01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAYFA CUMHURİYET 20 MART 2012 SALI A2 ANKARA Kültür Sanat Cazcı ve basçı Murat Ulus: Müziğe, mahallede kız tavlamak için başladım 2 gün caz, Ankara’ya az Murat Ulus Ankara’da müziğin tarihini yazanlardan. Cazcı, basçı. Çok da güzel şarkı söylediğinden lakabı Ankaralı Frank Sinatra! Kendisiyle Ankara’da cazın altın yıllarını, caz müzisyeni olmanın giderek zorlaşan koşullarını konuştuk: ¦ 1960’larda Deneme Lisesi’nde öğrenciyken müziğe merak salmışsınız, nasıl başladınız gitar çalmaya? O yıllarda Animals, Rolling Stones, Shadows, Paul Anka derken 1964’te bir İspanyol gitar aldım kendime. Mahallede duvarın üzerine oturup kızları tavlamak için yalan yanlış akorlar basarak çalmaya başladık. O zaman yalnızca radyo vardı, hemen her şeyi Müzik Pınarı’ndan öğrenirdik. Derken 45’likler, uzunçalarlar çıktı, filmler geldi. Shadows’u, Elvis Presley’i izlemeye başladık. Enstrüman filan yok, elektrikli amfi çok az, İspanyol gitara manyetik takardık. Lambalı AGA radyosunun arkasındaki fono çıkışa kablo bağlayıp gitar sesi çıkarmaya çalışırdık. ¦ Teknik olanakların azlığı, bu işlere verilen emeğe daha ayrı bir değer katmış sanki... Övünmüyorum o halimizle ama evet çok emek verirdik. O yüzden değerini de biliyorduk. 1969 senesinde Hurşit Yenigün’le birlikte Aristokrat 4 Orkestrası’nı kurduğumuz yılları hatırlıyorum. Beatles’a bakardık, ne giymişlerse aynısını diktirirdik. Amerikan Pazarı’nda Avni ağabeyimizle özel çizme yaptırdık yıllarca. Yeni çıkan parçaları hemen çalmak isterdik. Örneğin “Sevgili Öğretmenim” filminde, Lu YanSımaLaR Şefik KAHRAMANKAPTAN se [email protected] SESLİ DEFTER Sevgican YAĞCI AKSEL [email protected] lu’nun söylediği “To Sir, With Love”ı sinemada teybe kaydedip notalarını çıkarıp çaldığımızda dinleyenler hüngür hüngür ağlamıştı. Yokluklar içinde çok değerliydi sahip olduklarımız ve verdiğimiz emek. ¦ Kontrbasa ve caza geçişiniz nasıl oldu? Yıllarca basgitar çaldım. Kontrbası son 25 yıldır çalıyorum. Cazla tanışmam 19701971 yılında Metin Gürel orkestrasında oldu. O caz için bir ekoldür. Tuna Ötenel’in de hocasıdır. Birçok ünlü cazcı onun okulunda yetişmiştir. 1975’ten sonra Emin Fındıkoğlu orkestrasıyla Norveç’e gittim. Çok iyi bir orkestraydı. Rahmetli Nükhet Aruca, Neşet Ruacan, Fatih Erkoç, Cankut Özgül’le beraber çalıştık, sonrasında Turan Eteke orkestrasıyla piyanist Aşkın Arsunan, şarkıcı Tayfun’la birlikte İsveç’te çaldık. ¦ Ankara’nın caz ortamı nasıldı bu dönemlerde? O dönem Ankara’ya cazı tanıtan Erol Pekcan’dır. Çok iyi müzisyenlerle eski Ankara Oteli’nde 1015 yıl çalıştılar. Orhan Sezener de Hava Kuvvetleri Bando grubuyla bir caz orkestrası kurup birçok konser verdi. ¦ O yıllarda cazdan para da kazanılıyormuş demek! Elbette! 1976’da Murat 124’ümü 30 bin TL’ye ayda 2.140 TL taksitle almıştım. Bir depo benzin 20 TL’ydi. İsveç’ten döndüğümde gecede iki işte çalıp 340 TL alıyordum. Haftanın hemen her günü iş yapardık. Ama 1980 darbesi, her şey gibi müziği de vurdu, uzak durduğum malum müzik türleri doğdu. 1986’dan sonra Tuna Ötenel’le çalışmaya başladım. Cazla ilgili bildiklerim Tuna’dan edindiğim kazanımlardır. O sırada davulu Tamer Sağlam çalıyordu. Vefatından sonra İsviçre’den Melih Çetiner geldi, sonra Sibel Köse eklendi. Sibel ODTÜ’de öğrenciydi. Mimarlar Derneği’nde haftada 4 gün filan çalıyorduk. Ankara’nın ilk caz kulübü açıldığı zaman İsveç’ten tromboncu Elvan Aracı’yı getirmiştik uçakla. Demek ki iyi para kazanıyormuşuz. 1990’lı yıllarda hâlâ İstanbullu müzisyenler Ankara’da çalabiliyordu. ¦ Şu anda durum nasıl? Her anlamda cazın en kötü yılları 2000’li yıllar bence. Şu anda özveriyle dışarıdan müzisyen çağıran tek mekân Samm’s Otel Bistro. Her cuma başka bir solistle çalıyoruz. Perşembe geceleri de Ruhi Bey’de piyanoda Janusz Szprot, davulda Cem Aksel, kontrbasta ben ve vokalde Meltem Ege sahne alıyoruz. Gördüğünüz gibi koca Ankara’da sadece 2 gece caz çalınıyor. ¦ Bu gerilemenin nedeni nedir? Bu bir kültür politikasının sonucu. Toplumda ne görülmek isteniyorsa ona destek verilir. Şimdiki Altınpark’ın yerinde 1960’larda golf kulü Türkçe Konuşan Çek Su Perisi... elevizyon ve sinema dünyasında “gerçeküstü” yönelimler çok moda, çünkü izleyiciden büyük talep var. Aslında geçmişte aynı yönelim opera alanında söz konusuydu. Masallar, efsaneler, tarihteki kimi olaylar libretto yazarlarının ana kaynağıydı. “Rusalka”, yazılışından 109 yıl sonra, tam da Avatar’ların, Harry Potter’ların ilgi gördüğü bir dönemde Türkiye prömiyeri Antalya’da yapılan, Antonin Dvorak’ın Jaroslav Kvapil’in librettosu üzerine bestelediği üç perdelik bir Çek operası. Geçtiğimiz cumartesi akşamı yapıtın Ankara prömiyeri gerçekleştirildi. Yapıtta, Rusalka adlı su perisinin ölümlü bir prense duyduğu aşk, dünyevi ve gerçeküstü kişiliklerle doğaüstü olaylar birarada işlenip “herkesin ait olduğu yerde mutlu olabileceği” mesajı veriliyor. Yapıt Çağda Çitkaya’nın sahne tasarımı ve Ayşegül Alev’in giysileriyle Antalya’dan Ankara’ya taşındı. Rejisör Aytaç Manizade, o ölçülü, dengeli minimalist yaklaşımıyla, gerçeküstü masalsı havayı bir kez daha uyguladı. Üç peri kızkardeş, şarkılarını söylerken, süzülerek sofitten sahneye inerek daha ilk anda izleyiciyi etkilediler. Antalya’dan taşınanlar arasında, oyunun başlıca rollerinden üçünün oyuncuları da vardı. Bariton Tamer Peker (Su Cini Vodnik), mezzosoprano Arzu Mecidova (Büyücü Jezibaba) ve soprano Sevinç Bilgin (Yabancı Prenses) Antalya’dan gelirken, Rusalka’yı soprano Esin Talınlı, Prensi tenor Aykut Çınar, üç peri kızkardeşi de Burcu Soysev, Begüm Mengü ve Aslıhan Yıldırım canlandırdılar, başarılı oldular. En büyük fark, Antalya’da Rusalka özgün dili Çekçe olarak başarıyla sahnelenmişken, Ankara’da Türkçe metin kullanılmasıydı. Doğrusu, başta ünlü “Ay aryası” olmak üzere, özgün dille sergilemeden daha çok zevk aldığımı söylemeliyim. Genel Müdür Rengim Gökmen ısrarla, operaların Türkçe metinle sergilenmesinin yeni seyirciyi operaya bağlayacağı tezini savunuyor ve bu konuda ısrarlı. Ama anlaşılsın diye, ayrıca Türkçe metin üstyazı olarak da veriliyor! T bü vardı. Dünyayı takip eden bir nesil vardı. Müzik zevkleri, yaşam zevkleri de ona göreydi. Artık başkentte de yalnızca yeni kültürün yoz müzikleri dinleniyor. TRT’de caz yayınları kaldırılıyor “Ülkede caz dinlenmiyor” diye. El insaf! ¦ Yayınlamadıkları bir müziğin dinlenmediğini saptamaları ilginç. Bu gidişin değişmesi için kimler elini taşın altına koymalı? Devletin caz eğitimine desteği gerekli. Müthiş gençler yetişiyor onlara burs sağlanabilir. Festivaller deseniz yerli müzisyenlere “Sponsorunuz var mı?” diye soruyorlar. Belediyelerden caz müziğine de sahip çıkmalarını rica ediyoruz. NEREDE NE VAR ¦ Manoucher Kouchak Pour/Çeşmi Hüner resim 30 Mart’a dek IC Sanat Galerisi’nde. (417 82 64) ¦ Azimet Karaman seramik ve heykel 30 Mart’a dek Krişna Sanat Galerisi’nde. (418 02 55) ¦ Aynur Ocak resim 30 Mart’a dek Ankara Sanayi Odası Kültür Merkezi’nde. (417 12 00) ¦ Valerio Adami resim 31 Mart’a dek Galeri Nev’de. (437 93 90) ¦ Zahit Büyükişliyen resim 31 Mart’a değin Helikon Sanat Galerisi’nde. (441 78 01) ¦ Gürbüz Doğan Ekşioğlu resim 31 Mart’a dek Nurol Sanat Galerisi’nde. (468 86 70) ¦ Ardan Özmenoğlu baskı resim 4 Nisan’a dek Galeri Siyah Beyaz’da. (428 26 41) ¦ Ankara Devlet Tiyatrosu’nda, Akün Sahnesi’nde “Nâzım Hikmet’in Memleketimden İnsan Manzaralarından On Bir Tablo”, Altındağ Tiyatrosu’nda “Kafes Arkasında”, Büyük Tiyatro’da “Elma Hırsızları”, Çayyolu Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde “Kerbela”, Küçük Tiyatro’da “Sönmüş Yıldızlar”, Stüdyo Sahne’de “Bir Delinin Hatıra Defteri”, Şinasi Sahnesi’nde “Soğuk Bir Berlin Gecesi” adlı oyunlar saat 20.00’de sahnelenecek. Oda Tiyatrosu’nda ise “Yosunlar” adlı oyun saat 18.30’da izleyicilerin beğenisine sunulacak. (310 19 45) ¦ Ankara Sanat Tiyatrosu’nda, Antalya Bölge Tiyatrosu’nun sahneleyeceği “Deliorman” adlı oyun bugün saat 20.00’de. (417 76 76) ¦ Ertan Gösteri Merkezi’nde, “Şeker Portakalı” adlı müzikli, danslı çocuk oyunu bugün saat 10.30’da. (212 32 31) ¦ Operet Sahnesi’nde, “Evlilik Senedi” adlı opera bugün saat 20.00’de. (324 68 01) ¦ If Performance Hall’de, Fosforlu Parti Vol.2’nin vereceği pop/rock konseri bugün saat 20.00’de. (418 95 06) Yayım hayatına yeni başlayan Joy FM’den Ankaralılara sürpriz SERGİ Black Ankara’da ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İstanbul’un sevilen radyo istasyonu Joy FM, Ankara’da da 106.5 frekansından yayına başladı. Radyonun yönetimi yayına başlamasını kutlamak için 1980’lerin unutulmaz sanatçısı, “Wonderful Life” şarkısıyla ünlenen Colin Vearncombe’u ya da bilinen ismiyle Black’i Ankara’ya getiriyor. Black, 22 Mart Perşembe akşamı Jolly Joker’de bir konser verecek. Black, ilk çalışmasını 1981 yılında “Human Features” adıyla yayınladı. Bunu 1982’de yine bir bağımsız single olan “More than the Sun” takip etti. 1984 yılında WEA records ile yayınlanan ilk single “Hey Presto” oldu ve ilk kez şöhreti “Birleşik Krallık” sınırlarını aştı. Bu şarkı için hazırlanan video, uydu üzerinden yayın yapan bir müzik kanalı olan “Music Box” kanalından gösterildi ve single Avustalya listelerine girmeyi başardı. 1985, Black için berbat bir sene olarak başladı ve ironik bir duruş olarak yazdığı “Wonderful Life” şarkısının hayatını bambaşka yerlere götüreceğinden tamamen habersizdi. Şarkı UK listelerinde ilk 10’a girmenin yanı sıra dünya çapında bir hit haline geldi. 1987’de aynı isimle albümü yayınlandı ve albüm de listelerde büyük bir başarı yakaladı. 1988 yılında yayınladığı “Comedy” ve 1991 yılında yayınladığı “Black” albümleri ile de dünya genelinde iki milyonun üzerinde albüm satışıyla yerini iyice sağlamlaştırdığı düşünülen Black, bundan sonra uzun süre sessiz kaldı. Black, 2011 yılının Eylül ayında yayınladığı “Any Colour You Like” ile en yeni bestelerini dinleyicileriyle paylaştı. Joy FM, Ankara’da 106.5 frekansının yanı sıra Digiturk 408. kanal üzerinden, DSmart’ta 536. kanal üzerinden, Türksat ve Eurobird uydu kanalları, akıllı telefon uygulamaları ve internette www.joyfm.com.tr adresinden de Türkiye ve dünyadaki dinleyicilerine ulaşıyor. TİYATRO OPERA KONSER Bir de sahne farkı var. Antalya’nın sahnesi yeni moda bir LCD TV ekranı ise, Ankara’nın sahnesi küçük bir tüplü TV ekranı gibi!.. Akustik farkı da var. Yıllardır Ankara’yı projesi hazır yeni operaevine kavuşturmayanlar, şimdi de Atatürk Kültür Merkezi alanı üzerindeki korumayı ve Milli Komite’yi kaldırıp, kent içindeki son büyük alanı Büyükşehir Belediyesi’nin eline bırakmaya çalışıyor. Hepsini Su Cini Vodnik ile büyücü Jezibaba’ya havale etmeli! SATILIK KONUT SAHİBİNDEN Maltepe’de 3+1 5.katta yapılı daire 210.000 TL 0532 238 01 39 İŞ ARAYANLAR GÖRMEYEN iş arıyor. Oyuncak, Mutfak, Tekstil ve diğer ürünler işime yarayabilir. 0.543.614 23 90 KORSAN KİTAP Türkiye Mehmetçiğe Mehmetçik Türk Milletine Emanettir. KÖTÜ BASILIR. OKUMA ALIŞKANLIĞINI YOK EDER. TSK MEHMETÇİK VAKFI Tel: 0 (312) 284 19 7071 Faks: 0 (312) 284 19 73 www.mehmetcik.org.tr : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR 20 Mart 2012 Salı BESAM Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon Yazışma Adresi Telefon Eposta : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Bürosu,Ahmet Rasim Sokak No:14 06550 Çankaya : 0312 442 30 50 : [email protected] : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri Dağıtım : YAYSAT Yerel ve süreli yayın Yayımlayan Sahibi C M Y B C M Y B : Murat KIŞLALI : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Esin Talınlı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle