27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

1 EYLÜL 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA Kent ANKARA A3 Gece ile gündüz arasında yaşanan ani ısı farkı hastalıklara davetiye çıkartıyor. Uzmanlar uyarıyor: 5 ve 5 buçuk yaşa uygun okul kıyafetine konfeksiyon firmaları hazır ancak: ‘Daha küçüğü yok mu?’ SİNAN TARTANOĞLU ‘Akşam kalın giyinin’ SEVİL ARINAN 10 Eylül’de ilkokul birinci sınıfların uyum eğitimine alınması ile çok tartışılan 4+4+4 sistemi fiilen işlemeye başlayacak. 6066 aylık çocuklar aileleri isterse, 6672 aylık çocuklar ise zorunlu olarak ders başı yapacak. Biz de minik Alara ile okul alışverişine çıktık. Baktığımız tüm okul ihtiyaçları ise bize “Daha küçüğü yok mu?” dedirtti. Okulların açılmasına kısa bir süre kala okul kıyafetleri satılmaya başladı. 100. Yıl Çarşısı’nda ürünleri satılan konfeksiyon firmaları, formaları 5 ve 5 buçuk yaşa uygun olarak hazırladı. Kıyafetler yine de büyük gelirse aileler terzinin yolunu tutacak. Ama kafası karışık veli henüz çarşıya çıkmadı. Okula başlama yaşının 72 aydan 66 aya çekilmesi ile eğitim sistemi pek çok sorunla karşılaşacak. Bunlardan bir tanesi de okula başlayacak çocukların fiziksel özelliklerinin, her gün giymesi gereken okul üniformalarına, taşıması gereken çantalara uygunluğu olacak. Ulus’taki 100. Yıl Çarşısı boş, okul kıyafetlerini banka kredisiyle alıp, vitrine koyan mağazalar ise velileri bekliyor. Firmalar yetkililerden hızlı Ancak velinin 10 Eylül gününde neler yaşanacağına ilişkin kafası karışık. Okul üniformaları hazırlayan konfeksiyon firmaları; sıraları, tahtaları çocukların yaşına uygun olarak hazırlaması gereken bakanlıktan daha hızlı davrandı ve 4+4+4 yasasına uyum sağladı. Her okul için farklı farklı olan üniformalar, 5 ve 5 buçuk yaş çocuklarının fiziksel özelliklerine göre hazırlandı. Yine de üniformalar bazı çocukların bedenlerine uygun değil. Kız öğrenci üniformasının eteği çuval gibi, ayak bileklerine kadar uzanıyor. Ama bunun da çözümü var. Yaş ayarına uygun olarak düzenlenen kıyafetler çocuğa yine de uymazsa, yani büyük gelirse terziye götürülecek. Top sektirme var, bu çantayı taşıyabilme yok? Kıyafetler 5 ve 5 buçuk yaş öğrencile rine uygun olarak hazırlandı ama çantalar unutuldu. Her zaman yürütülen “boydan büyük çanta” tartışması, okula başlama yaşının geri çekilmesi ile daha da alevlenecek. Milli Eğitim Bakanlığı, 6072 aylık çocukların okula başlayabilmesi için taşıması gereken özellikleri hazırladı. Bun lar arasında, “İp atlama, topu yerde 56 kere sektirme, tek ayak üzerinde 10 saniye durma” gibi tartışmalı ölçütlere de yer verildi. Ancak uzun listede, 5 ve 5 buçuk yaşındaki çoçuğun neredeyse boylarından büyük çantayı taşıyıp taşıyamadığına ilişkin bir madde yer almadı. Her şeyi 140 TL’ye aldık Çocuğu ilkokula başlayacak velinin 100. Yıl Çarşısı’nda sadece kıyafet için yapacağı harcamanın ayrıntıları ise şöyle: Kız öğrenci: Forma 27 TL 50 kuruş. Gömlek/penye: 25 TL. Ayakkabı: 2030 TL. Çanta: 2035 TL. Çorap: 5 TL. Erkek öğrenci: Pantolon: 30 TL. Gömlek/penye: 25 TL. Ayakkabı: 2030 TL. Çanta: 2035 TL. Çorap: 5 TL. Uzmanlar, Ankara’da gece ile gündüz arasında yaşanan 10 derecelik sıcaklık farkı için başkentlileri uyardı. Eylül ayıyla birlikte Ankaralıların pencereyi açıp uyuma, ince giyinme ve soğuk içecek tüketme alışkanlıklarını bırakması gerektiğini söyleyen Ankara Tabip Odası Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Derman Boztok, “Gece ile gündüz arasında büyük ısı kayıpları yaşanıyor. Gündüz giyilen ince kıyafetler gece giyilmemeli” dedi. Başkent Ankara’da temmuz ayında 45 dereceyi bulan sıcaklık, yerini soğuk havaya bıraktı. Kentte gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkı 10 dereceyi bulurken, gündüz hava sıcaklıklarında da ciddi oranlarda düşüş gözleniyor. Gündüz ortalama 27 derece olan sıcaklık, gece 15 dereceye kadar düşüyor. Hava sıcaklığında yaşanan değişikliğin soğuk algınlığına davetiye çıkarttığına dikkat çeken uzmanlar, “Yazın edindiğiniz alışkanlıkları unutun” uyarısında buluyor. Ankara Tabip Odası Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Derman Boztok ise başkentlilerin özellikle giyeceklerine çok dikkat etmesi gerektiğini söyledi. Vücudun sıcak tutulup, ısı kaybı yaşatılmamasına dikkat çeken Boztok, “Gece ile gündüz arasında büyük ısı kayıpları yaşanıyor. Gündüz giyilen ince kıyafetler gece giyilmemeli. Yerine daha kalın giysiler tercih edilmeli. Ayrıca akşam saatlerinde yanınıza mutlaka kalın bir şeyler alın. Eski alışkanlıklarınızı unutup, pencerenizi açık uyumayın. Gerçi ne kadar dikkat edilirse edilsin bu havalarda üst solunum yolu enfeksiyonu gelişebiliyor. Bu mevsimsel geçiş dönemlerinde insanların direnci düşüyor. Onun için iyi bir uyku, sağlığı dikkat etmek, aşırı yorgunluklardan kaçınmak, bol sıvı almak, taze meyvesebze tüketmek, vitamin gereksinimlerini karşılamak ve beslenme bu dönemlerde alınabilecek önlemlerdir. Şiddetli öksürük olmadıkça antibiyotik kullanılmasını da önermiyoruz. Ama hafif ateşlenmelerde mutlaka önlem alınmalı. Bunun için de parasetamol türü ilaçlar kullanılabilir. Ateşin yükselmesi, baş ağrısı ve öksürükte ise mutlaka doktor muayenesi yapılmalı” dedi. Sağlık Bakanlığı ve Ankara Tabip Odası’nın internet sitesinde hava sıcaklığıyla ilgili yararlı bilgilerin bulunduğunu belirten Boztok, başkentlilerin bu sitelerden bilgi alabileceğine dikkat çekti. Hamamönü’ne turizm oscarı verildi Dünya Turizm Yazarları ve Gazeteciler Federasyonu (FIJET) tarafından verilen ve dünyanın en prestijli turizm ödülleri arasında gösterilen “The Golden Apple/ Altın Elma Turizm Oscarı” , gerçekleştirdiği restorasyon çalışmaları nedeni ile bu yıl Altındağ Belediyesi’nin oldu. FIJET “The Golden Apple/Altın Elma 2012 Ödülü”nü Hamamönü’ne verdiğini açıkladı. Böyle bir ödülün çok anlamlı olduğunu belirten Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, Hamamönü’nün artık Türkiye sınırlarını aştığını belirtti. Gerçekleştikleri restorasyon çalışmalarının hem yurtiçinden hem yurtdışından takip edildiğini aktaran Tiryaki, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ankara için önemli bir cazibe merkezi haline gelen Hamamönü, artık Ankara dışından hatta yurtdışından bile turist çekmeye başlamıştır. Gerçekleştirdiğimiz çalışmaların meyvelerini önümüzdeki yıllarda çok daha fazla toplayacağımızı ümit ediyorum. Tüm bunlarla birlikte restorasyon çalışmalarımız da hızla devam ediyor.” Tiryaki, etap etap çalışmalarını sürdürdüklerini ve Altındağ’ın tarihi dokusunu yeniden ayağa kaldırmak için gayret sarf ettiklerini belirtti. Tiryaki, duygularını, “Biz ödül almak için yapmıyoruz bu çalışmaları ancak çalışmalarımızın dünyadaki önemli kurum ve kuruluşlar tarafından fark edilmesi ve ödüle layık görülmesi çok gurur verici…” şeklinde açıkladı. Mogan’ıbesleyenSukesenDeresi’ndekikirlilikhatsafhayaulaştı... Moganiçintehlikeçanlarıçalıyor “Ankara’nın denizi” olarak da bilinen Mogan Gölü’nü besleyen Sukesen Deresi’ndeki bakımsızlık ve akan pis su her geçen gün Mogan’ın biraz daha kirlenmesine sebebiyet veriyor. Sukesen Deresi’ne akan evsel katı atıklar ve fabrika atıkları durdurulamazsa yakın bir gelecekte Mogan da Sukesen Deresi ile aynı kaderi paylaşacak. Peyzaj Mimarları Odası Genel Sekreteri Redife Kolçak, söz konusu durum için Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek’e, “Ankara’nın yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının doğru ve kamu yararına kullanılması için belediyenin hazırladığı su projesi var mı? Varsa nedir, yoksa neden yoktur” sorularını yöneltti. Çevre Mühendisleri Odası, Peyzaj Mimarları Odası gibi pek çok sivil toplum kuruluşu daha önce de Mogan Gölü ve bu gölü besleyen derelerde oluşan kirliliğe karşı önlem alınması gerektiğine ilişkin Anakent Belediyesi’ne çağrılar yapmıştı. Ancak söz konusu çağrılara bugüne değin bir karşılık verilmedi. Durum böyle olunca “Ankara’nın denizi” olarak bilenen Mogan Gölü’nü besleyen Sukesen Deresi’ndeki kirlilik de her geçen zaman biraz daha arttı. Şu anda Sukesen Deresi’ne boşaltılan evsel katı atıklar ve özellikle taş fabrikaların atıkları dereyi hayli kirletmiş durumda. Üstelik derede oluşan kötü koku da yurttaşları rahatsız etmeye başladı. Dere, Mogan Gölü’nü beslediği için taşıdığı atıklar da Mogan Gölü’nü ve gölde yaşayan canlıların yaşamını tehdit ediyor. Bunun yanı sıra Mogan’da su seviyesi de hızla düşüyor. Uzmanlar, gelecekte Mogan’ın “bataklığa dönüşecebileceği” uyarısında bulunuyor. ‘Vahşet!’ Söz konusu durumla ilgili olarak Cumhuriyet Ankara’ya açıklamalarda bulunan Peyzaj Mimarları Odası Redife Kolçak, “Bu durum kamu yöneticilerinin ehliyetsizliğinden başka bir şey değildir” dedi. Ankara’daki doğal varlıkların “sürekli yok edilişle karşı karşıya” olduğunu vurgulayan Kolçak, Sukesen Deresi’ndeki kirliliğin fabrikaların kuracakları arıtma tesisleriyle giderilebileceğinin bilgisini verdi. Mogan Gölü’nde kirlilik hat safhaya ulaştığı zaman bu kirliliğin salt insan yaşamını değil gölde bulunan tüm canlı varlıkların yaşamını da tehdit edeceğinin altını çizen Kolçak, “Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek sürekli olarak Mogan Gölü çevresinde yaptığı hizmetleri anlatıyor. Aslında açtığı yanlış projelerle, imarlaşmayla göldeki organik ve inorganik canlıları yok ediyor. Bu göl ne yazık ki Ankara Anakent Belediyesi’nin ağır darbesini yemiştir. Bu bir yok ediliştir. Ayrıca belirtmek gerekir ki Mogan’da öncelerden beri su kayıpları da yaşanıyor. Her geçen gün su seviyesi aşağılara düşüyor” dedi. Kolçak, Peyzaj Mimarlar Odası adına söz konusu durum için Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek’e, “Ankara’nın yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının doğru ve kamu yararına kullanılması için belediyenin hazırladığı su projesi var mı? Varsa nedir, yoksa neden yoktur” sorularını yöneltti. CHP’li Gök, Çankaya Belediyesi’nin yaptırdığı parkın yıkılmasına isyan etti: ‘Ankara derebeylik gibi yönetilemez’ CHP Ankara Milletvekili ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Levent Gök, Anakent Belediyesi ile Çankaya Belediyesi arasında günlerdir süren park kavgasının sonunda, Anakent Belediyesi’nin yaptığı yıkıma ilişkin, “Ankara derebeyi kurallarına göre yönetilen bir kent değildir” açıklamasını yaptı. Anakent Belediyesi Başkanı Melih Gökçek’in talimatıyla Anakent Belediyesi çalışanları, Çankaya Belediyesi’nin Çukurambar’da yaptırmakta olduğu bir parka 27 Ağustos Pazartesi günü geceyarısı baskını yapmış ve parkı yıkmışlardı. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan CHP’li Gök, “Ankara derebeyi kurralarına göre yönetilen bir kent değildir” değerlendirmesini yaptı. CHP’li Gök, bu yıkımla Çankaya halkından toplanan vergilerle yaptırılan parktaki zararın 150 bin TL’nin üzerinde olduğunu kaydetti. Olayın Gökçek’in azmettirmesiyle yaşandığını belirten Gök, “Olay yurttaşların kamu idarelerine karşı güvenini azalttığı gibi, ortada herhangi bir yargı kararı olmaksızın cüret edilen bu yıkım Gökçek’in kural ve yasa tanımaz tipik davranışının sonucudur” dedi. Geceyarısı baskınına hiçbir yürekli savcının sessiz kalmaması gerektiğini dile getiren Gök, “Gökçek, bilmelidir ki, Çankaya Belediyesi’ne karşı yaptığı terbiyesiz ve haddini aşan bu durum nedeniyle yargı önünde hesap verecektir” ifadelerini kullandı. Bakan’a sordu CHP’li Gök, konuya ilişkin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde şu soruları sordu: Ankara’nın merkezinde elinde herhangi bir yargı kararı olmaksızın başına buyruk bir şekilde Çankaya halkının vergisiyle yaptırılan bir parkı gasp eden ve yıktıran ve çalışanların hürriyetini tahdit eden, bu konuda azmettirmek suretiyle talimat veren Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve olaya karışan belediye çalışanları hakkında ne gibi bir işlem yapacaksınız? C M Y B C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle