06 Ocak 2025 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

17 saıkm 2024 3 O İstanbul’un sesiydi. Edebiyat Yalan dünyasındaki dostları da ondan Yalan söylemenin yaşa, toplumsal konuma kalan anılara ses oldu ve kendine özgü şartlara göre onlarca farklı nedeni vardır. Gelin bir göz atalım. alan söylemek üst düzey bir zihinsel etkinliktir. (Yalan söyleyerek çıkar sağlayan kişiler lütfen bu cümleyi Yokuyunca kendileriyle gurur duymasınlar. Yalan söylemek için bir miktar zekâ gereklidir ancak yalan ahlak eksikliğinin ve kişilik zafiyetinin bir göstergesidir.) Prof. Dr. Kötü bir tesadüf olsa gerek empatik Üst Ün beceri ile yalan söylemek arasında ilişki Dökmen vardır. Empati karşıdakinin duygularını ve düşüncelerini anlamak demektir. Yalan söylemek için karşıdakinin bakış tarzını kavramak yani onunla empati kurmak ve onu nasıl kandırabileceğini tahmin etmek gereklidir. Empati kuramadıkları için asperger sendromu olanlar ve otistik çocuklar yalan Dostlarının söyleyemezler. Bu durum dürüstlükten ötürü değil zihinsel özelliklerinden ötürüdür. YALAN TÜRLERİ İnsanların niçin yalan söylediklerini “Çocuk ve yalan” başlığı altında gelecek hafta ele alacağız. Burada yalan anılarıyla Sait Faik türlerini sınıflamaya çalışacağım. Yalan türleri: u Birisini üzmemek için, kişisel çıkar gözetmeden irer içeri Sait... yalan söylemek. Örneğin “Bu elbise bana yakıştı mı?” balıkçının meyhanesine Koltuğunun diye sorana, kendi düşüncenizin tersine yakıştığını girdim ve Sait Faik’le altındaki gazeteyi söylemek. tatlı tatlı konuşuyorduk / ve Yenice sigarasını u Kendi hayaline inanarak gerçeği çarpıtmak. Beş yaş Ben hapisten çıkalı bir ay Gmasaya koyar. civarında çocuklar bunu sıklıkla yaparlar, bu tür abartıdan olmuştu / onun karaciğeri maddi bir çıkarları yoktur. Kendisini bekleyen gençle göz sancılar içindeydi ve u Duygusal açıdan nemalanmak, örneğin beğenilmek, göze gelir. Yıpranmış defter dünya güzeldi.” sevilmek için maddi bir karşılık beklemeden yalan çıkarır. Sait’i geçmişte eleştiren söylemek. “Vaktin var mı lan?” Orhan Selim mahlaslı u Maddi açıdan nemalanmak için unvan, makam, para yazar aslında Nâzım Genç adam “Var” dercesine elde etmek için yalan söylemek. Hikmet’ten başkası başını sallar. Sait “Alemdağ’da sait faik, münevver andaç, Vedat günyol, efser u Değer verdiği bir kişinin gözüne girmek için değildir. Yıllar geçer, Var Bir Yılan” kitabını b erk, orhan selim (n. Hikmet), b urgazada 1950. yalakalık etmek örneğin “Ay’a duble yol yapacağını hazırlamaktadır o sıra. Oturur. Nâzım 1955’te Budapeşte söylese ona inanırım” demek. Yazdığı son radyosunda Sait’i bu kez 1936’da yayımlanırken henüz çocuk olan u Hitler’in propaganda bakanı Goebbels’in tavsiyesi yere göğe sığdıramaz, “Ben Sait Faik’i çok öyküyü okur: “Eleştir İlhan “Stelyanos Hrisopulos Gemisi” doğrultusunda yalan söylemek. Goebbels, “Bir yalanı severim. Bizim büyük hikâyecilerimizden beni! Hem de en sert öyküsü ile tanımıştır onu. Hayran olmuştur. yeterince tekrarlarsanız sonunda inananlar çıkar” demişti. biridir. Büyük hikâyeci, büyük şair”. şekilde!” Fikrine Yıllar geçer, 1948’de “Duvar” kitabını Bu görüşten hareketle söz gelişi, “Arabayı, ambulansı, güvendiği bu gencin de yayımlatmış edebiyat çevrelerinde adı ANNESİNDEN hARÇLıK ALıRDı operayı ülkemize ilk biz getirdik” demek bu tür bir yorumlarını alır. duyulmaya başlamıştır. Sait’le de o yıllarda Öykülerine herkes hayrandır Sait’in. yalandır. Kişiler bu yolla kazanç sağlamak isterler. Aslında Sait’in aklı Yaşar Nabi’nin Varlık yazıhanesinde ilk kez Şan, şöhret ya para? Aileden kalma birkaç u Baskı altındaki kişilerin örneğin çocukların, öğrencilik yıllarında karşılaşmışlardır. Ve günü gelmiş, Ölmeden dükkânın kirasıyla geçinmeye çalışsa da ergenlerin, kadınların baskıyı aşmak için tek yol Fransa’da okuduğu to lga evvel en yakın arkadaşı olmuş, öykülerine hep yoksulluk çeker. Burgazada’da yaşlı gördükleri yalanı tercih etmeleri. “André Gide” görüş bildirmiştir. Sait’in öykülerine hayran ayDoğan anası Makbule Hanım’la yaşarken çoğu u Mitomani. Ergenlik döneminde başlayan, kişiye kitaplarında kalmıştır. biri daha vardır. Gelin bir de ona bakalım. zaman da eline bakar, harçlık alır. Bir maddi kâr sağlamayan, hayal dünyasının ürünü organize Onun gibi özgürce gün Aziz Nesin’e içlenerek “40 yaşından yalanlar. Örneğin mütevazı gözükmeye çalışarak çok Kİm Bu ORhAN SELİm? yazmak istemiştir. Karşısındaki genç sonra annemden para almak bana çok ağır zengin bir kişi olduğunu ima yoluyla söylemek. de Paris’ten yeni dönmüş bir edebiyat 9 Mayıs 1936 sabahı Akşam gazetesini geliyor” der. Makbule Hanım’ın gözünde u Bir ruhsal bozukluk olarak antisosyal, narsist, eline alanlar “Bir tavsiye” başlıklı, Orhan sevdalısıdır. Kimi zaman Beyoğlu’ndaki işsizdir Sait. Öyle ki pasaportunda bile borderline veya kompulsif kişilik bozukluklarında Selim imzalı yazıyı okurlar. Orhan Bey, Nisuaz veya Baylan Pastanesi’nde “işsiz” yazar. söylenen yalanlar. Sait’i yerden yere vurur, “Okumuş olmanın buluşurlar. Hayranı oldukları Paris’teki Ve yine bir gün… Arkadaşı Rıfat ile u Yalanı destekleyen toplumsal baskının etkisinde Dupont Café’deymiş gibi oturup hayaller bile kâfi gelmediğini, iyi bir yazıcı olmak yürürken tam da Orman Birahanesi’nin kalarak bir yalan karşısında sessiz kalmak. Bu durumu kurarlar. Sonra da dolanırlar Beyoğlu’nda için biraz da memleketi bilmek, edebiyatı önünde seslenir Şerif Hulusi: “Hop Sait!” şöyle örnekleyebiliriz: ciddiye almak icap ettiğini söylemek avare avare. O an hayal kurar genç Otururlar. Dergi çıkaracağını söyler Hulusi. istiyorum” der. Selim bir süre sonra adam: “Şimdi Marsilya’da Canebiere EVLİYA ÇELEBİ’DE YALAN Sait, “matbaa buldun mu” diye sorar. Caddesi’ndeki sinemalarda kim bilir hangi cezaevine düşer ve bir mahkûm arkadaşına “Buldum” der Hulusi. Evliya Çelebi, seyahatnamesinin okunurluğunu film oynuyordur?” mektup gönderir. 1941’in 8 Nisan’ında “Ya kâğıt?” artırmak için sıkıcı bilgiler arasına gerçek olmayan ilginç kaleme alınan bu mektupta bu kez Orhan Sait keyifle gencin hayaline eşlik eder, “Onu da buldum” der Hulusi. iddialar yerleştirmiştir. Örneğin Avrupa’da bir ameliyat Bey, Refik Halit’i eleştirir. Ardından da “Gidelim ulan!” Çocuksu bir gülümsemeyle “Ya yazarların parası?” sırasında hakem deriyi dikmek için derinin iki yanını “Madem istiyorsun Marsilya’ya gidelim! “Sabahattin Ali, hatta Sait Faik mi ne o bir karıncaya ısırtmakta sonra da karıncanın gövdesini Hulusi kaşlarını çatar, “Ne parası! Size Yoksa 6.45 ekspresiyle Paris’e mi gitsek?” oğlan bile Refik Halit’ten çok iyi hikâyeci” keserek başından ayırmakta böylece karıncanın başı dikiş para mı vereceğim!” Genç duraksar, “Paris mi?” der. Bu mektubunda ise Sait’i methetmiştir ipliği görevini görmektedir. Sanırım bu şık bir fantezidir. Sait öfkeyle kalkar ayağa. “Para ama “Şahmerdan” kitabını okuduktan sonra, Sait atılır, “Paris ya! Gidelim! Quartier Çelebi’nin en ünlü fantezisi ise Erzurum’da kışın damdan vermezsen nah alırsın yazıyı! Yürü Rıfat Latin’de Zazou’lar (Latin Mahallesi 25 Ağustos tarihli mektubunda eleştirir: dama atlayan kedinin donup havada kalmasıdır. Pek çok gidelim!”. Giderken döner birden “Ulan bohemleri) arasına karışır, onlar gibi cafè “Adam olursa iyi bir muharrir olacak ama okur, uzman bu iddianın çok saçma olduğunu, gerçekte sizin gibiler yüzünden anamın yüzüne böyle bir şeyin olamayacağını söylemiştir. creme ve Gauloise cigarası içeriz!” her şeyden evvel heveskârlıktan hem de bakamaz oldum, adımız işsize çıktı” diye Kedi olayı şüphesiz ki saçmadır (absürttür), şakadır zıpır, şairane heveskârlıktan kurtulması E hayal bu tabii! Paris’e gidemeseler de yakınır. Bu anıyı da bize ahbabı Rıfat yani ancak Çelebi bu olay kadar başka gerçek dışı olaylardan Beyoğlu’ndaki sinema salonlarından birine girip lazım.” Rıfat Ilgaz aktarır. da söz eder fakat kimse bu olayların gerçek dışı olduğunu film izlerler. Ve film biter, hayal biter, ayrılırlar. Ve 1950’dir tarihler. Orhan Selim İstanbul’un sesi, nefesi, havası, rüzgârı, söylemez. (Bence söyleyemez.) Bir gün Avrupa’da İşte bu kadim dostlar da aramızdan ayrılır tahliye edildikten sonra Burgazada’da alır denizi, kokusu, rengi sinmiştir öykülerine. ırmak çıplak bir erkek cesedini kıyıya vurur. Aralarında yıllar önce. Sözünü ettiğim genç “Sait Faik’in soluğu, Peride Celal’in evinde bir araya Rumu, Ermenisi, Yahudisi, Arnavutu, Lazı Çelebi’nin de bulunduğu Osmanlılar başına toplaşırlar, son arkadaşı benim” diyerek bu anekdotları gelir Sait’le. O gün bir de fotoğraf çektirip hepsi… Onun kalemle renklendirdiği bir bunu fark eden ceset hemen sol elini edep yerinin üzerine aktarır. Kim midir bu kişi? Türk şiirinin usta gülümserler geleceğe. tablodur İstanbul. Ve soğuk bir 18 Kasım kapatır. Bu görenler bu cesedin bir Müslümana ait ismi Attilâ İlhan. Orhan Bey, öykülerini başta beğenmediği günü doğdu Sait, bugün 118 yaşında! olduğunu anlarlar. Az sonra cesedin sağ elinden yeşil bir Aralarındaki yaş farkına karşın sıkı dost o Sait ile can ciğer olur. Hatta “Saman Hâlâ yaşıyor. Öykülerine emanet ettiği ışık akmaya başlar. İzleyenlere göre bu da cesedin bir olmuşlardır. Sait’in “Semaver” kitabı Sarısı” şiirinde konuk eder: “Kalamış’ta İstanbul’la, Burgazada’yla. ermişe ait olduğunun göstergesidir. Bir de Zigetvar hikâyesi vardır. Zamanında cinlerle berrin kara Den iz antlaşma yapılmış kalenin temeline gümüşten bir berrin.karadeniz@cumhuriyet.com.tr sivrisinek heykeli yerleştirilmiş. Bu yüzden Zigetvar’a v BASE 8. kez sivrisinek uğramazmış. Erzurum’daki kediye saçma diyenler son iki olayı başlıyor Kültür rotası görmezlikten gelirler. Bu durum galiba, toplumsal baskı eni mezun sanatçıların yapıtlarını karşısında neme lazım diyerek suya sabuna dokunmama Konserden tiyatroya, sinemadan sergiye Yaynı çatı altında sanatseverlerle isteğinden kaynaklanmaktadır. kültür sanat dünyasında bu hafta buluşturan BASE’in 8. edisyonu 27 Yalan ahlaki değildir, yalan söyleyerek insanlar hak Kasım-1 Aralık arasında The Ritz-Carlton öne çıkan etkinlikler… etmedikleri şeylere sahip olurlar, en azından birilerinin Residences, Istanbul B Blok’ta yapılacak. parasını çalarlar. Ancak her şeye rağmen yalanın bir işlevi 132 sanatçıyı sanatseverlerle buluşturacak v Birsen Tezer ENKA’da vardır ki nesilden nesile varlığını sürdürebilmektedir. olan BASE 2024’te farklı disiplinlerden İşlevi olsa bile yalan söyleyenlerin kişiliklerinde bir irsen Tezer, güçlü yaklaşık 150 eser yer alacak. zafiyet vardır; yeterince güçlü olmayan, gerçeğin Bperformansı ve sorumluluğunu üstlenemeyen kişiler yalan söylerler. duygu yüklü şarkılarıyla v 28. İstanbul Tiyatro Festivali sona eriyor Yeterince güçlü olan kişiler ise insanları kandırmazlar, 20 Kasım’da ENKA yalandan uzak dururlar. Yalan, hesap veremeyenin bir Oditoryumu’nda 8. İstanbul Tiyatro Festivali, son Alan Kadıköy’de tiyatroseverlerle tür hesap verememe zafiyetidir. Güçlü kişiler ise yalana müzikseverlerle buluşacak. 2haftasında yerli ve uluslararası buluşacak. Festivalin kapanışı ise başvurmak yerine gerçeği söyleyip arkasında durabilirler. Sanatçıya Gürol Ağırbaş, gösterileri ağırlamaya devam Thomas Ostermeier ile topluluğu Tunç Öndemir, Emre ediyor. Çağdaş tiyatromuzun büyük Schaubühne Berlin, III. Richard ile Tankal ve Derin Bayhan ustası Şahika Tekand’ın yazıp 18 ve 19 Kasım’da Zorlu PSM’de İmtiyaz Sahibi: 17 KAsIM 2024 SAYI: 1806 n Yayın Koordinatörü eşlik edecek. yönettiği “Ölüyor mu ne?” bugün olacak. CUMHURİYET VAKFI adına DENİz üLKüTEKİN ALEV COŞKUN n Sayfa Tasarım ürkiye prömiyeri 21 Kasım’da Zorlu alt’ın “Bitkiler ve Bitkileri Sevenler için Genel Yayın Yönetmeni EMİNE bİLGET v Şiirler v Salt’ta MİNE EsEN TPSM’de yapılacak olan “Selçuk SSıcak Toprak Sesleri” programı kapsamında n Reklam Genel Müdürü Sorumlu Müdür pazar.dergi@cumhuriyet.com.tr Yöntem’le Biraz Şiir Biraz Şarkı” etkinliği çellist, besteci ve doğaçlamacı Zeynep Ayşe EsRA bOzOK bETüL bERİŞE cazla yeni Yöntem’in sesinden usta şairlerin eserlerini Hatipoğlu 27 Kasım’da Kış Bahçesi’nde Ulrike baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: özgün caz besteleriyle buluşturuyor. Ruf ile bir canlı performans sergileyecek. buluşuyor atölye No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Dağıtım: Turkuvaz (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 e-posta: reklam@ Dağıtım Pazarlama A.Ş. Yaygın süreli yayın cumhuriyet.com.tr Uets: 25999-15079-37611
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle