01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 AĞUSTOS 2012 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA Kent Bakanlık ‘zorunlu değil’ dedi; sızdırmazlık raporu alanlar yarı yarıya düştü ANKARA A3 Başkentte tehlike çanları çalıyor İKLİM ÖNGEL Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın LPG’li araçlar için “Gaz Sızdırmazlık Raporu” aranma zorunluluğunu kaldırması, başkentte sızdırmazlık kontrolü yaptıranların sayısını geçen yılın ilk 6 ayına göre yarıya yarıya düşürdü. Makine Mühendisleri Odası (MMO) Ankara Şubesi Sekreter Üyesi Varlık Özerciyes, yeni uygulama ile denetimsiz ortama geri dönüldüğünü belirterek, “Son 7 yılda oluşturulan sistemli, disiplinli ve yaygın güvenilirlik ortamı ortadan kalktı. Halkın mal ve can güvenliği ciddi şekilde tehdit edilmeye başlandı” dedi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü, 19 Aralık 2011 tarihli bir genelgeyle LPG’li araçlar için “Gaz Sızdırmazlık Raporu” aranması zorunluluğunu ortadan kaldırdı. Müdürlük, gaz sızdırmazlık raporu bulunmamasını “ağır kusur”dan, “hafif kusur”a dönüştürdü. Bu düzenlemenin ardından MMO’nun verdiği gaz sızdırmazlık raporu sayısında yarı yarıya düşüş gerçekleşti. Rapor verilen araç sayısı 2011 yılının ilk 6 ayında 34 bin 667 iken, 2012 yılının ilk 6 ayı içinde 19 bin 213’e kadar geriledi. MMO Ankara Şubesi Sekreter Üyesi Özerciyes, sızdırmazlık raporu zorunluluğunun bir genelgeyle kaldırılmasını “Kamu can ve mal güvenliği açısından vahim sonuçlar doğuracağı kesindir” şeklinde değerlendirdi. Yeni uy Tatilde canınız sıkılmasın... anım tatilde insanın canı mı sıkılır?” demeyin peşin peşin. Öyle bir sıkılır ki, tatil insanın bazen burnundan gelir. İnsanın tatilde en çok canı “avuç avuç” para döküp de, beklediğin gibi hizmet görememekten sıkılıyor. “Ekonomik” olsun diye tercih edilen adı sanı duyulmamış otellerde kalanlardan genelde şöyle memnuniyet ifadeleri duyarım; “Küçük ama şirin bir oteldi, 34 çeşit yemek vardı ama çok lezzetli, servis özenliydi ve en önemlisi temizdi.” Bir de “her şey dahil” sistemine dahil büyük otel müşterisi vardır ki, onlardan da çoğu zaman şöyle yakınmalar gelir; “Deli gibi para alıyorlar, ama yemekler yarım saatte bitiyor. Rakıyı plastik bardakta içiyorsun, tabak bulamıyorsun...” Büyük oteller “kötü”, küçük, tanınmamış oteller “iyi”yi anlatmak için vermedim bu örnekleri. Tatildeki beklentinin memnuniyeti ne kadar etkilediğini anlatmak istedim. Küçük yerlere gittiğinizde beklentinizi de “küçülttüğünüz” için, orada artık önemsediğiniz şey, fiyat, temizlik, denize yakınlık, sıcak suyun sürekli akıp akmaması, işletmecinin “hoşsohbet”i oluyor. Çok yıldızlı büyük otellerde beklentiler de “sınıf atladığından” eğlence olanakları ve konfora dair eksiklikler, “can sıkıcı şeyler” olarak tatil anıları arasında yerini alıyor. Onun için ilk önerim, tatilde beklentilerinizi “abartmayın” ki, mutsuz da olmayın. “C BÜTÇEME GÖRE Ayşe SAYIN [email protected] http://aysesayin06.blogspot.com gulama ile 2005 yılı öncesindeki denetimsiz ortama geri dönüldüğünü söyleyen Özerciyes, “Özellikle son 7 yılda gerçekleştirilen sistemli, disiplinli denetim sayesinde oluşan yaygın güvenilirlik ortadan kalkmaya, halkın can ve mal güvenliği ciddi bir şekilde tehdit edilmeye başlanmıştır” diye konuştu. 2005 yılı öncesindeki denetimsiz durumu anımsatan Özerciyes, “İmalat, montaj ve kullanıma dair denetim ve kontrollerin yapılmaması, araçların LPG’ye dönüşüm tadilatında standart olmayan malzemelerin kullanılması, priyodik ve etkin denetim yapılmamasından kaynaklanan kazalar nedeniyle can ve mal kayıpları olmuştu” dedi. Kayıt dışılık uyarısı Son genelge çıkmadan önce dönemin birikmiş sorunlarının Bilim, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, MMO ve sorumlu sektör işbirliğiyle çözümlendiğini belirten Özerciyes, “Kayıt dışı, merdiven altı uygulamalar en aza indirilmişti. LPG’li araç sayısı 3.5 kat artmış, LPG yakıt tüketiminde de artış gerçekleşmişti” dedi. 2005 yılı öncesine geri dönüldüğünü kaydeden Özerciyes şöyle konuştu: “Rapor zorunluluğunun kaldırılmasının, 20002005 yılları arasına benzer, hatta daha vahim sonuçlar doğuracağı ve bazı kişi ve kurumları zan altında bırakacağı bilinmelidir. Zira uzman mühendislerin istihdam edildiği ve standartlara uygun dönüşüm yapan yetkili firmalar piyasadan silinecek, onların yerine ‘merdiven altı’ tabiriyle anılan, uzman olmayan kişilerin çalıştığı kontrolsüz ve denetimsiz firmalar piyasaya tekrar hâkim olacaktır. Gerek kamu idaresi, gerek ilgili sektör gerekse ilgili esnaf ve halkımızı çok olumsuz etkileyecek olan bu uygulama ile can ve mal güvenliği de büyük ölçüde riske sokulmaktadır. Bu nedenle derhal bu uygulamadan vazgeçilmeli, kamusal denetim devreye sokulmalı ve halkın can ve mal güvenliği ile oynanmamalıdır.” önerdi. Google’da ismini yazdığımda, otelin internet sitesinden önce “şikâyet var” başlıkları geldi. Ve şikâyetler iki noktaya odaklanmıştı, otelin çok “pis” olduğu ve işletmecinin “paragözlüğü” üzerineydi. Öyle ki “olumlu” yorum yazan az sayıdaki müşteri bile “bazı eksiklikler”i bulunduğunu belirtirken, daha çok bulunduğu mevki ile ilgili beğenilerini dile getirmişti. Ancak yorumların tarihine de bakmakta yarar var. Çünkü 3 yıl önce yazılan yorum, o işletme hakkında fikir vermeyebilir, örneğin işletme el değiştirmiş olabilir ya da tadilattan geçmiş olabilir. Otelpansiyon araştırırken gördüm ki bazı oteller parayı “peşin peşin” alıyor. Diyelim ki 1 hafta kalacaktınız, beğenmediniz 3. günde çıktınız, çoğunlukla para iadesinde sıkıntı yaşanıyor. İşletmeci, oteli beğenmeyip, erken çıkmaya kalktığınızda parayı iade etmede sorun çıkarabiliyor. İşte böyle “can sıkıcı” durumlarla karşılaşmamak için, siz siz olun “önce tatil, sonra öde” modelinden vazgeçmeyin. Madalyonun iki yüzü Günümüzde tatil yeri ararken ilk kaynak artık internet. Eşdost önerisi, gazetelerde tur şirketlerinin veya otellerin ilanları da yine tercih yapmada etkili oluyor. Ama özellikle benim gibi “son dakikacılar” için “yaz Google’a, başka yerde arama” yöntemi bir numara. Nitekim yine öyle yaptım, tatil için baktığım birkaç yerde sanal bir otelpansiyon turu yaptım. Ama tur şirketlerinin ilanlarında, oteltatil köyüpansiyonların siteleri hep “iyi şeylerle” dolu. Odaların resmine bakarsanız her biri “kral dairesi”, manzara “lebi derya”, eğlence gani, açık büfede kuş sütü eksik... Ama madalyonun bütün yüzlerini ancak otele gidince görebiliyorsunuz. Ve kimi zaman büyük bir hayal kırıklığı kaçınılmaz oluyor ve siz başka otel aramak durumunda kalıyorsunuz. Yıldızlar ve kalite Ben o “her şey dahil” sistemiyle çalışan büyük otellerin “cıstak cıstak” havasını sevmem. İnsanların sürekli yemek içmek için koşturduğu, havuzlarına iğne atsan düşmeyen, klanlar halinde dolaşan Rus turistlerle dolu o çok “yıldızlı” oteller yerine, her şeyin ve herkesin daha “ölçülü”olduğu daha küçük otelleri tercih ederim. Ayrıca o otellerdeki yiyecek israfına da içim acır. Ama şu da bir gerçek ki özellikle çocuklu aileleri için en ideali böylesi. Çünkü animasyon ve çocuk kulübü etkinlikleri ile bayılıncaya kadar eğlendikleri gibi, canları ne çekiyorsa, ebeveynlerinin “Aman ekstraya giriyor” kaygısı olmadan rahat rahat yiyebiliyorlar. Ama tercih yaparken, “yıldızına” bakmakla yetinmemek gerekir, çünkü yıldız sayısı ile hizmet kalitesi her zaman örtüşmeyebiliyor. Ayrıca bu tür işletmeler daha çok her nedense “bedava” denecek fiyatlarla kalan ve otel dışına neredeyse hiç çıkmayan, çıktığında ise “zırnık” harcamayan yabancı turistlere “öz”, yerli turiste “üvey muamelesi” yapıyor. Üstelik yabancı turist geceliği 20 dolara kalırken, sırf “yerli” olmaktan dolayı adeta cezalandırılıyorsun ve en az 7080 dolar ödüyorsun. Benim gibi düşünenler için önerim; Akdeniz yerine Ege ki mümkünse İzmir ve üstünü tercih etmeleri. Üstelik fiyatlar makul ve ortam son derece “alçakgönüllü.” Bayram fırsatçıları Malum önümüz bayram, üstelik de tam yazın ortasına, turizm sezonuna denk geliyor ya, her yerde boy boy ilanlarla oteller müşteri çekmeye çalışıyor. Ama fiyatların da acaip “ateşi çıkmış” vaziyette. İlanlar “yerli” turisti çekmek için ama fiyatlar tamamen Fransız... Denilebilir ki, “piyasa arztalep dengesine göre oluşuyor, sezonda elbette fiyatlar yüksek olur.” Ama birkaç yıldır yaşayarak gördük ki Ramazan nedeniyle yerli turist sayısı hatırı sayılır şekilde düşmesine karşın, fiyatlarda aşağı doğru milim kıpırdama olmadı. Tam tersine, turizm işletmecileri Şeker Bayramı’nı kendileri için “fırsat”a çevirip, fiyatları artırma yoluna gidiyorlar. Bu bayramda da tablo değişmeyeceği için, bayramı aileyle geçirip, sonra tatile gitmek en iyisi. Anakent’in ‘sır’ gibi sakladığı proje yargı yolunda Teleferik hattında kamulaştırma SERTAÇ EŞ Yorum ve puanlamaya dikkat İşte böyle durumlara karşı son dönemde oldukça yaygınlaşan otellerin “puanlama” sistemi oldukça yararlı. Müşterilerin genelde 100 üzerinden verdiği puanlar, otel hakkında bir “ön fikir” verebiliyor ama yeterli değil. Benim favorim, otellerle ilgili müşteri yorumları.... Bana göre o yorumlar tam anlamıyla, turizm işletmelerinin “röntgenini” çekiyor. Nitekim, tatil için otel ararken, bir arkadaşım, bir otel Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek’in ilk önce KızılayDikmen arasında yapmayı planlayıp vazgeçtiği, ardından YenimahalleŞentepe, SitelerKarapürçek hattında yapımı projelendirilen teleferik hatları için çalışmalar başladı. Anakent Belediye yönetimi teleferik hatlarının projelerini “sır” gibi saklasa da kamulaştırma çalışmaları başladı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin yargıya taşıyacağını açıkladığı teleferik projeleri için düğmeye basıldı. Anakent Belediyesi bu kap samda Altındağ ve Yenimahalle belediyelerine kamulaştırma çalışmalarına başlanacağını bildiren birer yazı gönderdi. Google üzerinden proje Teleferik hatlarıyla ilgili güzergâh çalışması İmar ve Şehircilik Dairesi tarafından yapıldı. Daire Başkanı Ömer Faruk Erciyes imzasıyla mayıs ayında Altındağ ve Yenimahalle ilçe belediyelerine gönderilen yazıda şu ifade yer aldı: “Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nin 13.02.2012 tarih ve 172 sayılı kararı gereğince; ya Metroda gazeteciye dayak Metro gişelerinde bir yurttaşla kavga eden güvenlik görevlileri, kendilerini görüntülemek isteyen gazetecilere saldırdı. Olay yerinden görüntü alınmasını engellemek isteyen özel güvenlik elemanları, Evrensel gazetesi Ankara muhabirleri Hasan Akbaş, Gökhan Uysal ve Hilal Yağız’a tekme ve yumruklarla saldırdı. Yüksel Caddesi metro gişelerinde cuma günü yaşanan olayda indirimli kart kullanmak isteyen yurttaşla güvenlik görevlileri arasında başlayan tartışma yumruklu kavgaya dönüştü. Güvenlik görevlileri tartıştıkları yurttaşa birer gazı ile müdahale ederken olayı görüntülemek isteyen gazetecileri de engellemeye çalıştı. Muhabirlerin kameralarını almaya çalışan özel güvenlik, 3 gazeteciyi metro içerisindeki karakola sokmaya çalıştı. Daha Muhabirlere saldıran özel güvenlikçiler. C M Y B C M Y B sonradan olay yerine gelen çevik kuvvet ekiplerinin de müdahale ettiği gazetecileri metro özel güvenlik amirinin, “Burada sizin kafanızı gözünüzü kırsam yine haber yapacak mısınız?” diye tehdit ettiği öğrenildi. Yaşananlar sırasında muhabirlerin tutulduğu karakol önünde toplanan halk, özel güvenliklere tepki gösterdi. Artan tepkiler üzerine gazeteciler serbest bırakıldı. pımı düşünülen Teleferik Hatları YenimahalleŞentepe, SitelerKarapürçek etabı ile ilgili olarak, genel güzergâh çalışması ve istasyon yer tespit çalışmaları tamamlanarak EGO Genel Müdürlüğü Raylı Sistemler Daire Başkanlığı’nın 04.05.2012 tarih 11300/22988 sayılı yazısıyla imar planlarına işlenmek üzere başkanlığımıza sunulmuştur.” Yazının ekinde ise projenin orijinal çizimleri yer almadı. Ekte gönderilen çizimin Google haritası üzerinden yapıldığı öğrenildi. Güzergâh çalışmasının tamamlanmasının ardından, teleferik projelerini yürüten EGO Genel Müdürlüğü Raylı Sistemler Dairesi, Anakent Belediyesi Emlak İstimlak Dairesi’ne başvurdu. Daire Başkanı Kemal Temiz, Emlak ve İstimlak Dairesi Başkanlığı’na yazdığı yazıda, “hattın geçeceği güzergâh üzerinde kalan alanların irtifak ve kamulaştırma işlemlerinin yapılmasını” istedi. Son olarak yapılan çalışmalarla ilgili Anakent Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Yunus Aluç imzasıyla Altındağ ve Yenimahalle belediyelerine birer yazı gönderildi. Yazıda yapılacak kamulaştırma çalışmalarının başladığı, konunun ilçe belediyerince yapılacak çalışmalarda dikkate alınması istendi. ‘Sır’ proje Kamulaştırma çalışmaları başlayan, “yapım ve montaj” ihalesi 1517 Ağustos tarihlerinde gerçekleştirilecek olan projelerin ayrıntıları henüz kamuoyuyla paylaşılmadı. Teleferik hatlarında kaç durak olacağı, teleferiklerin saatte kaç kilometre hızla hareket edeceği gibi teknik konular da kamuoyu tarafından bilinmiyor. Önce evsiz, sonra elektriksiz kaldılar! Geçen hafta evleri yıkılan Mamak, Ege Mahallesi halkının bu kez de elektrikleri kesildi. Yurttaşlar Mamak Belediyesi önünde toplanarak, durumu protesto etti. Belediye önünde toplanan mahalleli Başkan Mesut Akgül’e yönelik tepkilerini “Mesut istifa”, “Evimizi yıkanı biz de yıkarız” sloganlarıyla dile getirdi. Gözleri görmeyen Hatice Atlı, yıkımın olduğu gün panzerin altında kalma tehlikesi geçirdiğini belirterek, “Bir yere gidecek durumum yok” dedi. Atlı, “Mübarek günde yapmayın, günahtır” diye bağırırken, yıkımın ardından mahallelinin elektriklerinin de kesildiğini belirtti. Protesto gösterisinde mahalle halkı adına Barınma Hakkı Meclisi’nin yaptığı açıklamada da şunlar kaydedildi: sut Akgül’ün emriyle cuma sabahı mahallemiz cehenneme dönmüştür. Bütün bunların ardından Belediye Başkanı Mesut Akgül, basının önüne çıkarak, halen yalan söylemeye ve suç işlemeye devam etmiştir. Mesut Akgül, ‘Yıkım tebilgatları yapılmıştır’ derken, yardımcısı Erdoğan Karadağ ise ‘Tebligatlar yurttaşlara verilmemiştir’ demiştir. Bunların birbirlerinden haberi olmadığı gibi bu mahalleyle ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun verdiği karardan da haberleri yoktur. Olsa bile tanımamışlardır, kendilerini Yargıtay’dan üstün görmüşlerdir. Yağmanın, talanın, rantın başkanı Mesut Akgül’e sesleniyoruz: Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner.” Hatice Atlı “İnşa ettiğiniz evlere numarataş veren, suyumuzu bağlayan belediyeydi. Bizlerden vergi alan yine belediyeydi. Şimdi ise kullanım süremiz dolmuş, işgalci olmuşuz. Bizler işgalci değiliz, hak sahibiyiz. Bunu sadece biz değil, Türkiye’nin bağlı olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de söylüyor. Ancak belediye bizi insan değil, mahalleden sökülüp atılacak birer paçavra olarak görmüştür. Zenginlerin iftar sofralarında orucunu açan Me
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle