Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 Haziran 2013 Perşembe Sayfa Kent Kızılay metro istasyonu hâlâ biber gazı kokuyor; esnaf kan ağlıyor... a3 ‘Satışlarımız yüzde 70 düştü’ SELDA GÜNEYSU Bezci’nin ‘Gezi’ hesabı nkara Ticaret Odası (ATO) Yönetim A Kurulu Başkanı Salih Bezci, İstanbul Gezi Parkı olaylarının yansımasıyla Ankara’da yaşanan olayların faturasının 2 milyar TL olduğunu söyledi. Hükümet karşıtı protestoların insanlara, işyerlerine ve kamu mallarına zarar verdiğini belirten Bezci, “Artık yeter, eylemler sona ersin” dedi. Bezci, Taksim Gezi Parkı direnişi sonrasında yaşanan çatışmalara ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, Ankara’nın cadde üzeri mağazaların yoğun olduğu Tunalı Hilmi, Kızılay, Meşrutiyet Caddesi, İzmir Caddesi ve civar bölgelerinde esnaf ve tüccarların iş yapamaz hale geldiği kaydedildi. Eylemlerin, marjinal gruplar tarafından provoke edilmesiyle çok sayıda işyerinin hasar gördüğünü anımsatan Bezci, esnafın, tüccarın dükkânını açmadığı günler olduğunu dile getirdi. Eylemler nedeniyle günlük iş hacminin yüzde 70’ler civarında gerilediğini bildiren Bezci, şunları kaydetti: “Eylemlerin ilk günlerinde esnafımız sabahları iki saat ancak dükkânını açabiliyordu. Sonraki günlerde dükkânı açsa da müşterisi olmadı, çünkü sokaklarda eylem var. Dükkân kirasını, personelin maaşını, vergisini, sigortasını ödeyemeyecek duruma geldi. Esnaflarımız çalışanlarını ücretsiz izne ayırmak zorunda kaldı. Pek çok çalışan mağdur oldu, çünkü onların da hayatları var, ödenecek faturaları, kiraları var.” Eylemlerin zararının sadece esnafın, tüccarın iş yapamamasıyla sınırlı olmadığını, vergi ve sigorta prim ödemeleri sekteye uğrayacağı için devletin zararı olacağına dikkat çeken Bezci, “Yaptığımız kaba hesaba göre bu eylemlerin Kızılay başta olmak üzere Ankara esnaf ve tüccarına zararı 2 milyar TL’yi buldu” diye konuştu. Gezi Parkı direnişleri nedeniyle polisin Kızılay’da attığı yoğun biber gazından en çok etkilenen yerlerden biri de Kızılay metrosu. Her gün binlerce Ankaralılının kullandığı metro istasyonundaki yoğun biber gazı etkisi yurttaşları rahatsız ediyor. Sadece karşıdan karşıya geçmek için bile olsa metro istasyonunu kullanan Ankaralı, girişteki merdivenlere adımını atar atmaz, peçeteleriyle ağızlarını, burunlarını kapatıyor. Metro altındaki dükkân sahipleri ise dertli. Esnaf, Gezi Parkı eylemleri nedeniyle yurttaşların artık Kızılay’dan, özellikle de metro altından alışveriş yapmak istemediklerini, bu nedenle satışlarının yüzde 70 80 oranında düştüğünü, kan ağladıklarını belirtiyor. Bugünlerde Kızılay’da hangi sokağa girilirse girilsin, hemen hemen her sokak biber gazı kokuyor. Bu durumdan en rahatsız olan kesim ise metro altındaki esnaf. Hemen hemen her Ankaralının günde bir kez, karşıdan karşıya geçmek için olsa dahi kullandığı Kızılay metro istasyonu, hâlâ biber gazı kokuyor. Bu koku, metro istasyonunun içlerine doğru ilerlendiğinde artıyor, hatta “hapşırmadan” ya da gözler kızarmadan, sulanmadan yürümek bile neredeyse imkânsız. Biz de Cumhuriyet Ankara olarak, metro altındaki esnafın bu durumdan nasıl etkilendiğini sorduk. Kimi esnaf Başbakan Tayyip Erdoğan’a hak verirken, kimileri polisin “orantısız güç kullandığı” görüşünde. Kimileri ise “Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek’ten çekindiklerini” belirterek, sorularımızı yanıtlamak istemiyor. Ancak hepsinin ortak bir derdi var, o da satışların Gezi Parkı eylemleri başladığından bu yana yüzde 70 80 oranında düşmesi... ‘Sermayeyi kediye yükledik’ ¦Yücel Gökdemir (Cooperatiff Seller): Ne yazık ki iki hafta öncesinden atılan biber gazının etkisi sürüyor. Özellikle metronun iç kesimlerine doğru bu koku artıyor. Bu durum bizleri de çok etkiliyor, gözlerimiz sulanıyor, yanıyor, bazen nefes almakta zorluk çekiyoruz ancak “Her şeye karşın iş” diyoruz, devam ediyoruz. Gezi Parkı eylemlerinin ardından ne yazık ki işlerimiz yüzde 70 oranında azaldı. Satışlarımız düştü. Önümüz Ramazan. Kısacası bu yaz biz sermayeyi kediye yükledik. Kötü durumdayız. ¦ Bahri Karataş (Metro Altı 73): Buradaki esnaf neredeyse bir hafta süreyle dükkânlarını açamadı, dolayısıyla iş yapamadı. Ayrıca metro istasyonu da yoğun biber gazı etkisinde kaldı ve bu etki hâlâ sürüyor. Yurttaşlar bu nedenle buraya gelmek istemiyorlar, burayı “güvencesiz” buluyorlar. ¦ Yusuf Bozkurt (Senkar Metro Çarşısı): Artık kimse buraya gelmek istemiyor. İnsanlar artık sadece vitrinlere bakıp, geçiyor. Alışveriş yapmak istemiyor. Esnaf olarak çok zor durumdayız. Ayrıca neden böyle bir kaos ortamı oluşturulmak isteniyor? ¦ Ersoy Sabah (Leskon): Metronun havalandırması kötü olduğundan içeride biriken gazdan özellikle ilk girişte çok etkileniliyor. Böyle olunca da insanlar tedirgin. Özellikle cumartesipazar günleri Kızılay’a gelmek istemiyor. Ayrıca birkaç gün sonra Ankaralıların çoğu tatile gidecek, hiç iş yapamayacağız. Önümüz de Ramazan. Bu durum bizi en az 3, 4 ay geriye attı. Kâr yok. 90 kuşağı ‘direnişi’ anlattı: ‘Direniştektipleştirmeyekarşı’ ezi Parkı eylemlerinin “apolitik direnişG çileri”, hocalarının deyimiyle “90 kuşağı”nın ODTÜ, Ankara ve Bilkent üniversiteli temsilcileri, direnişin Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “sadece çocuk doğurmakla yükümlü evde oturan kadınlar, toplumsal olaylara ses çıkarmayan gençler, hakkını aramayan işçiler, Sünni düşüncelerini benimseyen Aleviler, kimliklerini reddeden Kürtler” istediğini, direnişin bu “tektipleştirmeye” karşı olduğunu, “amacın kaos olmadığını” Erdoğan’ın eylemlere karşı “kendi yüzde 50’si” ile ilgili açıklamalarının ise “içsavaş çağrısı” olduğunu düşünüyor. Öğrenciler direnişin bitmesi durumunda Erdoğan’ın kazandığını düşüneceğini ve politikalarını daha rahat uygulayacağını belirtiyor. İşte öğrencilerin görüşleri: ¦ Doğuhan Sündal (Bilkent Üniversitesi): Son zamanlarda olanlar yaklaşık 10 yıldır devam eden baskıcı rejime bir tepki. Tepki birkaç ağacın kesilmesini çoktan geçti. İnsanlar artık AKP’nin tektipleştirme politikasına karşı direniyor. Erdoğan sadece çocuk doğurmakla yükümlü evde oturan kadınlar, toplumsal olaylara ses çıkarmayan gençler, hakkını aramayan işçiler, Sünni düşüncelerini benimseyen Aleviler, kimliklerini reddeden Kürtler istiyor. Halk işte bu düşünceye karşı direniyor. Halktan bir tepki bekliyordum, ancak beklediğimden fazlasını gördüm. İnsanların hakkını araması ve zulme sessiz kalmaması, halkımıza olan güvenimi artırdı. Baskıya boyun eğmeyen halkımızın önünde saygıyla eğiliyorum. ¦ Mert Baysal (ODTÜ): Bizim amacımız bir kaos ortamı yaratmak değil. Özgürlüklerimizi sınırlamak boyutunda kararlar vermeye başlayan bir iktidara burada olduğumuzu ve özgür olduğumuzu gösterme çabamızdır. Bu eylem fiziksel boyutundan öte piskolojik bir eylemdir. Ve düşünceleri insanların kafasından silmek, insanların psikolojilerini değiştirmek mümkün değildir. Bu nedenle bunun bir psikolojik devrim olduğunu söyleyebilirim. İnsanların korkusuzluklarını ortaya çıkarmıştır ve bitmeyecektir. ¦ Oğuz Kaan Karakoyun (Bilkent Üni versitesi): Protestoları şiddet başladığı zamana kadar destekliyordum. Halkın rahatsız olduğu şeylere tepki göstermesi, demokratik hakkını kullanması beni çok etkilemişti. Ancak bazılarının bunu fırsat bilmesini içime sindiremedim. Küçük gruplar olsa bile bazı direnişçilerin kamu malına zarar vermesi beni çok rahatsız etti. Artık protestoların amacını aştığını düşünüyorum. ¦ Sevim Dalkıran (Ankara Üniversitesi): Gelinen aşamada her iki taraftan kim geri adım atarsa onun kaybetmiş olduğu izlenimi yaratılacağı için eylemler devam etmeli. Eylemler biterse Erdoğan kazandığını düşünecek ve kazandığını düşünmesiyle Gezi Parkı eylemleri öncesi uyguladığı politikaları daha rahat bir şekilde uygulayabilecek. Ayrıca şu anki gözlatılar da korkutma amaçlı. Asıl tutuklamaların eylemler bittikten sonra, örgütlülere karşı yapılacağını düşünüyorum. ¦ Dilan Ateş (Bilkent): Protestolar sayesinde insanlar farklılıklarını bir tarafa bırakarak tek bir amaç için hareket etmeye başladı. Bu sürecin farklı grupları birbirine yaklaştıracağına, en azından artık birbirlerine daha hoşgörülü olacaklarına inanıyorum. İnsanlar Başbakan Erdoğan’dan yapıcı açıklamalar bekliyordu, ancak o izlediği politikayla halkımızı kutuplaşmaya sürükledi. “Eylemcilerin karşısında kendi yüzde 50’mi çıkarırım” demek ve bu doğrultuda miting düzenlemek açıkça içsavaş çağrısıdır. ¦ Berkay Avşar (ODTÜ): Eylemlere katılma nedenim 11 yıldır ülkede insanlığa dair hiçbir şey bırakmayan AKP hükümetini protesto etmekti. Kimi aldığı maaştan şikâyetçiydi, kimi nerede ne zaman alkol alacağına karışılmasından. Gezi Parkı kıvılcım oldu herkes için. Son 20 gün, Türkiye’nin yıllardır görmediği boyutlarda bir halk ayaklanması aslında. Kimi zaman patlamalarla kimi zaman durmalarla devam edecek bir ayaklanma. Halk bir kere ayaklandı, bir kere mücadele etmeyi ve karşı koymayı öğrendi, yeniden. Bence bundan sonra halkın hoşuna gitmeyen bir şeyi kabul ettirmek AKP ya da başka herhangi biri için, imkânsız. Barikat kavgası çıktı SİNAN TARTANOĞLU MERT TAŞÇILAR Ankara’daki Gezi Parkı protestolarının başlamasından bu yana her gece çatışmaların yaşandığı Kennedy Caddesi’ndeki olaylar, direnişten çok “sokak partisi” izlenimi vermeye başladı. Önceki gece, Kennedy Caddesi’ndeki yaklaşık 500 kişilik grup arasındaki 30 kişi, “barikat kuralımkurmayalım tartışması”na girdi. Eylemciler ellerindeki şişeleri kırıp birbirlerinin üzerine yürüdü. Barikatın kurulmasından yana olan bir kadın eylemcinin, “Çatışmazsak haber olmuyoruz” demesi dikkat çekti. Ankara’da 20 gündür çatışmaların eksik olmadığı Kennedy Caddesi’nin direniş havası değişti. Halkın elini çektiği eylemlerde cadde daha çok eğlenmeye gelen gençlere kaldı. Gençler, caddeyi kesen sokaklarda bulunan çok sayıdaki kafe ve barda 10 TL ödemek yerine büfeden 34 TL’ye alkol alabilince, Kennedy Caddesi olayları, sokak partisine dönüştü. ‘Bu iş alkol partisine döndü’ Kennedy Caddesi’nde önceki gün yaşanan olaylar ise direnişin bitmek üzere olduğunu gösterdi. Çoğu alkollü yaklaşık 500 kişilik grup, Kennedy Caddesi’ni kesen 1 TOMA ve 2 akrep’in önünde eğlenmeye başladı. Saatler geceyarısını gösterdiğinde, bir grup eylemci arasında tartışma çıktı. Grup içindeki bazı eylemciler, sokağa barikat kurulmasından ve polisle çatışmaktan yana olurken, bazı eylemciler ise “barikat kurulursa müdahalenin gecikmeyeceğini, polisin şiddetini insanların üzerine çekmenin gereksiz olduğunu” söyledi. Bazı eylemciler ise “Bu iş alkol partisine döndü” tepkisini göstererek olay yerinden uzaklaştı. Tartışma sırasında bir kadın eylemcinin, “Çatışmazsak haber olmuyoruz” demesi dikkat çekti. Tartışmayı büyüten tamamı sarhoş iki grup, ellerindeki alkol şişelerini kırarak, birbirlerinin üzerine yürüdü. Ancak, herhangi bir yaralanmanın olmadığı kavga, yaklaşık 3 saattir “sabırla bekleyen” polisi harekete geçirdi. ‘Allah rızası için yapmayın’ “Kask çıkar, maske tak” talimatının verildiğinin anlaşılması ile 34 eylemci, emniyet amirine yaklaştı ve müdahale edilmemesi için yalvarmaya başladı. Polisin, “Aranızda saldırı hazırlığı yapanlar var, bira şişeleri atılıyor” dediği eylemciler, “Amirim Allah rızası için yapmayın. Biz onları aramızdan temizleriz. 23 kişi için bu kadar insana müdahale etmeyin” diyerek, hareket etmek üzere olan TOMA’nın önüne oturdu. Eylemciler oturdukları yerden polisi ikna etmeye çalışırken, polisin üzerine şişe atıldı. 2 çevik kuvvet polisinin müdahalesi ile TOMA’nın önü açıldı, ancak “müzakereci eylemciler” durmadı, hem şişe atanlara hem de TOMA’ya engel olmaya çalıştı. TOMA, Bestekâr Sokak’taki eylemcilere tazyikli su sıkarken, müdahale edilmemesini isteyen eylemciler, gözaltına alındı. Kennedy ‘Diren Sokak’ olsun Taksim Gezi Parkı direnişinin Ankara’daki merkezi Kennedy Caddesi oldu. Çatışmaların 3. haftasında direnişçiler de sokağın adının bir Amerikan başkanına ait olmasına tepki göstererek, değiştirilmesini istedi. Twitter üzerinden de kampanya başlatan direnişçiler, “Kennedy’nin ismi #dirensokak olarak değiştirilsin #direnAnkara bugün de sokak gazlandı! Türkiye dingonun ahırı değil” mesajlarını paylaştı. Kampanyaya destek büyürken, cadde üzerindeki çatışmalar önceki gece saat 03.00’e kadar devam etti. 23 HAZİRAN 2013 AYDINLANMA BİLGELERİ SÖYLEŞİ PROF.DR. TÜRKKAYA ATAÖV “TÜRKİYE NEREDEN GELDİ NEREYE GİDİYOR” 22 HAZİRAN 2013 CUMARTESİ SAAT 14.00 AHMET RASİM SK. NO:14 ÇANKAYA T: 442 30 50 SAAT 11.30 GÖMÜTÜ BAŞINDAYIZ KONUŞMALAR: ORHAN ERİNÇ METİN PEKER ALİ RIZA SELMANPAKOĞLU SAAT 13.30 PANEL “AYDINLANMA SÜRECİNDE SELÇUK KARDEŞLER” YÖNETEN: IŞIK KANSU KONUŞMACILAR: MİYASE İLKNUR ERENDİZ ATASÜ VAHAP ERDOĞDU YER: HACI BEKTAŞ VELİ KÜLTÜR MERKEZİ SELÇUK’U ANIYORUZ İLHAN VE TURHAN ANKARA CUMOK DUYURUSU AYDINLANMA BİLGELERİ İLHAN VE TURHAN SELÇUK’U ANIYORUZ OTOBÜS HAREKET YERİ VE SAATİ KURTULUŞ PARKI KOLEJ SAAT: 08.00 ( VEDAT DALOKAY NİKAH SALONU YANI ) * HACIBEKTAŞ’TAN DÖNÜŞ SAAT: 18.00 KAYIT: VİLDAN YALVAÇ 0535 721 88 56 NEJDET ÖZER 0506 276 38 64 Lütfen yer ayırtınız. www.ankaracumok.org C MY B