01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sayfa 30 Ocak 2013 Çarşamba a4 yaşam ‘Daha ilk günden polisle tanıştık’ ost Kitabevi, 1977 yılında, Zafer Çarşısı’nda, 35 metrekarelik bir dükkânda tesadüfen kuruldu. 12 Eylül öncesinin kaosunu bir kitabevi olarak yaşadı. Bir kez bombalandı, bir kez de yakıldı. Dost Kitabevi’nin kurucusu Erdal Akalın, sattığı kitaplar yüzünden 7 kez gözaltına alındı, üç kez de tutuklandı. Şu an 7 perakende satış noktası, 123 çalışanı ile bünyesinde 47 bin çeşit kitabı barındıran bir yapıya sahip olduklarını söyleyen Akalın, “Türkiye’de bu kadar kitabı bir arada doğru sistematik bir yapı M içerisinde ve o bulunduran bir başka yer yok” diyor. Biz de bu hafta “Kahve Gür s na Dost Molası” el GÖKÇE kitabevlerinin sahibi Erdal Akalın’ı konuk ettik. D Dost Kitabevi ‘Kitabevimizde 47 bin kitap çeşidi var’ D Kah ost Kitabevi 1977 yılının Mart ayında Zafer ÇarşısıSıhhiye’de 35 metrekarelik küçük bir kitabevi olarak faaliyetine başladı. Televizyon haberlerinde kitapların silahlarla birlikte suç delili olarak sergilendiği günlerdi. O günlerin kaotik ortamında çeşitli taciz ve saldırılardan biz de payımızı aldık şüphesiz. Arkasından ülkenin üzerine bir kâbus gibi çöken 12 Eylül Darbesi geldi. Yayın dünyası neredeyse tümüyle faaliyetlerini durdurdu. Yüzlerce kitap okurunun poşetlere, çantalara ve hatta bazen bavullara kitaplarını doldurup “Yakmaya kıyamadık, siz bir yolunu bulursunuz” diye kitabevimize getirdiklerini hatırlarım. 1981 yılının sonbaharında Konur Sokak’ta TMMOB binasının alt iki katında o gün için büyük bir kitabevi olarak ikinci şubemizi açtık. 35. yılımızı doldurduğumuz bu günlerde biri Eskişehir’de olmak üzere altı kitabevi, bir müzik dükkânı, bir kitap dağıtımı ve bir de bugüne kadar 650’yi aşkın kitap yayınlamış bir yayınevi olarak, 123 çalışanımızla birlikte faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. zorluğunu çektik. Bir kez kitabevimiz bombalandı. Bir kez yakıldı. Sıkıyönetim döneminde 7 kez gözaltına alındım, 3 kez de tutuklandım. En uzunu 5 ay, nedeni ise sattığımız kitaplarla ilgili. 12 Eylül zor bir dönemdi. 2002 yılında da Konur Sokak’taki kitabevini açtık. Alt katını sanat galerisi yaptık, küçük konserler verdik. K itapçılıkta sunum şekli de önemli, ben 1,5 yıl kütüphanecilikte çalıştım. Dünyada kullanılan üç tür kütüphanecilik sistemi var. Üçüne de notlar çıkararak çalıştım. Kitap satışına uygun sergileme sistemini uyguladım. Şu an kitabevimizde 47 bin çeşit kitap bulunuyor. Türkiye’de bu kadar çeşitli kitabı, doğru bir sistematik yapı içerisinde bir arada bulunduran bir yer yok. Müşteri ilişkilerinde kitap önermek, müzik önermek okuyucu sormadığı sürece bir nevi yasaktır. Müşteri özgürdür, biz değer veriyoruz, o da bize bir değer veriyor. Olay bizim mekânımızda geçtiği için misafirimiz sayılırlar. Türkiye’de çok büyük bir kültürel açlık var. Sosyal görev yapmanın da bilincindeyiz. ‘Açıldığı gün polis ekibiyle tanıştı’ Dost Kitabevi 1977 yılının Mart ayında tesadüflerle kuruldu. Ben astsubay çocuğuyum. Annemin bir arazisi ‘İstanbul’u düşünmüyoruz’ ı las satıldı, o da bana güvenip yarısını verdi. Zafer Çarşısı’nda 35 metrekarelik bir dükkânla işe başladım. İlk açıldığımız günlerde ODTÜ Dekanı Hasan Tan’dı. Hasan Tan’a karşı ODTÜ Derneği bir kampanya yapıyordu. Biz de o kampanyayı desteklemek için bir afiş astık. İlk günde polis ekibi geldi. Daha ilk günden polis ekibiyle tanışmış olduk. 12 Eylül öncesinin kaosunu yaşadık, bir kitabevi çalıştırmanın her türlü ‘Ankara’nın sosyal dokusu farklı’ Kurulduğumuz yıllarda kitaplar çok azdı. İnsanlar çok karışıktı. Önce Yazarlar Kooperatifi “YAZKO” kuruldu, arkasından Adam Yayınları kuruldu. Yavaş yavaş yayınlar da çoğalmaya başladı. İşin içinde hamur gibi yoğrularak işi öğrendik. Bıçak sırtı gibi, bir tarafta ticari endişe durur, bir tarafta da sosyal ve kültürel endişe durur. Bu ikisinden bir tarafa fazla kayamazsınız. Bir tarafa ağırlık verirsek, bizi sabahlara kadar keyif alarak çalıştıran kısım yok olur. Biz burada kendi duruşumuzu küçümsemiyoruz ama burada asıl maharet Ankara’nın sosyal dokusu. Bizim gibi çalışan bir kitabevinin İstanbul’da aynı başarıyı göstermesi mümkün değil. Ankara’nın sosyal dokusu farklı, üniversiteleri farklı. Ankara’nın yaşam şekli de farklı. İstanbul vahşi bir orman. Bütün tiyatro grupları Ankara turnesini beklerler. çok yansır. Mesela bir dönem, siyasal İslam tartışılır, çok fazla kitap yayımlanır, çok fazla da satılır. Sonra o biter başka bir şey başlar. Kitapçılık dinamik bir iştir. ‘Online kitap satışları bizi yüzde 23 etkiliyor’ Online satışların en yüksek G iderler ile satışın yükselmesinde eksi bir durum söz konusu. Giderlerimiz daha çok yükseliyor. “Gücümüzü aşan giderleri nasıl kontrol altına alırız?” diye planlama yapıyoruz. Büyüme anlamında bir hedef koymamız imkânsız. Sadece mevcudu korumak üzerine kurulu bir tavrımız var, büyümek mümkün değil. Eskişehir’de bir kitabevi açtık, çok başarılı oldu. Şu an toplamda 7 perakende dükkanımız ve bir de yayınevimiz var. Bünyemizde 123 kişi çalışıyor. Ancak İstanbul’a açılmayı düşünmüyoruz. En az beş dükkân açmamız gerekir. İşin kalitesini bozarsınız. Biz yoğun emekle çalışıyoruz, çok büyüttüğümüz zaman olay kontrolümüzden çıkar. ‘Kitap tirajını satış belirler’ E ‘Günde 60 yeni kitap yayımlanıyor’ Çok satan kitaplar var ama birçok kitap da raflarda uzun süre durur. Biz kültür hizmeti yapıyoruz. Kitabın raf ömrü ortalama 6 aydır. 6 aylık barajı aşan durumlarda da birçok kitap kalır. Sanatla ilgili kitapların hiç satışına bakmayız, uzun süre dururlar. Günlük 60 yeni kitap çıkıyor, bir kısmı önemsiz şeyler ama sonuçta hepsi geliyor. Raf ömrünü dolduran kitaplar ise iade ediliyor. n büyük sorun satış, tirajı satış belirliyor. Çok insan, “Türkiye’de kitap çok pahalı alamıyoruz” derler. Türkiye’de kitabın tirajı düşük olduğu için fiyatı pahalı geliyor. Eğer kitaplar bin 5002000 yerine 10 bin basılsaydı, fiyatı yüzde 2030 daha ucuz olacaktı. Türkiye’de yazar çok düşük telif alıyor. Çevirmen çok düşük ücretlere çeviri yapıyor. Okumalar çok düşük fiyatla uzman olmayan kişilere yaptırılıyor. Çünkü aksini yayınevleri kaldıramıyor. Çok yayınevi editörsüz çalışıyor. Birkaç yıl öncesine kadar nüfus farkına karşın Ankara ve İstanbul’un kitap satışı birbirine eşitti. Son durumu çok iyi bilemiyorum. olduğu ülke Amerika, bizde henüz yeterince yaygınlaşmadı. Amerika’da geçen yıl online satış nedeniyle iflas etti. Türkiye’de online kitap satışı toplam kitap satışının yüzde 5 ile 5.5 arasındadır. Bizim satışlarımızı en fazla yüzde 2, yüzde 3 oranında etkiler. Dijital kitaplar ise bizim satışımızı çok fazla etkilemiyor. Çünkü kitabı bilgisayardan okumak çok rahat olmuyor. Günlük bazı yayınları internetten takip ediyorum, bir süre sonra yorulup kapatıyorum. Bir mesleki kitabı ya da akademik kitabı okuyabilirsiniz, ancak edebi bir kitabı bilgisayardan okumak ne kadar doğrudur? ‘Kitabevi olmayan birçok ile mağaza açıldı’ 2012 yılı bizim için nötrdü, nötr olmayı biz artı olarak görüyoruz. Bizim sektörde birçok kapanan yer oldu. Büyük birkaç şirket zincir mağazalar kurmaya başladı. Onlar alışveriş merkezlerinde daha çok kuruluyor. Bizim mesela kemik müşteri dediğimiz kesim daha az gidiyor oralara. Onlar biraz daha popülist yaklaşıyorlar, yüksek satışlı kitaplar ve oyuncak satıyorlar. Piyasadaki birçok yerin kapanmasına neden oldular. Yaptıkları en güzel şey ise, kitapçı olmayan pek çok ilde şube açmaları oldu. Erdal Akalın ‘Toplumdaki değişim kitaba yansır’ Yayıncılık kısmımız var, gezi kitapları ağırlıklı olmak üzere 600’ün üzerinde kitap yayımladık. Gezi kitapları çok satmaya başladı, insanlar artık dünyayı okuyarak geziyor. Toplumdaki değişim kitap işine C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle