Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 AĞUSTOS 2023
3
Hafız İsmail’in yaşamından bugün için çıkarılacak dersler...
Yalnız kalmalı mı,
ö
ayasofya Camisi’nde
kalmamalı mı?
ŞaDuman Halıcı
İnsanlar, sosyal, asosyal ve antisosyal
sadumankaragozhalici@gmail.com
bir yüzellilik
davranışlar sergilerler. Bir insanın bunların
her üçüne de ihtiyacı vardır, belli bir zaman
yasofya müze mi, cami taşır. Kırım seferinde, 93 devletlerinden maada hükümetler
mi olsun?” tartışmaları Harbi’nde Osmanlı’yı cumhuriyete inkılap ettiler. Biz
diliminde bunları dengeli bir şekilde kullanmak
son buldu. Ne var ki parçalanmaktan kurtaranın ise hükümdarsız, halifesiz hiç
ruh sağlığının göstergelerindendir.
cami görevlilerinin Milli İngiltere olduğunu iddia de payidar olamaz bir milletiz.
“AMücadele’yi ve önderini eder. Aynı iddiayı mütareke Dinimiz, kesinlikle bunu
eğerli bilim insanı
hedef alan siyasal söylemleri arada bir döneminde Ayasofya gerektirir” der. Sevr’i reddeden
Prof. Dr. İlber
kamuoyunun gündemine geliyor. İddiaları minberine de taşıyacaktır Mustafa Kemal ve arkadaşlarını
Ortaylı, engin
yanıt da buluyor. Bu döngüde zihnimde hep (Alemdar, 11 Nisan 1920). yeniçerilere benzetir.
kültürüne ve yaşam
aynı isim canlanıyor: Hafız İsmail. İngiliz Muhipleri
Dtecrübelerine
SOluğu
Önceki yazılarımda kısa özgeçmişini Cemiyeti’nin üyesi
dayanarak zaman zaman tarih
elçiliKte aldı
vermiş, İttihatçıyken milletvekili olarak aynı minberde
dışındaki konularda da özellikle
Küçümsediği Türk milleti
yapılmadığı için İtilafçı olduğunu, Milli “Biz, Dünya Savaşı’nın
eğitim ve psikoloji alanlarında da
büyük zaferi kazandığında Hafız
Mücadele’ye de bu pencereden baktığını yenikleriyiz” diyen de odur
bazı görüşler ortaya koymaktadır.
Prof. Dr.
İsmail soluğu İngiliz elçiliğinde
söylemiştim. Damat Ferit’in gözde din ve dost devletlere dayanarak
Ortaylı’nın son günlerde
Üst Ün
alır. 17 Kasım 1922’de Mısır’a
bilginlerindendir Hafız İsmail ve onun kurtuluşa ulaşılacağını
insanımızın yalnız kalmayı
gönderilir. Müsavat’ı yeniden
sayesinde çıktığı Ayasofya Camisi’nin haykırır. Misakı Milli’yi Dökmen
sevmediği konusunda ileri
çıkarır. Taşnakçı Ermenilere
minberinden İngiliz güzellemesi yapar. kabul eden Meclis’e kilit
sürdüğü görüşlerini açıklamak
sütunlarını açar, Hoybun’u
Başkent işgal edilmiştir. Sokaklarında vurulmasını “Layık olduğu
(eski tabirle şerh etmek) ve görüşlerinin psikolojideki
destekler, Ethem’in Nutuk’a
İtilaf Devletleri’nin sömürgelerinden akıbete uğradı” diye
kuramsal temellerini tartışmak istiyorum. Amacım
yanıtlarını da o yayımlar. İngiliz
getirilen Senegalliler, Hintliler… açıklar. İngiliz desteğiyle
hocayı eleştirmek değil sadece konuyu köpürtmektir.
ajanlığı kimliğine İtalyan
Türkleri aşağılamakta, kadınlara musallat Ankara önlerine dayanan
“ayasofya kürsüsünde”,
Ortaya koyacağım birkaç psikoloji bilgisiyle, onun
ajanlığını da ekler. Ayasofya’da
olmaktadır. Meclis kapanmış, milletin sesi ayaklanmaları destekler. alemdar, 26 nisan 1920.
konuyla ilgili görüşlerini desteklemiş de olacağım.
zorda kalınca Yunan işgallerini
kısılmıştır… Millici avı başlatan “böyük”
Ankara’da Türklerin Büyük
kınayan Hafız İsmail, Kahire’de
demokratik devletler, yakaladığını önce Ortaylı ne dedi?
