11 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sayfa 26 Temmuz 2013 Cuma a4 C Okurları Küba’dan yazdı: YAŞAM Kent Fidel Ölmeden Görmek Gerek… aşkent Havana’da geçirdiğimiz iki günün arından ardından Pinar Del Rio’ya doğru yola çıkıyoruz. Topraktan adeta bereket fışkırıyor. Yollar kimi zaman tek şeride inse de genellikle güzel... 3 saatlik bir yolculuktan sonra Pinar del Rio’dayız. Duvarlarda ABD ve kapitalizm karşıtı grafitiler görüyoruz. Yollarda ne zaman geleceği belli olmayan otobüsleri bekleyen çok sayıda insan var. Yarım saatlik muhteşem doğanın arasından Colomb’un “Bir insan gözünün görebileceği en güzel yer” dediği Vinales’e geçiyoruz. Bir tepeyi aştıktan sonra bir vadi ve tütün tarlaları bizi karşılıyor. Güneş batmak üzere ve manzara tarif edilemez güzellikte. Vinales’te mağara turu yapabilir ya da puro üretimi gerçekleştiren ev tipi fabrikaları gezebilirsiniz. “Bu puroları neden içiyorsunuz?” diye sorduğumda “Biz çok içmeyiz” dedi, masada bize puro saran kadın. Peki, bir bağımlılığı var mıdır sigara gibi, ya da insanda bir rahatlama mı yapar? Yanıt beni şaşırtıyor; “Tamamen kro bir davranış, zenginler bunu sükse olarak içer” diyor. Küba’da eğitim oranı yüzde 100 ve eğitim ücretsiz. Gördüğümüz kadarı ile sigara içen az, birkaç yaşlı insan puro içiyor. 18 yaşına gelene kadar hiçbir kişinin para kazanmak için çalışmasına izin verilmiyor. Tüm ihtiyaçları devlet tarafından karşılanıyor. Yolculuğumuz sırasında kırsalda bazı yerlerde izin isteyip evlerinin yanında çadırda kalıyoruz. Sabah kalkar kalkmaz ilk iş güler yüzlü bir şekilde meyve suyu ikram ediyorlar. Kahvaltı Küba’da bundan ibaret denebilir. Siyah fasulye ile pirinç pilavı ana yemekleri. B ‘Fidel benim babam’ Deniz altındaki mercanları görmek istiyorsanız Maria De La Gorda ideal bir yer. Bunun dışında görülecek veya gezilecek pek bir yer bulamadık biz. Yakınlarda bir kişi bizi evine davet ediyor. Bize rom ikram ediyor. Sallanan koltukta sohbet sırasında kızının nadir rastlanır bir rahatsızlığı olduğunu ve devletin onu evinden alarak yaklaşık on operasyon sonrası iyileştirdiğini söylüyor. “Fidel benim babam” diyor. Tesadüf bu ya, yılda sadece birkaç gün gerçekleşen bir doğa olayına tanık oluyoruz. Yengeçlerin çiftleşme zamanı ve neredeyse her yer (çatılar, sokaklar, plaj) kırmızı yengeç dolu. Aşırı güneşte fazla yaşayamadıklarını ve sıcaktan öldüklerini söylüyorlar. Her yer kırmızı diyebilirim. Görülmeye değer turkuaz denizi ve güzel insanları bırakarak yolumuza devam ediyoruz. Tüm gün süren bir yolculuktan sonra akşamüzeri Che’nin kenti Santa Clara’ya varıyoruz. Çok övülen Hostal Florida Center’de yer bulamayınca, buranın referansı ile başka bir yere yerleşiyoruz. Sabah Che Meydanı ve Müzesi’ni geziyoruz. Etkilenmemek mümkün değil. Bu arada Küba’da rehber olarak size yardımcı olacağını düşündüğüm bir kişinin telefonunu verebilirim. Luis Orlando Brizuela Barrero, tel: 05 831 0513 +(537) 683 9074, kendi aracı var. Hava alanında sizi karşılayıp tüm ülkeyi gezdirebilir. Biz onunla Santa Clara’da talihsiz bir olay yaşadıktan sonra tanıştık ve çok sevdik. Bize gerçekten her konuda yardımcı olan bu güzel insana da bizden selam söylerseniz seviniriz. Direnişçilerin, Batista’nın trenlerle taşıdığı silahları, kiraladıkları bir Yaşar’danesnafziyareti gıp Tüzün Caddesi’nde bulunan dükkânları gezen Yaşar, esnafın sıkıntılarını dinleyip, hayırlı ramazanlar diledi. Yaşar, gelen talepler doğrultusunda ilgili müdürlere anında talimat verdi. Gezdiği işletmelerde esnafın ve yurttaşların ilgisiyle karşılaşan Yaşar, “Makamda sürekli oturarak belediyecilik olmaz. Belediye başkanı sürekli sokakta olmalı ve sorunları yerinde görmelidir. Vatandaşla iç içe olmalı görüş ve önerilerini dinlemelidir. Halktan kopuk belediye başkanı olmaz” dedi. “Ben de 40 yıllık esnafım. Esnafın sorunlarını iyi biliyorum” görüşünü dile getiren Yaşar, “Göreve geldiğimiz günden itibaren esnafımızla ve vatandaşlarımızla iç içe onların önerilerini göz önünde bulundurarak, sorunlarını çözmek için çalışıyoruz” diye konuştu. Belediye başkanlarını sürekli halkın arasında görmekten duyduklaenimahalle Belediye Başkanı Y Fethi Yaşar, ramazan ayında da esnaf ziyaretlerin sürdürüyor. Ra Gezgin Gözüyle [email protected] TİMURÖZKAN rı memnuniyeti dile getiren esnaf ise “Bizler belediye başkanlarını bu kadar sık görmeye alışkın değiliz. Başkanımız sürekli gelerek bizlerin çayını içiyor ve dertlerimizi dinliyor. Kendisine yanımızda olduğu için teşekkür ediyoruz” dedi. buldozerle durdurmayı başardıkları Santa Clara’da, bir açık hava müzesi ve biraz ilerisinde de Che adına bir müze daha bulunuyor. Müzenin girişinde fazla büyük sayılmayan bir Che heykeli var ki kucağında geleceği simgeleyen bir çocuk bulunan ve üzerindeki simgelerle devrimi anlatan bu güzel heykeli mutlaka görmelisiniz. Sırada Cienfuegos var. 1956’da, Meksika’dan küçük bir tekneyle yola çıkarak burada karaya çıkan Che Guevera’nın “Dağların kahramanı” sıfatını aldığı Cienfuegos’ta gezebileceğiniz çok sayıda müze ve devlet binası bulunuyor. Müze gezmekten sıkılınca zamanın durduğu şehir olarak tanınan Tirinidad’a geçiyoruz. Mesafe yaklaşık 100 kilometre Trinidad. Avrupalıların yeni dünyada kurdukları en eski kentlerden biri olan Tirinidad’ın Arnavut kaldırımlı yollarında yürümekte zorluk çekiyoruz. Genelde evler tek katlı ve Meksika mimari yapısı ile yapılmış ilk Küba yerleşim yeri. Tirinidad, 1988’de Dünya Mirası listesine girmiş. Orada müze haline getirilmiş bir yapının en üst katına çıkıyoruz. Çatı kiremitlerine ziyaret edenler isimlerini yazmışlar. Hemen Türk isim aramaya başlıyoruz ve işte “Murat Dersim 1998.” Akşam Casa de la Musica önündeki meydanda canlı müzik ile romumuzu yudumlayıp dans ediyoruz. Bu güzel şölen her gece tekrarlanıyor. Gezimizi, paramız iyice azaldığı için, bembeyaz kumsallarında çadır kurmak zorunda kaldığımız, Küba’nın tatil kenti Varedero’da dinlenerek tamamlıyoruz… Dönüş yolunda, geride anlatamayacağımız anılar, unutulmaz dostluklar bırakıyoruz. İnsanın mutlu olması için çok da bir şeye ihtiyacı olmadığını anlıyoruz. Şu an için onurlu yaşamak ve özgürlük bu güzel insanların vazgeçemeyeceği şeyler. Ancak değişim hızla devam ediyor. Küba’yı, Fidel ölmeden görmek gerek, sonrasına ait kötü senaryoları düşünmek bile istemiyoruz… ................ Cumhuriyet okurlarının gezi izlenimlerini, (sayfa olanakları çerçevesinde) bundan sonra da paylaşmaya devam edeceğiz. Bu sayfada yer almasını istediğiniz ve boşluklu 3 bin vuruşu geçmeyen gezi yazılarınızı [email protected] adresine bekliyoruz. Bedirhan Gökçe Mamak’ta amak Belediyesi, ramazan etM kinlikleri kapsamında şiir yorumcusu Bedirhan Gökçe’yi Mamaklılarla buluşturdu. Gökçe, türküler ve şiirler arasında Mamaklılarla sohbet etti. Bir Ankaralı olarak yılda yalnızca bir defa geldiği Mamak’ta her geçen yıl büyük bir değişimin olduğunu belirten Gökçe, “Mamak benim çocukluğumda cezaevi ile anılırdı. Bugün Mamak’ı rengârenk görünce gurur duydum. Mamak, Mamak olmuş” dedi. Samsun yolunda yapımı tamamlanan Anıt Bayrak Park’ı gördüğünde tüylerinin diken diken olduğunu belirten yorumcu, “Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal’ yazısıyla bütünleştirilen bayrakları Mamak’ın girişinde gördüğümde çok duygulandım. Mamak’a farklı bir boyut kazandırmış” dedi. Akgül ise, “Biz yerel yöneticilerin görevi yalnızca o şehrin yolunu, sokağını, asfaltını yapmak değil aynı zamanda bulundukları şehrin sosyal ve kültürel hayatını da hareketlendirmektir. Bayraklarımız Mamak’tan dalgalanacak” diye konuştu. Bogdan Stancu, Gençlerbirliği’nde kentinde sürdüren başkent temsilcisinde bir taraftan da transfer çalışmaları devam ediyor. Geçen sezon devre arasında takıma Belçika’nın Brugge takımından kiralık olarak transfer edilen ve attığı 9 golle kırmızısiyahlı ekibin “gol kralı” olan Björn Vleminkcx ile anlaşma zemini bulamayan Gençlerbirliği, Romanya Milli Takımı’nda da zaman zaman görev yapan Bogdan Stancu’yu kadrosuna katma kararı aldı. Gençlerbirliği geçen sezon Orduspor forması giyen Romen oyuncu Stancu ili transfer görüşmelerine başlandı. Kırmızısiyahlı yönetim, sağlık kontrollerinin ardından Rumen golcüyle resmi sözleşme imzalayacak. Bu transfer ile Gençlerbirliği’nin kadrosundaki yabancı futbolcu sayısı 9 oldu. Başkent ekibi yönetimi, “6+0+4” statüsü gereği kadroda düşünülmeyen forvet oyuncuları Ehiosun Ekigho ve Dejan Lekiç’e kulüp arıyor. Romanya’nın Steaua Bükreş takımından 20112012 sezonu başında Galatasaray’a gelen Stancu, daha sonra Orduspor’a transfer oldu. Geçen sezon morbeyazlı formayla Ziraat Türkiye Kupası’nda 1 gol atan 26 yaşındaki futbolcu, Spor Toto Süper Lig’de ise 10 kez fileleri havalandırdı. ençlerbirliği, geçen sezon Orduspor G forması giyen Sorin Bogdan Stancu‘yu Ankara’ya getirdi. Kamer ve Sezon hazırlıklarını Almanya’nın Münih Vlaters TED’de Edirne’den Davud Kamer ve Kristaps Valters’ı transfer etti. Daha önce İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Erdemir ve Selçuk Üniversitesi’nde de forma giyen 1978 doğumlu Davud Kamer, geçen sezon Olin Edirne’de 4,5 sayı ve 2,2 ribaund ortalaması ile oynadı. Unicaja Malaga, Ewe Baskets Oldenburg, Joventut Badalona, Artland Dragons takımların formasını giyen Letonyalı Kristaps Valters ise geçen sezonu İspanyol Baloncesto Fuenlabrada takımında tamamladı. 1981 doğumlu ve 1.90 metre boyundaki Valters, İspanya Ligi ACB’de, 22 maçta ortalama 23,5 dakika sahada kalarak, 9,3 sayı, 2 ribaund ve 2,9 asist ortalamasını yakalamıştı. eko Basketbol Ligi ekipB lerinden Aykon TED Ankara Kolejliler, Olin C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle