29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sayfa 6 Şubat 2013 Çarşamba a2 Kültür sanat u yazımızla birlikte, Ankara’nın (bu arada Türkiye’nin) “bir daha asla dönemeyeceğimiz, hiç geri gelmeyecek günleri”ne yaptığımız “Düş Yolculuğu”nu tamamlıyoruz. Dizimizi “Bakalım daha daha neler yapmışızdır?”ın yanıtları ile sonlandırıyoruz. I 1960 civarında Ankara İl Radyosu’nda Domenico Modugno’lu San Remo Müzik Festivalleri’ni dinlemişizdir. I Dönemimizin “prenses, piramit, balkanika, ekler” adlı pastaları ile “üzümlü kek”ini yemişizdir. I İtfaiye Meydanı, Denizciler Caddesi, Hacettepe ya da Samanpazarı’nda “bul karayı al parayı”cılara küçük de olsa para kaptırmış, sonra da akıllanmışızdır. I Orhan Boran’ın İpana Diş Macunları’nın reklamı olarak sunduğu “11 Soru Bilgi Yarışması”nda bizler de radyolarımız başında yarışmışızdır. I 19 Mayıs Stadı’nın genişletilmeye alındığı yıllarda, Tandoğan’daki Ankaragücü Stadı’nın zaman zaman kırılançöken tahta tribünlerinde dönemin takımlarının futbol maçlarını, Hayrabolulu SüleymanSındırgılı Şerifİzmitli Adil ve İrfan Atan gibi pehlivanların yağlı güreşlerini izlemişizdir. I Ankara’nın ünlü şekercilerinin o rengarenk cam kavanozlarındaki “susamlı, limonlu, tarçınlı, çilekli, naneli” akide şekerlerinden yemişizdir. I Atatürk Bulvarı’nın MenekşeABCFaçaDeryaTuna ÇorapMısırlı gibi mağazalarından giyinmişizdir. I BURDA dergilerinden çıkardığımız “patron”ların yardımıyla elbiseler dikmiş ya da diktirmişizdir. I Sakarya Caddesi’nin, domuz ürünleri dahil her tür sakatat satan “Sakatatçı”sını elbette hatırlarız. B 1940 sonları1960 başları (5) yerindeki “Sümerbank” ve ING Bank’ın yerindeki “Beykoz” mağazalarından, orada bulunamayanların ise Dodanlı Yerli Mallar Pazarı’ndan ya da Tarman Kardeşler’den edinildiğini, daha dün gibi anımsıyorsunuzdur. I İlkgençlik yıllarında AOÇ’nin piknik alanlarında “Tekel Birası” ve “Çubuk Şarabı” içmişizdir. Posta Caddesi’nin Şükran Lokantası, Palabıyık’ın Yeri, Kürdün Meyhanesi gibi ünlü “Devlet”in Sümerbank ve Beykoz mekânlarına gitmemiş olsak bile tül mağazalarının yeni “özel” sahipleri. perdeli vitrinlerinden içine doğru kaçamak göz gezdirmişizdir. Samanpazarı’nda Esenpark Gazinosu’nun altındaki Kavaklıdere Tadım Evi’ni hatırlayanlarımız çıkacaktır. I Bahçelievler’de oturanlarımız Çarşı Durağı’nın ilk restoranlarından M “Kokteyl”i (şimdiki MŞekerci kavanozlarındaki akide şekerleri. Hosta), “Gümüş yapamıyor) I Yeni yılı, “aile, akraba, Pastanesi”ni (şimdiki gezdirmelerine komşular” bir arada toplanarak Neşe Çiçek), İş tanık Divitler, uçlar, dökülmez “Salonda at yarışı, fırdöndü, Bankası’nın üstündeki hokka, Pelikan mürekkep tahta numaralı tombala” oynayıp, olmuşuzdur. “Mehtap Sineması”nı ve şişesi, kalem uzatıcı, kamış. I Anafartalar meyve ve kuruyemiş yiyerek, kimi “Langırt Salonu”nu, Caddesi’nin ünlü evlerde “pişmaniye çekerek” Cuma Pazarı’nın eski kadın ayakkabıcıları “Emelİncikarşılamışızdır. yerini, Karakol Durağı’nın Zevk 101 Çeşit” mağazaları ile, Hanif I Okul çıkışlarında maniler Sineması ile tenis kortlarını okuyan “macuncu”nun bir elindeki Çarşısı’nda ünlü markaların seri unut(a)mamışlardır. sonu mallarını ucuza pazarlayarak, metal kaşıkla, bölmeli metal I İlk ve ortaokul yıllarımızın kadınların sabahın erken saatlerinde okul girişçıkışlarında, “Seyyar kutusundan söküp, diğer elindeki upuzun kuyruklar oluşturmalarına çomağa özenle sardığı “allı da Sinemacı”nın 5 kuruş karşılığında, neden olan “Güneş”ten ayakkabı güllü bu macun”dan tatmışızdır. bir elinde tuttuğu sopanın ucuna almışızdır. I Kendi yaptığımız Hacivattakılı göstericinin içine dairesel I UlusSıhhiye (Lozan)Kızılay Karagöz’leri “cam para” olarak ve karşılıklı yerleştirdiği ve meydanlarının ortasındaki, tepeleri karşılığında (biriktirilen bu camlar, eliyle değiştirdiği 1012 kadar şemsiyeli ve kesik bidon görünümlü fotoğraf negatifini, “Şu görmüş sokak aralarında cam toplayan “Trafik Polisi Noktaları”nı eskicilere kırık leblebi, olduğunuz Mekkei hatırlıyorsunuzdur. keçiboynuzu, iğde karşılığında Mükerreme’nin bilmem neresi, I Sizin anneniz de bir açık hava verildiğinde bir tür nakit işlevi şu görmüş olduğunuz Medinei ateşinin ya da maltızın üzerindeki görürdü, onlardan da herhalde Münevvere’nin feşmekan yeri, teneke içinde kaynattığı yünleri, yeniden kullanımcılara giderdi) şurası Tac Mahal’in…” kumaşları, kilim palalarını, giysileri oynatmışızdır. seslendirmesiyle “sinema I İleride Ankara klasikleri olacak “Victoria kumaş boyaları” ile niyetine” izlemişizdir. boyamıştır. Boğaziçi Lokantası’nı (1956I Tabelalardaki yabancı dil I Önlüklerimizden Denizciler Caddesi), Kukla Kebap’ı kirliliğinin bugünlere henüz ayakkabılarımıza, iç (1958Dörtyol), Bolu Akın ulaşmadığı dönemlerde, çamaşırlarımızdan bayramlık Lokantası’nı (1958Etlik Otobüs belediyenin Türkçeleştirme çabaları giysilerimize varana değin, Garajı) ve Kokoreççi Hacı’yı sırasında, Demirtepe’deki Mon neredeyse tüm giysilerimizin (1960Temmuz Sokağı) daha o Amour Gazinosu’nun M. Ulus’ta bugünkü L.C.Waikiki’nin yıllarda keşfetmişizdir. Anamur’a, Bakanlıklar’daki Milka I Yıllık “Kok Kömürü Pastanesi’nin Yeni Milka’ya Karnelerimiz” ile TKİ’den dönüşerek Türkçeleştiğini hayretle aldığımız kömürleri, gözlemişizdir. yokuşlarda arabaları iterek Nasıl bitirelim? Bir Ankara atlara yardımcı olmak suretiyle, varmııış, bir de baktım Ankara at arabalarıyla evlerimize yokmuuuş... Baki kalan bu kubbede ulaştırmış, sonra da tenekelerle “hoş bir Ankara” imiş. kömürlüğümüze taşımışızdır. “Var mı odun, kömür kırdıran?”lara özellikle odun kırdırmışızdır. I Zungla şekerlemelerinin kağıtları ve türlü sakız ile Tahta çikolataların sarıldığı hayvan, bitki, numaralı tombala ve artist, bayrak, futbolcu resimleri ile kartları. büyük olan numaranın küçüğünü (solda) “ütmecesine” AltÜst (İki kişili) ve AltÜstOrta (Üç kişili) oyunları oynamışızdır. I Mayıs ayının bir gününde Paketler içinde çeşitli SBF’lilerin “İnek Bayramı” renklerde sırasında, Ziya Gökalp Bulvarı’nda kumaş inek (şimdi insanlar bile yürüyüş boyaları. GÖRÜNÜM A. Celal B NZET [email protected] Başka Kıyılarda Sanat Ünlü özdeyişteki gibi, biz bir daha eskisi olamayız artık. Zaman aralıklarına sıkıştırılmış rastlantılar geri dönüşsüz değişimleri barındırır içinde. Demem o ki, aynı ortamın döngüsü içinden çıkılan kısa süreli uzaklaşmada sanatın ve yaşamın değişik boyutları karşılar bizi. Zaten sanatın sonul amacı yaşam karşısında kendimize bir duruş seçme değil midir? Dışarıdan dayatılan şablonlara karşın daha yaratıcı ve daha aydınlık bir dünya kurmanın öteki adıdır sanat. Kimi kez yeni bir yapıt ortaya koymanın yanı sıra üzerinde yaşanan toprakları anlamlandırmak da o eylemin içine girer. İzmir... Salihli yakınlarındaki Bozdağ eteklerinden geçerken iç titreyişlerini bastırıp denize kıvrılan yolların peşinden uzanmak İzmir’e... Ege’nin kalbi bu kentte açılan sanat merkezi görülecek şey. Kordon’da, eski Fransız Konsolosluğu binasını alarak restore edip sanat merkezine dönüştüren Arkas Holding, Naci Kalmukoğlu’nun resimlerinden oluşan büyük bir sergi açtı. İzmir dışında Ankara ve İstanbul’dan çağrılıların katılımıyla gerçekleşen etkinliğin önemini vurgulamaya gerek var mı bilmem? Baharın uç verdiği Ege toprağında kıyıları dolduran imbat serinliğini duyumsamanın hazzı da başka. Doğrusu, bizde de böylesine güzel sanat merkezlerinin eksikliği duyulmuyor değil. Naci Kalmukoğlu, yaşama başka topraklarda başlayıp ülkemizde devam etmiş bir sanatçı. Sürüklenişler, bunalımlarla dolu yıllar. 1917 Sovyet Devrimi sonrası yurdumuza göç etmiş üç ressamdan biri. Ötekiler İbrahim Safi ile Nimetullah Gerasim. Bu son sanatçının bir grup resmi güzel bir rastlantıyla bu hafta içinde Ankara’da sergilenecek. İstanbul bir başka karmaşa, başka bir serüven. Onlarca serginin gezilebilmesi uzun zamanlara bağlı. Bunlardan, İstanbul Modern’deki “Yeni Yapıtlar, Yeni Ufuklar” sergisi yurdumuzdaki çağdaş sanat serüveninin başlangıcından günümüze geçirdiği evreleri kapsamasıyla ilginç. Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki “Bir Ülke Değişirken” sergisi ise geçen yüzyılın başında yaşanan köklü dönüşümlerin günlük yaşama yansıyan yönlerini gösteren örneklerle dolu. Bir anlamda o sergi de ülkemizin çağdaşlaşmasına denk düşen örnekleri kapsamış. İstanbul’un sanat yaşamı o curcuna ortamı içinde varlığını sürdürmede. Ankara’ya göre daha kalabalık, daha bir geniş boyutlu. Her köşesine sinmiş bir sanat gerçeği var. Çiçek Pasajı’ndaki bir yerde Fahrettin Baykal röprodüksiyonunun çağrıştırdığı anılar yumağını çözmeye çalışırken yaşamda rastlantının payını düşlüyoruz bir yandan. Koyulaşan söyleşilerle yıkılan duvarlar karşısında yaşamın güzelliği bir kez daha şaşırtıyor bizleri. Sanat, yaşamın gözeneklerine sinmiş aslında. ynı yerlerde dönüp durmanın verdiği tekdüzelik A gibi yaşamı rutinleştiren kalıplar vardır. Gerçi ne denli yakınırsak yakınalım, yaşam asla yinelenmez. Düş Yolcusu SAVAŞSÖNMEZ [email protected] M M Boğaziçi Lokantası (1956), Kukla Kebap (1958) ile Kokoreççi Hacı’nın (1960) bugünkü kartvizitleri. 6 Şubat 2013 Çarşamba : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR Sahibi Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon : Barkın ŞIK : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Yazışma Adresi : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Yayımlayan : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Bürosu, Ahmet Rasim Sok. No:14 Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri 06550 Çankaya Dağıtım : YAYSAT Telefon : 0312 442 30 50 Yerel ve süreli yayın Eposta : [email protected] M M M M C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle