01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAYFA CUMHURİYET 23 AĞUSTOS 2012 PERŞEMBE A2 İzlence Şefik KAHRAMANKAPTAN se [email protected] ANKARA Kültür Sanat RüzgâRİstasyonu A. Adnan AZAR [email protected] Sanatçı Bakış Açısıyla Bir Tarihin Başlangıcı... otoğraf, güncelliğini hiçbir zaman yitirmeyen, F gelişen teknolojiyle giderek yaygınlaşan bir belgeleme aracı. Gazetecilikte “fotomuhabirliği”, sözleyazıyla uzun uzun anlatılabilecek bir olayı, tek kareye sığdırabilme ayrıcalığına sahiptir. Vizörden bakışa estetik değerler de katılabilmişse, fotoğraf bir sanat eserine dönüşür. Bu alanda “muhabirlik”ten hiç vazgeçmemiş ama çektiklerinin çoğu sanat eseri özelliğine sahip iki isim, Ara Güler’le (d. 1928) Ozan Sağdıç’tır (d.1934). Ozan Sağdıç’ın klasik müziğe sevgisi ve eşi Olcay’ın konservatuvar mezunu bir viyola sanatçısı olması, onun müzik ve sahne etkinliklerinde kendine özgü bir bakış açısı geliştirmesine ve muazzam bir arşiv oluşturmasına zemin hazırlamıştır. Bu arşivden küçücük bir kesiti, İstanbul Kültür ve Sanat VakfıİKSV kuruluşunun 40. yılında “Birinci Festival” adı altında kitaplaştırdı. İKSV Başkanı Bülent Eczacıbaşı, önsözde Sağdıç’a bakın nasıl teşekkür ediyor: “...Bu fotoğraflar, ilk yılın heyecanını, coşkusunu ve ruhunu yalın bir görsel dille anlatıyor. Kırk yıl önce, kendi sözleriyle ‘burada bir tarihin başlangıcına tanıklık edeceğini’ öngörerek İstanbul’a gelen ve büyük bir titizlikle festival gösterilerini ve provaları fotoğraflayan Ozan Sağdıç’a bu değerli arşivi sizlerle paylaşmamıza imkân tanıdığı için teşekkür ediyorum.” Bizden de İKSV’ye müzik ve sahne sanatları tarihimizden bu kesiti bize sunduğu için teşekkürler. Kitap Bülent Erkmen’in tasarımıyla, İlkay Baliç ve Didem Ermiş’in editörlüğünde özenle hazırlanmış. Sağdıç’ın paltolukaşkollu, elinde Lecia’sı Ara Güler’in o yıllarda Sirkeci’de çektiğini sandığım fotoğrafı da, oğlu Oğuz’un güncel portreleri de tam Ozan’ı yansıtan fotoğraflar. Ardından, Birinci Festival’in açılışından itibaren Ozan’ın siyahbeyazları geliyor. İdil Biret’ten Ayşegül Sarıca’ya, Hikmet Şimşek’ten Adnan Saygun’a kimler yok ki? Girişinde Birinci Festival’le ve kitaptaki fotoğraflarla ilgili pek çok Ozan Sağdıç Olcay Sağdıç açıklayıcı bilgi içeren, Sağdıç’la yapılmış bir söyleşi yer alıyor. Ancak, önemli gördüğüm bir eksikliğe özellikle değinmek istiyorum. Fotoğraflarda resimaltları yok, sadece sayfalarda etkinliğin resmi künyesine yer verilmiş. Örneğin Cüneyt Gökçer’in (19202009) adına genel müdür olarak etkinlik künyesinde yer verilmiş ama o fotoğraflarda başrol oyuncusu! Bilmeyen, tanımayan birinin anlaması için bir eksiklik. Aynı biçimde, Ulvi Yücelen, Faruk Güvenç, Aydın Gün, Nusret Kayar, Kenan Kutucuoğlu, Ayhan Baran gibi, bir kısmını çoktan yitirdiğimiz nice önemli sanatcı bu karelerde yer alıyor. Bunlara açılış sırasında görev gereği törende bulunmuş, siyasetçi ve bürokratları da eklemek gerekir. İKSV, ikinci basımını yapma gereği duyarsa, editörlerin bu eksikliği gidermesi, kitabın belgesel yönünü bilgi anlamında da güçlendirecektir. ‘Bin çocuğa’ özel gitar ve bağlama dersi Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık’ın göreve geldiği günden bu yana gerçekleştirmeyi planladığı ve çocukların bir araya gelerek şarkılar söylediği platform olan “Bin Çocuk Korosu”na devam eden çocukların enstrümanlara yeteneği olanlarına gitar ve bağlama dersleri veriliyor. Şu anda bünyesinde 2 bin 760 yeni sesi barındıran “Bin Çocuk Korosu”nun 79 ve 914 yaş arası çocuklardan yaz tatilini Ankara’da geçiren 150 çocuk, belediyenin “Toplumsal Dayanışma” merkezlerinden Maltepe, Mimar Sinan, Umut, Ata ve İsmail Cem TODAM’larda, gitarda Ali Turan ve bağlamada Mert Kılıç eşliğinde dersler alarak bir müzik aletini çalmanın keyfini yaşıyorlar. Haziran ayında başlayıp 3 ay gibi bir sürede nota eğitimi, başlangıç düzeyinde müzik teorisi ve gitar tekniklerini öğrenen çocuklar, zor bir süreci kapsayan bir müzik aletini çalma konusunda büyük bir adım atmış oluyorlar. Bu derslerin yanı sıra 38 farklı korodan oluşan “Bin Çocuk Korosu”nun Sevgili Arsız Hayat üzü, gördüğü ilk yüz olan annesininkiyle Y giderek aynı. Gördüğü ilk dağ Erciyes. Duyduğu ilk güzel ses yine annesinden dinlediği Arapça ve Kürtçe türküler; sonra şarkıları ablasının. İlkokulu, doğduğu Karacafenk köyündeki evlerinin ‘erkek odası’ ve ilk öğretmeni Tevfik Bey. İlk deniz, Üsküdar’dan boğazın ‘dar ve sıkışık koridorları’ olarak Marmara’ya açılan derin, çalkantılı sular. Adını ilk bellediği ülke, süt tozundan olsa gerek, Amerika. Düşlediği ilk uzak diyar Semerkant. İlk arkadaşı, dostu, köyünde bıraktığı Dirmit; Sevgili Arsız Ölüm’ün Dirmit’i. İlk aşk; BeşiktaşYenimahalle Kapancı Sokak’tan: Gitar çalıp şarkı söyleyen, yüzü sivilceyle dolu çocuk. Gördüğü ilk film, Bünyan Sümerbank Fabrikası’nda: Kral Lear... Bir Yudum Sevgi filminin senaryo aşamasında tanıştığı ilk yönetmen doğal olarak Atıf Yılmaz. Ama, çok daha önce, yakından gördüğü ilk aktör bir Amerikalı; Tony Curtis: Barbaros Bulvarı Dutluk bölgesinde Paralı Askerler filminin ilgili sahneleri çekiliyor. İlk uçak İstanbulAnkara yolculuğunda. Gördüğü ilk ‘yabancı’ ülke Almanya. İlk basılı kitabı Sevgili Arsız Ölüm. Anneler Günü’nde, kayıp bir geçmişi olan annesini bu kez gerçekten kaybettiği gün, kapanışı ödünç bir daktiloyla yazmaya: “12 Eylül’ün şiddetini bertaraf edip parçalanmamak için, benim de o şiddette bir şey yapmam gerekiyordu. O koşullarda, elimi uzatabileceğim tek şey kağıt ve kalem.” Kuşağımızın övündüğüm soy yazarı, ‘uzak’ arkadaşım Latife Tekin. Sevgili Arsız Ölüm’den başlayarak bize, çocukluğunun cinler ve perilerle dolu sedir altlarından, sadece büyüleyici, yeni imgelerle yol alan romanlar getirmedi; farklı, benzersiz bir söz dizimi kurdu. Bu ilk kitabı, birlikte yaşadığı insanlardan bir armağan saydı kendine ve hemen ardından Berci Kristin Çöp Masalları belirdi. Yazmak bir nöbetti artık ve rüyaları, yeterliydi onun için. Ama yine de Atıf Yılmaz’a Bir Yudum Sevgi’yi yazdı ve geriye, sinemaya hiç dönmedi. Üçüncü kitap Gece Dersleri, Sevgili Arsız Ölüm’ün arka yüzü gibiydi. Gece Dersleri’nin yol açtığı kıyıcı bir tartışma alanının ortasında buldu kendini ve yapayalnızdı; bir intihardı ıslak, nemli bir odada yazılan bu kitap. Reddin hazzını da yaşıyordu aynı zamanda. Aşk İşaretleri ile iktidar ilişkilerinin doğasına dokundu. Ormanda Ölüm Yokmuş, romanın kişisi Emin gibi, bana da evimin bütün boş duvarlarını yapraklarla doldurdu. Kolay okunabilir bir harita değildi Ormanda Ölüm Yokmuş; metaforlarla ve bilincin içindeki duygu kırılmalarını işliyordu ucun ucun. Unutma Bahçesi ile ütopya kavramına dokundu bu kere. Kendi ürpertilerini dinleyerek baktı hayata ve yeni ürpertilerle buluştu. Nesnelerle daraltılmış dünyaların dışında kalmaktı bütün istediği. Çocukken duyup dinlediği masallara fazlaca kanmış biri olarak, boşluğu tavaf etmek üzere çıktığı yolculuklardan, el değmemiş görüntülerle döndü her seferinde. Kendi yüklerini yollarda bıraktı; iz sürenlere kolaylık olsun diye değil; Unutma Bahçesi için yeni yollar oluşsun için. Bir de, aslı kaybolmuş, sureti ortalarda dolaşan bir çocuk gibi, daha çok, daha çabuk büyümek için. Işığı hep, ama hep özlediği için yazıyor. Sonra, bizi her şeyle eşitleyen ışık geri çekildiğinde, solarak yalnızlaşmamak için. Duyulmasın diye yazıyor. Yeni sözünü, akşam üzeri sedir dallarından havalanan karga ne kadar büyük! diye başlayan öykünün yanına iliştirmek için. Uğultuyu rüzgârın yarattığını sanmak için. Kuşların rüzgâra çarpıp aynı hızla geri döndüklerinde oluşan sessizliğin imgesine dokunmamak için. Bir de, ormanda ölüm yokmuş gibi görünüyor, diyebilmek için; bir de sessizlik için; en çok da onun için. Yazıyor. 2009 yılında bin 100 çocukla başlayan, 2010 yılında bin 400’e yükselen 2011 yılında bin 700 ve 2012 yılında ise iki binlere ulaşan yeni üyelerinin katılacağı 20122013 yılı çalışmaları ise 1 Eylül 2012 itibarıyla başlayacak. Koordinatör Azime Bilgin’in öncülüğünde, Aslı Aydın, Emel Adalı, Özge Temmuz Özsu, Ali Turan ve Mert Kılıç’ın özverili çalışmalarıyla yeni konserlere hazırlanan “Bin Çocuk Korosu”na bundan sonraki süreçte dahil olmak isteyen 714 yaş arası tüm çocuklar, mahallelerde bulunan belediyenin “Toplumsal Dayanışma” merkezlerine ve koronun Maltepe Yerleşkesi’nde bulunan atölyesine başvurabilirler. Ozan Sağdıç Çankaya eylüle ‘sanatla’ hazırlanıyor Çankaya Belediyesi, yaz ayları nedeniyle ara verdiği kültürsanat faaliyetlerine, eylül ayı itibarıyla başlayacak. Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde çok sayıda sergi için hazırlıklar sürerken, bunlardan en önemlilerinden biri de her yıl olduğu gibi bu yıl da Devrimci 78’liler Federasyonu’nca 3 Eylül’de açılacak “12 Eylül Utanç Müzesi” sergisi. Çankaya Belediyesi, hasat zamanını başkentlilerle paylaşacak. Projelerinin inşa süreci tamamlanmış parklarını Ankaralılara armağan etmeye hazırlanan Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, “Eylül ayının hasat zamanı olduğunu” belirterek, açılış programını açıkladı. “1 Eylül Dünya Barış Günü”yle başlayacak olan Çankaya Belediyesi’nin eylül ayı programı, dört önemli parkın açılışı, konserler ve sergilerden oluşuyor. “1 Eylül Dünya Barış Günü”nde yenilenerek engelsiz hale getirilen Vedat Dalokay Nikâh Salonu’nu tanıtacak olan Tanık, aynı gün gazeteci Ünal Temizyürek anısına yapılan parkın açılışını Mustafa Özarslan konseriyle gerçekleştirecek. Sivas’ta, 2 Temmuz 1993’te, Madımak Oteli’nin yobazlar tarafından kuşatılıp yakılması sonucu yaşamını yitiren 33 aydından biri olan şair Metin Altıok’un anısına yaptırılan park ve Sokullu Mehmet Paşa Muhtarlık Binası, 12 Eylül’ün ardından Mamak’ta işkence ile öldürülen yayıncı İlhan Erdost anısına yeniden düzenlenen park da eylül ayında hizmete açılacak. Çağdaş Sanatlar Merkezi, yaz başında verdiği molanın ardından çok sayıda önemli sergiye ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Devrimci 78’liler Federasyonu’nun 3 Eylül’de açacağı “12 Eylül Utanç Müzesi” sergisi, 28 Eylül tarihine dek Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde görülebilecek. Galeri Kara ise eylül ayının son haftasında genç sanatçıların eserlerini başkentlilerle buluşturacak bir sergiyle sezonu karşılayacak. Nilüfer, Ogün Sanlısoy Çansera’da Öte yandan Başkan Bülent Tanık, Çukurambar’da yapımı devam eden Çansera Kent Bahçesi’ni denetledi. Yapım çalışmalarını yerinde inceleyen Tanık, “Bu yıl 5.’sini gerçekleştireceğimiz ‘Uluslararası AnkiRock Fest 2012’ ile açmayı planladığımız Çansera Kent Bahçesi, başkentin merkezinde gece gündüz kullanılabilecek yeni bir yaşam alanı olacak” dedi. Çukurambar’da yapılan bazı parklar yüzünden Anakent Belediyesi ile bir sorun yaşandığını anımsatan Tanık, “Kavgadan uzak hizmet üretmeye, rant yerine başkentlilerin uzun vadede taleplerini karşılayabilecek yeni yaşam alanları oluşturmaya çalışıyoruz. Kent merkezinde 90 bin metrekareye ulaşan Çansera Kent Bahçesi’nin en önemli özelliği, yürüyerek ya da toplu taşım araçla rıyla ulaşılabilir olması. Koşu yollarından bisiklet yollarına, kır kahvesinden kafeteryalara, bitki satış ünitelerinden kış bahçesine pek çok birimi de içinde barındıracak olan Çansera Kent Bahçesi’nde açık spor alanlarımızın yanı sıra bir de 30 bin kişi kapasiteli konser alanımız olacak” diye konuştu. Çansera Kent Bahçesi, eylülün üçüncü haftasında “AnkiRock Fest 2012”de Nilüfer, Ogün Sanlısoy, Marsis, Haluk Levent gibi ünlülerin yanı sıra Türk vatandaşlığına geçecek olan Orphaned Land Grubu’nu başkentlilerle buluşturacak. Altındağ, taş heykellerle donatıldı Altındağ Belediyesi’nin Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi işbirliği ile düzenlediği “2. Ulusal Taş Heykel Sempozyumu”nda ortaya çıkan heykeller, Altındağ Belediyesi’nin kültür merkezleri ve parklarında yerlerini aldı. Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’nin ev sahipliğini yaptığı “2. Ulusal Taş Heykel Sempozyumu” kapsamında, Türkiye çapında 6 farklı üniversiteden davet edilen 12 heykeltıraş ve beraberlerindeki asistan öğrencilerin 3 haftalık çalışma sonrasında ortaya çıkardığı eserler Altındağ’ı donattı. Hayvan figürlerinden oluşan 12 eser, Ulucanlar Cezaevi Müzesi kapalı ve yarı açık bölümü, Hamamönü Mehmet Akif Ersoy Parkı ve Mehmet Çelebi Camisi önü, Kaykay Parkı, Karapürçek Oyun Parkı, Beşikkaya Parkı, Necip Fazıl Kültür Merkezi, Yeşil Kuşak Parkı, Örnek Spor Tesisi, Karapürçek Kapalı Spor Salonu ve Cemil Meriç Kültür Merkezi’ne yerleştirildi. Heykeltıraşlar Şinasi Tek, Birnur Eraldemir, Osman Mete Demirbaş, Ercan Sağlam, Engin Sarı, Bora Türkan, Tanzer Arığ, Selçuk Yılmaz, Fırat Engin, Ayşe Sibel Kedik, Mümtaz Demirkalp ve Tansel Çeber’in ortaya koyduğu eserler, Altındağlılar ve sanatseverler tarafından büyük ilgiyle karşılandı. ‘Geleceğe miras kalacak’ Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki , “Taş Heykel Sempozyumu kapsamında yapılan bu işler, geleceğe miras kalacak sanat eserleridir. Sanatla iç içe yaşayan toplumlar güvenilir toplumlardır ve biz Altındağ’ın ‘varoş’ diye tabir edilen alanlarında yaşayan çocukların sanatla iç içe büyümelerini istiyoruz” dedi. Eserleri Altındağlıların yoğun olarak kullandığı alanlara yerleştirdiklerini söyleyen Tiryaki, Altındağlı yurttaşların heykellere gösterdiği ilgiden memnun olduğunu da sözlerine ekledi. Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Yazışma Adresi Telefon Eposta : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Bürosu, Ahmet Rasim Sokak No:14 06550 Çankaya : 0312 442 30 50 : [email protected] KORSAN KİTAP KÖTÜ BASILIR. OKUMA ALIŞKANLIĞINI YOK EDER. BESAM Sahibi : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR 23 Ağustos 2012 Perşembe Yayımlayan Basıldığı Yer Dağıtım : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ : DPC Doğan Medya Tesisleri : YAYSAT Yerel ve süreli yayın C M Y B C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle