Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
“ KİTAP OKUDUĞUNUZU BİLİYORUZ %30 İNDİRİMLİ* 8. YIL SAYI: 424 (Cumhuriyet’in ücretsiz ekidir.) “ 2 MART 2012 CUMA *Ankara’daki İndirimli Satış Noktamız: Ahmet Rasim Sokak No: 14 Çankaya Telefon: 0 312 442 30 50 Mamak Belediyesi’nin parklara cep telefonu baz istasyonu dikmesine dönük kararları teker teker yargıdan dönüyor ‘Nasıl kurdularsa, öyle kaldıracaklar’ Mamak Belediyesi’nin bölge sınırları içinde bulunan 51 parkı cep telefonu şirketlerine kiralamasının ardından konuyu yargıya taşıyan halk, mahkemelerden olumlu sonuçlar alıyor. Yürütmenin durdurulması talebiyle idare mahkemelerine başvuran yurttaşların itirazları yargıda “hukuka aykırılık” gerekçesiyle kabul ediliyor. Son olarak Ege Mahallesi’ndeki Saimekadın ve Polis Said Bal parklarına yapılacak baz istasyonları için 13. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı aldı. Mahkeme’nin Yeni Bayındır Mahallesi’ndeki Şehit Er Öztekin Parkı için verdiği yürütmeyi durdurma kararına itiraz eden Mamak Belediyesi’ne ise Bölge İdare Mahkemesi’nden “red” yanıtı geldi. İKLİM ÖNGEL GökçekileTanık‘karkonusunda’twitter’dakarşıkarşıyageldi ‘Yağma yok’ tartışması MAHMUT LICALI Mamak Belediyesi 28 Temmuz 2011 tarihinde sınırları içinde bulunan 51 parkı, üzerlerine baz istasyonu kurulması için, topluca pazarlık usulü ile ihale etmişti. Belediye, bu parkları Turkcell ve Avea’ya üç yıllığına şirket başına 16 milyon 600 bin TL bedelle kiraya vermişti. Bu karara Mamak halkı büyük tepki göstermiş, belediye önünde ve mahallelerinde pek çok eylem gerçekleştirilmişti. Konuyu yargıya taşıyan yurttaşlar olumlu sonuçlar alıyor. 13. İdare Mahkemesi, 25 Ocak tarihinde Saimekadın ve Polis Sait Bal parklarına baz istasyonu yapılmasına şu gerekçeklerle yürütmeyi durdurma kararı verdi: “Devlet İhale Kanunu’nun 51/g maddesine göre pazarlık usulü ile kiralanabilecek taşınmazların ‘devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler’ ve ‘devletin özel mülkiyetindeki taşınır ve taşınmaz mallar’ ile sınırlı olduğu, buna göre de, belediye taşınmazlarının pazarlık usulü ile kiralanabilecek yerler kapsamında bulunmadığı sonucuna varılmaktadır. Hukuka aykırı olduğu ortaya konulan dava konusu işlem, telafisi güç ve imkânsız zararlara da yol açabilecek niteliktedir.” Yine Şehit Er Öztekin Parkı’na kurulmak istenen baz istasyonuna 13. İdare Mahkemesi 16 Kasım 2011 tarihinde yürütmeyi durdurma kararı verdi. Mamak Belediyesi kararı Bölge İdare Mahke mesi’ne taşıyarak itiraz etti. Ancak Mahkeme, belediyenin itirazına 27 Aralık 2011 tarihinde, “Yürütmenin durdurulması istemi hakkında verilen kararda yasaya aykırılık bulunmadığından itiraz işleminin REDDİNE oybirliğiyle” karar verdi. Mamak Belediyesi CHP Meclis Üyesi Yusuf Sağlık, yürütmeyi durdurma kararlarının alınmasının ardından Mamak Kaymakamı Ertuğrul Kılıç ile görüştüğünü belirterek, Kaymakam’ın “Baz istasyonları nasıl kurulduysa öyle kaldırılır” dediğini belirtti. CHP’li Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık ile AKP’li Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek arasında sosyal medya sitesi twitter üzerinden kar tartışması yaşandı. Gökçek önceki akşam “06melihgokcek” adlı twitter hesabından “Çankaya ilçeyi yarın sabah temizlemeye gireceğiz, akşam yaparsak Çankaya Belediyesi kendisi yapmış havası veriyor. Sabahı beklemek durumundayız” diye mesaj attı. Bunun üzerine Çankaya Belediye Başkanı Tanık, Gökçek’in twitter hesabına “Büyükşehir Belediyesi’nin ilçelere hizmet sunması yardım değil görevidir” diye yanıt verdi. Tanık, Gökçek’e şu mesajları gönderdi: “Biz iş yaparken kimin kendine mal ettiğine değil, insanımızın işine yarayıp yaramadığına bakarız, Büyükşehir ve ilçe görev paylaşımındaki yasal düzenlemeyi biz yapmadık. Çankayalı’ya hizmet ederse Melih Bey’e teşekkür ederim.” Bunun üzerine Gökçek de “Bülent Bey, biz Çankayalılara 18 yıldır hizmet veriyoruz. Var mısınız siz CHP olarak 28 yıldır ne yaptınız, biz ne yaptık? İster twitter’da, ister Büyükşehir Belediye Meclisi’nde, ister bir TV veya radyo istasyonunda tartışalım” diye meydan okudu. CHP’ninYenimahalle ilçe kongresinde yarış kızıştı Yaşar’dan Kılıç’a destek SERTAÇ EŞ Erdal Beşikçioğlu sahnede ne kadar devleşiyorsa, kuliste de o kadar sahici Başkentli bu ‘deli’ye hasta! AYŞE SAYIN CHP Yenimahalle ilçe kongresi için yarış kızıştı. CHP’li Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, ilçe başkanlığı için, Genel Merkez’in desteklediği mevcut İlçe Başkanı Şerafettin Terzi’ye karşı Ensar Kılıç’ı desteklediğini açıkladı. Kılıç için destek isteyen Yaşar, “Elli yılını bu partiye vermiş ağabeyiniz olarak Ensar Kılıç’a sahip çıkıyorum, siz de sahip çıkın” diye konuştu. CHP’nin Ankara’daki en çekişmeli ilçe kongresi Yenimahalle’de yarın yapılacak. Kongreye bir gün kalırken yarışa katılacağını açıklayan 3 aday bulunuyor. İlçe Başkanı Şerafettin Terzi, Ensar Kılıç ve Bektaş Şahingöz’den kimin ilçe başkanı olacağına yarın yapılacak kongrede delegeler karar verecek.Yenimahalle Belediyesi’nin tiyatro salonunda dün yapılan toplantının açılışında önce Ensar Kılıç konuştu. Yönetime gelmeleri durumunda delege seçimlerinin açık olacağını, biat ve himaye kültürü ile mücadele edeceğini belirten Kılıç, “Kavga, geleceğe yönelik proje olmayınca yaşanır. İleriye dönük çalışmalar başlatacağız. İkna ederek ve ikna edilerek yöneteceğimiz için kavga olmayacak. Biz siyasal genlerimize sahip çıkacağız” dedi. Daha sonra sahneye çıkarak konuşan Yenimahalle Belediye Başkanı Yaşar, AKP’li Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek’in Yenimahalle’yi “kale” olarak nitelendirdiğini, yerel seçimlerde almak için var gücüyle çalışacağı yönündeki açıklamalarını anımsattı. Belediyedeki çalışmalarını anlatan Yaşar, ilçe kongresinin önemli olduğunu, yerel seçimleri, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve genel seçimleri göreve gelecek yönetimin yürüteceğini söyleyen Yaşar, şöyle konuştu: “Solun değerlerine inanan, ayrım yapmayacak, disiplinli, gençleri, kadınları partiye kazandıracak, belediyenin çalışmalarını denetleyecek, halka anlatacak bir başkana ihtiyaç var. Onun için tarafım.” Başkentli, Gogol’un ünlü “delisi” Aksenti İvanoviç Poprişçin’in hezeyanlarını adeta nefesini tutarak izliyor. Dile kolay, tam 4 yıldır ve de 250 gösterimdir kapalı gişe! O kadar kapalı ki, aylardır bilet bulamıyoruz, bulmak da mümkün değilmiş zaten, çünkü satışa çıktıktan 1.5 dakika sonra tükeniyormuş! Öyle ki, bilet bulunamadığı için artık “özel gösterimler” düzenlenmeye başladı. Ekranların “fenomen” karakteri Behzat Ç.’yi başarıyla canlandıran Erdal Beşikçioğlu’nun tek kişilik oyunu “Bir Delinin Hatıra Defteri”nden söz ediyorum. Gogol’un “Palto”, “Burun” ve yapıta ismini veren “Bir Delinin Hatıra Defteri” adlı yapıtından tiyatroya uyarlanan oyun ilk Genco Erkal tarafından 1960’lı yıllarda sahnelenmişti. Oyunun özeti, sürekli aşağılanan sıradan bir devlet memuru olan ancak bulunduğu konumu, statüyü kabul edemeyen Poprişçin’in; üstüne üstlük üst sınıftan genel müdürün kızı bir kıza aşık olması ve sonrasında “deliliğe” koşmasının öyküsü. Bir anlamda, “Bulunduğum yeri haketmiyorum, kabul de etmiyorum” durumu. Ne çare ki, “sınıfsal konumunu” saplantılı bir şe kilde reddederken, koşulları da değiştiremeyince, kendini konumlandırdığı “İspanya Kralı” olarak “tımarhane”nin yolunu tutmaktan kurtulamıyor zavallı Poprişçin... Oyunu çarpıcı kılan, hem “deneysel tiyatro” tarzının kullanılması, hem de Beşikçioğlu’nun gerçekten müthiş performansı. Bir kere salona girdiğinizde, seyircinin karşısında bir “sahne” yok. Zaten deneysel tiyatronun numarası da budur işte, izleyiciyi şaşırtır. Oyunun asıl sahnesi, Devlet Tiyatroları’nın “deneme sahnesi” olan İrfan Şahinbaş Atölye Sahnesi’nin içinde yer alan “Stüdyo Sahne.” Beşikçioğlu’nun performansına gelince... Peşinen itiraf edeyim; “Behzat Ç” hayranı olarak gittiğimiz oyundan “Beşikçioğlu hayranı” olarak çıktık. Çünkü, hani bazı roller, sanatçının üzerine yapışır da başka türlü göremezsiniz ya örneğin Yılmaz Erdoğan, benim için hâlâ biraz “Mükremin”dir işte o duyguyu hiç ama hiç yaşamıyorsunuz. Beşikçioğlu o müthiş oyunculuğuyla “Behzat Ç’yi tamamen unutturuyor. Vincin tepesinde yaklaşık 1.5 saat boyunca “döktürüyor.” Vincin kumandası elinde, oyun boyunca yükseltiyor alçaltıyor, döndürüyor, kâh tavanda ışıkların asılı olduğu de mirlere zıplıyor, kâh sarkıp, izleyiciyle burun buruna geliyor. Vinçten, tavandaki demire sıçrarken, yüreğimiz ağzımıza gelmedi değil. Oyun, sadece oyunculuk değil, “fiziksel” gücün de kullanılmasını zorunlu kılıyor ve işte insanın yüreğini ağzına getiren o “akrobatik” hareketlerle de izleyenleri hayran bırakıyor Beşikçioğlu. Erdal Beşikçioğlu, “oyundan kopmamak, konsantrasyonunu yitirmemek” için izleyiciyle “kontak kurmamaya” özen gösteriyormuş. Çok merak ediyordum, izleyici “Behzat Ç.’yi mi izlemeye geliyor, ‘Bir Delinin Hatıra Defteri’ni mi diye?” Yanıtını Genel Müdür Bilgin “Oyuna ilgi büyük, ama diziden sonra talep biraz arttı” diye veriyor. Elbette çok güzel, oyunculuk güzel ama dizinin hayranlarından yoğun talep olduğu da kesin, en azından medyanın ilgisinden bunu anlıyorum. Tabii sohbetten sonra, Beşikçioğlu’nun “hayran kitlesi” olarak biz de “fotoğraf” kuyruğuna girdik. Hiçbirimizi kırmadığı gibi, “Böyle kar kış demeden oyuna geldiğimiz için” teşekkür etmeyi de ihmal etmedi. Hayranları için söyleyeyim, Beşikçioğlu, sahnede ne kadar “devleşiyorsa”, kuliste o kadar alçakgönüllü, sıcak, sahici... ‘Bıraktığım Ankara’yı bulamadım’ Evsiz ve kimsesizlerle yaptığım sohbetlerde beni en derinden etkileyen 63 yaşındaki Fikret Göçer oldu. Çünkü Fikret Göçer’in yaşamı 1970’lerin Türk filmlerini aratmıyor. 12 Eylül dönemi dahil tam 20 yıl cezaevinde silah, gasp ve kaçakçılık suçlarından yatan Fikret Göçer, şimdi Ankara Valiliği’nin yardımıyla yaşamını bir çatı altında sürdürüyor. ¦ SEVİL ARINAN’ın haberi A3’te. BİZE YAZIN Görüşlerinizi, eleştirilerinizi, karşılaştıklarınızı yazın: cumhuriyetankara@cumhuriyet.com.tr, (Tel: 442 30 50) C M Y B C M Y B