Katalog

SAYFA A2 ANKARA Yenimahalle’nin ampute futbol takımı şampiyon, oyuncuları gol kralı oldu CUMHURİYET Kültür Sanat Spor ANKARALI KİTAPLAR SAVAŞ SÖNMEZ 8 HAZİRAN 2012 CUMA VePerde... Eren AYSAN aysaneren@hotmail.com Tek ayak üstünde şampiyon SERTAÇ EŞ Ray Bradbury ve Tiyatroda Açılacak Mescitler... çıkartan kırmızı araç kent merkezine hızla ilerler. Hayat olağanüstü durumlarla karşılaşan insanla sınanır. Ray Bradbury’nin eserinden Truffaut’un beyazperdeye aktardığı Fahrenheit 451’in en başında izleyiciyi rahatsız eden, atonal sesler gelecek tasarımına kaotik bir göndermedir aslında. Filmle ilgili çok şey konuşulup, tartışılabilir. Hatta pek çok sinema eleştirmeninin başarılı bulmadığı düşüncesine yeni katkılar da sunulabilir: Bendeniz de uyarlamanın zihnimde yarattığı hayalkırıklıklarını sıralayabilirim. Ancak derdim bu değil. Amacım, kitap yakmakla görevli Montag’ı yeniden düşünmek... Montag gelen ihbarlara göre evleri basar, kitaplıkları yakar. Fahrenheit 451, kitap kâğıdının ateş gerektirmeden tutuşturan ısının derecesi, bir anlamda kızgın düzenin simgesidir. Her şey bir kadının kütüphanesini bastıklarında olur. Montag, kütüphaneyi yakmak üzere yere devirirken bir kitap, beyaz bir güvercin uysallığıyla kanat çırparak ellerine iner, titreyen belli belirsiz ışıkta bir sayfa açılır. Montag o telaş içinde tek bir satır okuyabilir: Ancak o satır kalbini dağlamaya yeter. Kitabı korkuyla alıp göğsüne saklar. Evi basılan kadının “Babil kulesi gibi kapandığı evinde” kitaplarıyla birlikte yakılmasını dehşetle izler. Bütün gece, zihninde yangını söndürmeye çalışır. Sakladığı kitap, ona yitirdiği bir insanlık mirasını hatırlatır. Ta ki, karısı evdeki “yasak yayın”ı itfaiyeye ihbar edene kadar. Montag kaçar ve direniş örgütüne katılır. Kitapların yakılmasına karşı olan bilgelerin kurduğu bu örgüt, mirasın yokedilmesine direnmek için eşsiz bir yol bulmuştur. Her örgüt üyesi, insanlık tarihinin önemli bir eserini ezberler. Örgüt, her kitabın kimin hafızasında bulunduğunu bilir ve bu baskı dönemi bitinceye kadar bu “kitapadam”ları korur. Her adam bir kitaptır artık. Ray Bradbury insanlığa modernizmin ironisini sunma görevini yapıtlarında tamamladı ve önceki gün hayata gözlerini yumdu. Uzun yaşamında yazdıklarının gerçek olduğunu da gördü. Benim canım ülkemde kitapların yakıldığı dönemden, kitapları yazanların da yakıldığı dönemlere gelindi. Fahrenheit 451’i nerede izlediğimi hatırlamıyorum. Ama çocuk izleyici halimi biliyorum. O zamanlar evden iki sokak ötedeki Akün Sineması’na uçarak giderdim. Sinema kapandıktan sonra tiyatroya dönüşümünü de mutlulukla izledim. Şimdi yeni yasaya göre tiyatroda Cemil Eren’in ustaca yapılmış panonun karşısına bir mescit yapılacak. Küçük Tiyatro’da Cüneyt Gökçer’in giydiği kostümün yanına da bir tane... Büyük Tiyatro’da mermer basamakların köşesine bir tane daha... Eğer bir dindar bu ihtiyacın neden kaynaklandığını anlatıp beni ikna ederse, özür de dilemeye hazırım. Ama yok öyle bir şey... Sıra “namaz vakti tiyatro mu oynanırmış efendim?”e gelecek. Ve ben diyorum, hiçbir şey birden bire olmadı. Siz, bugün gelecekteki totaliter sistemi yaşarken, romandaki Faber’in, Montag’a “Halk okumayı kendi isteğiyle bıraktı… Artık çok az insan isyan etmeyi düşünüyor ve bunların bazıları da, benim gibi, kolaylıkla korkuyor” deyişini bir kere daha anımsayın, yeter! klımda hiç ellenmeden duran film A başlangıçlarından biridir: Bir itfaiye eri koşarak itfaiye aracına biner. Çan çan