Katalog

Sayfa 11 Aralık 2012 Salı a2 Kültür sanat YANSIMALAR Şefik KAHRAMANKAPTAN se [email protected] Madalyanın Anlamı Kavranabildi mi?... üzeysellik içimize işledi galiba.... SCAMV Y Onur Ödülü Altın Madalyası bu yıl “Ankara Devlet Konservatuvarı”na verildi. Gazetelerdeki başlıklara baktım, hemen tümü “Hacettepe’ye madalya” diye atılmıştı! Oysa madalya 1936’da Ankara Devlet Konservatuvarı adıyla Musiki Muallim Mektebi’nden dönüştürülüp hızla gelişen, 12 Eylül askeri darbesi sonrası YÖK oluşumuyla Hacettepe Üniversitesi’ne bağlanan kuruma veriliyordu. Tıpkı 2002 yılında ÇAĞSAV Onur Ödülü’nün “Gazi Terbiye Enstitüsü Resimİş Bölümü”ne verilmiş olması gibi... Durumu en iyi algılayan Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer’di. Çünkü çoğu rektörün yaptığı gibi ön plana atlayıp madalyayı almak üzere sahneye çıkmadı, töreni izledi ama bu onuru esas sahiplerini temsilen bugünkü müdür, keman sanatçısı ve eğitmeni, eski CSO üyelerinden Kâzım Murat Tamer’e bıraktı. Bu davranışı için Tuncer’i kutluyorum.. Çoğu kişi de böylece herkesin yıllardır Murat olarak tanıdığı Tamer’in nüfus cüzdanındaki göbek adının Kâzım olduğunu öğrendi! Bu vesileyle ilginç bir de bilgi vereyim. Biz okulu bugün “Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı” diye tanıyor, biliyor ve yazıyoruz ama YÖK’e göre böyle bir okul bulunmuyor, YÖK’teki kayıt “Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı” ve içinde Ankara’yı da geçiren bir yazı gönderirseniz, “Böyle bir kurum bulunmuyor” yanıtını alıyorsunuz. Vebali, hatayı kim yaptıysa onun üzerine! Madalya töreninde üyelerinin bir bölümü konservatuvarda öğretim görevlisi ve öğrenci, bir bölümü de Bilkent müzisyenlerinden oluşan Hacettepe Senfoni Orkestrası, şef Erol Erdinç yönetiminde bir konser verdi. Prof. Erdinç, CSO’nun Macaristan turnesinde küçük kentler için hazırladığı, bellekten çaldırdığı, Erkin Köçekçe, Çaykovski Çiçeklerin Dansı, Brahms Macar Dansı ve Haçaturyan Kılıç Dansı’ndan oluşan bir izlence seçmişti. Davetlilerin bir bölümü programı “hafif ve eğlenceli” bularak beğendi, bir bölümü de “Konservatuvarın 1936’dan bu yana birikimini bu danslar mı temsil ediyor?” sorusunu yöneltti. Kuliste bunlar tartışıldı. Konserin sonunda arka sıralardan birkaç kişi “Konservatuvar Marşııııı” diye bağırarak istemlerini iletti. Şef Erdinç, “Bunu atlamışız” deyip konuyu kapattı. Böylece konservatuvarın altın madalya ile onurlandırıldığı törende, sözlerini Orhan Şaik Gökyay’ın yazdığı, bestesi Ulvi Cemal Erkin ile Necil Kâzım Akses’e ait 1940 tarihli Konservatuvar Marşı seslendirilmedi. Ama kokteylde bazı konservatuvarlılar marşın bir bölümünü yüksek sesle söylediler. Madalya töreninde sevindirici gelişme, ressam Dr. Fatih Kızılcan’ın bugüne kadar madalya alanları resmettiği tablonun ikinci bölümünün de MEB Şura Salonu’nun üst katına yerleştirilmiş olmasıydı. Kızılcan’ın kişilerin portrelerinin yanına CSO’yu simgelemek üzere orgun üst köşesini resmetmişti. Bakalım ADK’yi ne ile simgeleyecek? Ressam Binzet’in yeni sergisi Gözde Sanat Galerisi’nde... ‘Uzak adalara’ yolculuk SELDA GÜNEYSU Ressam ve Ankara ekimizin yazarı Celal Binzet, yarın, Gözde Sanat Galerisi’nde açılacak sergisi “Uzak Ada” ile sanatseverleri, “uzak adalara doğru yolculuğa çıkarmayı” hedefliyor. Binzet, “Resimlerinde deniz ve adayı bir metafor olarak kullandıyor”. Binzet ile 31 Aralık’a değin görülebilecek resim sergisi ve resim sanatı üzerine konuştuk: ‘Deniz benim için simgesel’ Bu serginin adı “Uzak Ada.” Benim için “ada” bir metafor. Günümüz toplumlarının karmaşasında bir yalnızlaştırma, bir yalıtma, belki de bir kaçışı sim geliyor. Benim resimlerimin çoğunluğu da deniz ağırlıklı. Denizin de benim için simgesel bir anlamı var. Yoksa salt deniz, mavi gökyüzü gibi kalıplaşmış sözcüklerle anlatmak istemiyorum resmimi. Her sanatçının bir bakış açısı vardır. Benim eğilimim de bu yönde. Deniz ve ada kavramlarıyla bir metafor yapıyor ve göndermede bulunuyorum. Bu metaforların içinde de somut figürler yok değil. Tek kayıkçı, tek balıkçı figürleri geçmişte benim yaşamımda çok etki bırakmış ve gerçekçi yönleri olan figürlerdir. Onların bir tür simgeleşmiş, artık anonim hale getirilmiş bir durumu olduğu için bu imgelerle resmimi düzenlemeye çalışıyorum. Yani biraz kurmaca, biraz gerçek... Tarihte bütün büyük uygarlıklar, deniz kıyısından çıkmıştır. Dogmatik fikirler de kara ortasından... Tarihte 12 İyon kenti vardır. Bunların 9, 10 tanesi de Anadolu’dadır. Matematik, felsefe, gökbilimleri, astronomi, sanat konularındaki bütün düşüncelerin çekirdeği o antikçağ düşünürlerinden çıkmıştır. Bu düşüncelerin bende bıraktığı bir tortu var. Bunları bir anlamda bilincimde biriktiriyorum. Deniz resimleri yaparken, yaşadığım yere de uzak değilim. Bu sergide, Ankara’dan, denizin olmadığı başka kentlerden de görüntüler var. Bu yerlere de ben “denizin ardında kalan yerler” diyorum. ‘İlk hedef para değil’ Resim genel yapısı itibarıyla bir kül tür işidir. Eğer sizin hitap ettiğiniz toplum, bu kültüre alışık ve bu kültürle barışık değilse, eskiye oranla izleyicilerinizin düştüğünü görüyorsunuz. Tüm sanat dallarında böyle. Kültürel yapılanmaya yön veren etmenler, bu yolun belirginleşmesinde de etkin rol oynuyorlar. Ortaya çıkan yeni sermaye gruplarının kültürel yapısı da sizin sanatınıza olan talebi belirliyor. Burada şöyle bir tehlike var. Günümüzde bazı kişiler, bazı “ressamlar”, ülkede hangi siyasal eğilim varsa, onların istemlerine uygun resim çalışması yapıyorlar. Bunlar moda değimle, “güncel yalpalanmalardır.” Bu durumun geçici olduğuna iniyorum ancak bu gelip geçicilik de ülke sanatını erozyona uğratıyor. Çocuk balesine adanan ‘Ömür’ PINAR AYDIN O’DWYER Balerin ve bale hocası Ömür Uyanık, Ankara Devlet Opera ve Balesi (ADOB), konservatuvar öncesi yaşta bale eğitimi veren Çocuk Balesi’nin 20 yıldır yönetmenliğini yapıyor. 1978’de Erhan Ergüler’in yönetiminde kurulmuş olan ve Ankara, Antalya, İstanbul, İzmir, Mersin, Samsun’da hizmet veren Çocuk Balesi programı, konservatuvarların en önemli öğrenci kaynağı. Uyanık, ekip arkadaşı Mustafa Burçak ile 2000’den fazla öğrenci yetiştirdiklerini, her türlü dans alanında eğitim verdiklerini söylüyor. Terör nedeniyle ailesinin Ankara’ya göndermediği Uyanık, İzmir’deki konservatuvardan mezun olduktan sonra adeta evden kaçarak bale sanatçısı olarak ADOB’a girmiş. 1994’te Evinç Sunal ona Çocuk Balesi yöneticiliğini önerdiğinde, bunun büyük bir sorumluluk olduğunu, altından kalmayacağını düşünmüş. Şimdi ise sanatçı ve bilinçli seyirci yetiştirmek yaşamının biricik amacı. Çünkü ona göre çocuk balesinin yararı, aynı zamanda bilinçli seyirci yetiştirmek, öğrencinin ve ailesinin sanatla tanışmasını sağlamak. Uyanık’ın Anadolu bale eğitimi, bir kısmı ünlü balet Tan Sağ türk ile olmak üzere Ordu, Samsun, Maraş, Antep, Mardin, Diyarbakır şehirlerini kapsıyor. Bu deneyimleri “Bale Anadolu” isimli bir belgesele de konu olmuş. ADOB Çocuk Balesi grubuyla yarattıkları Küresel Isınma adlı eserin BM Küresel Isınma ile Savaş Ülke Raporu’na alındığını anlatan Uyanık, tüm dünyada, raporunda bir sanat eseri olan tek ülkenin Türkiye olduğunu sözlerine ekliyor. Uyanık, balenin disiplin, eşgüdüm sağlama ve zamanı yakalama becerisi öğrettiğini, kişiye bedenini algılatarak ve beden dilini geliştirerek özgüven sağladığını; günümüzde önemi azalan ekip ruhunu geliştirdiğini söylüyor. Akıllarında sadece sınavlarda başarılı olmak olan çocuklara sanatla oksijen verilmiş, spor ve sanat birlikte yapılmış oluyor. 910 yaş arası öğrencileri her yıl eylül ayında esneklik, akıl, algı, eşgüdüm, müzik kulağı açısından değerlendirerek programa aldıklarını sözlerine ekliyor. Hayattaki dileği “İşsiz kalmamak, işi olduğunda da güçsüz kalmamak” olan Ömür hocanın öğrencileri 5 Ocak 2012’de ADOB’un yılbaşı konserinde sahnede olacaklar; bizler de onları alkışlamak üzere orada olacağız... İnsan Hakları Film Günleri AB Delegasyonu tarafından düzenlenen “2012 AB İnsan Hakları Film Günleri”, dün başladı. Festival, 12 Aralık’a dek Türkiye’nin 10 ilinde eşzamanlı olarak düzenlenecek. Sinema severler, öğrenciler, insan hakları aktivistleri ile AB ve Türk sineması ile ilgilenen Ankaralılar, 12 Aralık akşamına kadar filmleri izleyebilir. AB, barış, uzlaşma, demokrasi ve insan haklarının ilerletilmesine yaptığı katkılardan ötürü “2012 Nobel Barış Ödülü”ne değer görülmüştü. Ödül töreni dün Oslo’da gerçekleştirildi. Ödül töreni ve “10 Aralık İnsan Hakları Günü” nedeniyle düzenlenen etkinlikte, AB üyesi 11 ülkeden birer film gösteriliyor. Filmler Ankara’da Ankara Cinemaximum (Cepa) Salon 7’de izlenebilir. AmedusArtBeysukent’te Mehmet Emin Özer ve Leman Ersöz öncülüğünde kurulan ve empresyonist tarzı benimseyen Amedus Art Sanat Grubu, Beysukent’te faaliyete geçen Wine Point Şarap Kafe ve Sanatevi’nin açılışıyla birlikte sergi düzenliyor. Sergide, Özer ve Ersöz’ün yanı sıra Özgün Ökmen, Erdal Ardıç, Sibel Civanbay, Canan Aydoğan, Beril Özdemir, Semra Erdem Coşkun ile Selen Bilgin’in toplam 30 yapıtı sergileniyor. Beysukent Angora Caddesi No: 148 adresindeki sergi, haftanın her günü 10.0023.00 saatleri arasında, 1 Ocak’a kadar görülebilir. “ BAŞKANLIK SİSTEMİ TARTIŞMALARI ” KONUŞMACI EROL TUNCER SOSYAL DEMOKRASİ DERNEĞİ GENEL BAŞKANI 12 ARALIK 2012 ÇARŞAMBA SAAT 19.00 AHMET RASİM SK. NO:14 ÇANKAYA T: 442 30 50 : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR 11 Aralık 2012 Salı ANTİKA EŞYALAR ADEM BABA ANTİKALARINIZ, Tablolarınız, El Yazmalarınız, KURANLARINIZ, Eski Plaklarınız, NAKİT alınır [email protected] 0312 310 64 800532 370 93 70 KORSAN KİTAP KÖTÜ BASILIR. OKUMA ALIŞKANLIĞINI YOK EDER. BESAM DERS VERENLER FRANSIZCAYI konuşturuyorum ve mesleki hukuksal çeviri. 0506 300 30 75 BEN Mahir AYDINER. Uzun yıllar saksafon çaldım. Şimdi bu yılların birikimini siz saksafon öğrenmek isteyenlerle paylaşmak istiyorum. 0542 657 36 85 Sahibi Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon : Barkın ŞIK : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Yazışma Adresi : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Yayımlayan : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Bürosu, Ahmet Rasim Sok. No:14 Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri 06550 Çankaya Dağıtım : YAYSAT Telefon : 0312 442 30 50 Yerel ve süreli yayın Eposta : [email protected] C MY B