29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sayfa 26 Nisan 2013 Cuma a2 Kent KültüR Sanat ATO başkan adayı Öztürk, Shopping Fest’i ‘büyük yalan’ diye tanımladı ‘Kâr değil zarar var’ İKLİM ÖNGEL VePerde... Eren AYSAN [email protected] Korkmak.. karşıdan karşıya geçmeye çalışıyorum. Beceremeyip, gözyaşlarına boğulunca dedemin sesi yükseliyor: “Sen kahraman Türk kızısın.” Yıllarca korkusuzluk meziyetiyle avutulan bizlere küçük yaşta verilen en önemli bilgilerden biri buydu. Bugün, bir korku imparatorluğunun yaşandığı, insanların konuşmaktan korktuğu, özel hayatın deşifre edildiği zamandan geçerken “korku” kavramına ayrıca eğilmek gerekiyor sanırım. Aslında açık ve net olan bir şey var, korku mahrem bir duygudur. Bu duygunun ortaya çıktığı anlar da, insana dairdir, insanidir. Peki bu kadar insandan yana bir duygu, bu coğrafyada tiyatroda karşılığını buluyor mu? basit anlamıyla seyirci için CanTiyatroda enİbrahim Çakmur arzulanan, ona Yazıcı korkuyu tüm eşsizliğiyle tattırma isteğidir. Bu isteği de sağlayan, 1960’lı yıllarda “Rosemarry’s Bebeği”nin Roman Polanski tarafından filme aktarılmasıdır. Filmin onca seyirciye yönelmesi sonucu korku endüstrisi doğmuştur. Böylece korku, marjinallikten arınarak, ticari bir pazara dönüşür. Bu serüvende Ira Lewin’in “Ölüm Tuzağı” oyunundan söz edebiliriz. Eser, arka arkaya işlenen cinayetlerle, daha çok gerilim rotasında ilerler. Aslında tiyatroda korku olgusu son derece eski. Aristoteles, “Poetika”da, tragedyanın tanımını yapmış, seyirci için ruhsal arınma gerekliliği üzerinde durmuştur. Burada korku gibi zararlı duygulardan kurtularak, kişinin rahatlaması hedeflenmiştir. Ne var ki Türk tiyatrosunda korku türünde klasikleşmiş tiyatro eserleri olmadığı gibi, korkuya dair öğeler bulunan oyunlardan da söz etmekte zorlanıyoruz. Oysa yüzyılı aşkın bir zamandır Türk tiyatrosunda yazılan eserlerde korku duygusunun verilişi ve tematik olarak ele alınışı yalnızca, kahramanlar üzerinden sürmekte… Kahramanlara ise korku asla yakışmaz, üzerinde kirli bir elbise gibi durur. Orhan Asena’nın “Hürrem Sultan”, “İlk Yıllar – Roksalan” ve “Yıldız Yargılanması”nda, korku, sıkıştırılmışlığın getirdiği bir eziklikten kaynaklanır. Turan Oflazoğlu’nun “IV. Murat”ta dış kargaşa karşısında ezilen bir padişahın dramı, “Deli İbrahim”de deliliğiyle korkaklığının dışa taşmasıyla somutlanır. Kösem Sultan tuzağın içine düşer. Hidayet Sayın’ın “Yıldırım Beyazıt”ında Yıldırım ile Timur’u karşı karşıya getirir, ama iki devlet adamının saygın kişilikleri bu karşılaşmada ön plandadır. Söz edilen oyunlar arasında, korku duygusu, bir tek Orhan Asena’nın “Korku” oyununda sağlam bir biçimde verilir. Yazar, başarısız ve yenik bir önderin yüreğindeki korkuya eğilir. Korkuya dair saptamalar bir kere daha gösteriyor ki, korku toplumunda da yaşasak, kahramanlarımızın korkularla iç içe olmasını istemiyoruz. Biz, kahramanları ve kahramanlar yaratan toplumu daha çok seviyoruz. ocukluğumdan kalan o manzarayı hiç Ç unutmam. Henüz ilkokuldayım, başkentin işlek caddelerinden birinde Ankara Ticaret Odası’nın (ATO) 4 Mayıs günü yapılacak seçimlerinde aday olan işadamı Zeynel Öztürk, seçimlerde katılımın çok düşük olmasından yakındı. En çok katılımlı seçimde, 150 bine yakın seçmenden yalnızca 12 bininin oy kullandığını söyleyen Öztürk, geçen yıl ilki gerçekleşen Shopping Fest’e ilişkin olarak da, “Yerli ve yabancı turist sayılarında düşüş yaşandı. Kâr değil zarar edildi. Shopping Fest büyük bir yalan” diye konuştu. ATO seçimlerini kısa bir süre kala, başkan adayı Zeynel Öztürk şu bilgileri verdi: ‘Ruhsat iptali adaylığımla ilgili’ Lokantamın kapatılmasında başkanlığa aday olmamla ilgili bir süreç başladı. Ruhsat iptaliyle onlarca insanın ekmeği elinden alındı. Ticari işletmeler desteklenmesi gerekirken kapatılıyor. Ruhsat, başkanlık oluru ile iptal edildi. Hukukçuların verdiği bilgiye göre, encümen kararı olmadan kapama ve mühürleme yapılamaz. Dava açtım, konu yargı sürecinde ve ben hukuka güveniyorum. Kiracılık haklarımın iade edilmesi gerekir. Aksi durumda bu, yaşayan insana ölü raporu vermek gibi olur. Esnafın yüzlerce derdi var. ATO’nun kule planlamak yerine onları düşünmesi gerekir. Kule ATO’nun işlevi anlamında gereksiz. Ne amaca hizmet edeceği belli değil. Bu kuleden 150 bine yakın ATO üyesinin ne kadarı yararlanabilecek bilinmiyor. Ankara’da 50 katlı binaların yanında 3 katlı yapılar var. Bunlar başkentin dokusunu bozuyor. ‘Kızılay’da alışveriş yapan yok’ Alışveriş merkezleri son yıllarda mantar gibi çoğaldı ve şehrin diğer yerlerindeki ticaret erbabını zora sokmaya başladı. AVM’lerin ticari faaliyetleri zayıflatıcı etkileri olmamalı. Kızılay’da bir sürü insan var ama alışveriş yapan yok. Bir eşya değiştirmeye gelse, beş dakika aracını bırakacak yer yok. Bunlar şehir merkezlerindeki ticaretin canlanması için çok önemli. Ticari merkezlerin tamamı için kısa süreli otoparklar oluşturulmalı. ‘Üyeler icralık ATO Katar’da’ Esnafın en büyük sorunu, birçoğunun icralık ve haciz altında olması. Esnaf bu sorunlarla boğuşurken, ATO bir uçak dolusu insanla Shopping Fest’in başarılarını anlatmak için Katar’a gitti. Para, ATO üyelerinin cebinden çıkıyor. ‘Shopping Fest bir yalan’ Shopping Fest nedeniyle satışlarda geçen yıl yüzde 33 artış olduğu söylendi. Ancak ATO üyelerinin satışlarında değişiklik olmadı. Ayrıca festivalin tanıtım çalışmaları da tek bir şirkete verildi. Yönetim kurulunda ihalenin haksız yapıldığı gerekçesiyle şerh koyan üye olduğunu biliyoruz. Shopping Fest’in bırakın başkente yararı olmasını, tam tersine ticarete zararı oldu. Shopping Fest büyük bir yalan. ‘Üyelerin haberi olmuyor’ Yıllarca “Bu oda yalnızca aidat alıyor, 50 kuruşluk kâğıdı 5 TL’ye satıyor” deyip dert yanan ticaret erbabı ATO’ya küstü. Küsen de oy vermedi. 150 bine yakın seçmeni olan ATO’da oy kullanan üye sayısı 12 bini dahi bulmuyor. Yalnızca yüzde 3 katılım söz konusu. ATO’yla esnaf arasında bir kopukluk var. Seçim olacağını dahi bilmiyorlar, ATO seçimleri oldubittiye getiriyor. Buradan tüm üyeleri bu seçimlerde oy kullanmaları için davet ediyorum. Silivri’de yaşananlar sahnede ‘Akıldışı proje’ iyatro sanatçısı Levent Kırca, “İçerdekiler” adlı oyunuyla yeniden Ankaralıların karşısına çıkacak. Oyun, cumartesi günü. 14.00 ve 19.00 saatlerinde, Anadolu Gösteri ve Kongre Merkezi’nde sahnelenecek. Semih Çetin’in “Bir İhanetin Öyüküsü”, gazeteciyazar Tuncay Özkan’ın “Hapiste Yatacak Olanlara Öğütler”, TBMM Başkanvekili ve 1993’te katledilen yazarımız Uğur Mumcu’nun eşi Güldal Mum T cu’nun “İçimden Geçen Zaman”, Nilgün Doğan’ın “Adını Siz Koyun” kitapları ile Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan gazetemiz yazarı Mustafa Balbay’ın eşi Gülşah Balbay ve Yarbay Mustafa Dönmez’in söyleşilerinden esinlenerek oluşturulan oyunda Silivri’de yaşananlar sahneye taşınacak. Müzikleri piyanist Fazıl Say’a ait olan eser, 1 Mayıs’ta da Eskişehir’de sahnelenecek. Oyunun biletleri Biletix’ten edinilebilir. Yenimahalle’de kanser taraması Merkezi (KETEM) işbirliği ile yurttaşları kanser konusunda aydınlatıyor. Yenimahalle’nin çeşitli noktalarında kanser ve kanserde erken teşhisin önemi konusunda bilgilendirme toplantıları düzenlenirken, şüpheleri olan yurttaşlar da hastanelere yönlendirilerek kontrolleri ücretsiz olarak yaptırılıyor. Bilgilendirme toplantılarının ardından 12 günde 170 kadına mamografi çektirilerek muayeneleri gerçekleştirildi. Kanser tedavisi gören yurttaşlar ise evlerinde ziyaret edilerek destek verildi. Ziyaretlere enimahalle Belediyesi Toplum Sağlığı Merkezi, Kanser Y Erken teşhis Tarama ve Eğitim eşlik eden Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, “Önceliğimiz her zaman vatandaşımızın sağlığıdır. Sağlıkla ilgili sorunlarda ise erken teşhisin ne kadar önem li olduğunu biliyoruz. Bu gibi rutin kontroller ve bilgilendirme toplantıları vatandaşlarımızın bu hastalık konusunda uyanık olmalarını sağlıyor” dedi. yapmayı planladığı teleferik vardı. Oda başkanı Ali Hakkan, teleferik projesininin Anakent Belediyesi’nin Gazi Üniversitesi’yle birlikte yürüttüğü “Ana Ulaşım Planı” ile çeliştiğini kaydetti. Belediyenin açıklamalarında maliyete ilişkin bilgi bulunmadığına dikkat çeken Hakkan, “Teleferiğin maliyeti kilometre başına 12 milyon dolardır. Bu Kızılay’ı ve Güven Park’ı yok edecek bir sistem, akıldışı bir projedir” dedi. Mimarlar Odası’nın konuyla ilgili dava açtığını anımsatan Hakkan, “Çankaya ve Yenimahalle belediyelerinin projeyi desteklediği söyleniyor. İlçe belediyeleri neye dayanarak projeyi destekliyor, projenin araştırmasını ve analizlerini yaptılar mı?” diye sordu. Hakkan, “Bu projenin tamamlanması da zor görünüyor” dedi. Şube sekreteri Tezcan Candan da belediyenin teleferik projesini, “Tamamlayıcı Ulaşım Sistemi” olarak düşündüğünü ancak parça parça yapılan bir projede tamamlayıcılık olamayacağını kaydetti. Yerel seçimlere kısa bir sü imarlar Odası Ankara Şubesi’nin gündeminde AnaM kent Belediyesi’nin Şentepe’ye Lokumcu’nun anıt mezarı Toplantıda Hopa olaylarında yaşamını yitiren Metin Lokumcu için yapılan anıt mezar yarışmasının sonuçları da açıklandı. Yarışmayı, Füsun Kavalcı ve Hüseyin Erol’un eseri kazandı. Candan seçilen anıt mezara ilişkin, “Bu eserdeki çelikler Lokumcu’nun farklı, birleştirici ve öğretmen kişiliğini yansıtıyor. Anıt mezardaki su ve toprak da Derelerin Kardeşliği üzerinden yürüttüğü mücadeleye cansuyu taşıması bakınmından önemli. Anıt mezar, her yağmur yağdığında toprağa su gidecek şekilde tasarlandı” dedi. re kaldığına dikkat çeken Candan, “Gökçek, ‘Projeyi ben başlattım’ demek için yapıyor. Kamunun kaynaklarını bir belediye başkanının düşüncelerine göre şekillendirmek başkente haksızlıktır” dedi. Ankara Cumok Tarih: 28 NİSAN 2013 PAZAR Yer: HAKİMEVİ – DİKMEN Saat:10.00 – 14.00 Ederi: Açık Büfe 25 TL CUMHURİYET GAZETESİ OKURLARI GELENEKSEL PAZAR KAHVALTISINDA BULUŞUYORUZ ANKARALI KİTAPLAR / SAVAŞ SÖNMEZ Bina Kimlikleri Söyleşisi: SergieviOpera Binası 5 Ed. Elvan Altan Ergut, TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Ankara, 2009, 50 sayfa MMOB Mimarlar Odası Ankara T Şubesi’nce gerçekleştirilen Bina Kimlikleri Söyleşileri’nin, Sergievi Opera Binası’na ayrılan 5’incisi 24 Aralık 2009’da yapılmış. Kitap, 193334’te Şevki Balmumcu’nun projesi olarak inşa edilip, 1946’da onun onay vermemesine karşın Paul Bonatz tarafından opera binasına dönüştürülerek 2 Nisan 1948’de hizmete açılan, binaya ilişkin olarak Elvan Altan Ergut başkanlığında gerçekleştirilen söyleşinin tutanaklarından oluşuyor. : Barkın ŞIK : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER ADRES: HAKİMEVİ (Tavuskuşu Sokak No:18 DikmenANKARA) NOT: Güvenpark’tan Dikmen ya da Sokullu Minibüsleriyle (10 dk.) Ayrıca Kızılay, Ulus’tan aynı hat otobüsleriyle(1520 dk.) BİLGİLENME VE KAYIT: NEJDET ÖZER: 0506 276 38 64 www.ankaracumok.org 26 Nisan 2013 Cuma : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Aykut KÜÇÜKKAYA Sahibi Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon Yazışma Adresi : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Yayımlayan : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Bürosu, Ahmet Rasim Sok. No:14 Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri 06550 Çankaya Dağıtım : YAYSAT Telefon : 0312 442 30 50 Yerel ve süreli yayın Eposta : [email protected] C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle