Katalog

SAYFA CUMHURİYET 28 MART 2012 ÇARŞAMBA A2 NEREDE NE VAR? SERGİ ¦ Daver Darende resim bugün sona eri ANKARA Kültür Sanat Salvador Dali’nin 121 eseri, İstanbul’dan sonra Ankara’da GÖRÜNÜM A. Celal B NZET acbinzet@gmail.com yor Medya Sanat Galerisi’nde. (428 39 55) ¦ Zahit Büyükişliyen resim 31 Mart’a değin Helikon Sanat Galerisi’nde. (441 78 01) ¦ Gürbüz Doğan Ekşioğlu resim 31 Mart’a dek Nurol Sanat Galerisi’nde. (468 86 70) ¦ Ardan Özmenoğlu baskı resim 4 Nisan’a dek Galeri Siyah Beyaz’da. (428 26 41) Dali Cermodern’de SELDA GÜNEYSU ¦ Ülkü Günay&Lütfü Günay/Ata’ya ve TİYATRO ¦ Ankara Devlet Tiyatrosu’nda, Akün Sah nesi’nde “Fosforlu Cevriye”, Altındağ Tiyatrosu’nda “Sinek Kadar Kocam Olsun, Başımda Bulunsun”, Çayyolu Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde “Barış”, Küçük Tiyatro’da “George Dandin”, İrfan Şahinbaş Atölye Sahnesi’nde “Yastık Adam”, Şinasi Sahnesi’nde “Kırmızı/İstanbul DT” adlı oyunlar saat 20.00’de sahnelenecek. Oda Tiyatrosu’ndaki “Yosunlar” adlı oyun ise saat 18.30’da izleyicilerin beğenisine sunulacak. (310 19 45) ¦ Ankara Sanat Tiyatrosu’nda, “Zübük” adlı oyun bugün saat 20.00’de. (417 76 76) Mavi Sahne’de, “Tuluatmasyon/Her şey doğaçlama gösteri” bugün saat 20.00’de. (241 02 33) ¦ Ertan Gösteri Merkezi’nde, “Anadolu Ekspresi” adlı müzikli oyunun prömiyeri bugün saat 20.00’de. (212 32 31) ÇAĞSAV ödülleri Gökaydın ile Cermodern’e... ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ÇAĞSAV Onur Ödülleri’nin 2012’de eğitimci ressam Nevide Gökaydın’la Cermodern’e verilmesi kararlaştırıldı. Mehmet Aksoy’un imzasını taşıyan ödül heykelcikleri 7 Nisan akşamı ÇSM’de yapılacak törenle sahiplerine sunulacak. Cumhuriyetle yaşıt olan eğitimciressam Nevide Gökaydın’a verilen ÇAĞSAV Onur Ödülü’nün gerekçesi şöyle: “Kendini görsel sanatlar eğitimine adaması, özgün baskı, heykel, seramik, kumaş baskı, resim, animasyon ve karikatür başta olmak üzere değişik dallarda ürün vermesi, ürünlerinin Amerika, Avrupa ve Türkiye’de çeşitli üniversite ve özel koleksiyonlarda yer alması, yaptığı araştırmaların sonuçlarını toplum yararına kitaba dökmesi, değişik kuşaklardan çok sayıda sanatçı ve eğitimci yetiştirmesi nedeniyle...” Kurumsal alanda ise ÇAĞSAV Onur Ödülü Cermodern’e “Başkent Ankara’da uluslararası çapta büyük sergilerin açılabilmesine olanak sağlaması, görsel sanatların yanısıra, müzik ve benzeri etkinliklere de kapılarını açması, yabancı kültür merkezleriyle olumlu işbirliği içine girmesi, çocukların sanatla tanışması için programlar düzenlemeye başlaması, sanatseverlerin ve ailelerin uzun süre kalabilmesini özendirecek hizmetleri sunması nedeniyle” veriliyor. KONSBER ¦ If Performance Hall’de, Cem Adrian’ın vereceği konser bugün saat 00.00’da. (418 95 06) SATILIK KONUT SAHİBİNDEN Maltepe’de 3+1 5.katta yapılı daire 210.000 TL 0532 238 01 39 İŞ ARAYANLAR GÖRMEYEN iş arıyor. Oyuncak, Mutfak, Tekstil ve diğer ürünler işime yarayabilir. 0.543.614 23 90 Türkiye Mehmetçiğe Mehmetçik Türk Milletine Emanettir. TSK MEHMETÇİK VAKFI Tel: 284 19 7071 Faks: 284 19 73 www.mehmetcik.org.tr KORSAN KİTAP KÖTÜ BASILIR. OKUMA ALIŞKANLIĞINI YOK EDER. BESAM : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR 28 Mart 2012 Çarşamba Sahibi Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon Yazışma Adresi Telefon Eposta : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Bürosu,Ahmet Rasim Sokak No:14 06550 Çankaya : 0312 442 30 50 : ankcum@cumhuriyet.com.tr Yayımlayan : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri Dağıtım : YAYSAT Yerel ve süreli yayın C M Y B C M Y B : Murat KIŞLALI : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Çallı / Yatan çıplak Çanakkale Şehitlerine Saygı resim 5 Nisan’a dek Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde. (442 30 50) ¦ Abit Güner resim 21 Nisan’a dek Sevgi Sanat Galerisi’nde. (441 71 15) Dante tarafından 14. yüzyılın ilk yarısında yazılmış, İtalyan edebiyatının en meşhur epik şiiri ve dünya edebiyatının önemli bir başyapıtı olan “İlahi Komedya”, yüzyıllar boyunca, aralarında Botticelli, Flaxman, Blake, Delacroix ve Rodin gibi isimlerin de bulunduğu birçok sanatçıya ilham kaynağı oldu. Bu isimlerden bir tanesi de 20. yüzyılın en ünlü sürrealist sanatçılarından biri olan Salvador Dali. Dali, şimdi 121 eseriyle İstanbul’dan sonra Ankara’da, Cermodern’de sergilenmeye başladı. Sergi 20 Mayıs’a değin sürecek. Dante’nin “İlahi Komedya”da “günahkârların ruhlarının dehşet verici hallerini, acı çekişlerini” betimleme gücü Dali’nin hayal dünyasını eslemiş olsa da sürrealist sanatçının kurduğu imgelem tamamen kendisine özgü. Dante’nin kendi öyküsünde olduğu gibi, Dali’nin “öteki dünyası” da onun kişisel ikonografisinin parçaları olan imgeleri barındırıyor. Dali’nin çizimleri, “İlahi Komedya” metninin illüstrasyonlarından çok, onun sürrealist yöntemleriyle uyguladığı yorumlar olarak önem taşıyor. “İlahi Komedya”, sanat otoritelerince, Dali’nin sadece en çok eseri içinde barındıran bir sanatsal çalışması olarak değil, aynı zamanda “onun sanatsal gelişiminin bir çeşit özeti” olarak da dillendiriliyor. Ressam tarafından 1971’de resmedilen “Gala ile Akşam Yemeği” ise çocukluğundan beri aşçı olmayı hedefleyen sanatçının 12 adet renkli litografisinden oluşuyor. Sergide, “Sürrealizm İzleri” başlığı altında sergilenen eserler de Dali’nin 9 adet renkli basım litografileri içeriyor. Litografiler 1971 yılında Paris’te yapıldı. Dali’nin bu eserlerinde oluşturduğu düşsel atmosfer, “hayal ile gerçeği ayırmanın mümkün olmadığı plastik bir evreni” imliyor. Dali’nin bu resimlerdeki asıl hedefi ise “gündelik hayatı ‘hayal’in evine dönüştürmek.” (NOT: Sergi 20 Mayıs’a dek görülebilir) Resim ve Heykelin Müzesi aşkent Ankara’nın plastik sanatlarla ilgili ilk müzesinin adının başında bir de devlet sözcüğü yer alıyor. Kurulduğu B günden bu zamana değin geçirdiği olaylara bakılırsa her daim gündemdeki yerini korumuş. Ama bu gündemde kalış, anılan kurumun işlevini yerine getirmesinden çok yaşanan talihsizlikleriyle ilgili. Buna talihsizlik demek ne derece doğru düşer, tartışılabilir. Son birkaç gündür Resim ve Heykel Müzesi’nde sergilenen tabloların başına gelenleri Cumhuriyet’te Selda Güneysu’nun haberlerinden hep birlikte okuyoruz. Çerçevelerin hangi boya ile boyandığı, bu işlem sırasında tabloların üzerine sıçrayan boyalarla kirlenmesi gibi konular birkaç gün konuşulup unutulacaktır hiç kuşkusuz. Geçmişte yaşananlara bakılırsa bunlar ne ilk ne de son. Yapılışı sırasında Atatürk’ün sık sık ziyaret ettiği bu bina çatısı altında yaşanan olaylar Cumhuriyetin kısa bir özeti gibidir. Müzenin çekirdeğini oluşturma anlamında ilk yapıtlar, kurulan bir komisyon aracılığıyla bir kamu bankasından ödünç alınacaktır. Uzun yıllar bu resimlerin eski kurumuna geri verilmesi konusu gündemde kaldı hep. Ardından, burada düzenlenen AvrupaAsya Bienali, daha açılışında Polonyalı sanatçının yapıtlarının sansürlenmesi ve toptan sergilemeden kaldırılması olayını yaşar. Sansür kahramanı Kenan Evren ve buyruğundaki Kültür Bakanı’dır. Bu sansürle birlikte bienal düzenleme sevdası sona erer. Müzenin yapıt varlığı çoğaldıkça sorunlar da artacaktır. Bir süre Fikret Muallâ resimlerinin kaybı konuşulur ortalarda. Yurtdışından kaç tane alındığı, şimdilerde sayısının ne olduğu ve gerçeklikleri gibi sorular kamuoyunda yankılanır. Derken, Hoca Ali Rıza’nın resimleri girer devreye. Değişik tarihlerde birkaç kez gündeme geldiğini basına yansıyan haberlerden biliyoruz. Bu konu da boşlukta kalan sorularla doludur. Geçtiğimiz yıl gündeme oturan haberlerde, ailesinden bağışlanan toplam resim sayısıyla var olanların arasındaki açıklık bilinmezliğin gizleriyle örtülü kalır. Bu arada çalınan ve müze bahçesine bırakılan heykel öyküleri gündemden düşmez hiç. Müze, kısa tarihi içinde onarım nedeniyle uzun bir süre kapatılmaktan kurtulmaz. Açılışı yapıldığında, başından beri birinci odada gösterime sunulan İbrahim Çallı’ya ait ünlü “Yatan Çıplak” tablosu yerinden kaldırılır. Daha küçük ve arkada bir odaya yerleştirilen resim, İslamcı ideoloji yandaşlarınca ikinci sınıf sayılan kadının çıplak gösterilişi nedeniyle geriye atılmıştır. Son günlerin en yeni örneği ise, tabloların bakımı sürecinde ortaya çıkan garipliklerdi. Her biri ayrıntılı ve uzun bu süreçlerin ayrı birer öyküsü vardır aslında. Burada ancak satır başlarıyla ve en önemli olanlarına değinildi. Bizde sanatın ne denli ciddiye alındığını ve politik değişim süreçlerini anlamak açısından müzenin kısa tarihi üzerinden küçük bir anımsama denemesi yapalım dedim.