13 Haziran 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAYFA CUMHURİYET 5 EKİM 2012 CUMA A4 ANKARA Yaşam Kırşehir A Gezgin Gözüyle Bozkırın Şehri dını, bir rivayete göre Timur’un kendisine direnen yöre halkı için söylediği “Kırın şehri” sözcüklerinin, daha akla yatkın görünen diğer görüşe göre ise, zaman zaman halk arasında hâlâ kullanıldığı şekliyle “Kır Şehri” sözcüklerinin zamanla birleşmesinden alan Kırşehir, Orta Anadolu bozkırında yer alan kentlerimizden biri. Tarihi Tunç Çağı’na uzanan, zaman içinde Hitit, Pers, Timur ÖZKAN Frig, Kapadokya [email protected] Krallığı, Roma ve Bizans egemenliklerinde yaşayan Kırşehir’in günümüze ulaşan en eski, mimari eseri bir Anadolu Selçuklu eseri olan Cacabey Külliyesir. Medresesi olarak yaptırılan bina daha sonra camiye çevrilmiş. İçinde, üzerindeki aydınlığıyla rasat kuyusu ve gözlem kulesi, dışında ise rokete benzeyen köşe sütunlarıyla dikkat çeken cami mavi çini kaplı minaresi nedeniyle de halk arasında “Cıncıklı Cami” olarak anılmakta. Caminin yanında Cacabey’in türbesi de yer alıyor. Kırşehir’in merkezi Cacabey Külliyesi önünde yer alan ve ortasında bir Atatürk heykelinin, altında ise yeraltı çarşısının bulunduğu meydan ile aslında bir höyük olan kale arasındaki bölgede oluşmuş. Kale üzerindeki Alâeddin Camisi, bir diğer Selçuklu eseri olup orijinali 1230 yılında inşa edilmiş, daha sonra 19. yüzyılda ise yıkılarak yeniden yapılmış. (100’den fazla höyüğün belirlendiği Kırşehir’de, merkezdeki tek höyük olan, 30 metre kadar yükseklikteki bu yığma tepe bir zamanlar kale olarak kullanılmışsa da bugün kaleden bir iz kalmamış.) Cıncıklı camii 1272 yılında, dönemin Kırşehir Emiri Nurettin Cibril Bin Cacabey tarafından Gözlemevi ve Gökbilimleri Ermenice ve İbranice bilen Aşık Paşa, Mesnevi biçiminde yazdığı 12 bin beyitlik Garibname adlı eserinde verdiği dini öğütlerin yanı sıra “…Türk diline kimse bakmaz idi / Türklere her giz gönül akmaz idi / Türk dahi bilmez idi bu dilleri / İnce yolu ol ulu menzilleri, …” diyerek Türkçeye sahip çıkmış. Kılıçlı Köprüsü ve Atatürk Kırşehir’de ayrıca kentin Kayseri çıkışında, Kılıçözü Deresi’nin üzerindeki tarihi Kılıçlı Köprüsü’nün yanında, üzerinde “Kırşehir gençlerinin, vatanımızda gençliğin kıymetli bir enmuzeci olduklarını ispat edecek efkârı müspite ve müsibe ile mütehalli bulundukları kanaatiyle vaz’ı imza eyleriz. (Kırşehir gençlerinin, ülkemiz gençliğinin değerli bir örneği olduklarını kanıtlayarak ve doğru görüşlerle donatılmış oldukları Ahiliğin kurucusu burada İçinde Ahiliğin kurucusu Ahi Evran’ın türbesi de bulunan ve 1482 yılında yaptırılan Ahi Evran Veli Camisi, (restore edilmiş haliyle) bugün de kullanılmaya devam ediyor. Kesin doğum ve ölüm tarihleri bilinmeyen ve asıl adı Mahmut bin Ahmet elHoyi olan Ahi Evran Azerbaycan’ın Hoy kentinde doğmuş. 93 yaşında hayatını kaybeden Ahi Evran’ın başlattığı Ahilik; sanat, ticaret, meslek sahibi herkesin aynı zamanda olgun, hoşgörülü, iyi ahlâklı, güvenilir, merhametli ve dürüst olmayı esas alan köklü bir gelenek olarak bugün de sürüyor. Ahi Evran Veli Camisi’nin az ilerisinde, aynı cadde üzerinde bulunan ve iki katlı olarak düzenlenen Kırşehir Müzesi’nin giriş katında, aralarında çok sayıda sikkenin de bulunduğu ve Kırşehir ve çevresinde çıkarılan arkeolojik objeler sergileniyor. (Kırşehir’e yaklaşık 30 kilometre uzaklıktaki Kaman Kalehöyük’te, Japonların desteğiyle devam eden kazılarda çıkarılan tarihi buluntular, bir höyük görümünde tasarlanan Kalehöyük Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor, burada ayrıca Japon Bahçesi tarzında düzenlenen Prens Mikasanomiya Parkı gezilmeli.) Kırşehir Müzesi’nin, daha çok etnoğrafik eşyalara ayrılan üst katında ise yöreye özgü halı ve kilimler ile Ahilik geleneğine ait sancak, şecere ve fütüvvetnameler dikkat çekmektedir. Kırşehir’in içinden geçen AnkaraKayseri yolu üzerindeki Aşıkpaşa Türbesi, 13. yüzyılda yaşayan Türk dilinin öncülerinden şair Aşık Paşa’ya ait. Arapça, Farsça, kanaati ile imzalarız.) 24 Kânunuevvel 1335 Mustafa Kemal, Hüseyin Rauf Mazhar Müfit Ahmet Rüstem, Hakkı Behiç” yazılı bir heykel bulunmaktadır. Burası Mustafa Kemal ve Temsil Heyeti’nin 1919 yılında Samsun’dan Ankara’ya yaptıkları tarihi yolculuk esnasında kente giriş yaptıkları yerdir. Mustafa Kemal ve arkadaşlarının Kırşehir’de bir gece konuk oldukları Çopur Saitoğlu Mustafa’nın evi ise zamanla yıkılmış olup, söz konusu tarihi yolculuğun tanıkları diğer binalar gibi bu evin de aslına uygun bir şekilde yeniden yapılarak yaşatılmasının, Türkiye tarihi açısından olduğu kadar Kırşehir turizmi açısından faydası açık. Kırşehir’in yakın çevresinde gezilebilecek diğer yerler arasında; Mucur’da göçmen kuşların rotası üzerindeki Seyfe Gölü, ayrıca Mucur, Kepez ve Dulkadirli Yeraltı Şehirleri ile Dulkadirli yolu üzerindeki Üçayak Kilisesi kalıntıları ve de Kesikköprü köyündeki Cacabey’in yaptırdığı tarihi kervansaray ile yanındaki 13 kemerli tarihi taş köprü not edilebilir. Kim derdi ki... Kim derdi ki, bozkırın ortasındaki Kırşehir’e bu kadar tarihi ve turistik yer olsun. Anadolu’nun bitmez tükenmez tarih, doğa ve kültür zenginliklerinden Kırşehir’in payına düşenler, daha doğrusu Kırşehir’de öne çıkanlar bunlar. Kırşehir’de bunların haricinde de birçok örenyeri, kümbet, konak gibi tarihi turistik yer mevcut. AnkaraKayseri yolu üzerinde ve Ankara’ya 190 kilometre uzaklıktaki Kırşehir, alışılagelmiş turistik rotaların haricinde değişik bir hafta sonu gezisi düşünenler için güzel bir seçenek… C M Y B C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle