Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sayfa 15 Nisan 2013 Pazartesi a2 Kültür Sanat DOĞANINŞİFRESİ Mehmet YILMAZ iseveteriner.cumhuriyet@gmail.com Samanpazarı Kasketleri Kasketçilik Öyküsü: 1939 doğumlu Ali Bozdağ, kasket ile 12 yaşında iken Kayseri’de tanışıyor. İlkokulu bıraktıktan sonra 3 yıl ücretsiz çıraklık yapıyor. Haftalığı 1 TL’ye çıkınca, ya lavaboya giden kalfanın yerine makine başına geçerek ya da ustanın kalfaya tarifleri sırasında bir şeyler kapmaya çalışarak işi öğrenmeye başlıyor. Daha çok “asker şapkaları” üzerinde çalışıyor. 15 yaşına geldiğinde babası onu evlendirmek istiyor. Babasından, düğüne harcayacağı parayı, açacağı dükkâna alacağı makine ve aletlere yatırmasını istediğinde iyi bir azar işitiyor. Bunun üzerine o yıllarda Adana’ya pamuk işlerine gitmeye başlayan yaşıtlarından farklı bir yol izlemeye karar veriyor. Şansını önce Ankara’da deniyor. Anafartalar’daki “Sümer Şapkaevi”nde ve terzilerin bulunduğu “Zabit Han”da iş bulamıyor. Parası, o da ceketini satarak, “Yalçın Otel”ine ancak iki gün yetiyor. “Rüzgârlı Sokak’da Gazanfer Bilge Otobüsleri” yazıhanesinin bitişiğindeki hurdalıkta kalmaya başlıyor. Bir terzi için bir hafta kadar “cep kapağı” dikip, biriken para ile İstanbul’a gidiyor. Tutunamayıp Kayseri’ye dönüyor. Aklı İstanbul’da kaldığından bir kez daha yolu tutuyor. Bu kez bulduğu bir eski arkadaş aracılığı ile “Nubar” adlı bir Ermeni terzinin Tek Gözlü Kediler Ali Bozdağ, hepsi tektek elinden çıkma Samanpazarı’nda İki komşu kasketçi Düş Yolcusu SAVAŞSÖNMEZ (Bozdağ ve Örnek) yanında “şapka siperi” yapmaya kasketleri önünde, kasket siperi hazırlıyor başlıyor. Dükkânda yatıp kalkarak için kendini yine de şanslı sayıyor; gitmeyişinin bir nedeni de piyasayı 2.5 yıl kadar orada çalışıyor. Araya ayakta kalmaya, son üç yıldır da “kredi saran ucuz ve kalitesiz Çin kumaşları. askerlik ve evlenme giriyor. Hacıbayram kartları ile yaşamaya” çabalıyor. Ayrıca fabrikasyon üretim nedeniyle bu üzerindeki uçak kazasından Beceremezse, dükkânını yeniden kasketler çok ucuz. Dükkâna gelip (1 Şubat 1963) hemen sonra kiralayıp, binanın üst katında “sipariş kasketlerin 1520 TL. gibi çok makul bin partilik bir kasket teklifi kasket” üretimine devam etmek fiyatlarını duyanlar bu fiyatı çok pahalı alınca Ankara’ya geliyor. Bu niyetinde. Zira halen ısmarlama kasket buluyor, “kasketin tarla fiyatına gelişi verimli ve kalıcı yaptıranlar var, onlarla kasketçiliği ulaştığını” söyleyebiliyorlar. Oysa aynı oluyor. 1968’de şu anda sürdürebileceğini düşünüyor. Yıllardır kasketler Ankara’nın lüks bitişiğindeki Örnek tek başına çalıştığı için, şu anda mağazalarında 80100 TL’ye alıcı Kasketçi’nin sahibi Ali dükkânın raflarında bulunan yüzlerce bulabiliyor. Yani hâlâ el yapımı ürünler Özsade’nin babasının kasketin hepsi tektek onun elinden vermeye çalışan eski kasketçiler, aracılık, “Ankara Ambarı” çıkmış. emeklerinin karşılığını alamıyorlar. sahibinin ise yardım Kasketçiler kaliteli kumaşlarını, Kasketler, Atatürk’ün de giydiği “8 etmesiyle içinde terzilerin elbise köşeli”, “Samanpazarı kasketi” bulunduğu iki dikiminden kalan olarak da bilinen “5 köşeli”, “spor”, katlı işyerini alıyor ve parçalarından “düğmeli”, “yuvarlak”, “Sivas kasketçiliği kendi işyerinde sağlıyorlar. kasketi” gibi adlarla tanınıyor. Sipariş sürdürüyor. Bozdağ’ın verildiğinde bunların dışında, istenilen kullandığı kaşe, biçimde kasket edinmek de olası. Kasketçiliğin altın kadife ve yünlü Bozdağ’ın şu andaki en pahalı kasketi yılları ve günümüz kumaşların “deri”den yapılmış olanlar. yüzde 80’i 60 yıldır bu mesleğin içindeki Ali Ali Bozdağ, Can Sokak 22 Altınyıldız Usta, her nekadar dükkânın üst katında No’daki dükkânına Çeşitli kasketler markalı. Halen ısmarlama kasketçiliği sürdüreceğini yerleştikten sonraki 1969Ankara’da aynı işle uğraşan 810 kadar söylüyorsa da, yerine usta olabilecek 1985 arasını kasketçiliğin altın yılları nitelikte kalfa ve çırak yetişmediğinden, olarak hatırlıyor. Öyle ki 8 kişiye iş verip kasketçi var, ama “sanatçı kasketçi” yok, “usta” yok. Gençler artık bu tür bir gün “kasket sanatı” son bulacak çalıştırıyor, toptan işler yapıyor. mesleklere heveslenmiyorlar, çırak pek gibi görünüyor. Bugüne değin hiç 1990’larda işler daralmaya başlayınca bulunmadığından işin sonu pek iyi kasket kullanmamış olabilirsiniz. Ama dükkânını kiraya veriyor. Ancak bu bu sanatın yaşamasına ufak bir katkıda “rantiyelik”, 1967’den beri bitişiğindeki görünmüyor. Bitişiğindeki Örnek Kasketçi Ali Özsade, bir zamanlar bulunmak için, o kadar türün arasında Arslanhane Cami Derneği’nin kasasını birlikte de çalıştıkları Ahmet Usta’nın mutlaka beğeneceğiniz birinin ve idare eden Bozdağ’ı rahatsız ediyor. oğlu. Aralarında rekabet bir yana çıkacağını sandığım “bir kasket” Yıllardır durgunluğunu sürdüren yılların dostluğu söz konusu. İşlerin iyi edinmeye ne dersiniz? mesleğine geri dönüyor. Kira ödemediği u kadar yıllık veteriner klinisyenliğimde B başka ırklardan olup da tekgözlü olan çok kedi gördüm. Baktım ki insanlar tekgözlülüğün sadece Van ve Anlara kedilerinin olduğunu düşünüyor ben de bu şöhretleri bozulmasın diye hiç kimseye söylemedim. Ama artık itiraf ediyorum ki başka ırktan olup da tekgözlü olma halini ilk defa bir İran kedisinde görmüştüm. Gri bir İran kedisinde. Bir gözü mavi bir gözü sarı kendisi gri tam bir panayır bayrağına benziyordu kedicik. Ama tekgözlülüğün sadece beyaz kedilere yakıştığına dair genel bir kanının olduğunu da söylemeliyim. Herkes, başka ırklardan olup da tekgözlü olan kedilerin, Van veya Ankara kedisiyle çiftleşmiş olduklarını sanıyorlar. Dolayısıyla melez olduklarını düşündükleri bu kedilerden biraz uzak duruyorlar. Kendi kedilerimize bu kadarcık torpilimiz de olsun bari. Kedilerde tek gözlülük olarak ifade edilen, gözlerin farklı renklerde olması durumu Van ve Ankara kedilerinde sıklıkla rastlanır. Bu özellikteki kedilerin üremesinin teşvik edilmesiyle tekgözlü kedilerin sayısı da ister istemez artmıştır. Gözlerinin farklı renklerde olması sadece estetik olarak talep gören bu özellik, kedilere bir avantaj veya dezavantaj sağlamaz. savassonmez@yahoo.com Çocuklar 23 Nisan’a hazırlanıyor ankaya Belediyesi’nin iki Ç bin çocuktan oluşan korosu, usta müzisyen Cahit Berkay şefliğinde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda konser verecek. Ankara’nın dört bir yanında çalışmalarını sürdüren “1000 Çocuk Korosu” büyük konser öncesi yaptıkları provalarda heyecanlı günler geçiriyor. Koro, Çankaya Belediyesi Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu’nda vereceği konserde, “İleri Marşı”, “23 Nisan”, “Küçük Dere”, “Yağmur Yağar Taş Üstüne”, “Anadolu Şarkısı”, “Gezsen Anadolu’yu”, “Manastırın Ortasında”, “Anan Varmidur”, “Çay Elinden Öteye” ve “Ey Özgürlük” şarkılarını, Berkay şefliğinde seslendirecek. Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, çocukların beraber şarkı söyleyerek gelişmelerinin, sanatla buluşmalarının dünyanın daha güzel bir yer olmasına büyük katkı sağlayacağını belirterek, 18.00’de başlayacak konsere, tüm Ankaralıları davet etti. ‘Bir Eflatun Ölüm’ nkara ekimizin yazarı Eren Aysan, Sivas’ta, 2 Temmuz 1993’te, Madımak Oteli’nin yobazlar tarafından kuşatılıp yakılması sonucu yaşamını yitiren babası, şair Behçet Aysan anısına hazırladığı “Bir Eflatun Ölüm” adlı kitabı, Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde tanıttı. Uzun süredir babası Behçet Aysan için bir kitap hazırlamak istediğini ancak Sivas katliamından sonra yaşanan “hukuk skandallarıyla mücade etmek zorunda kaldığını, bu yüzden kitabın ancak okuyucu ile buluştuğunu” belirten Eren Aysan, “Bu kitapta Sivas’ta yaşanan kara lekeyi gözler önüne sermek istedim. Sivas katliamı, yaşadığımız süreç içinde unutturulmak istendi hep. Ancak bu bizim, ailelerin unutturmamak için direndiği uzun bir süreç oldu” dedi. Türkiye’nin tarihinde pek çok faili meçhul cinayet yaşandığını ve bu cinayetlerin temel hedefinin aydınlar olduğunu belirten Aysan, “Ben bu kitapta, umutsuzca da olsa, nasıl bir insana kıydıklarını anlatmak istedim” görüşünü dile getirdi. ‘Acılarımızla davaların izini sürdük’ Kitapta, babasının yakın arkadaşı olan yazar ve şairlerin onu anlattığını ancak süreç içinde kitabın “babasına ait anı kitabı olmaktan çıkıp 80’lere ait bir kitap haline dönüştüğünü” kaydeden Aysan, şöyle konuştu: “Bu kitap aynı zamanda 80’li yılların kültürel iklimini gözler önüne seren de bir kitap oldu. 80’li yıllar Türkiye açısından bazı tatsız olayların yaşandığı yıllar olarak da A Üç tenor Tevfik Fikret’te evfik Fikretliler Birliği ve akordeonda İvan Çelak T Derneği, Ankara Tevfik eşlik edecek. Napoliten Fikret Lisesi Konser şarkılar ve çok Salonu’nda, Ankara Devlet Opera ve Balesinde görevli üç tenorun konserini gerçekleştirecek. Şenol Talınlı, Ayhan Uştuk ve Aykut Çınar’dan oluşan üçlüye çelloda Demet Kıyıcı, kemanda Emel Özer, piyanoda Esra Poyrazoğlu seslendirilmiş türkülerden oluşan konser, 26 Nisan Cuma günü, saat 20.30’da Ankara Tevfik Fikret Lisesi Konser Salonu’nda yapılacak. Davetiyeler My Bilet’ten, Tevfik Fikretliler Derneği’nden ve konser akşamı kapıdan temin edilebilir. biliniyor. Sanıyorum biz 2000’li yıllar için de aynı şeyleri söyleyeceğiz ileride. Çünkü bu yıllarda da gazeteciler, yazarlar, profesörler tutuklanıyor. Aydın babaların çocukları olarak kendi acılarımızla davaların izini sürmeye çalıştık. 2009 yılında, Ümit Kaftancıoğlu’nun ailesinden Canan Kaftancıoğlu aradı. Babalar Günü’nde 11 aile bir araya geldik. Daha sonra da faili meçhul cinayetlerde yaşamını yitiren aydınların aileleri olarak Toplumsal Bellek Platformu adı altında toplandık. Platform olarak kerelerce Meclis’e gittik. İki şey istedik Meclis’ten. Birincisi siyasi cinayetlerde zamanaşımı kararı kaldırılsın. İkincisi de Meclis araştırma komisyonları işlerlik kazansın. Ancak henüz bu isteklerimizde bir sonuç elde edemedik.” Toplumsal Bellek Platformu olarak hukuk mücadelelerini sürdüreceklerini kaydeden Aysan, ancak bu süreçte kendilerini üzen gelişmelere tanık olduklarına da dikkat çekti. 3. yargı paketi kapsamında Zeki Tekiner ve Cevat Yurdakul’un katillerinin serbest bırakıldığını anlatan Aysan, “Hepimiz bir arada olmak zorundayız. Aslına bakarsanız ben ne zaman umutsuz kalsam, babamın ‘Bir Yalnız Nar Ağacı’ adlı şiirini düşünürüm. Babam bu şiirinde, ‘Biliyorum/bir gün başka bir nar ağacının dibinde yine/Bir başka çocuklar/Türkiye’yi konuşacaklar’ diyor. Ben de bir başka çocukların Türkiye’yi tartışacağı günleri düşlüyorum.” Canlılar âleminde evrimini tamamlamış tüm gözler aslında mavidir. Yani katkısız göz rengi mavidir. Gözün arka duvarındaki kan damarları sayıca arttıkça göz sırasıyla; yeşil, ela, açık kahve, koyu kahve, siyaha kadar renk değiştirir. Tek göz kedilerde bu damarlaşma oranı ve miktarının her iki gözde farklı olması nedeniyle gözler farklı renklerde görülür. Literatürlerde tek gözlü insanların da varlığı bildirilmiştir. Ancak bu insanlara toplumlar uğursuz ve lanetli yakıştırmaları yaptıkları için bu genin insanda devam etme şansı olmamıştır. Albinoluk; Albino olma hali ise vücutta hiçbir pigment maddesinin olmamasıdır. Bu canlılarda gözler mavi bile olmadıkları için göze renk verecek tek unsur olarak kan damarları kalmıştır. Bu nedenle albino canlıların gözleri kırmızıdır. Esenlikler dilerim. KÖY ENSTİTÜLERİ VE ÇAĞDAŞ EĞİTİM VAKFI KURULUŞUNUN 73. YILINDA KÖY ENSTİTÜLERİ BELGESEL GÖSTERİMİ: “BİR MEÇHUL ÖĞRETMEN” YÖNETMEN: TARIK AKAN AÇIKOTURUM: “BİLİMSEL, LAİK VE PARASIZ EĞİTİM NEREYE GİDİYOR?” YÖNETEN: Yrd. Doç. Dr. Mehmet BİLİR ( A.Ü. Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi ) KONUŞMACILAR: Recep GÜRKAN ( CHP Edirne Milletvekili ) Prof. Dr. Mahmut ADEM ( A.Ü. Eğitim Fakültesi E. Öğretim Üyesi ) Emel SUNGUR ( Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı Başkanı ) Erdal ATICI ( Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı ) TARİH: 16 Nisan 2013 Salı SAAT: 13.30 YER: Çankaya Bel. Çağdaş Sanatlar Merkezi, Kenedi Cad No: 4 Kavaklıdere ANKARA GELENEKSEL KÖY ENSTİTÜLÜLER DAYANIŞMA YEMEĞİ ABİS MÜZİK GRUBUNDAN TÜRKÜLER ( İLAY ÇELİK, DENİZ ŞAHİN, ALİ YILMAZ, İSMET KARADENİZ, SİNAN ŞİMŞEK, NEVİN ŞAHİN, MİASE ÖRÜMLÜ ve CENK GÜRAY ) TARİH: 20 Nisan 2013, Cumartesi SAAT: 19.00 YER: Çankaya Belediyesi Vedat Dalokay Kokteyl Salonu Kurtuluş Parkı ANKARA NOT: Davetiyeler Vakfımızın Mithatpaşa Cad. 62 / 21 YENİŞEHİR – ANKARA adresinden Saat: 13.00 – 17.00 saatleri arasında sağlanabilir. TEL FAKS: 0 312 425 24 68 ( Saat: 13.00 – 17.00 arası ) http://koyenstitulerivakfi.org.tr : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Aykut KÜÇÜKKAYA 15 Nisan 2013 Pazartesi Sahibi Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon : Barkın ŞIK : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Yazışma Adresi : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Yayımlayan : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Bürosu, Ahmet Rasim Sok. No:14 Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri 06550 Çankaya Dağıtım : YAYSAT Telefon : 0312 442 30 50 Yerel ve süreli yayın Eposta : ankcum@cumhuriyet.com.tr C MY B