Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sayfa 28 Mart 2013 Perşembe a2 Kültür Sanat YANSIMALAR Şefik KAHRAMANKAPTAN se k@kahramankaptan.com Radyo Gazi satılmıyor MERT TAŞÇILAR Radyo Gazi’nin özelleştirilme sürecine girdiğinin ortaya çıkmasının ardından radyonun yönetim kuruluyla İletişim Fakültesi yönetimi arasında sürtüşme yaşandı. Yaşanan tartışma sonrasında Radyo Gazi’yi satın almaya hazırlanan şirket, bu düşüncesinden vazgeçti. Üniversite ve fakültenin 800 bin liralık gelirden olduğu belirtirken, radyonun yönetim kurulu başkanı Emre Aygen üniversiteden atıldı. İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zakir Avşar, okulun maddi olarak zarara uğradığını dile getirirken, radyonun okula değil radyoda hissesi bulunan Gazi Vakfı’na ait olduğunu vurguladı. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi içerisinde öğrenciler tarafından uygulama radyosu olarak kullanılan Radyo Gazi’nin satılacağını Cumhuriyet Ankara duyurmuştu. Satış için sözleşmelerin hazırlanmasının ardından, radyonun yönetim kurulu başkanı Emre Aygen ve üyeler Barbaros Gürçay ile Nasuh İlker Ertuğrul istifa ettiklerini açıklamıştı. Başkan Aygün ise radyo frekansının devletten ücretsiz alındığını belirterek radyonun özelleştirmesine karşı oldukları için istifa ettiklerini söylemişti. Üniversite ve fakülte yönetimiyle radyonun mevcut yönetimi arasında yaşananların duyulmasının ardından radyoyu satın almak isteyen şirket bu düşüncesinden vazgeçti. İddialara yanıt veren Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zakir Avşar ise radyonun üniversiteyle doğrudan bir bağlantısı olmadığını dile getirdi. Avşar, “Bu iş ben daha okulda yokken, 2000’li yıllarda bir özel radyo satın alınmak suretiyle yapılan bir şeydi” dedi. Ancak söz konusu şirketin radyoyu satın almaktan vazgeçmesiyle üniversite ve fakültenin 800 bin liralık gelirden olduğunu söyleyen Avşar, “Buradaki olay şu: Daha önce birtakım yöntemlerle kurulmuş bu yapı satılıyor. Satılırken de bu para fakültenin yapılacak olan binasında kullanılmak üzere, fakülteye bağışlanıyor. 800 bin lira gibi bir para söz konusu. Yani az bir para değil ki... Fakültenin kullanımına tahsis edilebilecek bir para” ifadelerini kullandı. SİS ÇANI Orhan TÜLEYL OĞLU otuleylioglu@hotmail.com Neslihan Erten ve Başkent Oda Orkestrası adın orkestra şeflerinin sayılarının, K orkestradaki kadın üyeler gibi artmasını hep umut etmişimdir. Tek kadrolu kadın şefimiz İnci Özdil, halen Bursa DBSO’nun 1. şefi... Mehpare Karamenderes, davet aldıkça konser yapıyor ama pek sık değil. Son birkaç ay içinde adı duyulmadık yabancı kadın şefler gelip Türkiye’de orkestra yönetti, duyumlarım pek olumlu iz bırakmadıkları yönünde. Son yıllarda gelip başarılı olan kadın şef olarak Anu Tali’yi anımsıyorum. Geçtiğimiz günlerde yeni bir kadın orkestra şefini izledip, yaptığı müziği dinledim. Neslihan Erten (d.1970), HÜ Ankara Devlet Konservatuvarı keman ve kompozisyon bölümleri mezunu, yıllardır CSO’nun 2. Keman grubu üyesi... Bazı besteleri seslendirildi, şef olarak da kendini konservatuvardaki öğrenci orkestralarını çalıştırarak geliştirme çabasında oldu. Erten, bildiğim kadarıyla biletli dinleyici önünde ilk profesyonel konserini, Başkent Oda Orkestrası’yla, o güzelim Resim Heykel Müzesi salonunda yaptı. Bu orkestra ile o salonun, çok önemli bir manevi bağı olmalı. Çünkü Başkent Oda Orkestrası’nın CSO başkemancılarından rahmetli Fethi Kopuz, “Halkevleri Genel Merkez Orkestrası” adıyla 1964’te kurmuştu. Bu bina da yıllarca Halkevi olarak anılmıştır. Orkestranın amacı, “birlikte müzik yapmak”tı. Çeşitli ad değişiklikleri oldu, bu amatör ama sazı eline aldığında profesyonelce ses vermeye çalışan orkestra, özellikle Ömer Can’ın başkemancılığı döneminde herkesin büyük çabasıyla ayakta durup, belki kamuoyunun pek bilmediği çok önemli bir işlevi yerine getirdi. Konserlerinin çoğunu yetişmekte olan genç şeflerle yaparak, onlara prova, konser ve deneyim kazanma olanağı sağladı. Son olarak da şef kürsüsünde Neslihan Erten vardı. Orkestra önce, Ankara DOB Orkestrası’nın iki başkemancısından biri olan Erkin Onay’la Aslı Özsoy Körner’e Bach iki keman konçertosunda eşlik etti, ardından Mozart 25. Senfoni’yi seslendirdi. Başkemancı sandalyesinde Seda Ölmeztürk oturuyordu ama ardındaki keman grubunda emekli Danıştay üyesi de vardı, ODTÜ profesörü de... Çünkü özellikle Ankara DOB’un desteğiyle çalışan bu orkestra, “birlikte müzik yapmaktan zevk alan” amatör müzisyenleri de bünyesinde barındırıyor. Neslihan Erten’i orkestra yönetirken ilk kez izledim, atakları zamanında verişini, denge çabalarını beğendim. Yönettikçe stlini de geliştirecektir. Yeter ki, kendisine yönetme olanakları verilsin. Profesyonel kariyerden gelecek bir kadın şefimiz daha çıksa fena mı olur? OkumasızYazmasızlar 970’ten sonra gelişen yeni Türk 1 öykücülüğünün önde gelen isimlerinden Tomris Uyar öykü, deneme, eleştiri ve günlük türlerinde yapıtlar verdi, elliye yakın çeviri yapıta da imza attı. Tomris Uyar, okumanın önemi üstüne görüşlerini birçok dergide dile getirmiş, bir yazısında şunları söylemişti: “Çoğunluk, okumayı boş zamanı değerlendirmek olarak alıyor; uğraşlarında sivrilmiş bilim adamları, teknik adamlar, bakıyorsunuz, okuyacak zaman bulamamaktan yakınıyorlar. Çoğu edebiyattan, hele günümüz edebiyatından habersiz. Oysa hepimizin bildiği bir gerçektir: Okumak bir alışkanlık işi ve süreklilik ister. Küçük yaşlarda edinilmezse bu alışkanlık, bir daha kolay kolay edinilemiyor. Okur olma bilincini bu sorunla bağlantılı olarak düşünebiliriz. Kendi edebiyatını izlemeyen kişi, kendi dilinin geçirdiği evreleri, aşamalarıyla da izlememiş demektir, dolayısıyla çağından, yaşadığı toplumdan, ortamdan, o ortamın güncelliğinden, dilin o andaki siyasal göstergesinden de uzaktır, kopmuştur. Okur olma bilinci elbette yalnızca ‘okur’dan beklenemez. Yazar, önce okur olarak girişir işe, sonra da okuruyla belirlenmeye, kendi yapıtını ikinci bir gözle incelemesini sağlayan bu yansıtıcısıyla tavrı kesinleşir. Bu tür sıkı iletişimin koptuğu toplumlarda bizdeki gibi ilginç durumlar çıkabilir ortaya: Okurluk bilincinden yoksun eğilimli bir okumasızyazmasızlar kalabalığıyla kendi yapıtından başka her şeyi yadsıyan, yazma emeğine saygı göstermeyen bir okumasızyazar tipi…” Okumazyazmazlık sorunu üçüncü dünya ülkelerine indirgenmişse de, ileri endüstrileşmiş ülkelerin de gelişimini giderek daha çok tehdit ediyor. Uzun erimli olan bu sorunun sonuçları geniş ölçüde göz ardı ediliyor. Paulo Freire ve Donaldo Macedo “Okuryazarlık” (İmge Yay.) adlı yapıtlarında okumayazmayı yalnız kazanılacak teknik bir beceri olarak değil; bir kültürel siyasa biçimi olarak görüyorlar. Yazarlara göre, okumazyazmazlık, bir toplumun yalnızca ekonomik düzenini tehdit etmez, aynı zamanda çok derin bir adaletsizlik oluşturur. Bu adaletsizliğin, okumazyazamazların kendileri için karar vermelerinde ya da siyasal sürece katılmalarında yetersizlik gibi ciddi sonuçları vardır. Bu yüzden, okumazyazamazlık, demokrasinin dokusunu tehdit eder. Toplumun demokratik ilkelerinin altını oyar. Okumazyazmazlığın dünya çapındaki bunalımı, eğer savaşılmazsa, zaten dermansız olan demokratik kurumları ve çağdaş demokrasinin çatışmalı doğasını karakterize eden haksız, asimetrik güç ilişkilerini daha da kötüleştirecektir. Okuma alışkanlığının önemine bir de bu açılardan bakmak gerekiyor. Yaşadığımız pek çok sorunun üstesinden gelmenin, demokrasiyi, insan haklarını, özgürlüğü, saygıyı, erdemi yaşamın vazgeçilmez parçası haline getirmenin yolu okur olma bilincinden geçiyor. ‘Kansu Şiir Ödülü’ sahibini buluyor eyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü töreni, 3 C Nisan Çarşamba günü, saat 18.00’de, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde (ÇSM) gerçekleşecek. Törende, ödüle değer görülen “Avluda Kuş Sesleri” adlı yapıtıyla Halim Yazıcı ödülünü alacak ve bir konuşma yapacak. Zeynep Kırdı’nın sunacağı törende, yazar Emin Özdemir’in Ceyhun Atuf Kansu’ya yazdığı bir mektup okunacak. Tiyatro sanatçıları Gaye Alacacı ve Tuncer Yığcı’nın Ceyhun Atuf Kansu’dan şiirler okuyacağı törende, Işık Kansu, “Baba Özlemi” adlı bir sunuş gerçekleştirecek. Tören, şair Günay Güner’in sazı ve sözüyle sona erecek. Öte yandan “Milli Kütüphane Şiir Akşamları” 10. yılında devam ediyor. Ceyhun Atuf Kansu’nun 35. ölüm yıldönümü nedeniyle 29 Mart Cuma günü saat 16.00’da, Kansu’nun şiirleri ve devrimci kişiliği üzerine bir söyleşi yapılacak. Söyleşiyi Mustafa Şerif Onaran düzenliyor, şiirleri Devlet Tiyatroları oyuncuları Rüştü Asyalı ile Berin Ötenel yorumluyor. ‘Azrail Blöf Yapmaz’ ön Sanat Atölyesi, “Azrail Y Blöf Yapmaz” isimli oyunla Yenimahalle’de engellileri sahneye çıkarttı. Yenimahalle Belediyesi 50. Yıl Dört Mevsim Tiyatro Salonu’nda sahnelenen oyunda, trafik kurallarına uymanın önemine vurgu yapıldı. Yazarlığını ve yönetmenliğini Yusuf Aksongür’ün yaptığı oyunda spastik ve down sendromlu çocuklardan oluşan oyuncular sahneye çıktı. Trafik kurallarına uymanın önemine vurgu yapılan oyunda, engelli tiyatro oyuncularının performansları izleyenlerden beğeni topladı. Profesyonel oyunculara taş çıkartan engelli oyuncular, ayakta alkışlandılar. Turneler planlandı Yenimahalle Belediyesi, engelli oyunculardan oluşan tiyatro topluluğunu 50. Yıl Tiyatro Salonu’nda her ay bir oyuna çıkartmayı hedefledi. Engellilere resim, müzik ve tiyatro yoluyla eğitim veren Yön Sanat Atölyesi ile ortaklaşa gerçekleştirilen projede, şehirlerarası turneler de planlandı.Yön Sanat Atölyesi Genel Koordinatörü Kemal Kılıç, özellikle engelli çocukların sahne sanatlarına yönlendirilmelerinin kendilerine olan güvenlerini sağlamaları yolunda hayati önem taşıdığını belirterek, şunları kaydetti: “Engelli çocukların eğitimlerinin yanı sıra engelli bireylerin sosyal hayata kazandırılması için sahne sanatları vazgeçilmez enstrümanlarımızdır. Gerekli imkânlar sağlandığında engelli çocuklar imkânsız gibi gözüken şeyleri içlerindeki inançla başarabiliyorlar. Bunu başaran çocuklarımıza yol açmamızı sağlayan Yenimahalle Belediyesi’ne minnet borçluyuz.” Dil Derneği’nden söyleşi il Derneği’nin her ayın son perşembe günü D düzenlediği, “Dil Ekin Söyleşileri”nin mart ayı konuğu toplumbilimci Dr. Mehmet Şekeroğlu. Şekeroğlu, çalışmalarını sürdürdüğü kitap tasarısının başlığını oluşturan “Teslisçi Aklın Eleştirisi” başlıklı söyleşisini, bugün saat 18.00’de Dil Derneği’nde gerçekleştirecek. ZAYİ SARI Basın Kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. Ebru AYDIN KORSAN KİTAP KÖTÜ BASILIR. OKUMA ALIŞKANLIĞINI YOK EDER. BESAM : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Aykut KÜÇÜKKAYA 28 Mart 2013 Perşembe Sahibi Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon : Barkın ŞIK : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Yazışma Adresi : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Yayımlayan : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Bürosu, Ahmet Rasim Sok. No:14 Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri 06550 Çankaya Dağıtım : YAYSAT Telefon : 0312 442 30 50 Yerel ve süreli yayın Eposta : ankcum@cumhuriyet.com.tr C MY B