22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sayfa 1 Şubat 2013 Cuma a4 yaşam Bir Yılın Ardından D Gezi yazılarınızı bekliyoruz; Sayfa a4 Değerli okurlarımız: bu sayfalarda yayımlanmak üzere (boşluklu 5000 vuruşu geçmeyen) yazılarınızı ankcum@cumhuriyet.com.tr adresine bekliyoruz. e değer Tiyatro Ödülü’n Yılın ençlerbirliği, futbolcular futbolu bilenlerin u üzerinde dahi Saran ‘Baykal n tiyatroc durmayacağı, 28 erkeğin bir arada Sedef ile HurşutErsoy’u GMehmet Gülin ağır bir antrenmanın sonuna doğru Meriç’in antrenmanda kavga ettiği oyuncu var: görülen şeklinde basında yer alan haberlerin yaşayabileceği bir durumken, hangi bir çağrısı larına arkadaş doğruları yansıtmadığını bildirdi. istihbarat kaynaklarıyla bu tür bir isteyen olmak Gençlerbirliği: Kavga yok a4 G gezmeye alıyoruz. Buraları biraz daha ’ün üyük Önder Atatürk başlamadan önce, bazı evleri öğzilerinden yakından isimleri arasında bir şehirdi. dünyaya geldiği, yukarı tırmanarak, Türk üniversitedeki Büyük yatrosunun önemli Makedonya Kralı restore edilen eski rencileri unutafayda var. Saöğsüre yaşadığı yer alan Baykal Mahallesi’ni gezmekte mam. Oradaki İskender’in bir düKalesi (Yedi tarihi bir ran’ın anısına En yukarda Selanik renciler inanılmaz Selanik, 2500 yıllık ve Buradan, bir zenlenen “Baykal Kule) yer alıyor. bir biçimde sanata kent. Roma, Bizans şimdi de TiyatSükısmı ayakta duran C M Y B Saran Yılın duyarlılard ı. Osmanlı’dan sonraolan surların çevrelediği ro Sanatçısı Ödürekli talepte buluYunanistan’a yurt bizi kenti kuşbakışı lü”nü bu yıl “Sırça nuyorlardı. Bu Selanik bugün tarihi gördükten ve Kümes” adlı oyunçok mutlu ediyorbir görünüm yerine çoTermaikos Körfezi’nin daki başarılı oyundu. Sivas’ta çağdaş bir kent güzel manzarasını gençlerculuğu nedeniyle ğunluğu izlenimi verse de sonra, Tifotoğrafladıktan Ankara Devlet den oluşan izleyici binlerce yıllık alsur boyunca yürüyerek yatrosu (ADT) kitlesinden alkış geçmişinin izlerini Eransokak tekrar merkeze oyuncusu Gülin mesleki mak meydanlarında, Erdönebilir ve Selanik’in soy aldı. Gülin lamda beni en mutaralarında bulmak diğer tarihi ve turistik soy genç bir oyunlu eden yandı. mümkün. Ege gezmeye 32 yaşınyerlerini henüz en cu; Denizi’nin başlayabiliriz. Kentin, da. Tiyatro sanatına ‘Yaşamsal akkuzeyinde, Termaikos n, gezilebilecek 15 yaşındayke hepsi de yürüyerek tarihi saklıklara parKörfezi’nin kenarında Tiyatroları bir bulunan şaşırtıcı Devlet Selanik basan uzaklıklarda alan mak yer dönemine Çaadeta ikiz Opera ve Balesi mekânlardan Osmanlı oyun...’ benzerliğiyle İzmir’in “Sırça lışanları Yardımlaşait olanlar, çoğunlukla kardeşi. ödül kazandıran yaşa(TOkente Bana luğumuzun Vakfı’nın gezmeye, ma aile Başkonsolos Selanik’i kurslarıyla başladı. , aile yapısına, Dimitrios olarak otobüs BAV) oyunculuk yıl görev yaptı. Kümes” bulunduğu Ayios aksaklığa, çatışgelişinize bağlı tren garının 9 paralel ve kentin mındaki birçok basan bir oyun. Sivas DT’de Caddesi ile buna terminallerinin ve tarafından da i tayin oldu. Ersoy, Nikis Caddesi ADT’ye geçen yıl duyan genç ar malara parmak ana caddesi konumundak Caddesi, ğım “Laura” bulunduğu Liman ama bizim halen Selanik ilgi (Vardar Benim canlandırdı (Lefkos Pirgos) aksaklık tiyatro sanatına olarak Egnatia Caddesi başlamak mümkün evinin ve a ve önce kilise, çağrıda bulunuyor: karakterinin ayağındaki Tarih ve Sanat Müzesi üzerinde yapılan kadaşlarına bir bir zamanların İstanbulRom tercihimiz Atatürk’ün geri planda çok aslında onun beyninde yaşadığı tekrar kiliseye Kentin diğer önemli sonra alıyor. bulunduğu yer de oyuncunun cami, kullanılıyor. “Bir sonra an; yolu) arasında Selanik Kalesi’nin bale, resim, a gönderme yapıyor. görülebilecek çevrilen Rotonda’ya (Hortacı kültür ve sanat kurumlarınd başlamak oluyor. okuması ve opera, sanatın diğer aksaklıklar beyninde büyütmesiSelanik’te, bugün tarihi bölgeden Arkeoloji Müzesi dönemi Camisi) cami gibi öğrenirken “Sorunları Ulusal Tiyatro, Müzesi, Beyaz başlıca Osmanlı Süleyman Efendi heykel, müzik Atatürk’ün hayatını eklenen minare ilgilenmesi gerek. ni ve içekapanıklığı” simgeliyor. ve Bizans Kültürü geniş yeşil (14301912) eserleri iki olduğu dönemde bir ödüalanlarıyla da sıkça tekrar ettiğimiz ve kısmına tav olmak Oyunun benim dışımda da Kule’nin arkasındaki arasında iki cami hâlâ ayakta… Rotondo’nun İşin ‘gösterişli’ ve hepimizin Beyaz hayal kırıklığı lü var. Oyunda “anne” karakterini Egnatia ve D. alanda yer alıyor. bir saatlik bir hamam ön plana hemen yakınında, insanı daha sonra Kesin Bayur ezberlediği “Atatürk kesiştiği ” canlandıran Meltem n ödül almıştı. Kule’den başlayan çıkıyor. Tarihi Gounari caddelerinin na uğratabilir. konuştuk: 1881 yılında ulaştığımız, ve kentteki bir iki da Sanat Kurumu’nda yürüyüş sonunda (Vardar kaynaklar, Osmanlı Gülin Ersoy ile köşede bulunan Selanik’te, pembe eseri olan  ! Selanik Limanı’nın İmparatorluğu’nun diğer önemli Roma Kemeri) ise katlı bir evde doğdu” aydınlatıyor’ ‘Sahnenin çetin Limanı) eski antrepoları, İstanbul ve Edirne’den ‘Işığı yolumuzu bir usta; hem Zafer Takı (Galerius dikkat Müzesi’nin cümlesinde sözü de var’ yönleri aralarında Fotoğraf sanat sonra üçüncü büyük sanatkârane rölyefleriyle Baykal Saran büyük tiyatro saSayfa 19 Ekim 2012 Cuma edilen bu ev, halen döneminde hem de sanat yaşaNe mutlu ki gençler de bulunduğu modern üş. kenti olan Selanik’te, ve çekiyor. Bizans özel yaşamıyla Ancak bu işi yolumuza sayısının Selanik z, cami dönüştürülm 34 galerilerine natına ilgi duyuyorlar. ge19. yüzyılda Selanik’teki kiliselerin mıyla örnek alabileceğimi Başkonsolosluğu’nun limandan iç kadar bizi aydınlatan bir yapabilmeleri için çok sevmeleri ne Selanik gezimizi, 49 mescidin bir yıldaki gün sayısı Selanik’te, ışık tutan, ışığı ile bir bahçesinde bulunuyor yürüdüğümüzde bu sanatın bugün Çoğunluğu önce mükemmel sokaklara doğru olduğu rivayet edilen isim. Her şeyden Ailesi onun adı rekiyor. Çünkü ve güzel kısımları bulunduğunu yazıyor.olan bu ve konsolosluk Ladadika’da başlıca göre parlak bilgiye karşımıza çıkan o dönemden kalan anılan bir aile yapısına sahip.bu ödülü her yıl yazık ki Oysa tiyatronun arka taeski Bizans kiliseleri görevlilerinin verdiği Osmanlı’nın (Yağcılar Meydanı) hafta 3 bin kişi kiliseler; aynı adla nı yaşatmak için destek olsun di görünüyor. çetin bir süreç gerekbu cami ve mescitler, aylarında yaz büyük bir sonra ve Bize eçtiğimiz aylarda, Asya,ediliyor. tamamlıyoruz. Selanik’in meydana açılan ziyaret gençlere veriyor. tarifi imkânsız bir rafı zorlu kenti terk etmesinden sahnenin ardıntarafından bohem yeri, Ayasofya ile Avrupa ve Afrika’dan bazı dönüştürülürken, tabelada kesimi kentin en avlunun ortasındaki tarihi ye... Bu ödül bana adı adıma onur tiyor. Oyuncularınmüzik, opera ve birlikte yeniden kiliseye geçirdiği Üzerindekiküçük Alaca heykel, ülkeleri kapsayan bir Fransızca çeşitli kafe ve barlarla(buziki 1917 yılında Selanik’in kendi gurur yaşattı. Onunmutluyum. Hele da resim, Yunanca ve yakından taOsmanlı’nın yaptırdığı lar Türkçe, sonra büyük salonu, gibi sanatları da dünya turuna çıkan Avukat yöresel “buzuka” “uzeri”ler büyük yangından üzerindeki kattı. Çok ama çok İmaret Camisi sergi ise müze ilk yılında, baleetmesi gerek ki sahnede daha olarak “Türk milletinin cadde Efe Tanay, medyada Müslümanlara çalınan lokantalar),“taverna”lar de Sivas’tan dönüşümün yeni kip Hamza Bey Camisi Alaca İmaret adını taşıyan müceddidi ve BalkanGazi ve inşa edilen e, oyunculuğa (uzo içinle yer) karşı olaylara ait haberlerin yer alması müzahiri yerinde, yeniden bir büyükşehird yapılmış bulunuyor. Yeni ittihadının çoğunlukla bu Dimetrios Kilisesi. burada yanındaki (müzikli lokanta) üzerine Myanmar’ı da rotasına katmış. Ayios Kemal Camisi’nin Mustafa atası levha durumda olup böl d y al yo Felsefe bilimin Tanay, ülkede bulunduğu sürede, gelmiştir. İş bu Hamam metruk d dünyaya yanındaki Arist ’nun bi büstünün Müslüman mahallesinde kaldığını, Cumhuriyet’inin Hamza Bey Camisi’nin Türkiye üz l ak yıldönümü camileri ziyaret ettiğini, birçok B H mam is onuncu lmu tur ün b ti k B Gezgin Gözüyle TİMURÖZKAN ozkantimur@yahoo.com M Y rdeşi! İzmir’in ikiz ka Rotonda Zafer Takı ‘Parıltılı görüntüye değil sanata aşık olunmalı’ Kulüpten yapılan yazılı açıklamada, habere dönüştüğünü bilemiyoruz” Sedef ve Meriç arasında yaşanan ifadelerine yer verildi. küçük bir tartışma yaşandığının belirtilerek, “Yaşanan küçük tartışma ya mesleğe yeni başlamış bir stajerin hırsıyla ya da yaratıcılıktan yoksun bir hayal gücünün etkisiyle bir adli vaka gibi sunulurken, haberin futbolcularımızın kişilik