sesleri Yenimahalle Belediyesi, engellilere yönelik olumlu yaklaşımını son yıllarda her fırsatta gösteriyor, destekten kaçınmıyor. Engellilere yönelik tesisler yapıyor. Ancak Ampute Futbol Takımı’na sağladığı destek Türkiye Şampiyonluğu’nu getirdi. Başkan Fethi Yaşar’ın sürekli takip ettiği ampute futbol sahası tamamlanmak üzere. Yenimahalle Belediye Başkan Yardımcısı Balaban ve futbolcular şampiyonluğa nasıl ulaşıldığını ve kendi öykülerini Cumhuriyet Ankara’ya anlattılar. Balaban, ampute futbolcularla, TSK Rehabilitasyon Merkezi’nde çalışan bir yakınını ziyareti sırasında tanışmış. Önce dışardan destek verilmesi kararlaştırılmış ardından Meclis kararıyla futbol takımına Yenimahalle Belediyesi adı verilmiş. Balaban, “Belediyeden herhangi bir maddi destek almıyoruz. Ulaşım gibi konularda engelli araçları destek veriyor. Diğer her şey kulüp olanaklarıyla hallediliyor. Ama önümüzdeki dönemde tamamen kendi olanaklarımızla tüm ihtiyaçlarımızı çözeceğiz” diyor. KENTTEKİYABAN EYMİR & MOGAN Barış Koca, Doğan Sigorta katkılarıyla, Öncü Basımevi, Ankara, Şubat 2011, 84 sayfa Kitapta Ankara’nın yanıbaşındaki doğal su kaynaklarından Eymir ve Mogan göllerinin flora ve faunasından seçilen örnekler, uzun ve özenli bir çalışma sonucu oluşturulabilecek 116 karede “fotoğraf tadı” ile tanıtılıyor. Yıl boyunca gözlenen yaklaşık 200 kuş ve 10’dan fazla memeli türü kitapta ötücüler, yırtıcı ve baykuşlar, balıkçıllar, sürüngen ve amfibiler, örümcek ve böcekler, diğer kuşlar ve memeliler gibi bölümlerde kümelendirilmiş. Yörenin bitki türlerinden endemik Sevgi Çiçeği ve Ankara Çiğdemi başta olmak üzere küçük bir seçki kitabın son kısmında yer alıyor. Garip İnal’la birlikte altyapıyı kurmuşlar 14 yeni oyuncu yetiştiriyorlar. ‘Atlet futbolcu’ Takımın forveti Fatih Şentürk 24 yaşında, trafik kazası nedeniyle sol ayağını diz altından kaybetmiş. O, “Amputenin Hakan Şükürü.” Geçtiğimiz sezon 35 golle Ampute Ligin gol kralı olmuş. Sonradan sakat kaldığı için sakatlığı zor kabullenişini şöyle anlatıyor: “8 Ay tedavi süreci oldu. İnsanlardan uzak kaldım. Sonra İsmail Ağabeyle tanıştım. İlk başlarda maça çıkarken önceki alışkanlıklarımla protezin üzerine de tozluk giyiyordum.” Fatih futbolu bırakmadan, atletizme de yönelmiş. Yenimahalle Belediyesi’nin yardımlarıyla ABD’den “atlet protezi” getiriliyor. Protez gelince Fatih, atletizm pistlerinde de yarışacak. ‘Yenimahalleli sevdi’ Ampute futbolu Türkiye gündemine kendilerinin taşıdığını, ilçe halkının da sporcuları benimsediğini ve destek verdiğini anlatan Balaban, “Başarıyı severim, başarısızlığa tahammülüm yok. Dünya Şampiyonası’nda Türkiye’yi temsil etmek istiyoruz. İyi bir Beşiktaşlıyım, bizim çocuklarımız normal futbolculara göre daha hırslılar. Biz hırsın, aklın önüne geçmesini engelliyoruz, başarı geliyor” değerlendirmesini yapıyor. “Diğer kurumların ilgisi nasıl?” diye sorunca Balaban şöyle yanıtlıyor sorumuzu: “Bizi tribünlerde gören diğer yöneticiler de gelmek zorunda kaldı. Duyarlılığın artması bizi mutlu ediyor.” 5 yeni film gösterimde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başkent sinemalarında bu hafta 6 film seyirciyle buluşacak. Animasyon komedi türünde Aslan Alex, Zebra Marty, Zürafa Melma ve su aygırı Gloria’nın maceralarını anlatan, “Madagaskar 3: Avrupa’nın En Çok Arananları” vizyona girecek. Serinin devam filmi Madagaskar 3, iki yıl sonra yeni maceralarla sinemalara geri dönüyor. Noah Baumbach’ın senaryosunu kaleme aldığı filmin yönetmenliğini, serinin ilk iki filminin de yazarlığını ve yönetmenliğini üstlenen Eric Darnell yapıyor. Yönetmenliğini ve senaristliğini Matthew Chapman’ın, başrollerini Liv Tyler, Charlie Hunnam ve Patrick Wilson’ın üstlendiği dram gerilim filmi “Hayatının Seçimi”, tutkulu bir aşk üçgeninde birbirine karşıt iki adamın hesaplaşmasını anlatıyor. Gerilim korku filmi “Lanetli Kız” izleyicinin beğenisine sunulacak bir diğer film. 62. Berlin Film Festivali’nin yarışmalı bölümünde seyircinin karşısına çıkan filmin yönetmenliğini Antonio Chavarrias üstleniyor. Tiyatro yazarı Sergi Belbel’in öyküsünden yine yönetmen tarafından uyarlanan filmde, sıra dışı davranışları olan küçük bir kızın, öğretmen çift tarafından evlat edinilmesiyle gelişen olaylar işleniyor. “Liseli Polisler”, polis okulundan yeni mezun olan iki kafadarın, kılık değiştirerek bir liseye stajyer polis olarak gönderilmelerini ve görevlerini unutarak kendilerini lise öğrencisi gibi hissetmeye başlamalarını konu ediniyor. Yönetmenliğini “Sınırda” filmiyle tanıdığımız Fransız sinemacı Xavier Gens’in üstlendiği filmin senaryosu ise kısa filmci Karl Mueller ve Eron Sheean’a ait. Bilimkurguyla gerilimi harmanlayan filmde, New York’ta yaşanan nükleer saldırıdan kurtulmayı başaran 9 kişinin hayatta kalma mücadelesi anlatılıyor. Bu hafta sinemalara gelecek son film olan “Soluksuz Gece” adlı Fransız polisiyesinin başrolünde Tomer Sisley göze çarpan isim. Türk asıllı oyuncu Birol Ünel’in de oyuncu kadrosunda yer aldığı filmin yurt dışı notu ise oldukça yüksek. ‘İki çocuğunu özlüyor’ Richard Arthur Opentıl, Gana Milli Takımı’ndan transfer. 30 yaşında, evli. “İki çocuğunu özlediğini” söylüyor. Batıkent’teki misafirhane de takımdan diğer 5 arkadaşıyla birlikte kalıyorlar. Orta sahada oynuyor. Trafik kazası sonucu sol bacağını diz üstünden kaybetmiş. Futbolun yanı sıra protez ustalığı öğreniyor, ilerde “kendi bacağını kendisi yapabilecek.” ‘CHP’ye oy veresim geliyor’ Yenimahalle Belediyesi’nin tam desteğini, Türkiye’de ampute futbola çokça emeği geçmiş, aynı zamanda antrenöroyuncu olan gazi İsmail Temiz de onaylıyor. Temiz, bir anısını şöyle anlatıyor: “Konya’da, Konya Engelli Gücü ile oynuyoruz. Sıkıntılarını bize anlattılar. ‘Çalmadık kapı bırakmadık, kimse yüzümüze bakmadı. AKP’ye oy veriyordum, sizi görünce insanın CHP’ye oy veresi geliyor’ dediler.” ‘Tık tık sol bacak’ Fatih Şentürk “Türkiye’de futbol oynayıp oynamayacaklarnı sorduk, kabul ettiler. Konya’da da Ganalı iki ampute futbolcu var. Onlar da bizim üzerimizden geldiler.” Şehmuz Erdinç, İzmir’den gelmiş. O da misafirhanede kalıyor. Doğuştan gelen sakatlığıyla tamamen barışık. “Hangi bacağın eksik” diye sorunca, elinin orta parmağıyla sol diz altına “tık tık” diye vurarak gösteriyor. Hedefi milli olup, Rahmi ve Fatih gibi Beden Eğitim bölümüne girmek. ‘Zorunlu solak’ Takımın oyuncularından Rahmi Özcan, 22 yaşında, orta sahada oynuyor. Koyu beşiktaşlı. O’na “Amputenin Sergeni” diyorlar. Doğuştan sağ bacağı yok, “Zorunlu solak”. Kendine güveni tam, durumunu, “Allah vergisi” diye açıklıyor. Şaka yollu çok çalıştırdığı gerekçesiyle “İsmail Ağabeyisinden” yakınıyor. Futbol anlayışını şöyle açıklıyor: “Ben Sergen gibiyim. Orta sahadan atar çatala takarım. İki kere gol kralı oldum.” Rahmi’nin futbola başlama şekli de ilginç... “19 Mayıs törenlerinde hareketlere katılamadığım için bando takımıyla top oynardık, öyle başladım” diyor. ‘İddia ustası’ Takımın diğer Ganalısı Francis Anthwi Dorkwah, 29 yaşında ve takımın solunda oynuyor. 2003’te geçirdiği trafik kazasında sağ bacağını diz altından kaybetmiş. O da Richard gibi protez ustalığı öğreniyor. Francis’in bir ustalığı da şans oyunlarında. Arkadaşları onun “İddia ustası” olduğunu söylüyor. Bir seferinde 6 bin TL kazanmış. ‘Futbol ve protez ustalığı’ Takımda Gana’lı iki siyahi oyuncu top koşturuyor. Ganalı futbolcularla Yenimahalle Belediyesi takımının yolu Arjantin’de 2010 yılında kesişmiş. Türk Ulusal Takımı ile Gana Ulusal Takımı aynı otelde kalmış, aynı grupta mücadele etmiş ama yenişememişler. Sonrasını İsmail Temiz şöyle anlatıyor: Takımın beyni Gazi İsmail Temiz, takımın beyni. Ankara futbolunun önemli ismi Fahir Genç’le tüm Türkiye’yi gezmişler. Bir ayağını diz altından “Mayına vermiş.” Sakat kaldığı için üzülmemiş, “Biz askeriz, söz konusu vatansa gerisi teferruat” diyor. Son olarak Richard Arthur Opentıl Francis Anthwi Dorkwah Başbakan Erdoğan ile CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun görüştüğü akşam Erdal İnönü’nün doğumunun 86. yılı kutlandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski SHP Genel Başkanı Erdal İnönü’nün doğumunun 86. yılı önceki gün kutlandı. Yeğeni ve Ankara milletvekili Gülsün Bilgehan, kutlamanın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun görüşmesinin yapıldığı gün olmasına dikkat çekerek, “6 Haziranların önemi büyük. Umarım 6 Haziran 2012 Türkiye’de barışın başladığı bir gün olur” dedi. Erdal İnönü’nün doğumunun 86. yılı önceki gün İnşaat Mühendisleri Odası’nda “Erdal Bey, siyaset ve değişim” konferansı gerçekleştirilerek kutlandı. CHP Çankaya İlçe Başkanlığı’nın düzenlediği etkinlikte açılış konuşmalarını CHP Çankaya İl ‘Barışın başladığı gün olsun’ çe Başkanı Mehmet Perçin ve İnönü’nün kardeşi Özden Toker yaptı. Uğur Büke’nin yönettiği konferansta Murat Karayalçın, Altan Öymen, Gülsün Bilgehan ve Prof. Dr. Burhan Şenatalar konuşmacı olarak katıldı. CHP’li Bilgehan, İnönü’nün doğumu olan 6 Haziran gününe dikkat çekerek, aynı gün Başbakan Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun görüşmesinin yapıldığını anımsattı. Bilgehan, “Umarın 6 Haziran 2012 Türkiye’de barışın başladığı gün olur. Uzun yıllardır herkesin acı çektiği bir dönem yaşadık. Bu acıların İnönü’nün doğum gününde sonlanması çok güzel olur” dedi. DERS VERENLER BEN Mahir AYDINER. Uzun yıllar saksafon çaldım. Şimdi bu yılların birikimini siz saksafon öğrenmek isteyenlerle paylaşmak istiyorum. 0542 657 36 85 VOLKSWAGEN OKURSOY Volkswagen full Servis, Cazip fiyatlarla, Bakım ve Onarım Balgat’ta 0312.473 73 86 VOLVO OKURSOY Volvo full Servis, Cazip fiyatlarla, Bakım ve Onarım Balgat’ta 0312.473 73 86 SATILIK KONUT CİDDİ Örnek Kooperatif Sitesi’nde; beş katlı, depreme dayanıklı az sayıda 3+1 daireler. 2012 sonu teslim, tapusu hemen verilir. Zeminde 70.000.katlarda 80.000peşin. Temelli Uydukent’de 0532.738 10 24 ZAYİ HALKBANKASI personel kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. Ünsal SÖNMEZ 8 Haziran 2012 Cuma : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR Telefon Eposta C M Y B C M Y B Sahibi Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon : Murat KIŞLALI : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Yazışma Adresi : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Bürosu, Ahmet Rasim Sokak No:14 06550 Çankaya : 0312 442 30 50 : ankcum@cumhuriyet.com.tr Yayımlayan : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri Dağıtım : YAYSAT Yerel ve süreli yayın