Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sayfa a8 eçen hafta “Ankara Wine Club”ın “Ankara Hilton Hotel”de düzenlediği bir organizasyonda “Efe Alkollü İçkiler”in rakılarını tattık. Kuşkusuz en ilgi çekici olan, geçen ay meşe fıçıda 5 yıl süreyle eskitilerek piyasaya sunulan “Sarı Zeybek”ti. Özel şişesi ve ambalajı ile Fransız konyaklarının özellerini andıran bir sunum doğrusu insanı cezb ediyor. Aslında, basında çıkan haberlerde maalesef bu yeni ürün bilinçsizce “viski görünümlü rakı” olarak ifade ediliyor. Halbuki üzüm kökenli bir distile içkiyi hububat kökenli viskiyle özdeşleştirmek olmaz. Olsa olsa, yine üzüm kökenli bir distile olan konyağa, daha doğrusu “brendi”ye benzetebiliriz. Meşe fıçıdan gelen aromalar, anasonla birleşince karşımıza damakta biraz daha dolgun, hafif tatlı ve kıvamlı bir yapı ortaya çıkıyor. Aslında, keyif veren bir içki olmuş. Ancak, rakı olarak nitelemek pek kolay değil. Bence “anasonlu brendi” demek daha doğru. Şirket müdürlerinden Emre Utku; “bakır imbiklerde damıtılarak elde edilen rakının 500 litrelik Fransız meşe fıçılarında 5 yıl süre ile eskitilerek, farklı bir lezzet yakalandığını” belirtiyor. Her yıl 6 bin şişe üretilecek bu özel içkiyi sofrada doğru yere konumlandırmalıyız. Bence, yemek sonunda ya da tamamen çerezlerle tek başına keyif verir. Ancak, yemek ortasında asla olmaz. Fiyatı da tabii ki, G Efe’den 5 Yıllık Fıçı Rakısı Tadım Notları Prof. Dr. ERTAN ANLI http://tadimnotları.blogspot.com email anliertan@yahoo.com 9 Şubat 2013 Cumartesi yaşam fıçılama maliyetinden dolayı diğer rakılara göre yaklaşık üç kat daha pahalı. Benim rakı ölçülerime uymasa da rakıseverlere farklı bir lezzet... Galata’da keyifli bir balık restoranı Ankaralı okurlarıma İstanbul’da balık restoranı önermek pek kolay değilse de, çok sevdiğim Galata’da hem güzel bir manzara, hem de lezzetli balık bulunca yazmadan geçemedim. “Galatalı Balık” Karaköy vapur iskelesinde “Hettie Hotel”in teras katında 70 kişi kapasiteli bir balık restoranı. Öncelikle, yüksekten nefis bir deniz manzarası sunuyor. Boğaz Köprüsü, Topkapı Sarayı, tarihi yarım adadaki camiler, Kız Kulesi ve Galata Köprüsü’nü içine alan geniş bir panorama... En önemli özelliği 80 farklı meze sunması... Bu konuda ciddi bir çalışma yapılmış. Servis elemanları güler yüzlü ve temiz giyimli. Fiyatlar da İstanbul, hatta Ankara ölçütünde abartılı değil. Yüksel Akgül ve Nugül Çelik ortaklığı ile önce Suadiye’de sonra da bundan 4 ay önce Karaköy’e gelen “Galatalı Balık” balıkseverler için önemli bir lezzet durağı. Şarap mönüsü de birçok balık restoranından zengin. Ben soğuk mezelerden fesleğenli, zeytinyağlı levreği çok beğendim. Ayrıca, zeytinyağında kekikle hazırlanmış ahtapot da çok lezzetli. Galata’ya yolunuz düşerse denemeye değer. Fransa, İngiltere, Honkong, Almanya ve ABD olmak üzere 5 farklı ülkeden 1830 yaş grubunda 150 bin kadın üzerine yapılan bir anket çalışmasında kadınların beyaz, roze ve diğer şaraplara göre yüzde 51.1 gibi yüksek oranda kırmızı şarap tercih ettiklerini söylüyor. Beyaz şaraplar yüzde 26.4, roze şaraplar yüzde 15.7 oranında kalırken, kalanını diğer şarap tipleri oluşturuyor. Ülkelere göre kadınların şaraptan beklentileri değişiyor. Fransızların yüzde 70’i şarabın kökenini, İngilizlerin yüzde 50.8’i fiyatı, Amerikalıların yüzde 68.4’ü üzüm çeşidini önemsiyor. Fransız kadınları Pinot Noir, Merlot gibi meyve aromalarının ön planda olduğu şarapları seviyor. Amerikalı kadınların yüzde 58’i şaraptan erkeklerden daha iyi anladıklarını belirtiyor. Ayrıca, anket sonuçları şarap sektörünün kadınları çektiğini ve somelye okullarından her yıl artan düzeyde kadın somelyenin çıktığını, üniversite şarap bilimi eğitiminin de kadınlar arasında revaçta olduğunu söylüyor. Her ne kadar Türk kadınları üzerine yapılmış bu yönde bir araştırma olmasa da, bizde de kadınların son yıllarda kırmızı şaraba ilgi duydukları biliniyor. Eğer 14 Şubat’ta içki tercihiniz şaraptan yanaysa bu anketi pek de yabana atmamak gerek… Kadınlar kırmızı şarap seviyor Önümüzdeki hafta 14 Şubat Sevgililer Günü... Artık bizde de gelenekselleşen bu özel günde sevdiğinizle hangi şarabı paylaşmalı? Fransızların önemli gazetelerinden Le Figaro’da 2012 yılında çıkan habere göre; C MY B