01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAYFA CUMHURİYET 1 MART 2012 PERŞEMBE A4 ANKARA Yaşam Fotoğraşar: Engin Bural Balık severlerin İsmet Babası atırlayacaksınız zaman zaman alışverişe de çıkacağız demiş idim. Hadi gelin bu akşamüzeri Sakarya Caddesi’ndeki balıkçılara bir göz atalım. Atatürk Bulvarı’ndan yönünüzü Sakarya’ya döndüğünüzde hafiften alaca çökmüştür. İleride büyük parlak ışıklar, buz kesen havada sizlere göz kırpmaktadır. Fırtına kanatlı martıların arasından, derin lacivertin koynu deryadan balıkçıların tezgâhlara gönderdikleri mübarekler dört bir yanınızdadır. Zaman zaman, Abasıyanık’ın H Sinarit Babası da sevgili İklim Öngel’e Ankara’ya gözünüze çarpabilir üç denizden balık gelir diye. şansınız var ise. Gerçekten de öyledir. Meraklıları Saydınız mı hiç bilir. Hele mevsim takibi “Kaç balıkçı var?” yapılıyorsa. Başkentliler SERDAR ŞAHİNKAYA muhteşem tazelikte ve bol çeşitte diye. Ben söyleyeyim [email protected] tam beş adet balıkçı derya kuzularına kolaylıkla var bu civarda. Bilgi ulaşabilir. Kitabevi’ni geçer geçmez ilki. Ve sonra Tek tek uğrayın o cümbüşlü tezgâhlara. Selanik Caddesi’nin Sakarya’yı kestiği nokta Hatta çocuklarınız da eşlik etsin size. Çünkü da bir başkası ve sonra da üç balıkçı yan yana. bu kıyım devam ederse, bugün gördüklerini Geçtiğimiz yıl bir röportajda söylemiştim çok yakın gelecekte sadece resimlerle hatırlayacaklar. Orhan Veli’nin “Hürriyete Doğru” şiirinin mısralarını mırıldanın: “Balıklar çıkacak yoluna karşıcı / Sevineceksin / Ağları silkeledikçe / Deniz gelecek eline pul pul”. Uzun uzun seyredin. Ruhunuzu dinlendirin. Tazeliklerine, fiyatlarına bakın. Ve kestirin gözünüze bir ya da birkaçını. Eğer siz anlamıyorsanız balıkçınıza sorun. Ve tezgâh gezintisini müteakip her daim o balıkçınızın yolunu tutun. Mübarekleri kapıp, koşun sevdiklerinizle sofraya. Bu mevsimde önce sıcacık bir çorba ile midenize bayram ettirin. Sonra bol ekşili bir marul salatası ile bol balık, çıtır bir taş fırın ekmeği yanında müskirat ve helvanız da var ise bayramın süresini uzatın. “Boğazlar Meselesi” E daha ne olsun, hadi afiyet olsun, keyfini çıkarın. İsmet Baba Hani bir deyiş vardır: “Çayda dem, askerlikte kıdem” diye. İsmet Büyükkılıç’da başkentin en kıdemli balıkçısıdır. Ara sıra tüttürdüğü ince kahverengi sigarası ile tam 82 yaşında bir delikanlı aslında. Yüzünden eksik etmediği gülümsemesi, müşterilerine karşı gösterdiği nezaketi ile tam bir beyefendi. Yaklaşık 70 yıldır bu işin içinde olan İsmet Baba, “Ulus’ta başladık. Ortaokulda dersler biter bitmez tezgâh başına geçerdim” diyor ve “artık yoruldum bu önlüğü bağlamaktan” dese de o hâlâ işini büyük bir sevgi ile sürdürüyor. İsmet Baba ile sohbeti sürdürürken, bir hanımefendi konuştuklarımıza kulak kabartıyor. Ve “İyi akşamlar İsmet Bey” diyerek sohbete dahil ediveriyor kendisini ve ekliyor; “Kızım 38 yaşında. İsmet Bey’in balıkları ile büyüttüm onu. Şimdi o da çocuğunu yine İsmet Bey’in balıkları büyütüyor”. Bu ifadeler aslında, yorucu ve meşakkatli ama dürüst, temiz, hilesiz bir hayatın en büyük armağanı. İsmet Baba, mesleğine duyduğu saygıyı doğaya duyduğu sevgiden alıyor. Onun hiçbir tezgâhında mevsim dışı, ya da ebat dışı örneğin çok küçük sarıkanat ya da çinakopa rastlayamazsınız. Bunları satan yamyamlar, geleceklerini satıyorlar aslında diye derince bir iç geçiriyor gözlerindeki gülümsemeyi eksik etmeden. Ve Cumhuriyet Ankara Bürosu’nun Konur Sokak’ta olduğu dönemlerde Mustafa Balbay’ın yürüyerek sık sık balık almaya geldiğini anlatıyor ve gözlerindeki gülümseme hüzne dönüşüyor… Ve başkentin ayazı soluk kesiyor… Ağzımızın tadı bozulmasın. Sağlık ve dostlukla. C M Y B C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle