Katalog

Sayfa 19 Temmuz 2013 Cuma a4 Kent Yaşam Ata’nın mirasını koruyabildik mi? 925 yılında, 20 bin dekarlık bir alanda kurulmaya başlanan ve zaman içinde hızla büyüyerek, Atatürk tarafından 1937 yılında Hazine’ye bağışlandığında 56 bin dekar büyüklüğe ulaşan Atatürk Orman Çiftliği’nin bugün itibarıyla 33 bin dekara düşmüş olduğuna inanmak zor. Üstelik Atatürk’ün aramızdan ayrılmasıyla başlayan ve hemen her dönemde “bir şekilde” devam eden “tahsis”ler sonucu; yerini Orduevi, Devlet Mezarlığı, çimento fabrikası vb. daha pek çok tesise bırakan tarım ve orman alanları, bugün de hızla küçülmeye devam etmektedir. Bu tahsislerin en çarpıcı olanı; önce Gazi Üniversitesi’ne, sonra üniversite tarafından TOKİ’ye devredilen ve bugün ise Amerikan Büyükelçiliği’ne satılması gündemde olan arazidir. Yakın zamana kadar Ankara 1 Gezgin Gözüyle ozkantimur@yahoo.com Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararıyla tescilli “1. Derece Tarihi ve Doğal Sit Alanı” olan AOÇ’nin, sit derecesinin 1’den 3’e düşürülerek yapılaşmaya açılması ve ayrıca planlama yetkisinin Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne devredilmesi sonucu söz konusu “gidişat”, Ankara’nın bu en büyük yeşil alanının Ankaralılara tamamen kapanması sınırına gelmiş dayanmıştır. Oysa içinde yer alan; Türkiye’nin ilk hayvanat bahçesi, Atatürk’ün doğduğu evin tıpkı yapımı, tarihi Gazi Tren İstasyonu, Karadeniz Havuzu, Devlet Mezarlığı, AOÇ Müze ve Sergi Salonu vb gezilecek yerleri ve de piknik alanları, kafeteryalar, büfeler, çay bahçeleri vb. mesire yerleriyle AOÇ, Ankaralıların en önemli vazgeçilemezlerindendir. (Buralara kaderine terk edilen Bira Hamamı ve Eski Alman Büyükelçiliği ile çoktandır ziyarete kapalı tarihi Marmara Köşkü de eklenebilir.) Atatürk Orman Çiftliği’ni daha yakından tanımak için kısa bir tur yapacak olursak, gezimize Türkiye’nin en eski, en büyük ve en kapsamlısı olan hayvanat bahçesinden başlayabiliriz. 1933’te kurulan bahçede 200 türden, 2500 civarında hayvan barınmaktadır. Hayvanat bahçesinin hemen karşısındaki Şarap Fabrikası’nın bahçesinde, müze olarak düzenlenen eski ahır binasında ise AOÇ’nin kuruluş dönemini gösteren fotoğraflarla birlikte o yıllardan kalan makine vb objeler sergilenmektedir. Çiftliğin en merkezi yerinde bulunan tarihi istasyon binası bir Cumhuriyet dönemi eseridir. Buradan kısa bir yürüyüşle, Atatürk’ün 100. doğum yıldönümünde yapılan ve doğduğu evin (eşyaları dâhil) bir kopyası olan müzeeve ulaşılır. Atatürk’ün evinin hemen arkasında başlayan piknik alanlarında, çamların arasında yapacağınız keyifli yürüyüşten sonra AOÇ ayranı ve AOÇ dondurması da satılan büfelerde yorgunluk atabilir veya yemek saatine denk gelirse meşhur çiftlik köftesi ve dönerini tadabilirsiniz. “Şimdilik” demekte fayda var, zira AOÇ’nin simge mekânlarından Merkez Lokantası gibi buralar da her an kapanabilir. AOÇ arazisinin en yüksek yerinde, cumhurbaşkanları ile Atatürk’ün yakın silah arkadaşları için yapılan Devlet Mezarlığı, bir otağ çadırı şeklindeki anıtsal formuyla dikkat çeker. 1988’de açılan Devlet Mezarlığı’na, 2002 yılında eklenen ve Prof. Dr. Rahmi Aksungur’un heykellerinin yer aldığı “Cumhuriyet Tarihi Yolu” beş ana bölümden oluşur. İlk iki bölümde, Atatürk’ün Samsun’a çıkışını ve kongreleri simgeleyen heykeller yer alır. Orta bölümde kaynamaya başlayan sularla TBMM kuruluş çalışmaları anlatılır, dördüncü bölümde İnönü ve Sakarya savaşları ile Büyük Taarruz, artık suların durulduğu son bölümde ise devrimler ve cumhuriyet simgelenir. AOÇ gezimizi, kente hâkim bu tepede, 1931 yılında, Atatürk tarafından yaptırılan tarihi Karadeniz Havuzu’nun kenarında, Ankara’yı seyrederek tamamlayabiliriz. Gene “şimdilik” demekte fayda var. Çünkü karşıdaki, eski Marmara Oteli’nin bulunduğu tepede yapımı devam eden Başbakanlık Sarayı’nın inşaatı tamamlandığında, büyük bir olasılıkla güvenlik gerekçesiyle buralar halka kapanacak. Şimdiden yanına bile yaklaştırılmayan bu yapıların inşaatı için kaç tane ağacın kesildiği meçhul. Tıpkı çiftlik arazisini ikiye bölen otoyollar için kesilen ağaçların sayısı gibi... Devam etmekte olan bir diğer proje hayvanat bahçesinin Safari Park’a dönüştürülmesi çalışmalarının –en azından kamuya açık olduğu düşünülebilir ama bu projenin de diğerleri gibi kamuoyunun gözlerinden ve meslek odalarının denetiminde uzak yürütülmesi kaygıları artıran bir diğer önemli ayrıntı olarak not edilebilir. AOÇ arazisinin ana kullanım amacı dışında kullanılmaması için yaklaşık 10 yıldır “hukuk” mücadelesi veren TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi ile 2012’de kurulan Başkent Dayanışması’nın öncülüğündeki meslek kuruluşlarının ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin çabaları ne yazık ki kamuoyundan yeterince ilgi görmemiş ve AOÇ’deki “talan” durdurulamamıştır. Kabul edelim ki; hem Ankara’nın “en büyük yeşil alanına” hem de “Büyük Önder Atatürk’ün mirasına” sahip çıkmakta “sınıfta kalmış” bulunuyoruz. Bu duyarsızlığımızın hesabını gelecek kuşaklara nasıl vereceğiz? TİMURÖZKAN Yeni bir Ankara dergisi: Ankara araştırmaları dergisi Vehbi Koç ve Ankara Araştırmaları Merkezi’nin (VEKAM) Başkent oluşunun 90. yılında Ankara’ya armağan ettiği Ankara Araştırmaları dergisinin birinci sayısı yayımlandı. Editörlüğünü Mehtap Türkyılmaz, Alev Ayaokur ve Beril Kırcı’nın yaptıkları derginin yılda iki sayı çıkması planlanıyor. Hakemli özgün araştırma yazıları ve görüş yazıları olmak üzere iki bölümden oluşan Ankara Araştırmaları dergisi, VEKAM’ın Keçiören’deki merkezinden ücretsiz olarak alınabilir veya vekam.org.tr’den kargoyla sipariş edilebilir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın çalışmaları gecikti ikmen Akpınar Mahallesi’ndeki heyelan bölgesinde yaşayanlar, sorunlarına bir an önce çözüm üretilmesini istiyor. Mahalleli, ilk olarak Çankaya Beleiyesi ardından Anakent Belediyesi ve son olarak da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın konuyu üstlendiğini, henüz somut bir adım atılmadığını dile getiriyor. Heyelan bölgesi olduğunun ortaya çıkmasının ardından Akpınar Mahallesi’nde yaşayanların beklentisi henüz karşılanabilmiş değil. Heyelan bölgesinde evi olanlar, kendileriyle ilgilenecek kurumların sürekli değişmesinden yakınıyor. Mahalleli Mehmet Değirmenci, sorunun çözümüne yönelik bir bilgi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan da alamadıklarına dikkat çekiyor. Bölgede yaşanan toprak kaymasının ardından Çankaya Belediyesi zemin etüdlerini yapmış ve çatlamış durumda olan Güneş Apartmanı’nın yıkımı Ankaragücü Akpınarlı ‘iyi’ habere hasret Bolu’ya gitti D por Toto 2. Lig takımlarından AnkaS ragücü, ilk etap kamp çalışamaları için Bolu’ya gitti. Kulüpten yapılan açıklamaya göre, başkent temsilcisi, sarılacivertliler, 30 Temmuz’a kadar yeni sezon hazırlıklarını Bolu’da sürdürecek. Ankaragücü Teknik Direktörü Hayati Soydaş, yaptığı açıklamada, Beştepe Tesisleri’nde yapılan antenmanlarda futbolcuların hırslı olduklarını belirterek, “Tesislerimizde yaptığımız hazırlık çalışmaları çok iyi gitti. Özellikle futbolcularımın istekli olmaları beni çok memnun etti” diye konuştu. Soydaş, kamp döneminin daha tempolu geçeceğini vurgulayarak, “Futbolcuların performanslarını yüksek seviyeye çıkartma adına kamp faydalı olacak. Sezona çok daha güçlü bir şekilde başlamak istiyoruz” dedi. Hayati Soydaş Ankaraspor’da transfere devam TT 1. Lig’de yeni sezona şampiP yonluk hedefiyle hazırlanan Ankaraspor, Trabzonspor’dan Abdullah Karmil’i 1 yıllığına kiraladı. Karmil, başkent ekibinde başarılı olacağına inandığını belirterek, “Hedefe ulaşmak için elimden gelenin fazlasını yapmaya hazırım” ifadesini kullandı. Karmil, Ankaraspor’un birbirlerini tanıyan futbolculardan oluşan bir kadro kurduğuna dikkati çekerek, “Bu durum, hedefe ulaşmamız için büyük şans. Ekip ruhu oluşturduktan sonra Spor Toto Süper Lig’e çıkmanın sıkıntılı olacağını düşünmüyorum. Süper Lig’e en yakın takımlardan birisiyiz” değerlendirmesini yaptı. nı gerçekleştirmişti. Çankaya Belediyesi’nin geç kaldığını iddia eden Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek, Anakent Belediye Meclisi’nden karar alarak sorunu kısa sürede çözceğini iddia etmişti. Çankaya Belediyesi’nin bazı arsa larını “rezevr” olarak kullanmak isteyen Gökçek, devreye Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın girmesiyle boşa çıkmıştı. Ancak, bakanlık da görevi üstlendikten sonra somut bir adım atmadı. C MY B