalar düzenlenecek. Dernek Başkanı Fatih Fethi Aksoy, tüm mahallelileri panayıra beklediklerini belirterek “Giderek unutulmakta olan komşuluk ilişkilerini geliştirmek, komşularımızla birlikte neşeli bir gün geçirmek, tanışmak ve kaynaşmak istiyoruz” dedi. ‘Bonzai yakıyor, kavuruyor’ Mahallenin en yakıcı, güncel sorunu bonzai. En ucuz uyuşturucu 5 TL. Uyuşturucuyu içince başı göğsüne düşen, birbirine yaslanan, kaldırıma, duvar dibine yığılanları görmek olağan. Kimse panik de yapmıyor, tedirgin de olmuyor. Akıllı telefonları olanlar, bu durumdakilerin fotoğraflarını çekiyor. Birbirlerine anlatırken sohbet şu şekilde ilerliyor: “Yav bu fotoğraf eski. M. artık içmiyor, bıraktı. Bak o U. O da artık bıraktı içimiyor.” Sohbet ettiğimiz gence, “Bonzaiyi denedin mi” diye soruyorum. “Abi bir kere... O da zehir zıkkım oldu. Abi insan olan bir daha onu içemez” diye karşılık veriyor. Sohbet sırasında yapılı, gözleri şiş bir genç yaklaşıyor yanımıza. Her halinden belli oluyor. Mahallenin ağzıyla, çok belli oluyor “kafası güzel”. Gazeteci olduğumuzu öğrenince “Abi beni de dinle, benim de anlatacaklarım önemli... Bu okulları yıkan ş....ler, buradaki insanları hiç mi düşünmedi” diye giriyor söze. “Çok geç kaldık, gitmemiz lazım, yarın yine geleceğiz, konuşuruz” diyerek ayrılıyoruz Hacı Bayram’dan... Dil Devrimi 82 yaşında Çankaya Belediyesi ve gazetemizin ortaklaşa düzenleyeceği törende, birçok isme ödül verilecek. ANKARA İlk Türk Dili Kurultayı’nın gerçekleştirildiği 26 Eylül 1932 yılının ve Dil Devrimi’nin 82. yıldönümü Dil Derneği, Çankaya Belediyesi ve gazetemizin ortaklaşa düzenleyeceği etkinlikle kutlanacak. Törende, Prof. Dr. Erendiz Atasü, Prof. Dr. Semih Bilgen, Yüksel Erimtan, Rükzan Günaysu, Ayşe Kaya, Zekeriya Kaya, Çetin Örgen ve Tuncay Özkan’a onur ödülü verilecek. Dil Devrimi’nin kutlamaları 26 Eylül Cuma günü saat 14.30’da Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e Anıtkabir’de saygı sunumuyla başlayacak. Ardından saat 18.00’de Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde tören gerçekleştirilecek. Tiyatro sanatçısı Ali Nihat Yavşan’ın sunacağı törenin açılış konuşmalarını Dil Derneği İzmir Temsilcisi Yunus Bekir Yurdakul, Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel ile Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen yapacak. Yıldönümü etkinliği ÇSM’de gerçekleştirilecek Ödül verilecek Ardından ödül törenleri gerçekleştirilecek. Bu kapsamda geleneksel olarak verilen Dil Derneği Ömer Asım Aksoy ödülü Dostoyevski’nin “Kumarbaz” adlı yapıtının çevirisi nedeniyle Koray Karasulu’ya verilecek. Derneğin verdiği diğer ödül Dil Derneği Kerim Afşar Ödülü’ne ise bu yıl uygun eser bulunamadı. Ayrıca onur ödülüne layık görülenler de bu törende ödüllerini alacak. Etkinlik, Ali Seçkiner Alıcı’nın dinletisi ve ağırlamayla sona erecek. C M Y B