01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAYFA CUMHURİYET 9 NİSAN 2012 PAZARTESİ A4 ANKARA Yaşam Spor Gençlerbirliği Teknik Direktörü’nden dalga geçer gibi açıklama:‘İyi sezon geçirdik’ Hatice mi, netice mi? Kırklareli Türkiye’nin Avrupa’ya Açılan Kapısı AMATÖR B GEZGİNLER alkanlardan gelen yağışın ülkemize girdiği şehir Kırklareli; Trakya’da çok eski bir yerleşim yeri. Osmanlılar şehri 1. Murad zamanında fethetmişler. Bizanslılar döneminde şehrin adı Saranta Ecclesies imiş. Osmanlılar fetihten sonra şehrin adını Kırkkilise olarak değiştirmişler. Cumhuriyet’in ilk yıllarında şehrin adı Kırklareli olmasını istenmiş. 1924’de çıkarılan yasası ile Kırklareli gerçek adına kavuşmuş. Hafta sonu etkinliği olarak planladığımız gezimiz şehrin otobüs terminaline gelişimiz ile başlamış oldu. Şehrin iki önemli meydanı bulunmakta, Eski çarşı Arasta’nın ve belediye binasını bulunduğu Cumhuriyet Meydanı, diğeri ise Borsa Caddesi ile ulaştığımız Hükümet meydanı. Karagöz kültür sanat ve Kakava festivali olarak düzenlenmesi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gençlerbirliği, ligde haftalarca 4. ve 5. sırada yer almasına karşın, Samsunspor, Mersin İdmanyurdu, Sivasspor gibi maçlardaki çok önemli puan kayıplarından sonra, son haftanın son 15 dakikasında Final 48 playoff’una kalma şansını kaçırdı. İstanbul Belediyespor karşısında 75. dakikada yediği tek golle playoff’a veda eden başkent ekibinin teknik direktörü Fuat Çapa, lig değerlendirmesini ve en büyük pişmanlığını şöyle anlattı: “Sezon olarak baktığımızda, iyi bir sezon geçirdiğimizi söyleyebiliriz. İstanbul Belediyespor karşısında uğradığımız mağlubiyet bu yıl gösterdiğimiz performansı gölgelememeli. Sezon başında küme düşecek diye gösterilen takım, 49 puan topladı. Türk futbolu adına genç futbolcuları kazandırdık. Sezon başında daha farklı hedef koysaydık bunu da gerçekleştirebilirdik. Hedefleri günlük değil, Gençlerbirliği’nin yaptığı gibi uzun vadeli yapmak gerekir. Bu sezon bizim için bitti. Bundan sonraki süreci iyi değerlendirmemiz ve gelecek sezonun planlamalarını yapmamız gerekiyor.” Tarımın gelişmesi barajlardan Turhan DEMİRBAŞ Kırklareli’nin tarihi yapıları Cumhuriyet Meydanı’nda Küçük Kapalı Çarşı anlamını taşıyan Tarihi Arasta çarşısı bulunuyor. Bu Bedesten 1383 yılında yapılmış, aynı tarihte yapılan Tarihi Hızır Bey Cami ve Hamamı ile bitişik durumda. Hızırbey Camisi’nin meydana bakan kısmında 19. yüzyılda yapılan çeşmede tarihi yapılar arasında sayılıyor. Hükümet binasının önündeki park içersinde dünya üzerinde atlı Atatürk heykeli ve meydanın ortasında bulunan Zübeyde Hanım büstü dikkatimizi çekiyor. Yine Hükümet Meydanı’nın ortasında eski bir savaş uçağı sergileniyor. Üzüm ve diğer ürünlerin tarımının gelişmesinin önemli sebepleri Kayalar ve Dereköy barajlarının tamamlanmış olmaları. Bu barajlardan Kayalar, Kırklareli’nin kuzey doğusunda, Dereköy de şehrin kuzey batı kısmında Bulgaristan hududu yolu üzerinde inşa edilmiş. Bulgaristan hudut kapısı Dereköy az da olsa turizm ve ticaretin canlanmasında etkili olmuş. Kakava şenlikleri baharın gelişini bir kutlama biçimi olmuş durumda. Ateş yakılarak üzerinden atlama, şeytan deresine ayakları sokup serinleme ve piknik yapma etkinlikleri yapılıyor. TED liderlik şansını kaçırdı Başkentin Türkiye Basketbol 2. Lig temsilcisi Optimum TED Ankara Kolejliler, sahasında ilk yenilgisini, lig lideri Selçuk Üniversitesi’nden aldı. Kolej bu maçı yenseydi, birinciliğe çıkacaktı. Yenilince averajla olan 2.’liğini puan farkıyla da olsa korudu. Aynı ligdeki Başkent GençlikGaziantep Büyükşehir’e 6062 yenilirken, Maliye Milli Piyango İstanbul Büyükşehir’i 10195, Genç TelekomGamateks’i 7065’lik sonuçla yendi. Beko Basketbol Ligi’ndeki diğer karşılaşmada ise Ankara temsilcilerinden Hacettepe Üniversitesi Beşiktaş Milangaz’a 9062, Türk Telekomspor Galatasaray Medical Park’a 7482 yenildi. TED: 71 Selçuk Üniversitesi: 78 Optimum TED Ankara Kolejliler: İlker, Berent, Ufuk, Nezih, Cihan, Orçun, Cihad, Hakan, Devan Downey, Olumuyiwa Famutimi Selçuk Üni: Erdem, Henry Antawn Dobie, Ufuk, İsmail, Mustafa İlkay, Mustafa, Darlon Lamar Johnson, Ömer, Onur 1. Periyot:1819, 2. Periyot:3336, 3. Periyot:4347, 4. Periyot:7178 Melih Gökçek: Kulübe sahip çıkarım ama... ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek, Spor Toto Süper Lig’den düşen Ankaragücü ile ilgili Twitter’dan çağrıda bulunarak, “Cemal Aydın, tüm delegeleriyle birlikte istifa etsin ve Ankaragüc’nü bıraksın, gerisine karışmasın. Biz Ankaragücü’ne sahip çıkarız. Taraftar her gün önümü kesiyor, Ankaragücü’nü kurtar diyor. Birkaç gün içinde Aydın’ın bıraktığı borçların dökümü açıklanacak” dedi. Avrupa’ya yayılan yaşam biçimi Kırklareli Yanık Kışla Caddesi’nde bulunan Kırk Şehitler Anıtı, Sultan 1. Murat zamanında, 1362’de Kırklareli’nin Osmanlılar tarafından ele geçirilmesi sırasında şehit düşen kırk akıncı adına, bir dergâh arsası üzerine 1955 yılında yapımına başlanmış ve 1972 yılında da tamamlanmış. Buradaki dergâh alanında eski mezarlar da korunmuş. Anıt 18 mermer sütunun iki sıra halinde çevirdiği yüksek podyum üzerinde dikdörtgen bir alan içerisinde. Bu alanın üzerini örten mermer bir taş üzerine şehitlerin isimleri yazılı. Kırklareli yakınlarındaki Höyük ise; Milattan Önce 6400 5000 yılları arasına tarihlenen Aşağı Pınar yerleşimi bölgeye gelen ilk tarım toplumlarını temsil ediyor. Bu yaşam biçiminin Avrupa’ya Trakya üzerinden nasıl yayıldığını gösteriyor. Tahrip edilen Tümülüs yerine açık hava müzesi haline getirilerek sergilenmekte. Ulu Çınar Ankaragücü’nün Gelişimi ve Yok Edilişi u kulüp nasıl kuruldu ve hangi evrelerden geçti? Türkiye’de ilk futbol kulübü Kadıköy’de James La Fontaine B tarafından 1889 tarafından kuruldu. Padişah Abdülhamit’in izniyle kurulan ilk Türk takımı ise “Siyah Çoraplılar” adını taşıyordu. Daha sonra, 1903 yılının mart ayında, Beşiktaş Jimnastik Kulübü 1905 yılında Galatasaray, 1907 yılında Fenerbahçe kulüpleri kuruldu. Bu arada Papaz’ın çayırında yapılan bir karşılaşmada olay çıkınca Padişah Abdülhamit futbol oynamayı yasakladı. “Kim ki kale kurup top endaht ederek, tepük oynaya, boynu vurula” fermanını yayınladı. Padişahın bu yasak kararına rağmen, saraya uzak Zeytinburnu ve Bakırköy gibi bölgelerde gizli de olsa futbol maçları yapılıyordu. Bunların arasında Zeytinburnu’nda İmalati Harbiye Tamir Atölyesi’nde çalışanlar arasında yapılan maçlar da vardı. Ankaragücü’nün ilk ismi “Altınörs İdmanyurdu” idi. İlk başkanı da Fişek Fabrikası’nda torna ustabaşısı olan Kazım ustadır. Birinci Dünya Savaşı sonunda, Sadrazam Damat Ferit Paşa, İngilizler’in talimatına uyarak Zeytinburnu’ndaki İmalatı Harbiye Tamir Atölyesi, Tophane’deki Askeri Usta Mektebi ve top dökümhanesinin dağıtılmasına kararını İmalatı Harbiye Genel Müdürü Selahattin Adil Paşa’ya bildirdi. Selahattin Adil Paşa, Mustafa Kemal Paşa’yı Manastır’da okuldan tanıyordu. Mustafa Kemal Paşa Anadolu’ya geçince Selahattin Adil Paşa İmalatı Harbiye direniş örgütünü kurdu ve okulu, alet ve edevatı Anadolu’ya taşıdılar. İmalatı Harbiye direniş örgütünün çekirdeği futbolcuları idi. Bu gruba Atatürk’ün Manastır’dan okul arkadaşı Eyüp Sabri Durukan katıldı. Eyüp Sabri Paşa Ankaragücü’ne sevgi ve bağlılığını sürdürdü. Ankaragücü’nün oluşturduğu bu direniş örgütü Kurtuluş Savaşımıza silah ve cephane taşıdı, zafere ulaşmamızda en büyük pay sahibi oldu. Cumhuriyetin ilanından sonra İsveç’ten gelen Selim Sırrı Tarcan, İsveç’in spor teşkilat şemasını ve daha sonra da Yusuf Ziya Öniş’in getirdiği spor teşkilat örnekleri tercüme edildi, spor teşkilatı kuruldu. Bu kuruluş ile beraber kulüplerde çalışmalar başladı. Mustafa Kemal Paşa’nın çağrısı üzerine, Altınörs İdmanyurdu, Anadolu Sanatkarangücü adıyla, daha sonra da Turan Sanatkarangücü faaliyete geçtiler. Başkent Ankara’da ilk futbol maçı 26 Ekim 1922 günü, o zaman Hamit’in tarlası olarak tanınan, bugün Cebeci Stadı’nın bulunduğu çayırlıkta Anadolu Sanatkarangücü ile Talimgah Gücü arasında oynandı. Aynı kurum içinde çalışan Anadolu Sanatkarangücü ile Turan Sanatkarangücü 31 Ağustos 1923 tarihinde Anadolu Turan Sanatkarangücü adıyla birleşti. Bu takım şampiyonluklar SPOR GÖZLEM Ali ABALI [email protected] Gezinti yeri İstasyon caddesi İstasyon Caddesi, Kırklareli’nin gezinti yeri olmaya devam ediyor. Güzel havalarda burada yürüyüşler yapıldığını öğreniyoruz. Araç trafiğine kapalı olması daha da güzel olmuş. İstasyon Caddesi’nin girişinde bir kadın heykeli ve çocuk heykeli üzüm bağı asması figürleri bizi karşılıyor. Son yıllarda yapılan iki baraj sayesinde verimli topraklar sulanarak bağ bahçeleri sayısı artmış. Üzüm Anıtı’nın karşısında Kurtuluş Savaşı sırasında göçü sembolize eden bir rölyef bulunuyor. Kırklareli; Trakya’nın diğer şehirlerinde olduğu gibi çok sayıda Balkanlardan insan göçü almış, yani Muhacir halklar çoğunlukta. Boşnak, Arnavut, Pomak gibi muhacirler şehre ve köylerine yerleşmişler. Merkezdeki heykeller İstasyon caddesi turumuzu tamamlayıp eski yıllarda tahıl ticaretinin merkezi durumundaki Borsa binasının yanından geçiyoruz. Yol üzerinde otobüs terminaline yakın bir alanda bizi Karagöz ve Peynir Şehri heykelleri karşılıyor. Hayvancılığın geliştiği şehrin kırsal kesiminde süt üretim çok olduğundan peynir yapımı bir hayli fazla olması peynirciliğin gelişmesine neden olmuş. Bu durumu tasvir için peynir anıtı yapılmış, bir kadın ve kova ile süt taşıması konu edilmiş. Karagöz Heykeli’nin yapılmasının sebebi ise; her yıl 6 7 Mayıs günlerinde Kırklareli yakınlarındaki Şeytan Deresi’nde yapılan Hıdrellez şenliklerinin adının Nükleer tehlike Kırklareli ili sınırları içersinde bulunan İğneada ise Longoz ormanlarının bulunduğu milli parkı ile görülmesi gereken yerlerden birisi. Burasının son zamanlarda Nükleere Enerji Santrali yapılması düşünülen bir belde olması, orada yaşayan ve duyarlı insanları tepkisini çekmeye başlanmış durumda. Kırklareli ilinde ve Trakya’da turizme açılmış tek mağarası Dupnisa Mağarası’nın Dereköy ilçesi Sarpdere Köyü’ne 5 6 kilometre civarında olduğunu öğreniyoruz. Mağara gezisini yazın yapmayı uygun bulduğumuzdan geri dönüş yolumuza çıkıyoruz. Garı var, treni yok Yine istasyon caddesinin sonundaki gar binası ve çevresindeki diğer eski binalar görülmeye değer, onarılmış ve bakımlı durumda. Ama bu şirin hoşgörülü şehrimize artık tren seferleri yapılmamakta olduğunu üzülerek öğreniyoruz. Ot bürümüş rayların üzerinde kısa bir gezinti bize hüzün veriyor. İstasyon binasının yakınında cadde üzerinde Sabahattin Ali Parkı’nı ve büstünü görüyoruz. 12 Ocak 1949 tarihinde Kırklareli’ne bağlı Dereköy’de orman içinde Ali Ertekin adındaki bir katil tarafından öldürülmesi anısına bu parkın yapılması hem buruk bir acı, hem de Türk halkının bu tip olayları unutmaması gerektiğinin kanıtı. Bu şehirde öldürülmesine rağmen büyük bir hoşgörü örneği olarak bu parkın yapılması ve kullanılmasını çok önemli bulduğumu söylemeliyim. İstasyon binası ve çevresindeki küçük ek istasyon binaları Cumhuriyet öncesi yapılara iyi bir örnek olarak bakımlı ve atıl olarak duruyorlar. kazandı. Mustafa Kemal Atatürk 1926 yılı ortalarında İmalatı Harbiye kurumuna hükümet erkanı ile birlikte geldi. Atatürk bu ziyaretinde kendilerine lacivert renkli misket üzümü ile sarı renkli ikram edildi. Atatürk bu renklerin tanımını yaptı ve takım formasının sarılacivert olmasına karar verildi. Kurtuluş Savaşı’nın ilk yıllarında Ankara’da futbol oynanacak tesis yoktu. Hizmete giren ilk tesis Muhafızgücü’nün İstiklal sahası ve Ankaragücü stadı idi. Kulüp başkanı ve İmalatı Harbiye Genel Müdürü General Eyüp Sabri Durukan genel müdürlüğün karşısında bulunan hurdalığı temizletti. Çalışan subay ve memurların maaşlarından 5’er kuruş, işçi ücretlerinden 1’er kuruş kesilerek stat yapıldı ve 31.8.1934 günü törenle hizmete girdi. Bu açılışta başvekil Şükrü Saraçoğlu ve devlet erkanı bulundu ve Gençlerbirliği takımı ile maç yapıldı. MKE Ankaragücü 1980/81 döneminde 2. ligde oynadı ve bu dönemde Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş takımlarını eleyerek Türkiye Kupası’nı kazandı. Kural gereğince lig şampiyonu olan Trabzonspor’la Ankaragücü arasında Cumhurbaşkanlığı Kupası karşılaşması oynandı. Ankaragücü bu karşılaşmada da rakibini mağlup ederek en büyük kupayı müzesine götürmesini bildi. Bu başarısını zamanın devlet başkanı Org. Kenan Evren Ankaragücü’nü birinci lige aldırarak ödüllendirdi. MKE Ankaragücü’nün kaderi Cemal Aydın’ın başkan olmasıyla değişti. Cemal Aydın 12 yıl süren başkanlığından sonra son 4 yıl içinde, görev alan başkanlar Cengiz Topel Yıldırım, Ahmet Gökçek, tekrar C. Topel Yıldırım, Sami Altınyuva, Haluk Ilıcan ve İlyas Ertan Sümer’dir. Borç grafiğinde görülen ortaya çıkan rakamlar ürkütücüdür. 31.12.2008 tarihinde Cemal Aydın döneminde toplam borç 10 milyon TL civarında iken, sekiz ay sonra 30.8.2009 da Cengiz Topel Yıldırım döneminde 22 milyon TL’dir. Ahmet Gökçek’in başkanlığında 17.11.2011 tarihinde yani 2 yıl 2 ay 17 gün sonra bu rakam füze gibi yükselerek 95 milyon TL olmuştur. Bunun anlamı şudur: 102 yıllık ulu çınarın köküne bilinçli bir şekilde kibrit suyu dökülmüştür. Sebep olanlar da açıkseçik ortadadır. C M Y B C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle