Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sayfa 11 Mart 2013 Pazartesi a4 Kent Yaşam Balıklar uyur mu? E vet, balıklar da uyur. Bunu en güzel gece dalışlarında görürüz. Uzmanlık dalışlarının en güzellerinden birisidir gece dalışı. Ankara’dan kalkıp gittiğimiz kısıtlı süreli dalışlarda dahi, fırsat yaratıp gece dalışı yapmak için uğraşırız. Gece dalışını bu kadar güzel ve özel kılan balıkların uyuması değildir elbette. Bence heyecan ve adrenalin tutkusu gece dalışlarını uzmanlık dalışlarının birinci sırasına yerleştiriyor. Gece, yalnızca el fenerinin aydınlattığı kısıtlı bir alanda bulduğunuz görüşün içerisinde balık ve diğer canlıları görebilmek, onlara her zamankinden fazla bir şekilde yaklaşabilmek çok büyük bir keyif. Bozkırdan Maviye SONERABACI Bunun yanı sıra bir de gece avcılarını görebilmek var işin ucunda… Gündüz göremediğiniz bu canlılar, gece olunca beslenmek için dışarı çıkar ve avlanmaya başlar… Denizin vahşi yüzünü tüm çıplaklığıyla görebileceğiniz bu anlar, size muhteşem dakikalar yaşatır. Hazırlık ve güvenlik safhası daha titiz ve dikkatlice yürütülmelidir gece dalışlarında. Malzemelerimizi gündüz gözüyle hazırlar, dikkatlice kontrollerini yapar ve kullanıma hazır duruma getirdikten sonra itinayla kaldırırız. Gece suya girmeden önce son kez kontrol eder, her şey hazırsa o zaman suya gireriz. Suya girişlerimiz de her zamanki gibi atlama şeklinde olmaz, kontrollü bir biçimde suya giriş yaparız. Elimizde iki adet fener hazır olur, birini sürekli yedek bekletiriz. Dalış süremiz ve dalış derinliğimiz güvenliğimiz için her zamankinden daha azdır. Ama bu kısıtlı süreler bile bize muhteşem güzellikler sunar. soner@badim.com.tr ‘Hidroket’ Hollanda’da Türkiye için yarışacak mayıs ayında Hollanda’da yapılacak yarışmada Türkiye’yi temsil edecek. AÜ öğrencilerinden oluşan Hidromobil Takımı, yaptıkları “Hidroket” aracıyla Rotterdam kentinde 1519 Mayıs’ta düzenlenecek, ShellEco Marathon’un (SEM) Avrupa ayağında, 30 ülkeden 220 üniversite ekibinin yaptığı araçlarla yarışacak. En az yakıtla en uzun mesafeyi katetmesi beklenen araçlar, yarışmada verimlilik yönünden değerlendirilecek. AÜ Mühendislik Fakültesi’nin kimya, fizik, elektronik, bilgisayar ve jeoloji mühendisliği bölümleri ile Fen Fakültesi’nin fizik, kimya ve astronomi bölümlerinde eğitim gören 35 öğrencinin yaptığı araç, saatte yaklaşık 80 kilometre hıza ulaşabiliyor. Hidromobil Takımı üyelerinden fizik bölümü 2. sınıf öğrencisi Yiğit İmren, “Hidroket”in diğer çevreci araçlardan farkının aracın elektriğini kendisinin üretmesi olduğunu vurgulayarak, “Elektriğe, şarj aletine bağımlı olunmuyor. Batarya gibi bir sistemimiz yok. Batarya sisteminin sıkıntısı şurada, 300 kilometre gittiğinizde aracın 5 saatlik bir süre şarjda beklemesi gerekiyor” diye konuştu. Hidromobil Takımı kaptanı AÜ Kimya Mühendisliği 2. sınıf öğrencisi Emre Kaçaner ise Hidroket’in yapımının 100 bin TL’ye mâl olduğunu anlatarak, bu miktarın bir kısmının üniversite tarafından, bir bölümünün de sponsorlar tarafından karşılandığını belirtti. nkara Üniversitesi (AÜ) A öğrencilerinin yaptığı hidrojenle çalışan çevreci araç “Hidroket”, Gençlerin Galibiyet! eçtiğimiz cuma günü oynanan Galatasaray Gençlerbirliği G karşılaşmasında başkentin kırmızı siyahlı takımı, lider koltuğunda oturan rakibi Galatasarayı 10 yendi. Halen 47 puana sahip ve en yakınında bulunan takımdan 4 puan önde olan Galatasaray’ın yenilgisini, İstanbul dukalığında kalem oynatan bazıları hazmedemediler. Oysa ligin ilk yarısında Galatasaray yine Gençlerbirliği önünde yenilgiden son dakikalarda kazanılan bir golle kurtulmuş ve 33 berabere kalmıştı. Ülkemizi Avrupa’da üst seviyede temsil eden Galatasaray sezona güçlü girdi ve ara transferde hatırı sayılır paralar ödeyerek büyük oyuncular aldı. Ama görülüyor ki bu oyuncular halen hazır değiller. Gençlerbirliği ise sessiz sedasız Belçika liginde kafa golleri atmakla tanınan küçük bir oyuncu ile yetindi. Björn Vleminckx isimli bu oyuncuyu ancak kiralık olarak alabilen Gençlerbirliği, büyük kulüplerin transfere çengel atma olasılığına karşı görüşmeleri gizli yaptı. Galatasaray’ın aldığı oyunculara verilen transfer ücretinin onda biriyle gelen bu oyuncu, ilk maçında 4 gol attı, son attığı golle de Galatasaray’ı dize getirdi. Bu maçın kaybında bazıları sahadaki çimlerin olumsuzluğunu ileri sürüyor. Olabilir ama Gençlerbirliği başka bir sahada oynayarak mı karşılaşmadan galip geldi? “Görünen köy kılavuz istemez” derler. Gerçek olanı, Galatasaray’ın büyük ümitlerle kurulan takımının futbolunu ortaya koyamamış olmasıdır. Aslında bu sezon ülkemizde futbolda büyük bir düşüş olduğunu kabul etmeliyiz. Bu nedenle de Galatasaray’ın yarın Almanya’da Schalke karşısında zorlanacağını tahmin ediyoruz. Dileğimiz Galatasaray’ın Almanya’dan mutlu ve güzel haberlerle dönmesidir. Ancak, sarı kırmızı takımımız Almanya’dan kötü bir sonuçla dönerse asla düşünmek bile istemiyoruz süper lig alt üst olacak ve umulmadık sonuçlar alınacak, şampiyon o zaman belli olacaktır. Hepsinden de önemlisi gece dalışlarında yakamoz görme şansımız olur. Bir çok kişi denize yansıyan ışıkları yakamoz olarak bilir. Aslında işin gerçeği bu değildir. Yakamozlar, çıplak gözle görünmeyecek kadar çok küçük canlılardır. Bu canlılar gece el fenerlerimizin ışığı ile şarj olur, tekneye ya da kıyıya çıkmadan fenerlerimizi kapatırsak o muhteşem ışıltılarını görme şansımız olur. Nostalji gecesi tutkunları bu ay son Sualtı derece nostaljik bir gece yaşayacak. Bodrum’a taze kan… avalar ısınıyor, güneyde H hummalı sezon hazırlıkları başladı. Dalış merkezleri, daha iyi hizmet verebilmek için malzemelerini yeniliyor, tekneler boyanıp denize indirilmeye hazırlanıyor. Bu hummalı hazırlıkları yapanlar arasında benim için çok özel birileri var. Bodrum’a yeni bir soluk getireceğine inandığım sevgili eğitmen arkadaşlarım Yener Çeltikci ve sevgili Oktay Sevinç, Happy Bubbles dalış merkezine 23 Nisan’da ilk dalıcılarını kabul edecekler. Şimdiden hayırlı olsun, güzel, keyifli ve bol kazançlı olsun… Badim Su Sporları Kulübü’nün düzenlediği Başkent Sualtı Günleri’nin bu ayki konuğu Sualtı fotoğraf sanatçısı Saadettin Aşkın olacak. Saadettin Hocam bizleri, muhteşem arşivinden seçtiği dialarla geçmişe götürecek. Bu harika gösteriyi kaçırmayın. Tarih: 28 Mart Perşembe Saat: 20:00 Yer: Cumhuriyet Kültür Merkezi SPOR GÖZLEM ALİABALI Sincan’dan mektup var GÖKÇE ALTUNTAŞ “Yağan yağmurun getirdiği toprak kokusu hariç dışarıya ait hiçbir şey yok burada” diyor on aydan uzun süredir Sincan F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan ODTÜ’lüler. İlhan Kaya ve Barış Önal, gözaltına alındıkları günden beri yargılanmayı beklerken, arkadaşları ve destekçilerine de mektuplar yazmayı ihmâl etmiyor. Terör örgütü üyeliği iddiasıyla tutuklanan ODTÜ öğrencisi İlhan ve ODTÜ mezunu Barış, neden orada olduklarını son mektuplarında şöyle anlatıyor: “Çünkü biz iktidar baskılarına sessiz kalmadık, parasız eğitim istedik, emekçilerin yanında yer aldık, Kürt halkına uygulanan asimilasyon politikasına karşı durduk, F Tipi cezaevlerindeki işkenceleri ifşa ettik ve emperyalistlere karşı açıkça meydan okuduk.” Mektupta, içinde bulundukları mücadelenin yalnızca mütevazi bir parçası olmanın bile alıkonulmalarına yettiğini belirten tutuklular, “Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir” diyerek hâlâ inatçı, inançlı ve sabırlı olduklarını söylüyorlar. Yazının bitiminde, yakında mahkemeye çıkacaklarının da müjdesini veren Kaya ve Önal, başta ODTÜ öğrencilerini ve akademisyenlerini, ardından hak ve özgürlükler mücadelesine sahip çıkan tüm dostlarını mahkemeye davet ediyor. Dava, 13 Mart 2013 Çarşamba günü saat 09,00’da Ankara Adliyesi’nde görülecek. Ankaragücü direniyor Futbolda PTT Birinci Ligi’nde yaşam savaşı veren Ankaragücü’nde son haftalarda çıkış var. Başkentin asırlık sarı lacivetli takımı arka arkaya alınan beraberliklerden sonra, son karşılaşmasında ligin şampiyonluğunu kovalayan 1461 Trabzonsporu, 32 yenmesini bildi. Çıkmayan canda ümit vardır örneği, Ankaragücümüz direniyor. Dileğimiz başarlı olmasıdır. Haydi Ankaragücü diyoruz. Federasyonlar özerkmiş Türk sporunda çağa uyabilmek için gereğini yapmaya çalışıyoruz. Önde gelen spor federasyonları özerk oldu. Başkan ve heyetleri seçimle belirleniyordu? Du... idi. Bağımsız Spor Bakanlığı da kurduk. Ama federasyonların seçiminde, oy vereceklerin sayısı üzerinde oynandı ve seçimlerde teşkilat üyeleri öne çıktı. Son örnek, tüm genç sporcuları dopingli çıkan Halter Federasyonu başkan ve üyeleri bu yüz kızartıcı olay sonunda istifa ettiler. Yeni bir seçim yapıldı. Kim mi kazandı ? Teşkilatın adayı başkan seçildi. Federasyonlar özerkmiş! Hayırlı olsun. C MY B ali.abali@cumhuriyet.com.tr