09 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sayfa 24 Haziran 2013 Pazartesi a2 Kültür Sanat ‘Çizgileriyle’direniyorlar SELDA GÜNEYSU Güvenpark’ta Ankaralılar Gezi Parkı direnişinin sembolü haline gelen “duran adam” eylemi gerçekleştiriyor. İki genç kız Eylül Savaş ve Eylül Çamdere ise parkın merdivenlerine oturmuş, resim yapıyorlar. Yaptıkları resimler Gezi Parkı direnişini sürdüren, duran adamlar, kadınlar... Genç ressamlar, iktidarın, iktidarların ne bugün ne de gelecekte yaşam alanlarına müdahale etmesini istemiyorlar, “Eyleme resimlerimizle destek veriyoruz. Çünkü ot gibi yaşamak istemiyoruz. Bu nedenle ‘inadına sanat’ diyoruz” diyorlar. Cumhuriyet Ankara olarak Güvenpark’taki Gezi Parkı protestolarını izlerken iki yakın arkadaşa rastladık. Her ikisinin adı da Eylül. Bu yıl liseden mezun olmuşlar. Parkın merdivenlerinde oturmuş, Güven Anıtı’na doğru durarak direnen yurttaşların resimlerini yapıyorlar. Her ikisi de güzel sanatlar fakültesine hazırlandığını belirtiyor, çizimlerin kendileri açısından aynı zamanda “üniversiteye hazırlık” olduğunu da dile getiriyorlar. Önce Eylül Savaş ile konuşuyoruz, “Kimileri kitap okurken, siz neden resim çizmeyi tercih ettiniz?” diye soruyoruz. Savaş, “Eyleme resimle destek vermek istedik. Bu da bizim tepkimiz. Çünkü biz her türlü baskının karşısındayız. Baskılar bizi ilgilendirmiyor. Bize birilerinin ‘Şöyle davranacaksınız’ sözlerini umursamıyoruz. Biz, istediğimiz gibi davranmak, yaşamak istiyoruz. Aslında tüm mesele de bu değil mi?” diyor. Eylem Çamdere de “Çünkü resim yaratmak aynı zamanda... Güzele dokunmak” yanıtını veriyor. ‘Ot gibi yaşamak istemiyoruz!’ Çamdere eylemlere aktif olarak katıldığını da belirtiyor. Polisin sert müdahalesinden yoğun bir şekilde etkilenenlerden olduğunu sözlerine ekliyor. “Peki sizce neden bu eylemde gençler ön plana çıktı?” sorusunu ise şöyle yanıtlıyor: “Çünkü bizim önümüzde koca bir gelecek var. Yaşlılar zaten hayatlarını kurmuşlar, çocukları var, belli kazançları var. Oysa bizim henüz hiçbir şeyimiz yok. Biz okuyup, bir yerlere gelmeye çalışıyoruz. O nedenle asıl bizim, gençlerin geleceğine sahip çıkması gerek. Biz önümüzdeki yaşamın güzel olmasını istiyoruz, baskı istemiyoruz, hepsi bu.” Savaş ise, “Geleceğimizi düşünmek suç mu? Olumsuz gelişmelere karşı durmak... Ayrıca biz gençlerden başka direnebilecek, karşı duracak kim var? Unutmasınlar ki biz durursak, herkes durur. Bazen görüyorum, orta yaşlılar, yaşlılar da eyleme destek veriyorlar. Belki ülkeleri için, belki biz gençler için... Ama gençlerin söyleyecek çok sözü var” yanıtını veriyor. Her iki genç kız, “Güzel sanatlar fakültesinde okumak istediğinizi söylediniz. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Devlet Tiyatroları, Devlet Opera ve Balesi ile Güzel Sanatlar genel müdürlüklerini lağvetmeye yönelik hazırladığı yeni yasa tasarısı taslağından haberiniz var mı?” sorusunu da şöyle yanıtlıyorlar: “Her şeyden haberimiz var. Bu durum sanatı çok kötü etkiler. Oysa sanata kimsenin karışmaması lazım. Bir insanın kendi başına yapabileceği en güzel şey sanat. Kötü bir yanı yok ki sanatın. O yüzden sanata müdahaleyi anlamıyoruz. Sanatın önüne geçecek hamlelere anlam veremiyoruz. Sanat olmazsa, tiyatro, resim, opera, bale, müzik olmazsa o zaman ot gibi yaşarız. Biz ot gibi yaşamamak için ‘inadına sanat’ diyoruz.” Magnesia Antik Kenti gün ışığına çıkmayı bekliyor Festival ‘Carmen’le sona erdi Bu yıl 20’ncisi düzenlenen Aspendos Opera ve Bale Festivali’nin kapanış temsilinde “Carmen” karakterini canlandıran Ankara Devlet Opera ve Balesi solist sanatçısı Ferda Yetişer’e, dünyaca ünlü İspanyol tenor Enrique Ferrer “Don Jose” rolüyle eşlik etti. Aspendos Antik Tiyatrosu’nda Mersin Devlet Opera ve Balesi’nin sahnelediği Georges Bizet’nin ünlü eseri “Carmen” operası ile sona erdi. Recep Ayyılmaz tarafından sahneye konulan eserde orkestrayı Vladimir Lungu yönetti. Ana konusu Merimee’in Carmen adlı kısa romanından alınmış olan ve librettosu Meilhac ve Halevy tarafından kaleme alınan 2 perdelik operayı sanatseverler beğeniyle izledi. ‘Ödenek çok az’ ydın’ın Germencik ilesine bağlı Ortaklar beldesindeki antik A kentte kazı çalışmalarını yürüten Ankara Üniversitesi Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Orhan Bingöl, yeterli ödenekler olması halinde Magnesia Antik Kenti’nin şu andan çok daha farklı konumda olabileceğini belirtti. Bingöl, “Çok güzel eserleri gün ışığına çıkarmak istiyoruz, ama bu ödeneklerle çok zor. Sponsor yok” dedi. Yaklaşık 30 yıldır kısıtlı ödeneklerle yer altında bulunan tarihi kenti gün ışığına çıkarmak için çaba harcadıklarını ifade eden Bingöl, “Buna rağmen bazı tarihi eserleri gün ışığına azda olsa çıkardık. Ve buraya gelen yerli yabancı turistlerin beğenilerine sunduk. Çok güzel eserleri gün ışığına çıkarmak istiyoruz, ama bu ödeneklerle çok zor. Sponsor yok. Bakanlığımızdan gelen ödenekler çok az. Koca kenti yer altından gün ışığına çıkarmaya çalışıyoruz. Bu yılda bize gelecek olan ödenek 230 bin lira civarında. Bu parayla ne iş yapacağız, kaç işçi çalıştıracağız?” diye sordu. Bingöl çalışmaların istenilen seviyede olmamasına karşın kenti görmek amacıyla çok sayıda yerli ve yabancı turistlerin geldiğini söyledi. Bingöl, yer altında olan eserlerin gün ışığına çıkarılması durumunda bölgeye turist ilgisinin çok yoğun olacağını kaydetti. ‘Böyle bir stadyum yok’ Bu yıl kazı çalışmalarında, stadyum ve Artemizyon alanlarında yoğunlaşacağını belirten Bingöl, “Çalışmalarında, Anadolu’nun en iyi korunmuş 3540 bin kişilik stadyumu ortaya çıkardık. Ama daha çok yapacak işimiz var. Türkiye çok güzel stadyumlara, tiyatrolara sahip ama böyle kabartmalı ve arkadaki bölümleri bu kadar yüksek, bu kadar iyi korunmuş başka stadyum yok” dedi. Ustalar çıraklarla buluşuyor ürk Tarih Kurumu Başkanlığı (TTK), usta tarihçilerle üniversite öğrencilerini, güncel T olayların ve tarihsel bağlantılarının konuşulacağı Sosyal Bilimler Seminerleri’nde bir araya getirecek. İlki bugün başlayacak ve 4 Temmuz’a kadar sürecek seminerler, TTK Konferans Salonu’nda gerçekleşecek. Seminere tarih hocalarının yanı sıra üniversitelerin sosyal bilimler bölümlerinde okuyan toplam 160 son sınıf, yüksek lisans ve doktora öğrencisi katılacak. Yavuz nasıl biriydi? TTK Başkanı Prof. Dr. Mehmet Metin Hülagü, seminerlerin temel amacının usta hocaları çıraklarıyla buluşturmak olduğunu kaydetti. Hülagü, “Seminerlere katılan öğrencilerimiz tarih nasıl yazılır, Osmanlı Devleti nasıl kuruldu, Yavuz Sultan Selim gerçekte nasıl birisiydi, Türk dış politikasında son durum nedir, Felsefe ve tarih arasında nasıl bir ilişki vardır gibi sorulara cevaplar bulacak” dedi. Prof. Dr. Halil İnalcık, Prof. Dr. İlber Ortaylı, Prof. Dr. Nurhan Atasoy, Prof. Dr. Vedat Gürbüz ve Prof. Dr. Altan Çetin’in de aralarında bulunduğu yaklaşık 30 tarihçinin seminerde konuşacağını belirten Hülagü, “Hocalarımız Türk dış politikasında Kafkasya, ArapYahudi ilişkilerinin tarihi kökenleri, Türk dış politikasında Ortadoğu, Ortadoğu’da Türkmenler, Türk dış politikasında Balkanlar, Osmanlı kültürünün Avrupa’daki yansımaları, Türk dış politikasında Afrika, Arap Baharı ve Türkiye, Türkiyeİran ilişkileri, Türk politik tarihi, Ermeni meselesi, TürkAmerikan ilişkileri gibi konularda birikimlerini, görüşlerini, araştırma ve çalışmalarını öğrencilerle paylaşacak, onlara aktaracak” diye konuştu. Engellilere ‘müzikle’ terapi SATILIK ARSA ÇORLU’da 11.000 m(2), 15.000 m(2) net inşaat alanlı www.hakangungor.com 0312 318 44 88 SUBAYEVLERİ’nde 316m(2)’den 950m(2)’ye alternatifler 0312 318 44 88 www.hakangungor.com SATILIK KONUT SUBAYEVLERİ’nde 6+1 dubleks www.hakangungor.com 0312 318 44 88 ile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü, uluslararası işbirliğiyle “müzikle terapi” uygulaması başlatacak. Ukraynalı uzmanlardan alınan eğitimlerle uygulanacak tedavi yöntemiyle, 07 yaş arasındaki zihinsel engelli çocukların hayata katılımının sağlaması ve iletişim becerilerinin geliştirilmesi hedefleniyor. Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Aylin Çiftçi, uluslararası işbirliğinde ilk defa böyle bir terapi uygulamasının uygulamaya sokulacağını söyledi. Ukrayna’dan gelen uzmanların müzikle terapi çalışmalarını yürüttüklerini dile getiren Çiftçi, “Müzik, uluslararası bir dil. Bu nedenle müziğin ritmiyle, yöntemiyle ekibimizin bakış açısını genişletmek amaçlı kullanıyoruz. Davul ve çeşitli ritim aletleri kullanılıyor. Hem engelli çocuğun hem de hizmet veren ekibin sözsüz iletişimini sağlamak üzere hangi A farklı yöntemler uygulanabileceğinin eğitimi veriliyor” diye konuştu. Uygulamayla eğitimcilerin iletişim becerileri konusunda donanımlı duruma geleceğini söyleyenn Çiftçi, “Uzun vadeli hedefimiz, Osmanlı geleneğindeki müzikle tedavi unsurunu örnek alarak, çalışmalarımızın içine Türk müziğiyle tedaviyi katabilmek. Uzun vadede Türk motifleriyle süslü bir eğitime dönecektir” dedi. İletişim güçlüğünün yaşandığı otizm, ağır zihinsel engellilik gibi durumlarda sözlü iletişimin yetersiz kaldığını, ritim aletiyle bunun çok daha yeterli olduğunu belirten Çiftçi, “Ritim aletine sert mi vuruyor yoksa yumuşak mı vuruyor? Bu, heyecanını, sakinliğini, kızgınlığını gösteriyor. Çalışanlarla aralarında böyle bir iletişim kurulmuş oluyor. Çocuklarda bu süreçte ne gibi değişimler olduğu da bize raporlanacak” şeklinde konuştu. : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Aykut KÜÇÜKKAYA 24 Haziran 2013 Pazartesi Sahibi Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon : Sertaç Eş : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Yazışma Adresi : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Yayımlayan : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Bürosu, Ahmet Rasim Sok. No:14 Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri 06550 Çankaya Dağıtım : YAYSAT Telefon : 0312 442 30 50 Yerel ve süreli yayın Eposta : [email protected] C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle