22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sayfa 23 Şubat 2013 Cumartesi a4 Yaşam Çoktanrılı dinlerde şarap Ş arabın tarih boyunca farklı kültürlerde yer aldığını, aslında Anadolu’dan dünyaya yayıldığını bu köşede anlatmıştım. Şarabın kutsal içecek olarak kabulü, günümüzde Avrupa kültüründeki önemi, aslında kutsal kitaplarda yer almasıyla ilişkilendirilebilir. İslam coğrafyasında ise önceleri olmasa da zamanla uzak durulan içki olarak yer almıştır. Tevrat ve İncil’deki yeri Kana kentindeki düğün yemeğinde içilen şarap, yani “kaşer”, Yahudi olmayan hiçbir elin üzümlere değmediği ve şarap üretimine katılmadığı şarabı anlatır. Günümüzde de Yahudiler bu geleneği sürdürmektedirler. Hatta, İsrail dışında da Bordeaux, Kaliforniya gibi dünyadaki bazı bağ bölgeleri “kaşer” şarabı üzerine uzmanlaşmışlardır. İşin hikâyesi; Yuhanna İncili’nde (Bab 2, III) şöyle anlatılır: Kana’daki yemekte İsa’nın annesi ve on iki havarisi vardı. Şarap tükenince, annesi ona şarabın kalmadığını söyler. İsa, Meryem’e biraz da kaba bir çıkışla “Kadın bekle, daha zamanım gelmedi” der. Bu aslında Hıristiyan tarihçilerine göre; 30 yıl gizli sürdürdüğü hayattan sonra halkın karşısına çıkan ve mucize yaratmaya hazır bir İsa’dır. Annesi etraftakilere “Siz o ne derse onu yapın” der. İsa da, taş su küplerine su doldurmalarını söyler ve küplerdeki suyu şaraba dönüştürür. Böylece mucize ortaya çıkar. Üzüm bağları ve şarap dört İncil’de de yer bulur. İsa, omcanın kütüğünü, takipçileri ise bağ çubuğunu betimler. İsa, çarmıha gerildiğinde ve işkence gördüğünde kanlar akmaktadır. Bu kanlar şarap olarak fıçılara dolar. İsa’nın çilesi simgesel olarak şarabın acılaşması ile son bulur. İslamiyette şarap İslamiyetin ilk dönemlerinde, yani yasak gelmeden önce üzüm ve ürünü şaraba olumlu bir yaklaşım vardır. Nahl Suresi 67. ayette bu durum şöyle ifade olunur: “Hurma ağaçlarının meyvelerinden ve üzümlerden hem içki, hem de güzel bir rızk elde edersiniz. Elbette bunda aklını kullanan bir toplum için ibret vardır.” Sonrasında daha çok, aşırı tüketimin zararı vurgulanmıştır. Nisa Suresi 443’te ise “Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar, bir de yolcu olmanız durumu müstesna cünüp iken yıkanıncaya kadar namaza yaklaşmayın.” Bakara Suresi 219. ayette ise; “Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki: ‘Onlarda hem büyük günah, hem de insanlar için bazı zahiri yararlar vardır. Ancak günahları yararlarından büyüktür’” ifadesi yer alır. Şaraba ilişkin yasaklama ise Maide Suresi 5/9991’e dayandırılır: “Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. 591. Şeytan, içki ve kumarla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz?” Bazı İslam yorumcuları bu ayetleri, aşırı tüketiminin insana zarar verdiği şeklinde yorumlamışlar ve bunu mutlak bir yasak olarak ele almamışlardır. Özellikle, Anadolu geleneklerinden izler taşıyan AleviBektaşi öğretisinde itilmemiş, hatta belli düzeyde değer verilmiş, edebiyata, halk türkülerine konu olmuştur. Nitekim, günümüzde de bilimsel çalışmalar ölçülü tüketimin yarar, fazlasının ise zarar olduğunu göstermiştir. Fransız Paradoksu Özellikle 1980’li yıllarda ABD’de halk sağlığı konusunda çalışan araştırmacıların yaptığı bilimsel çalışmalar ölçülü şarap tüketiminin insan sağlığı üzerindeki olumlu etkilerini ortaya çıkartmıştır. Araştırmalarda, aynı yaş gruplarında, çok şarap tüketen Fransızların, Amerikalılara göre daha az koroner kalpdamar hastalıklarına yakalandıkları saptanmış, bu durum şarabın faydalı yönüyle ilişkilendirilmiştir. Literatüre de; “French Paradox” (Fransız Paradoksu) olarak geçmiştir. Konuyla ilgili çalışmalar günümüzde de sürmektedir. Kuşkusuz, ölçüyü aşmamak esas. Ünlü filozofkimyacı Paracelsus’un “Her şey zehirdir, hiçbir şey zehir değildir. Ancak dozunda alınan şeyler zehir olmaktan çıkar” sözü galiba boşuna söylenmemiş… Bursa’da şampanya tadımı Şarap kültürü ve sevgisi ülkede bütün olumsuzluklara karşı gelişiyor. Bursa Şarap Kulübü Başkanı, değerli dostum Selçuk Aniş’in davetlisi olarak gittiğim Bursa’da kulüp üyeleriyle üst düzey bir şampanya tadımı yaptık. Özellikle, şampanyaların bazıları doruk noktasına ulaştı. Neler mi tattık? ¦ Mumm de Cramant Blanc des Blans Brut ¦ Piper Heidsieck ¦ Moet & Chandon Imperial Brut ¦ Perrier Jouet Blason Rose ¦ Pol Roger Cuvee Sir Winston Churchill 1999 ¦ Krug Grande Cuvée Brut Özellikle ünlü şampanya evi “Pol Roger”nin, Churchill’in onuruna çıkardığı “1999 Cuvee Sir Winston Churchill”, şampanyanın bütün zerafetini ve kompleksitesini yansıtıyor. Bir yandan tereyağ, bal peteği, diğer yandan meyve ve çiçek aromalarının olağanüstü zarif bir yelpazesi. Nitekim, boşuna İngiltere Prensi William ile evlenen ve “Cambridge düşesi” unvanını alan Kate Middleton düğününde bu şampanyayı seçmemiş. Gecenin bir diğer yıldızı ise Krug Grande Cuvée Brut de üst düzeyin bir başka doruk noktasıydı. Hatta bence, derinlikte “Churchill”i de aştı. Gerçekten de iyi şampanya insana mutluluk ve enerji veriyor. Dozu aşmadan keyfini çıkartmalı. Cumhuriyet Halk Partisi Yenimahalle İlçe Kongresi 3 Mart’ta yapılıyor. Başarı, başaracağım diyenindir. Yoksulluk sömürücülerini ve yolsuzluk iktidarını uzaklaştıracağız. Biz, bize düşeni yapıp; Yenimahalle’yi barışın, dostluğun,başarının merkezi yapacağız. Tadım Notları Prof. Dr. ERTAN ANLI http://tadimnotları.blogspot.com email anliertan@yahoo.com HASAN ATEŞOĞLU CHP Yenimahalle İlçe Başkan Adayı İrtibat: 0533 716 26 67 0312 385 07 42 C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle