Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sayfa 31 Mayıs 2013 Cuma a2 Kent Kültür Sanat Yolun Sonu… Artık Auschwitz’deyiz… Devlet Tiyatroları’nın bir çalışanı, bir tiyatro eçtiğimiz yıl İBBŞT’deki yönetmelik değişikliğinin emekçisi olarak kurumun geçmişten gelen ardından Devlet Tiyatroları’nda da yasal G merkeziyetçi ve statükocu yapısının karşısında yer düzenlemenin kapıda olduğu yazıldı, çizildi… Bu süreçte, elinizde tuttuğunuz gazete aşağı yukarı taslakta nelerin olduğunu bir, bir buçuk yıl öncesinden sayfalarına taşıdı. Geçen zaman içinde hiçbir şey yokmuş gibi davranıp, sağda solda bu haberleri itibarsızlaştırmaya çalışan, “bilgi kirliliği (ne demekse!) yayıyor bunlar” diye göğsünü gere gere dolaşan azınlık çıktı ortaya… Yaşadıklarımız, altını çizerek söylüyorum, bizi haklı çıkardı. Keşke biz “yalan söylüyor” olsaydık, ortada sanat kurumları kalsaydı… Şu çok açık ki, koskoca sanat kurumlarının yanında kişiler hiç ama hiç önemli değildir! Yalnızca yaşadığımız acının, hüznün, yakarışın değeri büyüktür. Ama önemli olan duygularımızın sahneye yansımasıdır, kaleme kağıda taşınması, notalara dökülmesidir… Aslolan sanattır. Aslolan sanatın en iyi şekilde icra edilmesi için sanat kurumlarının ayakta, dimdik durmasıdır. Ve Perde... Eren AYSAN aldım. Bu yalnızca benim altını çizdiğim olgu değildi şüphesiz. Yücel Erten’in TOBAV – Meksav Kurultayı “1. Mersin Uluslararası Tiyatro Yönetimi ve İşletmecilik Sorunları Semineri”nde TOBAV Çalışma Grubu adına yapmış olduğu sunumdaki maddeler yeniden tartışmaya açılmalı düşüncesindeydim. Devlet Tiyatroları’na ilişkin iyi niyetli tadilat girişimleri özellikle 1980’li yılların ortasından itibaren sık sık gündeme taşınmıştı.1990 yılında düzenlenen ve ilk tiyatro kurultayı olan “Türk Tiyatrosu Kurultayı”nı, TOBAV – Meksav Kurultayı “1. Mersin Uluslararası Tiyatro Yönetimi ve İşletmecilik Sorunları Semineri”, “Sanat Kurumlarının Yeniden Yapılandırılması Uluslararası Sempozyumu” ve bir çok panel izledi. Bu kurultaylarda ve panellerde Devlet Tiyatroları‘nın aysaneren@hotmail.com içinde bulunduğu yapıya dair bir resim oluşturulmuştu. Devlet Tiyatroları‘nda yasal düzenlemelerin tıkanma noktasına geldiği, gereksiz yayılma sonucu şişmanladığı, buna karşılık kurumun merkeziyetçi yapısı nedeniyle sıkıntılarının arttığı vurgusu yapılmıştı. Ayrıca Devlet Tiyatroları‘nda “yeniden yapılandırma” fitilini ateşleyecek modeller tartışılmıştı. Uygulamaya geçemeyen bu arayışların, açıklanan modellerin kaçırılmış fırsatlar demeti olduğunu görmek, bugün insanda büyük bir burukluk yaratıyor. Belki bu modeller hayata geçseydi, tüzük çıkarılsaydı, çalışma barışı sağlansaydı, tek adam yönetimi yerine yerinden yönetim inşa edilseydi, Devlet Tiyatroları daha güçlü bir biçimde iktidarın iradesinin karşısına çıkacaktı. Geldiğimiz noktada bırakılan boşluklar itinayla dolduruluyor artık… Şimdi ise facebook sayfalarına taşınan, Edip Cansever’in dizelerindeki gibi “karanfil elden ele” taslak(lar) dolaşıyor ortada… Bu taslakta muradımız olan özgür ve özerk tiyatro söyleminin içinin nasıl da boşaltıldığını görüyoruz. “Özerk” denilen yapının özerk olmadığının, atamalarla gelen kurul üyelerinin iktidara yakınlığının sanatı ne hale sürükleyeceğinin bilincindeyiz. Devlet Tiyatroları’nda çalışanların seçimiyle genel müdür belirlensin derken, bakın nerelere geldik… Geçtiğimiz yıl Bursa Nilüfer Belediyesi’nde yapılan “Tiyatro Çalıştayı”nda sunduğum bildirinin adı, “Tiyatronun Auschwitz’e Yolculuğu”ydu… Şimdi artık Auschwitz’deyiz… Önceki gün Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, “Taslağın sonuna geldik. Artık Meclis’e göndereceğiz” açıklamasını yaptı. Yani Meclis tatile girmeden bu yasa çıkacak! Bu dakikadan sonra yapılması gereken tek şey artık sadece onurumuzu kurtarmak, yöneteniyle, çalışanıyla tek yumruk olarak Devlet Tiyatroları‘nı savunma cephesinde yer almaktır… Bilmem anlatabildim mi? DUYURU aşkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları 2 B Haziran’da, saat 16.00’da, okul bahçesinde “Spagetti Günü” düzenleyecek. “Spagetti Gü Uçurtmalar havalandı incan Belediyesi ile Türk Hava Kurumu işbirliği ile Belören DaS ğı’nda Uçurtma Şenliği düzenledi. Sincanlıların yoğun ilgi gösterdiği şenlikte; yamaç paraşütü, uçurtma şovları ve mini konserler ger nü”nde öğrenciler, düzenlenen yarışmalar, dans gösterileri, konserler ve animasyon gösterileriyle gönüllerince eğlenecek. Ayrıca etkinlikte öğrencilere çeşitli hediyeler de dağıtılacak. Ankara Cumok Tarih: 2 HAZİRAN 2013 PAZAR Yer: HAKİMEVİ – DİKMEN Saat:10.00 – 14.00 Ederi: Açık Büfe 25 TL ADRES: HAKİMEVİ (Tavuskuşu Sokak No:18 DikmenANKARA) NOT: Güvenpark’tan Dikmen ya da Sokullu Minibüsleriyle (10 dk.) Ayrıca Kızılay, Ulus’tan aynı hat otobüsleriyle(1520 dk.) çekleşti. Şenlik alanında yamaç paraşütü ile heyecanlı anlar yaşayan çocuklar, dağıtılan bedava uçurtmaların keyfini çıkardı. Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna ilçedeki sosyal organizasyınlara destek vermeye devam edeceklerini kaydetti. CUMHURİYET GAZETESİ OKURLARI GELENEKSEL PAZAR KAHVALTISINDA BULUŞUYORUZ ANKARALI KİTAPLAR / SAVAŞ SÖNMEZ Bir Başka Şehir nkara zeminine kurulu kitapta, birincisi 1948’de A ve ikincisi 12 Eylül 1980 sonrasında Ankara Üniversitesi’nde yaşanan tasfiye dönemleri ele alınıyor. Kemal Ateş, İmge Kitabevi Yayınları, Ankara, Temmuz 2010, 245 sayfa Roman; köy, şehir, üniversite, varoşlar, gecekondular, 1402’likler, sanat çevreleri, darbeler, yoksulluk, aile içi şiddet, adaletsizlik, iktidar savaşımları gibi konuları harmanlıyor. BİLGİLENME VE KAYIT: NEJDET ÖZER: 0506 276 38 64 www.ankaracumok.org İNGİLİZCE KONUŞUN 0538 737 58 51 KİRALIK İŞYERİ KAZIMKARABEKİR (Ankara) caddesine cepheli 220.m(2) 9.000. 0312 318 44 88 www.hakangungor.com YAZIN ZAYİ ANKARA Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü’nden aldığım geçici mezuniyet belgemi kaybettim. Hükümsüzdür. Aysun BUYRUK CAN SÖYLEŞİ VE İMZA ERENDİZ ATASÜ YILLAR GEÇERKEN: HAYAT VE ROMAN 1 HAZİRAN 2013 CUMARTESİ SAAT 14.00 AHMET RASİM SK. NO:14 ÇANKAYA T: 442 30 50 C MY B