haklarını ihlal eden sonuçları düşünülmemiştir” denildi. Yaşanan tartışmayla ilgili basında ve internet sitelerinde göher yerine sanat yer alan haberlerin rım Anadolu’nun çalışıyor. DT’nin kendilerini hayrete türebilmek için çok var. Sivas SELDA GÜNEYSU ve endişeye özel yerlerde sahneleri Hatta bu baMah çok düşürdüğü rlerin “Altona Ay da bunlardan bir tanesi. yıTiyatroseve “Son kentlerden biri. 9 vurgulanan “Deli Emine”, kımdan en şanslı pusları”, 9 yıl önceaçıklamada, oyunları ile “Kırık geçirdim Sivas’ta. bir gibi tiyatro lar” “Fer lımı “Mehmet ve Sivas o zamanlar “Kurtlar Vadisi”, sini düşünün... olan Kanatlar”, Hurşut arasında gibi televizyon diküçük dükkânı O caddesi, birkaç Hanımlar” vardı. hunde yaşanan diyalog, tanığıdı, Türk tiBir üniversitesi                        ! " !#  $ %  Saat 15 00 10 Kasım 2012 Cumartesi 47 Sarıkadı Sok No Hacettepe Mah /ANKARA Hamamönü Altında Baltık Denizi’nin Güzel Kızı Helsinki Asya’dan sonra bizi Avrupa’ya götüren ve deneyimli bir turist rehberi olan Aykut Güzer, “sakin, sessiz bir tabiat aşığı iseniz Finlandiya’yı ziyaret edin” diye başladığı gezi izlenimlerinde “Baltık Denizi’nin güzel kızı” olarak adlandırılan Helsinki’yi şöyle anlatıyor: Finlandiya’ya ilk kez 1974 yılında, kendilerinin ürettikleri yedi katlı bir feribotla İsveç’ten seyahat ettim. Silja Line ve Viking Line gemileri her gün karşılıklı olarak İsveç ve Baltık ülkelerinden Helsinki’ye sefer yaparlar. Düz bir şehir olan Helsinki’de feribotlar hemen şehir merkezine yanaşır. 3B ve 3T numaralı tramvaylarla şehir turu yapabilirsiniz. 3B sizi pazar yerine götürecek. Helsinki’nin bu, küçük pazaryerine turistler dahil herkes gider. Yiyecekten giyeceğe, turistik hatıra eşyalarından Hollanda’nın Saklı Cenneti A vrupa’nın en çok gezilen yerlerinden biri olan Helsinki’den sonra şimdi de pek bilinmeyen bir yöresine gideceğiz. Akçakoca Belediyesi’nde Halkla İlişkiler Müdürü olarak çalışan genç okurlarımızdan Mine Alpan kendisinin de bir süre görev yaptığı Hollanda’nın şirin bir köşesini yazmış. Alpan’a göre; Hollanda’nın marjinallere kucak açan özgürlükçü duruşunu Hoogezand Sappemeer’de de hissetmek mümkün. Hollanda deyince akla ilk gelen yerler Amsterdam, Rotterdam, Lahey vb. kentler olmakla birlikte hiç kuşkusuz Hollanda’nın gezilip görülecek yerleri bunlardan ibaret değildir. Amsterdam’a trenle iki saat uzaklıktaki Hoogezand Sappemeer, çeşit çeşit yüzen evlerde yaşadığı kozmopolit bir demografik yapıya Holanda Molen de Hoop. atamppotzuurkool önerilebilir. Bunların dışında haşlanmış patates, yeşil ve beyaz lahanayı püre haline getirip yemek, halkın vazgeçilmez damak tadıdır. Ülke genelinde 15 bin km uzunluğunda bisiklet yoluna sahip olan Hollanda’nın her tarafında olduğu gibi burada da bisiklet, günlük yaşamın olmazsa olmazıdır. Hoogezand Sappemeer’ı anlatırken parklarından bahsetmemek olmaz. Gorechtpark, Margrietpark ve Meerwijck parkları ilçenin gezilecek yerleri arasındadır. Gorechtpark’ta hayvanat bahçesi, göl ve yürüyüş parkurları mevcuttur. Kuğularla bütünleşmiş doğa harikası içinde yürüyüş yapmak veya paten kaymak isteyenler için adres Margrietpark’tır. Almanya ve Belçika gibi komşu ülkelerden karavanlı grupları da ağırlayan Meerwijck’in gölünde uygun Dört saat kadar süren hızlı tren yolculuğundan sonra vardığımız Doğu’nun romantik ve bir o kadar da mistik şehri St. Petersburg’da insanların biraz daha zarif ve metro istasyonlarının daha temiz olduğunu düşündük. Kentin merkezi olan Nevsky Prospekt’ten bindiğimiz bir tur otobüsüyle kenti gezmeye başladık. Roma’daki San Pietro Bazilikası’ndan etkilenilmiş dev Kazan Katedrali, tam karşısındaki meşhur kitapçı ve kafe Dom Kinigi, Dökülen Kan Kilisesi, Aziz Isaac Katedrali, H rmitage Saray Meydanı, Rus Moskova Nazım Hikmet Kabri. Müslümanla tanıştığını ve en ufak bir problem gözlemlemediğini yazıyor. Tanay’ın başkent Yangon’da unutamadığı bir de anısı var. Yangon nehrinin ikiye böldüğü başkentin, merkezin karşı tarafında kalan Dala bölgesi sizi çok daha farklı bir dünyaya taşıyacak cinsten. Şehir merkezinde bulunan İngiliz dönemine ait büyük yapılardan sonra, nehrin hemen karşısındaki oldukça fakir hayat size gerçekten çarpıcı bir kültür şoku yaşatıyor. Ancak her fakir bölgede olduğu gibi turiste çok daha saygılı ve ilgili olduklarını belirtmem gerek. Gezmek için bütün bir günümü ayırdığım bu eşsiz bölgede benden başka hiçbir turistin olmaması ise oldukça ilginçti. Shwedagon Pagoda, Uyuyan Buda Heykeli, Sule Paya şehrin öne çıkan bir diğer turistik noktaları. Fakat ziyaretimin en güzel zamanı şu ana kadar görmüş olduğum en büyük Meditasyon Merkezi olan Mahasi Sasana Yeiktha Budist Meditasyon Merkezi’nde geçti. 500’den fazla Budist Rahibin yaşadığı merkezin kütüphanesinden kitap seçerken ilgili tavırlarımın dikkatini çektiğini söyleyerek gelip benimle tanışan ve sonraki 23 saat boyunca muhabbet ettiğim U Tin Oo’nun aslında oranın en kıdemli kişilerinden birisi olduğunu sonradan öğrendim. Gayet ilgili ve yardımcı tavırlarıyla eğer istersem tapınakta ücretsiz olarak kalabileceğimi ve meditasyon tekniklerini öğrenebileceğimi de söyleyen U Tin Oo, beni Myanmar’a bir dahaki gidişimde kendisini tekrardan ziyaret edeceğime dair söz almadan uğurlamadı. Yangon’un dışında Inle gölü, Bagan, Altın Kaya ise ziyaret edilebilecek diğer güzel bölgeler arasında ve elbette ki ne kadar erken giderseniz o kadar ucuz bir gezi yapabilirsiniz. Teknoloji ve kapitalizm ile henüz tanışmakta olan doğa harikası ve ucuzluklar ülkesi Myanmar’ı büyüsünü kaybetmeden ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Myanmar’da bir Ankaralı B Gezgin Gözüyle TİMURÖZKAN ozkantimur@yahoo.com Yangon’da budist tapınağı ile merkez camisi. Sibelius Parkı. Helsinki Seneto Parkı ve Kadetral. Münci Kaymak ise Alpler’de motosikletle yaptıkları gezilerin izlenimlerini paylaştılar bizlerle. Güzel katkıları için kendilerine teşekkür ediyorum. Bir teşekkür de zaman zaman telefon veya epostalarıyla yazılarımıza destek veren okurlarımıza borçluyum. (Alfabetik sırayla) Ahmet Bozkurt, Aykut Güzer, Emre Apaydın, Erdem Engin, Feyha Özsoy, Haluk Sargın, İhsan Alboğa, Kenan Salt, Mahmut Yüceli, Mehmet Tunçer, Mustafa Selmanpakoğlu, Naci Duran, Ömer Bozkurt, Ömer Faruk Eryılmaz, Ruhi Ceylan, Şükrü Ünal, Tarık Konal, Turhan Demirbaş, Ülkü Koza ve (varsa) adlarını unuttuğum tüm gezi ve Ankara dostlarına, çok değerli görüş, eleştiri ve yorumları için en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Gelecek hafta okur yazılarıyla birlikte olacağız. Bu yazımı gazeteci ve milletvekili kimliklerinin yanı sıra deneyimli bir gezgin ve usta bir gezi yazarı olarak da tanıdığımız Mustafa Balbay’ın veda sözcükleriyle bitirmek ve bu vesileyle kendisine de bir selam göndermek istedim. Gezekalın… ‘Zorla evliliğe hayır’ Türkiye Gençlik Federasyonu (TGF), erken ve zorla evliliklere “hayır” dedi. TGF, evlenme yaşının da 18’e yükseltilmesi gerektiğini açıkladı. “Çocuk Gelinlere Hayır Platformu”, 2425 Ocak tarihlerinde başkentte toplantı düzenledi. Toplantıya, TGF Genel Başkanı Rıza Sümer , yönetim kurulu üyesi Hilal Çelik ve genel başkan yardımcısı Şahin Antakyalıoğlu katıldı. Federasyon, çocuk gelinler ve damatların, insanlık adına utanılması gereken bir “şiddet” durumu olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Bu ağır şiddet, güçlü, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti, güçlü sivil toplum örgütleri, üniversiteler, güvenlik kurumları, yargı, medya ve halkın işbirliğinde önlenebilir. Bu konuda devlet kurumları daha etkin önlemler almalı, bu hak ihlallerine neden olabilecek unsurları yok etmeli, yasa koyucu gerekli yasal düzenlemeleri bir an önce yapmalıdır. Cezasızlık önlenmelidir, evlilik yaşı 18’e yükseltilmelidir.” “ eğerli okurlarımız, Cumhuriyet’in Ankara ekiyle birlikte Gezgin Gözüyle sayfası da bir yılını doldurmuş bulunuyor. Çok hızlı geçen bu bir yılda sizlerle; 13’ü Ankara’dan, 24’ü Türkiye’den ve 11’i de dünyadan olmak üzere 48 gezi yazısı paylaşırken yine bu sayfada 8 gezgin okurumuzun gezi yazılarına yer vermişiz. Ankara sanıldığının aksine gezilecek görülecek yerler açısından oldukça zengin bir kent. Ayrıca Ankara çevresinde gezilecek yerler de az değil. Öncelikle Ankaramızın tarihi ve kültürel zenginliklerini tanıtmaya çalışarak birlikte geçirdiğimiz bu bir yıl boyunca; Kızılcahamam, Nallıhan, Haymana ve Polatlı gibi az veya çok bilinen ilçelerimizin yanı sıra Güdül, Kalecik ve Çubuk gibi pek tanımadığımız ilçelerimizi de unutmadık. Ankara’nın yakın çevresinde de az yer gezmedik. Eskişehir, Çankırı, Konya, Kırşehir, Sivrihisar, Safranbolu, Akçakoca, Taraklı, Maşukiye ve Avanos geçtiğimiz bir yılda sizlerle beraber gezdiğimiz il ve ilçelerden bazıları idi. Hafta geldi, Çanakkale’ye, Gezgin Gözüyle TİMURÖZKAN ozkantimur@yahoo.com İstanbul’a, Kaş’a, Kemaliye’ye, Niksar’a uzandık hep birlikte. Gene bu sayfalarda, Büyük Önder Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’da başlayan ve Ankara’da sona eren tarihi yolculuğunun izlerini sürdük. “Büyük Atatürk Yolu” adını verdiğimiz yazı dizisiyle, bu yolculuğa tanıklık etmiş mekânlardan günümüze ulaşanları ve bu tarihi mekânların yer aldığı Samsun, Amasya, Erzurum, Sivas, Kayseri, Hacıbektaş ve Beynam’ı tarihi, kültürel ve doğal özellikleriyle tanıtmaya çalıştık. Arada sırada, yolculuğumuzu dünyanın farklı ülkelerinde de sürdürdük. Avrupa’nın Selanik ve Üsküp, Kafkasya’nın Suhumi, Afrika’nın Cape Town, Ortadoğu’nun Şam ve Şarm el Şeyh, Uzakdoğu’nun Tokyo, Kyoto ve Ho Chi Minh (Saygon) ile ABD’nin New Orleans kentlerini gezdik hep birlikte. Genellikle, dünyadan gezi yazılarına yer verdiğimiz okur sayfalarında; Aykut Güzer Stockholm’u, Ebru Yalçın Moskova’yı, Efe Tanay Myanmar’ı, Mine Alpan Hollanda’yı, Yaşar Seyman Brüj’ü ve Gökçe Günel Yemen’i anlatırken Feyza Kelly Nil Nehri’nde gemiyle, Süleyman SAYFA CUMHURİYET 14 EYLÜL 2012 CUMA A4 ANKARA Yaşam Spor Ankaragücü Teknik Direktörü Yılmaz Özlem, takımını anlattı: ‘Günü kurtarmak istemiyorum’ SEVİL ARINAN Okurlardan; ¦ Adım Kemal Kayaoğlu, Çayyolu B ugüne kadar yapılan arkeolojik araştırmalarda, Ankara’nın milyonlarca yıl öncesine uzanan tarihine ait pek çok fosil vb. kalıntı bulunmuşsa da ulaşılabilen şehirleşme izleri en çok Erken Tunç Çağı’na (Bronz) tarihleniyor. Ankara’nın çeşitli bölgelerindeki ören yerleri içinde bir tanesi var ki; burada yapılan çalışmalar, daha eski çağlara Kalkolitik (Bakır) ve belki de Neolitik Dönem’e (Yeni Taş/Cilalı Taş) ait şehir buluntularına çok yakın olduğumuzu gösteriyor. Çayyolu’nda belediye tarafından yapılan bir altyapı çalışması esnasında fark edilen bu höyük, önce kurtarma kazısı şeklinde başlamış, fakat çalışmalar ilerledikçe ve şimdilik Erken Tunç Çağı’na uzanan katmanlar ortaya çıkmaya başlayınca höyükteki çalışmalar sürekli kazılara dönüşmüş. “Ankara’nın en eski höyüğü” olmaya aday Çayyolu Höyüğü’ndeki kazı çalışmaları Anadolu Medeniyetleri Müzesi (AMM) tarafından yürütülüyor ve Yenimahalle Belediye Başkanlığı ile Çayyolu Platformu tarafından destekleniyor. Müze Müdürü Melih Arslan başkanlığında, ODTÜ’den Doç. Jan Bertram ve Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Gülçin İlgezdi Bertram ile AMM arkeologlarından Aynur Talaakar, Aslı Şirin ve Sinan Durmuş tarafından yönetilen kazılarda çok sayıda stajyer arkeoloji öğrencisiyle birlikte mevsimlik işçiler çalışıyor. Ankara’nın içindeki höyük: Gezgin Gözüyle Timur ÖZKAN ozkantimur@yahoo.com Bakır devrine komşu villlar Çayyolu’nun en kıymetli yerlerinden birinde, Ankara’nın yeni lüks restoranlarının bulunduğu Park Alımcı villalarının hemen arkasında bulunan höyükte; alt tarafta dört ve üst tarafta bir olmak üzere iki farklı kotta toplam beş açma yapılmış. Bu açmalarda ortaya çıkan temeller, informal odalardan oluşan evlerin duvarlarının kerpiç bloklardan inşa edildiğini gösteriyor. Kesin olmamakla birlikte burasının 200250 kişinin yaşadığı bir yerleşim yeri olduğu tahmin ediliyor. Gene tahminen en son MÖ 2000’lerde iskân gören bu yerleşim yerinde ele geçen buluntuların MÖ 27002800’lere, bir başka deyişle günümüzden yaklaşık 5 bin yıl öncesine ait olduğu düşünülüyor. Burada bulunan yaban domuzu, tilki vb hayvanlara ait kemiklerinden, bu bölgenin orman olduğu da yapılan tahminler arasında. İki farklı kot arasında kazılan bir başka noktada, üst üste en az dört katmanda yer alan temel izleri açıkça görülebiliyor. Daha üstteki bazı katmanların altyapı çalışmaları esnasında kaybolmuş olabileceğini öğrenmek “üzücü” ancak daha aşağılarda yeni katmanlara ulaşma olasılığı ise bir o kadar “ümit verici”. Jan Hoca 6 metre daha kazacaklarını söylüyor. Bilenler bilir, inşaatçılar için birkaç saatlik bir iş olan bu 6 metrelik kazı, sadece çapa ve süpürge kullanılarak yapılan arkeolojik kazılarda yıllar sürecek bir çalışma demektir. Kazı alanını gezdikten sonra ziyaret ettiğimiz kazı evinde, burada ele geçen bazı buluntuları da gördük. Esasında bulunan objeler haftalık olarak AMM’ne gönderildiği için görebildiklerimiz sınırlı olmakla birlikte; kazı ekibinin gururla gösterdiği, restorasyonu yeni tamamlanan testi büyüklüğünde bir günlük kullanım kabı ile bazı küçük sırlı parçalar, biblolar ve özellikle mühürler hepimize burada ele geçen eserlerin değeri hakkında yeterince bir fikir verdi. Yeni Bir Gezi Kitabı: GÖÇMEN KALEM Sendikacı, yazar ve iflah olmaz Ankara gönüllüsü Yaşar Seyman’ın “Göçmen Kalem” adını verdiği gezi kitabı Bilgi Yayınevi’nden çıktı. Seyman’ın dünyanın çeşitli kentlerinden anı, gözlem ve izlenimlerini paylaştığı kitabın her sayfasında; yazarının aktivist kişiliği, insan haklarından yana ve eşitlikçi duruşu dikkat çekiyor. Öncelikle kendisinin de bir göçmen olduğunu vurgulayan yazar; gezdiği ülkeleri hem siyasetçi hem kadın gözüyle incelerken kadın hakları ve kent kültürüne de pencere açmış ve son tahlilde anlattığı yerlerin dokusuna, kültüreltarihi yapısına ve folklorunda da uzanan özgün bir gezi kitabı ortaya çıkmış. Seyman kitabını “Üç kıtaya kondum, göçtüm. Daha gidilecek iki kıta, bir dolu ülke ve de kentler var. Daha tanıyacak çok güzel insanlar ve öyküler var. Daha en güzel öyküyü yazmadım…” diye bitiriyor. Belki de yeni başlıyor… Arkeopark olacak Dört ay kadar süren kazı sezonunun rutini içinde, oldukça hareketli bir güne denk gelen höyük gezimizde; Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdürü ile de karşılaştık. Hafta sonu tatiline denk gelmesine rağmen üst düzey bürokratların burada yapılan çalışmalara ilgi göstermesinden ayrıca memnun olduk. Kazı evindeki sohbet anında AMM’nin yürüttüğü diğer kazı çalışmaları hakkında da bilgi veren AMM Müdürü Melih Arslan, buradan sonra Çayırhan yakınlarındaki Juliopolis Nekropolü’nde yeni buldukları bir mezarı görmeye gideceklerini söyleyerek bizleri oraya da davet etti ve ayrıca Güdül’ün Çağ beldesi, Güneyce mahallesinde yeni bir Roma Hamamı’nı kazmaya başladıklarının müjdesini verdi. Kazı alanını gezdikten sonra sohbetimize de katılan ve samimi bir şekilde “Bir arkeolog olmadığı halde, müfettiş olarak başladığı çalışma hayatında en çok müzelerde ve ören yerlerinden görev yapmaktan memnun olduğunu” ifade eden müsteşar Özgür Özaslan burayı bir arkeopark haline getirmeyi planladıklarını bildirdi. Böyle bir arkeoparkın öncelikle Ankara’nın ilk yerleşim merkezinin ortaya çıkışına tanıklık etmek isteyenler için bulunmaz bir fırsat olacağı açık. Bilindiği gibi, Ankara’nın çevresinde Ahlatlıbel, Karaoğlan, Etiyokuşu, Koçumbeli, Külhöyük gibi hepsi de Eski Tunç Çağı’na ait birçok höyük mevcut. Çayyolu Höyüğü bugünkü aşamada bunlarla TT 1. Lig’in başkent temsilcilerinden Ankaragücü’nün teknik direktörü Yılmaz Özlem, Gökçek döneminde de devam eden yönetimsel anlamdaki sıkıntılar nedeniyle küme düşen kulübü anlattı. Özlem, “Futbolcular psikolojik olarak kendilerini 1. lige adapte ederlerse Ankaragücü istediği yere gelir. Futbolculara ‘sen aslansınkaplansın’ diyerek günü kurtarmak istemiyorum” dedi. Özlem camiaya da birlik olma mesajı verdi. 1990’lı yıllarda Ankaragücü forması giyen Özlem, sırasıyla Bursa Merinosspor, İnegölspor, Gaziantepspor, Adana Demirspor, Manisaspor, Diyarbakırspor, Adanaspor, Bucaspor ve Göztepe’de oynadı. Kariyerindeki en fazla golünü Ankaragücü’nde atan ve 20102011 sezonunda futbolu bırakan Özlem, başkent temsilcisinden gelen teklifle bu sezon başında teknik direktörlüğe başladı. Takımın içinde bulunduğu durumu anlatan teknik adam Özlem, yaşadıklarını futboldan azçok anlayan herkesin tahmin edebileceğini kaydetti. Özlem, “Oyuncularla psikolojik yönden daha fazla ilgilenmeye çalışıyorum. Eğer futbolcular psikolojik olarak kendilerini 1. lige adapte ederlerse Ankaragücü istediği yere gelir. Ben yak P Galibiyet yok PTT 1. Lig’in tek başkent temsilcisi Ankaragücü, ilk maçında Kayseri Erciyesspor’a 21, Adanaspor’a 10 yenildi. Ankaragücü yarın saat 20.00’de de Ege temsilcisi Karşıyaka’yla karşı karşıya gelecek. laşık 1718 yıl profesyonel futbol oynadım. Bu noktada da oyunculara inişlerimi, çıkışlarımı, tecrübelerimi aktarıyorum. Futbolculara ‘sen aslansınkaplansın’ diyerek günü kurtarmak istemiyorum. Başta yaşanan gerçekleri anlatılsın ki onlar da içinde bulunulan duruma göre hareket etsin. Takıma kötü davrandığınızda ise sonuçlar içinden çıkılmaz hale dönüşür” dedi. Teknik ekibi Türkiye Futbol Federasyonu’nun bünyesinde de yer almış isimlerden oluşturduklarını anlatan Özlem, transfer yasağına da değindi. Yasağın yüzde 7080 oranında kaldırılma ihtimali olmasına karşın ortada büyük bir sıkıntı olduğuna vurgu yapan Özlem, şunları kaydetti: “Transfer yasağı aşıldığında bizi daha güzel günler bekleyecek. Bunun müjdesini ‘transfer yasağı kaldırıldı’ diyerek vermeyi çok istiyorum. Bu yasak kaldırma işlemi ile birlikte takıma hiç olmazsa 23 tane yeni oyuncu alınabilir. Ayrıca onlar takıma ağabeylik yapsınlar da istiyoruz. Bizim şu an ki tek amacımız Ankaragücü’nü lige iyi hazırlamaktır.” ‘Zaman kavga etme zamanı değil’ Ankaragücü taraftarının çok değerli olduğunu, kulübün olmazsa olmazlarının başında geldiğini kaydeden teknik adam, seyircinin skor ne olursa olsun alkışlamayı bilmesi gerektiğini de söyledi. Özlem, “Taraftarın davranış şekli gerçekten çok önemli, benden ve oyunculardan fazla onlara iş düşüyor. Birleşirsek, iyi bir ekip olursak bizi kimse yıkamaz. Çünkü moral, destek her şeyden önce geliyor. Bu yıl üzüntümüzü içimize gömmeliyiz çünkü bu çocukların alkışa ihtiyacı var. Futbolcular gazeteleri okuyunca morallerinin bozulmaması da lazım. Bu noktada basına büyük iş düşüyor. Eski sayfaları açmak istemiyorum artık ama medya geçmişte çok kötü haberler yaptı. Şimdi ise zaman kavga etme, birbirimize bağırma zamanı değil. Eğer gerçekten Ankaragücü’nün bu liglerde var olmasını istiyorsak, birleşme zamanı. Benim seyircim zaten ne yapacağını iyi biliyor” dedi. Fotoğraf: Necati SAVAŞ yaşıt ama (yukarda da belirttiğim gibi) beklentiler, devam eden kazılar sonucunda Çayyolu’nun daha önceki tarihlere uzanacağı şeklinde. Sözün özü; Çayyolu Höyüğü’nü görmekte ve burada yapılan çalışmaları izlemekte fayda var… Çayyolu Höyüğü’nü Ankyra Askat (Ankyra Arkeoloji Sanat Kültür Araştırma Topluluğu) üyeleriyle gezdik. 2007’de Ankara’yı ve diğer ören yerlerini gezmeye başlayan arkeoloji, tarih ve sanat meraklılarının kurduğu topluluk, Funda Demirel ve Emre Apaydın tarafından yönetiliyor. İlgilenenler ayrıntılı bilgi için aşağıdaki adresten grup yöneticileriyle iletişime geçebilirler. AnkyraAskat@yahoo.groups.com Taraftarın davranış şekli gerçekten çok önemli, benden ve oyunculardan fazla onlara iş düşüyor. Birleşirsek, iyi bir ekip olursak bizi kimse yıkamaz. Çünkü moral, destek her şeyden önce geliyor. “ 9 Kasım 2012 Cuma Yaşam Yaşam Ankara – Kalecikliyim. Şu an Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Yönetim Kurulu üyesiyim. 13.04.2012 tarihli Cumhuriyet gazetesi Ankara ekindeki Kalecik ile ilgili haberinizi sayfama atabilir misiniz? Kalecikli mali müşavirler olarak bir kitapçık hazırlıyoruz. Resim çok güzel ve ayrıca yazınızla bizleri gururlandırdınız. Selam ve saygılarımla… “Kemal Kayaoğlu” ¦ Akçakoca ile ilgili Otogalerikarnesi İKLİM ÖNGEL Moskova ve St. Petersburg’da Doğu Esintileri u sayfadaki, dünya turumuzun son durakları Moskova ve St. Petersburg. Ankaralı gezginlerden bankacı okurumuz Ebru Yalçın Rusya’nın yeni ve eski başkentlerini bir bayram tatilinde gezmiş. ...Karşımızda tüm heybetiyle Kurtarıcı İsa Katedrali duruyordu. Burası komünizm döneminde yıkıldıktan sonra yakın dönemde aslına uygun olarak yeniden inşa edilen bir yapı. Otele yerleştikten sonra keşfe çıktığımız Eski Arbat ise, bizim İstiklal Caddesi’ne pek bir benziyor. Cafeler, barlar, restoranlar, hediyelik eşya dükkânları, sokaklarda çeşitli akrobasi gösterileri yapanlar vardı. Moskova’daki diğer günlerimizde; Kremlin ve Kızıl Meydan’a ve tabii, Nâzım Hikmet’in mezarının da bulunduğu Novodevichy Manastırı’na gittik. Büyük şairimiz, Boris Yeltsin’in hemen yanında sevgili Vera’sının isminin bulunduğu bir taşın yanında yatıyordu. Duygulandık… yazınızı okudum, gerçekten bir Akçakocalı gibi yazmışsınız. Kısa, net, anlaşılır bir üslup ve bilgiyle Akçakoca’yı anlatmışsınız. Gerçekten elinize sağlık, kutluyorum. “Mine Alpan” ¦ 15 Haziran 2012 tarihli Cumhuriyet gazetesinde çıkan yazınızla, Niksar’ın tanıtımı yönündeki çabalarımıza destek vermiş olduğunuz için teşekkür ederiz. “Cihat Taşkın” ¦ Merhaba Timur Bey’i yürekten kutluyorum. Arka tam sayfa gerçekten hem 10 seçenek hem de 10 numara olmuş. Tebrikler, iyi bayramlar. “Serdar Şahinkaya” ¦ Timur Bey, geçenlerde tesadüfen “Her Tarafı Tarih Kurşunlu” yazınızı okudum ve çok beğendim, teşekkürler. Evet, benim de kökenim baba ocağım Kurşunlu olduğundan arada haberlerini de okuyorum. Dedem ve babaannem Kale’ye yakın otururlardı... Fani dünya ne kültürler gelmiş geçmiş... Göçebelik eskiden olduğu gibi şimdi de devam etmekte.Tekrar teşekkürlerimle, Saygılar. “Hatice Topal” Başkentteki oto galericilerin şehir dışına taşınması yönündeki genelge kapsamında, ilçelerin yaptığı denetim ve çalışmalar açıklandı. Altındağ ve Çankaya belediyelerinin konuya ilişkin çalışma yapmadığı görülürken, Mamak Belediyesi’nin 11, Sincan Belediyesi’nin ise 22 ruhsatsız oto galeriyi kapattığı ortaya çıktı. Başkentteki oto galerilerini Meclis gündemine taşıyan MHP Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan’ın soru önergesine eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’den imzalı yanıt geldi. Yanıtta, Şahin’den önceki İçişleri Bakanı Beşir Atalay döneminde çıkarılan genelgeyle, oto galerilerinin dışarı taşınma kararı kapsamında ilçe belediyelerinin hangi faaliyetleri gerçekleştirdikleri açıklandı. Yanıtta Altındağ Belediyesi’nin konuya ilişkin hiçbir çalışma yapmaması dikkat çekerken, Mamak Belediyesi 11, Sincan Belediyesi ise 22 ruhsatsız oto galeriyi kapattıklarını belirtti. İlçelerin konuyla ilgili bakanlığa gönderdiği bilgiler şöyle: ¦ Altındağ Belediyesi’nce söz konusu genelgeden sonra oto galeri ruhsatı verilmediği, ikinci el oto alım satımı yapılan işyerlerinin şehir dışında faaliyet gösterecekleri alanın Anakent Belediye Başkanlığı tarafından yapım işleminin tamamlanarak hizmete girmediğinden herhangi bir işyerinin şehir dışına taşınmasının mümkün olmadığı, ¦ Çankaya ilçesinde, Ankara Belediyesi döneminden bugüne ruhsat belgeleri esas alınarak yapılan değerlendirme sonucunda, 791 oto galerisinin bulunması gerektiği, ancak açılan, kapanan, tür değiştiren işletmeler gözetilerek yeniden yapılan güncelleme sonucu, 193 oto galeri Havaalanı yolu İkinci el otomobil galerileriyle ilgili olarak 2008 yılında, dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay, valiliklere bir genelge göndermiş ve galerilerin şehir merkezlerinden uzaklaştırılması talimatını vermişti. Ancak başkentte, Anakent Belediyesi ile galericiler arasında, galerilerin nereye taşınacağına ilişkin tartışma uzun süre devam etti. Anakent Belediyesi Gölbaşı derken, Başkent Otomotivciler Derneği havaalanı yolu konusunda ısrar etti. Tarafların 2011 yılının sonunda anlaşmaya varmasının ardından, galerilerin havaalanı yolunda 375 dönümlük bir yere taşınması kararı alındı. nin faal olduğu, galerilerinin kapatıldığı, işlemlerin ve denetimlerin devam ettiği, ¦ Gölbaşı’nda 7 oto galeri bulunduğu, şehir dışına taşınmalarına ilişkin tebligat yapıldığı, ¦ Keçiören’de 154 ruhsatlı oto galeri bulunduğu, bunlardan 63 tanesi hakkında tutanak düzenlendiği ve belediye encümenine sevk edildiği, ¦ Mamak’ta ruhsatsız faaliyet gösteren 11 oto galerinin belediye tarafından kapatıldığı, ¦ Sincan’da 2005’ten sonra galerilere çalışma ruhsatı verilmediği ve 22 oto galerinin kapatıldığı, ¦ Yenimahalle’de ruhsatlı 73 oto galerinin bulunduğu, ruhsatsız 9 oto galeriyle ilgili takibe başlandığı, yeni ruhsat verilmediği. ¦ Etimesgut ilçesinde ruhsatsız oto Mumcu için koştu Çankaya Belediyesi Anka Spor Kulübü’nün veteran atleti 85 yaşındaki Erdoğan Dulda, Türkiye Atletizm Federasyonu ile Kartal Belediyesi’nin birlikte düzenlediği, “Uğur Mumcu’yu Anma Koşusu”na katılarak, hem Mumcu’nun anısını yaşattı hem de koşuya katılan en yaşlı atlet unvanını elde etti. Kartal Belediyesi tarafından artık geleneksel hale getirilen ve bu yıl 3’üncüsü düzenlenen koşuya, soğuk ve yağışlı havaya rağmen 694 sporcu katılırken Erdoğan Dulda, 5 bin metre mesafelik koşuyu 33 dakika 34 saniyede tamamladı. Uğur Mumcu’ya büyük saygısı olduğu için ilerleyen yaşına rağmen koşuya katıldığını ifade eden Erdoğan Dulda, 45 senedir Ankara’nın Çankaya ilçesinde oturduğunu ve Uğur Mumcu’yu çok yakından tanıdığını belirtirken, suikasta kurban gitmeden önce Uğur Mumcu’nun yazılarını çok sıkı bir şekilde takip ettiğini sözlerine ekledi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle