Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 KASIM 2024
5
Oyunculuğuyla tanıdığımız Melis Babadağ, aynı zamanda mimar ve ressam
‘Yaşam bir bütün’
Melis Babadağ, çocukluğundan beri
sahnelerin tozunu yutsa da kariyerini
mimarlıkla eş zamanlı ilerletmiş. Resmin
ise su içmek gibi bir şey ve bilinçaltının
dışavurumu olduğunu söylüyor.
BErr İN kara DENİZ
ıllardır ekranlardan aşina olduğumuz,
birçok dizi ve filmde rol alan ancak
yaşamını görünürlük üzerine
kurgulamayan biri Melis
YBabadağ. Oyuncu, iç mimar
ve ressam olan Babadağ, yaşamı
ayrıntıların güzelliğini kaçırmadan
hatta onları da somutlaştırarak
bütünün ahengine odaklanıyor. Çok
yönlülüğün önemini vurgulayan
sanatçıyla kariyeri üzerine
konuştuk. Sohbete buyurun.
u Oyunculuk kariyerinizi biliyoruz.
Ancak aynı zamanda iç mimarsınız. Tüm
bunlara ressamlık da ekleniyor. En başa
dönelim, sahneye çıkışınız nasıl oldu?
Hepsi paralel ilerledi, bir şeye başlayıp başka
bir alana geçmedim. Çok küçükken attılar beni
sahneye, beş yaşında tiyatroya başladım. Aynı
zamanda resim yapıyordum. Sahne ve resim
benim için hep vardı. Üniversite sınavında bir yol
ayrımına girdim. Konservatuvar fikri bana çok
uzak geldi çünkü önümde bir örnek yoktu. Ben de
güzel sanatlar fakültesine girdim. Oyunculuğa da
devam ettim. Mezun olduktan sonra dizi teklifleri
geldi ve hafta içi mimarlık yapıp hafta sonu sete
gittim. Geniş Aile’de de bu şekilde yer aldım.
u Tanımlardan uzak diyebilir miyiz? söz o ana kadar biriktirdiklerimizden oluşur. Bu gözbebekleridir. Masasındaki o işi gösterip bunu
‘Tercih yapmak gerekmiyor’
Kesinlikle. Çünkü yaşam bir bütün. Bütün da öyle, benim sağaltım aracım. Resim yapmak da o yaptı deseniz pek yeri yok piyasada. Yani
u Zor olmadı mı? Çünkü setler genellikle esnek
tecrübelerimiz sonucunda bugünü yaşıyoruz. benim için su içmek gibi bir şey. tişört aynı tişört ama herkes logoyu görmek
çalışma saatleriyle yürüyen bir alan.
istiyor.
Dolayısıyla yaşamın içinde ne kadar
‘BeklenTisi olan Bir piyasa’
Mimarlık da öyle aslına bakarsanız, proje
olabiliyorsam, ne kadar alanda üretebiliyorsam
u Endüstrileşiyor muyuz yani?
dönemlerinde bazen saçınızı bile yıkamaya
hepsini yapıyorum.
u Aslında bir yandan da piyasası olan zor bir alan.
Evet ve bu maalesef her alanda geçerli.
fırsat bulamayabiliyorsunuz. İkisi birlikte çok
Öyle ama ben o piyasada olsam da olmasam da
Çünkü yatırım aracı olmaya başlıyor sanat
u Yaratım süreciniz nasıl ilerliyor?
sürdürülebilir denemez. Geniş Aile’den önce bir
resim yapmaya devam ederim. Sanatçı bir tarzda
eserleri. Beklentisi olan bir piyasa aslında.
Tamamen serbest bırakarak, düşünmeden
Aile Saadeti projesi vardı. Benim direncimi kırdı
resim yapıyor ve bu tarzın dışında çıkınca bile
Ben bir piyasa oluşmaması için eserlerimi
o dizi. Çünkü o dönem sevdiğim tüm oyuncular o tasarlamadan ilerliyor. Resimlerim taslağı
önyargı oluşabiliyor. Bu durum oyunculukta da
satışa sunmamıştım. Daha kontrollü ilerlemeye
projedeydi. Ve orada olmam lazım dedim. çizilmiş resimler değil. Yani “Taktik maktik yok,
vardır. Örneğin, komedi oynamışsınızdır ama
çalışıyorum. Bu anlamda şanslıyım iyi bir
bam bam bam!” Resim benim için bilinçaltının
u Farklı disiplinlerde işler üretiyorsunuz. Üretim
“Bir de sağlam dram yapayım” dersiniz. Ama
çevreye sahibim.
dışavurumu gibi. Bir gün bir söz söyleriz ve o
süreci nasıl ilerliyor, birbirini besliyor mu bu alanlar
bu o kadar zor gelir ki bazen yıllar alır. Çünkü
u Sırada hangi projeler var?
yoksa tercih yapmak gerekiyor mu?
insanlar gördükleri şeyin devamını görmek
Henüz yazım aşamasındaki dijitalde olacak iki
Yaşamda hiçbir şekilde tercih yapmak
u Sıkılmadan dinlediğiniz şarkı: a
isterler. Bunu kırmak da güçtür.
proje var. Şu an yayında olan bir reklam filmi
gerekmiyor. Eğer bir şey üretiyorsanız her
Perfect Circle şarkılarının tamamı.
u Her iki alan için de böyle bir kaygı var değil mi?
var. Kendi hazırlayıp sunacağım ve televizyonda
alanda uyumlanabilirsiniz. Yazıyorsanız
u “keşke bende olsa” dediğiniz tablo:
Elbette. Sizden beklenen bir tarz vardır. olacak bir kültür sanat programı hazırlığındayız.
modayla da üretebilirsiniz, şairseniz bunu
Dürer’in annesi
Yapımcılar da koleksiyonerler de
resimle de birleştirebilirsiniz. Üretmenin Başka yüzler, farklı işler ve sohbetlerin olduğu
u Son okuduğunuz kitap: Olasılıklar arasında-Ece
bir disiplinde kalması gerektiğini böyle aslında. Öyle sanatçılar var ki bir program olacak. Önümüzdeki yıl temmuz
Ergönenç.
düşünmüyordum. Bunların hepsinin masalarında aşina olduğunuzdan ayında da Bodrum Merqezart’da bir kişisel
u Bu filmi mutlaka izleyin: Big Fish
birleştiği bir nokta var tabii. bambaşka şeyler görürsünüz, sergim olacak.
Kadınların toplumsal alandaki mücadelesinin öncülerinden Lidia
aY’a SEYaHaT
Poet’in öyküsü ikinci sezonu ile Netflix’te
Lidia Poet’in
Başak Bıçak
basakbicak
@gmail.com
onurlu mücadelesi
engârenk elbiseleri, zorunda kalan Poet’in, yaşamı öykünün özünde yer alan Lidia’nın
kabarık etekleri, göz alıcı boyunca mücadele edeceği mücadelesinin yalnızca tek bir kadın
şapkaları ve takılarıyla için olmaması gibi vakaları da daha
kadınlara oy hakkı teklifinin ilk
dönemin kadınların üzerine büyük bir meseleyle ilişkilendirerek
adımı. Gerçekten de 93 yaşında
Rçullanan karanlığına karşı katmanlarını çoğaltıyor.
ölene dek yaşamını proto-feminist
koyan, hazırcevaplığı ve keskin
bir harekete vakfeden Poet’in
OLGuN Bİr PELEr İN
zekâsıyla da kendisini bir “korseye”
bu girişimi ancak İkinci Dünya
İlk sezonda Lidia’nın gönül
indirgemeye çalışanlara başkaldıran
Savaşı sonrası İtalya’da genel oy
maceralarıyla nispeten yumuşatılan
bir kadın: 19. yüzyılın Torinosu’nda
hakkının kadınlara tanınmasıyla
öykü, ikinci sezonda ana karakterine
geleneklere, ahlak bekçiliğine,
sonuca erdi. ancak onun kararlığı,
daha temkinli, olgun bir pelerin
erkek egemen topluma, “mesleği
azmi ve korkusuzluğu, yıllar sonra
isyanı, İtalya’da kadınların ilk kez oy
giydiriyor. Elbette yine vakalar
kirletiyorsun”culara göz açtırmadan
onurlandırılmaısnı sağlayacak bir
kullandıkları dönemi anlatan “C’è
hızla çözülüyor, deliller çabucak
işini yapmaya çabalayarak dönemin
hikâyenin filizlenmesine de yol açtı.
ancora Domani” (Hâlâ Yarın Var)
bulunuyor; dizi daha çok mizah
simgesi olan İtalya’nın ilk kadın
İşte, henüz açılışında giriştiği bu
filminde olduğu gibi şiddete, baskıya
ve kara film terazinde dengede
avukatı Lidia Poet. İkinci sezonuyla
hareketle, ikinci sezonun devrimci
karşın haklarından vazgeçmeyen
kalmaya, bir dönem dizisini kolay
Netifl x’te gösterime giren Lidia
çekirdeğini açık eden Lidia Poet,
kadınları hatırlatıyor.a slında
izlenilir halde tutmaya çalışıyor.
Poet’in hukuk mücadelesi artık ardından tıpkı ilk sezondaki gibi
hatırlatıyor demek yanlış. Geçtiğimiz
ancak hikâye boyunca erkeklerle
yalnızca kendisi için değil tüm
ağabeyinin “refakatinde” vakaları
günlerde İran’da, hakları için rejime
mücadele ettikçe katılaşan, ezildikçe
kadınlar için. çözmeye, bir tür dedektiifl k payesiyle
inat soyunan genç kadın bugün hâlâ
güçlenen, görmezden gelindikçe
“Bölgede seçmen olarak kaydolmak
suçluları bulmaya, kendisine karşı
gözümüzün önünde savaş veriyor.
görülmeye başlanan bir Lidia var artık
istiyorum.” Bu cümle henüz çıkanları alt etmeye ve kadınların da
Ve görünen o ki kadın mücadelesi,
ve karaktere yaşam veren Matilda
çiçeği burnunda bir avukatken bu mesleği icra edebileceğini herkese
De angelis, rolünün üzerine yüklediği “modern çağda” bile ölümle burun
kadın olduğu için barodan göstermeye çalışıyor. İlkin, gazeteci
buruna yaşayan bizler için bitmeyen
sorumluluğu daha fazla kabullenmiş
atıldıktan sonra ağabeyinin hukuk arkadaşı attila’nın ölümüyle başlayan
bir kâbus olmaya devam edecek.
görünüyor.
bürosunda çalışmaya başlayan, ve ilk bakışta birbirinden bağımsız gibi ancak unuttukları bir şey var:
Öyle ki vakaları çözdükçe adını
mahkemede savunma yapamadığı görünen bir dizi suç olayını sarmal bir Mücadele etmek genlerimize işledi
duyuran ve bu gücü, hemcinsleri için
veya imza atamadığı için erkek yapıda anlatırken arka planda daha hak eşitliği kazanımına kullanmaya bile, dün de bugün de “Yarın hâlâ var”
meslektaşlarından yardım istemek büyük bir gizemi inşa ediyor. Tıpkı başlayan Poet’in haklı ve onurlu demeye devam edeceğiz.
Fotoğraf: Vedat arık
puanım: 7/10