Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sayfa 14 Mart 2013 Perşembe a4 Kent Yaşam Göçük raporları tamamlandı ava Kuvvetleri Komutanlığı H önünde bir kişinin ölümüyle sonuçlanan göçükle ilgili 4 kişi hakkında, “taksirle ölüme neden olmak” suçundan açılan davanın görülmesine devam edildi. Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, sanıklar ASKİ Su Kanal İşletme Dairesi Başkanı Hüseyin Soydar, ASKİ Çankaya Şube Müdürü Necmettin Alankuş ve KızılayÇayyolu metro inşaatını yürüten firmanın tünel şefi İhsan Kaplan ile avukatları katıldı. Hakim, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü’nden istenen Söğütözü metro inşaatıyla ilgili zemin etüt raporlarının mahkemeye ulaştığını bildirdi. Duruşmada savunmasını yapan İhsan Kaplan, göçük olayında bir kusurunun bulunmadığını savundu. Kaplan, “Bana verilen talimatlar ve proje haricinde herhangi bir şey Sakin Yemek, Sakin Şehir ugün 14 Mart. Aslında, tıbbiyelilerin, sağlık emekçilerinin bayramı. İleri demokrasi durumlarından dolayı ne onlarda bayram yapacak hâl kaldı, ne de memlekette. Ama yine de Mülkiye Tıbbiye dayanışmasını hatırlayıp, her şeye rağmen, güzel günlere olan ve eksilmeyen inancımızla tüm sağlık emekçilerinin bayramını yürekten kutluyorum. Mülkiye demişken, dün fakültemizin Ernst Reuter İskân, Şehircilik Araştırma Merkezi’nce, Türkiye’de İlk Sakin Kent Uygulaması: Seferihisar adı ile bir toplantı düzenlendi. Prof. Dr. Aykut Çoban’ın açılış konuşmasıyla başlayan, Prof. Dr. Can Hamamcı hocamızın yönettiği toplantıda Dr. Can Umut Çiner, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer ve Dr. Serdar Şahinkaya konuşmacı idiler. Tunç Başkan, Seferihisar’ın ülkemizin ilk sertifikalı “sakin şehri” oluşunun öyküsünü ve sonrasında yaşanan keyifli gelişmeleri ve geleceğe dair projelerini paylaştı. Can Dündar da panel bitiminde yaptığı konuşma ile konunun Türkiye açısından önemini vurguladı. B yapmaya benim yetkim yok. Yaptıklarımı da kontrol amirlerimize bildirdim. Göçük, beklenmedik bir durumdu” dedi. Göçük oluncaya kadar tünelde herhangi bir sorunun olmadığını anlatan Kaplan, olayın olduğu saatlerde tünel içinde bir çalışma yapılmadığını söyledi. Mahkeme, sanık avukatlarının zemin etüt raporlarını incelemek istemeleri üzerine duruşmayı erteledi. “Boğazlar Meselesi” serdarsahinkaya35@gmail.com SERDARŞAHİNKAYA ‘Cem’e davet ettiler kelimelerinden oluşan Cittáslow, “sakin şehir” anlamına geliyor. Dört komünist eski belediye başkanının önderliğinde hazırlanan Sakin Şehir Hareketi’nin ilk bildirgesinde, küreselleşmenin insanlar arasındaki iletişimi, kaynaşmayı ve değişimi kolaylaştırmasına karşılık, farklılıkların törpülenerek, tek bir model insan oluşturmaya doğru gittiği ve sonunda sıradanlığın hâkim olacağı bir düzenin yaratılacağı konusunda endişeler bulunduğu dile getirilmişti. Bu endişelerin giderilmesi, yerel değerlere sahip çıkılması, korunması ve geliştirilmesi amacıyla “sakin şehirler” kavramı çerçevesinde bir ağ oluşturuldu. Sakin Şehir Hareketi, küçük kentlerin geleneksel yapılarını, sıkı kuralları dikkatle uygulayarak korumaları gerektiğini, arabaların şehir merkezlerinden çıkarılmalarını, insanların sadece yerel ürünleri tüketmelerini ve sürdürülebilir enerji kullanmalarını destekliyor. Bu küçük şehirlerde, süpermarket ya da uluslararası köfte zincirlerini aramanın bir anlamı yok. Yaşanır şehirler yaratmak yolundaki “sakin şehir” olabilme kuralları arasında en belirleyici olanları, nüfusun 50.000’i geçmemiş olması. Doğal ve tarihi doku ve de çevrenin korunabilirliği, kültürel ve sosyal geleneklerin yaşatılabilmesi ve buna uygun yaşam biçimlerinin varlığı da temel ölçütlerden bir bölümü. Ayrıca, yöreye özgü yemek kültürlerinin dolaşımda olması ve tüm bu yerinde ve özgün kimlik özelliklerini yansıtan, aceleye gelmeyen bir yaşamı benimseyecek insan varlığının, kaynaşma / misafirperverlik alışkanlıklarının yaşatılması. Bugün itibarıyla sadece 25 ülkede Sakin Şehir sertifikası almış yerleşim yeri vardır ve sayısı 111’dir. Bizim için olan ise, sakin kentlerin 8’inin bizim ülkemizde olması. Seferihisar’ın önderliğini takiben “sakin şehir” yerleşim sertifikası alan yerleşimler; Gökçeada, Akyaka, Taraklı, Yenipazar, Perşembe, Vize, Yalvaç. Bu çok başarılı gelişmeye gözlerini kapayan ve kulaklarını tıkayanlar da yok değil ne yazık ki. Örneğin, Turizm Stratejisi 2023’ü yazan müellifler gibi. Bu belgede, konu ile ilgili olarak tek bir kelime ve satır ne yazık ki yok! Bilmem anlatabildim mi? Memleketteki gidişe inat, direnmek için ağzımızın tadı bozulmasın aman ha. Sağlık ve dostlukla. em Vakfı Ankara Şubesi C Başkanı Şahin Akıncı ve vakfın yönetim kurulu üyeleri Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar’ı ziyaret etti. Vakfın çalışmalarını anlatan Akıncı, Yaşar’ı Nâzım Hikmet Kültür ve Kongre Merkezi’nde yapılacak Nevruz ve Hızır İlyas Birlik Cemi’ne davet etti. Cem Vakfı yöneticileri ile Alevilik ve İslam üzerine sohbet eden Yaşar ve Akıncı, Alevilerin kendilerini doğru anlatamadıklarını savundular. Yaşar, İslam dininin bu kadar büyümesinde erenlerin önemine dikkat çekti. Yaşar, “Ben Papa’nın Vatikan’ını da gördüm, bir ezan vakti Kabe’yi de. O ezan vaktinde milyonlarca insan sadece inancı için sokaklardan akın akın ibadete koşuyordu. Bu başka hiçbir dinde olacak iş değil. Dinini böylesine güzel yaşayabilen tek ülkedir Türkiye” dedi. Yaşar, “Dışlamadan, zorlamadan herkesin inancını yaşayabileceği ortamlar hazırlanmalıdır. Bu noktada Birlik Cemi’ni de çok anlamlı buluyorum emeği geçen herkesi de kutluyorum” diye konuştu. 14 Nisan Pazar günü Yenimahalle Belediyesi’nin Nâzım Hikmet Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek Birlik Cemi’ne Yaşar’ı da davet eden Akıncı, “Desteklerinizden dolayı Yenimahalle Belediyesi’ne teşekkür ediyorum” dedi. Sakin yemek Her şey, 1986’da Roma’daki İspanyol Merdivenleri’nin önünde açılmak istenilen bir uluslararası burger zincirinin, Carlo Petrini önderliğindeki grup tarafından tabaklar dolusu İtalyan makarnası fırlatılarak protesto edilmesiyle başladı. Çünkü “meydanın estetiği bozulacaktı” ve “yemek yeme, öyle abur cuburla doymak, tıkınmak” değildir. Bu konuda geçtiğimiz yıllarda ODTÜ’deki gelişmeleri hatırladınız değil mi? O andan itibaren daha yavaş ve anlamlı akmaya başlayan zaman, adına fastfooda bir tepki olarak slowfood “sakin yemek” denilen ve doğaçlama şekillenen karşı hareket ile giderek yaygınlaştı ve ilerleyen yıllarda yalnızca gıda üzerine değil, doğa, toprak, yaşam, yolculuk, eğitim, okuma, para ve başka alanlarda da ortak bir “sakinlik” felsefesinden beslenen küreselleşme karşıtı, anti – kapitalist bir akım halini aldı. Sakin yemek hareketinin sembolü salyangozdur. Hayat içinde yiyerek yavaş, temkinli ama kararlılıkla ilerleyen salyangoz, cüssesinden beklenmeyecek mesafeler aşar ve geçtiği yerlerde izini bırakır. Sakin Yemek Hareketi yola çıktığından beri inanılmaz mesafeler kat etmiştir. Süreç içerisinde, İtalya’nın Barolo kentinde Slowfood “Yavaş Yiyecek Birliği” oluşturuldu. 1989’da Paris’te uluslararası boyut alan birliğin, bugün 150’den fazla ülke temsilcisinden oluşan 100 bine yakın üyesi bulunuyor. Meraklıları için bir kitap Efendim mevzunun iğne deliklerinde dolaşmak ve muhabbetin ruhunu kavramak için bir kitap tavsiye edeceğim. SLOW FOOD DEVRİMİ; Arcigola’dan Terra Madre’ye Yeni Bir Yaşam ve Yemek Kültürü. Kitabın iki yazarı var. Birisi o protesto hareketin yiğit yaratıcısı Carlo Petrini diğeri de Gigi Padovani. Sakin Yemek Devrimi’nde temiz, adil, sağlıklı gıda prensibiyle endüstriyel gıdalara ve beslenme biçimlerine karşı mücadele veren ve unutulmaya yüz tutan yeme içme geleneklerinin, tarım yöntemlerinin ve biyoçeşitliliğin korunması için çalışan bu hareketin heyecan verici macerasını okuyacaksınız. Bana göre, bizim topraklar yani Anadolu, Carlo Petrini’nin lezzet insan hakkıdır düşüncesine bire bir uyan bir coğrafyadır. Sizce de öyle değil mi? O zaman toprak ananın çocukları olarak bizler de bu sakin yemek hareketine daha bir omuz vermeliyiz, özen göstermeliyiz. Geleceğimiz ve çocuklarımız için bu gelişmelere duyarlı olmak, destek ve katkı vermek bence bir yurttaşlık görevidir. Kardelenliler isyanda ryaman Kardelen Sitesi’nde E yaşayanların, kamuya ait araç ve yaya yolunu kullanmalarının, bir site yönetimi tarafından engellendiği ileri sürüldü. Site sakinleri, Maybak Site Yönetimi’nin, kamu arazisi olan yaya ve araç yolunu işgal ettiğini söyleyerek, “Bununla da yetinmeyip, sosyal alan olarak kullanabileceğimiz park arazisini de hiçbir şekilde çocuklarımızın ve ailelerin kullanmasına izin vermiyorlar. Bu alana geldiğimizde sınır kapısına gelmişiz gibi kimlik sorgusuyla karşı karşıya kalıyoruz” dedi. Yurttaşlar, araçlarını park ettikleri otoparkın da adı geçen site yönetimince işgal altında tutulduğunu kaydetti. Gölbaşı ‘tür’ zengini evre ve Şehircilik BakanlıÇ ğı, Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde yaptığı çalışmalarda, 494 bitki, 12 sürüngen, 83 kuş ve 25 memeli türü tespit etti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, “Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi Habitat ve Tür Koruma İzleme Projesi” çerçevesinde yöreye özgü bitki türleri tespit etti. Bakanlık tarafından Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde yapılan arazi çalışmalarında 493 bitki türünün bulunduğu ve 47 tanesinin endemik olduğu gözlendi. Fauna çalışmaları sonucunda, 3 tane iki yaşamlı tür, 83 farklı kuş türü, 25 memeli türü, 12 farklı sürüngen türü ve 13 farklı balık türü tespit edildi. Mogan ve Eymir gölleri ve sulak alanları; 227 kuş türü tarafından barınma, üreme, konaklama amaçlı kullanılan ve Türkiye’de Ramsar Sulak Alanlar Sözleşmesi’ne aday gösterilen önemli kuş alanları arasında yer alıyor. Bu kuş türlerinin 40’ı bölgede üremekte, 30’u bütün yıl gözlenmekte diğerleri ise göç zamanı veya sadece göl çevresinde görülüyor. Ve sakin şehir Yavaş yiyecek kavramından esinlenen Cittáslow “Sakin Şehir Hareketi”nin temeli, 1999’da İtalya’nın Toscana bölgesinde bulunan Chianti şehrinde, 30 kadar Yavaş Yiyecek Şehri’nin katılımıyla atıldı. İtalyanca Cittá (şehir) ve İngilizce slow (sakin / yavaş) C MY B