Millet Meclisi açılırken o
Yunan kültür ve medeniyetini
Bekirağa Bölüğü’ne, oradan Malta’ya
yine minberdedir. Millicileri Sayın Ortaylı, “Başka ülkelerde bulunan ancak
övmeye de başlar. “Üç Yunanın
götürmektedir… İngiliz Muhipleri Cemiyeti isyancı olarak anar ve
bizde bulunmayan bir şey vardır o da yalnız kalma
bulunduğu yerde bir küçük
üyesi Damat Ferit ve kukla nazırlar iş dinleyicilerinden o “taife-i
isteğidir, insanımız yalnız kalmaktan hoşlanmaz bir
Yunanistan daima vardır” der.
başındadır. bagiyle” yani isyancı grupla
yürüyüşe, gezmeye, hatta sinemaya bile birkaç kişi
Türk-Yunan karşılaştırmasında
Böylesine bir ortamda, Dar’ül Hikmet’ül Allah ve onun halifesine itaat
birlikte gider. Oysa insanın yalnız kalmaya, bu sırada
Türkleri hor görmeyi sürdürür.
İslamiye üyesi yapılan Hafız İsmail edinceye kadar savaşmalarını
düşünmeye ihtiyacı vardır. Yalnız kaldıklarında
(Ş. Halıcı, Yüzellilik Gazeteciler)
minbere çıkar. 9 Nisan 1920 gününden ister. “Kuran’ın emrettiği gibi
düşünen insanlar yeni fikirler geliştirirler” dedi. Genel
Paris sürgünü Mehmet Ali
itibaren minberde olacak, dinleyicileriyle bunlarla mücadele etmek tüm
bir görüşe göre de yalnız kalma alışkanlığı ülkelerin
Gerede’nin Kahire şubesi
Ayasofya sohbetleri yapacaktır. İlk gün Müslümanlara farzdır” der.
gelişmişlik göstergelerindendir. Yeterince gelişmemiş
gibi yaşamının sonuna değin
Galibetü’r-Rum Ayeti’ni yorumlar. (Alemdar, 26 Nisan 1920)
ülkelerde insanlar toplulukçudurlar; yalnız kalmaktan
Kemalist Türkiye’ye saldırır da
(Alemdar, 10 Nisan 1920) O satırların
hoşlanmazlar, bu yüzden de yaratıcılık sergileme
saldırır. Sonra yakasına dizanteri
Kuvayı Milliye’yi ateşe tapan yayımlandığı
ihtimalleri düşüktür.
yapışır. Tedavisini Kahire’de
İranlılara, İtilaf Devletleri’ni ise gün SanRemo’da
HOrney ne demişti?
muayenehanesi olan Nihat Reşat
ehli kitap olan Doğu Roma’ya kabul edilen Sevr
tevhid-i efkâr, 19 kasım
Yalnız kalma konusunda Karen Horney’in artık
Belger yapar. O şikâyet eder.
benzetir. Müslümanların Doğu taslağı kamuoyuna
1922, en müthiş ecnebi
klasikleşmiş bir görüşü var. Buna göre insanlar,
İskenderiye’de gönüllü sürgün
Roma’nın yanında saf tuttuğunu yansıdığında, hele
casuslarından olan ve üç
sosyal, asosyal ve antisosyal davranışlar sergilerler.
senedir perde-i diyanet hayatı yaşayan Doktor Selahattin
anlatır dinleyenlerine ve İtilaf İzmir’in Yunana
altında irtikâp etmediği
Bir insanın bunların her üçüne de ihtiyacı vardır,
Ali’ye yazdığı mektuplarda
Devletleri’yle işbirliğinin verildiği anlaşıldığında
cinayet kalmayan İzmirli
belli bir zaman diliminde bunları dengeli bir şekilde
tedavinin işe yaramadığını söyler.
İslamda var olduğunu bu ayete Ayasofya’da dostlarını
İsmail Hakkı melunu.
kullanmak ruh sağlığının göstergelerindendir. Bu
Önce iyileşme umudunu sonra
dayanarak açıklamaya çabalar. övecek cesareti
üç davranıştan sadece birini sergilemek sağlıksız
yaşamını yitirir.
Böylece hem kendisinin hem bulamaz. Müslüman halkın Yunan
belirtisidir. Kişi zaman zaman sosyal davranmaya,
Padişahın İngiliz yanlısı olmasını alçaklığına boyun eğmektense Tevhid-i Efkâr’ın en müthiş yabancı
yani başka insanlarla birlikte bulunmaya ihtiyaç duyar.
kutsal kitabımıza dayandırmaya ölmeyi tercih edeceğini söyler casusu olarak tanımladığı ve mütarekede üç
(Bu ihtiyacın bizde yoğun olarak ortaya çıktığını
cüret eder. Özellikle İngiltere’yi ve büyük alkış alır. (Alemdar, 22 yıl boyunca din kisvesi altında işlemediği
söyleyebiliriz; kendi başına bir şeyler düşünemeyen,
öne çıkarır. Mayıs 1920) Az sonra Le Journal cinayet kalmadığını vurguladığı Hafız
okumayan erkekler kendilerini kahvehaneye; kadınlar
Hafız İsmail mütareke D’Orinet’a verdiği beyanatta ise İsmail, 5 Ağustos 1930 günü yaşamdan
ise komşunun evine atarlar.) Kişinin zaman zaman
döneminde İngilizci olmamıştır, bambaşka konuşur: “Sevr’in Türkler ayrıldığında Türkiye Cumhuriyeti altıncı
da asosyal olmaya, yani yalnız kalmaya ihtiyacı
İngilizseverliği daha eskiye yaşını sürmekte ve çok partili demokrasi
için ağır hükümler öngörmesinin
vardır. Kişilerin bir de antisosyal olmaya, başkalarıyla
dayanır. Mahmut Şevket deneyimine hazırlanmaktadır. Ne var ki
nedeni millicilerin düşmanca
çatışmaya ihtiyaçları vardır. (Günlük yaşamda
Paşa’nın öldürülmesi üzerine Serbest Cumhuriyet Partisi kurulduğunda
“Dünkü ayasofya tutumlarıdır” der. Emperyalistlerin
antisosyal kavramı yanlış kullanılmakta, kabuğuna
mev’izası”, alemdar,
Hafız İsmail’in memleketi İzmir’de tatsız
sürgün edildiği Sinop’tan kaçıp “Sevr’i kabul etmezseniz
10 nisan 1920.
çekilen kişilere “antisosyal” denilmektedir. Oysa
olaylar çıkacak, olayları kışkırtanlar
Mısır’a yerleştiğinde başlar bu İstanbul’u işgal edeceğiz”
kabuğuna çekilmek, komşularıyla görüşmemek
onun o güne değin gizlice kente sokulan
tutkusu. Övgülerinden sızan tehdidini de aynı gerekçeyle
antisosyal değil, asosyal bir davranıştır.)
Müsavat’ından ve broşürlerinden güç
küçüklük duygusu yalnız kendisini bağlasa meşru bulur. (Tercüman-ı Hakikat, 4
Sosyalleşmek şarttır, Prof. Dr. Engin Geçtan,
alacaktır. (F. Ş. Benlioğlu, Demokrat
söyleyecek söz yok. Ama Türk milletine Haziran 1920) Anadolu’da filizlenen Türk
“Uzun süre yalnız kalarak kitap yazmak doğru
mal olunca yanıtsız kalması olanaksız. ihtilalinin Cumhuriyete dönüşeceğini Parti’nin İçyüzü ve Hataları, s. 22)
değildir, mümkün de değildir. Kısa kısa da olsa
Neyse… Hafız, Birinci Dünya Savaşı de ilk görenler arasındadır. Daha 1920 Sözün özü emperyalistlerin maşaları
komşuyla, balıkçıyla, manavla iletişim kurarak
süresince Mısır’da kalır, Müsavat gazetesini Nisanı’nda Ayasofya’da bunu dillendirir ölse de maşanın tuttuğu korun tehdidi
yazmak gereklidir” demişti. Bu öneri Horney’in sosyal
çıkarır. Türkler savaştan yenik çıktığında ama cumhuriyet düşüncesine karşıdır Türk Devrimi’nin üzerindedir. Uyanık
davranışına bir atıftı. İnsanlar bir de Ortaylı’nın işaret
emperyalistlerin zafer neşesini gazetesine o. “Dünyada İngiltere, İtalya, Japonya olmak gerekir.
ettiği gibi asosyal davranmaya, yani yalnız başlarına
kalarak çalışmaya, düşünmeye, yaratıcılık sergilemeye
aY’a seYaHat
ihtiyaç duyarlar. Özellikle bilim insanlarının ve
Polisiye üçlemesinin ikinci filminde Nejat İşler yine döktürüyor...
sanatçıların çalışma masalarında veya yürüyüş
sırasında yalnız kalmaya ihtiyaçları vardır. Rivayete
göre Yaşar Kemal Abant Gölü’nün çevresinde bir tur
atarak yazacağı romanının iskeletini oluştururmuş.
İnsanlar bir de antisosyal davranmaya, birbirleriyle
İyi, kötü ve Columbo
ve mevcut düşünce sistemleriyle çatışmaya ihtiyaç
duyarlar. Bu yolla, bilimde, teknolojide, sanatta
even, yardım eden, yardım
ve sosyal yaşamda yenilikler ortaya çıkar. Namık
isteyen ve öldüren... Mehmet
BaŞak Bıçak
Kemal, “Fikirlerin çatışmasından hakikat güneşi
Eroğlu’nun, polisiye üçlemesinin
doğar” demişti.
ikinci halkası “Kötü Adamın On
basakbicak
SGünü” de tıpkı selefi gibi dört
@gmail.com
Kağıtçıbaşı’nın görüşü
kadının etrafındaki bir öykünün odağındaki
Batılı sosyal bilimciler, gelişmekte olan toplumların
bir dedektifin Sadık’ın, namı diğer Adil’in
toplulukçu yani sosyal olduklarını, zamanla
maceralarını anlatıyor. Ancak bu kez
evrimleşip sosyallikten asosyalliğe, bireyselci
hem kadınlar ve rolleri farklı hem de ana
yapıya geçeceklerini savunuyorlardı. Prof. Dr.
karakterimiz Sadık, filmin adından da
Çiğdem Kağıtçıbaşı’nın yıllar süren araştırmaları bu
anlaşılacağı üzere artık “iyi” adam değil...
varsayımın doğru olmadığını Türkiye’de ve Uzak
Uluç Bayraktar’ın Netflix için çektiği
Doğu’nun gelişmiş ülkelerinde toplulukçuluk ile
serinin öncülü “İyi Adamın On Günü”,
bireyselciliğin, yani sosyallik ile asosyalliğin birlikte
Nejat İşler’in canlandırdığı kendine özgü
görüldüğünü ortaya koydu. Bu bilimsel görüş bize
Hamlet’e, Raskolnikov’a değin yepyeni örülen çorapların sayısı ikinci halkada bir
“iyi” bir adamın dedektif olma serüvenini
Nâzım Hikmet’in çok önceden sanatçı sezgisiyle
kahramanları var ve her biri dönüşümüne hayli fazla ve anlatının merak duygusunu
ele alıyordu. Eski avukat yeni hafiye
ifade ettiği “Bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi
beslemeye yetiyor.
katkıda bulunuyor.
Sadık’ın Robert Altman’ın filmi Uzun
kardeşçesine” sözünü hatırlatmaktadır.
Şu bir gerçek ki serinin en büyük şansı
Veda’daki (The Long Goodbye, 1973) Sonuç olarak yalnız kalamama davranışı ile kişilerin
WeStern göndermeSi
Nejat İşler. Kendisi bu sıra dışı dedektif
meşhur dedektif Philip Marlowe’dan belli bir süre yalnızlığı tercih etmeleri ve buna
Filmin jeneriğinde bu değişime atıfla,
rolüne fazlasıyla ısınmış görünüyor.
esinli macerası yalnızca filmin vinyetini antisosyal davranışların eşlik etmesi hem ruhsal açıdan
sinema tarihinin en ünlü “western”lerinden,
İkinci hikâyede ona eşlik eden İlayda
sağlıklıdır hem de toplumları geliştirir. Sadece sosyal,
oluşturmuyor aynı zamanda Sadık’ın
Ennio Morricone’nin nefis
Akdoğan, Hazal Filiz Küçükköse ve Hazal
asosyal veya antisosyal olmak işlevsel değildir.
karakterinin inşasındaki harcın da temelini
kompozisyonuyla hatırladığımız “İyi, Kötü,
Subaşı’nın karakterlerinin de Adil’e iyi
atıyordu. “Kötü Adamın On Günü”nden
Çirkin”i andıran bir üslupla açılış yapan
bir zıtlık oluşturduklarını söylenebilir.
hemen önce, ilk filmin sonunda büyük bir
“Kötü Adamın On Günü”nün bir kara film
Ancak “Kötü Adamın On Günü”nün “iyi
Reklam Yönetimi: Yenigün
değişime uğrayan Sadık’ın yeni haliyle İmtiyaz Sahibi:
türündeki yapım için “western”e yakın bir
Haber Ajansı Basın ve
adamın” cazibesinin gölgesinde kaldığını
Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin
CUMHURİYET VAKFI adına
Adil’in esin kaynakları ise çok farklı...
açılış müziği eklemesinin nedenini de daha
ve kahramanın yolculuğu sırasında geride
Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381
ALEV COŞKUN
Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343
Çünkü Adil artık yaşama tropikal bir ada
sonra anlıyoruz. Çünkü yine ilk öyküde
bıraktıklarıyla kötüleşirken sıradanlaştığının
72 74 (20 hat) Faks: (0212)
Sorumlu Müdür
umuduyla tutunan, durmadan üşüyen 251 98 68 e-posta: reklam@
olduğu gibi kendisinden yardım istenmesiyle
da altını çizmek gerek. Bu elbette anlatının
AsLAN YILdIz cumhuriyet.com.tr Uets:
ve kendi kendine sayı sayan “sadık” bir
bir cinayeti çözmeye girişen Adil’in yine
uyarlama olmasıyla bağlantılı ancak 25999-15079-37611
adam değil. Üstelik, ilk filmin bıraktığı kendisini karmakarışık bir gizemin içinde
senaryonun, ekranda nasıl durduğu da
n Yayın Koordinatörü Baskı: İleri Basım Mat.
mutluluğun üzerinden de iki yıl geçmiş...
bulmasıyla öykü daha çetrefilli bir durum önemli ve kötü adam, iyi adam kadar Amb. Reklam Tanıtım Yay.
dENİz üLKüTEKİN
ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş.
Durum böyle olunca kendisini bir anda n Sayfa Tasarım
alıyor. Bu kez ilk öyküde olduğu gibi, şık durmuyor. Ancak Nejat İşler’in nefis
Yenibosna Mah. 29 Ekim
EMİNE BİLGET
Cad. No:11A/41 Bahçelievler
yeni bir bilmecenin ortasında bulan filmin dokusuyla uyumsuz bir şiddet yok, performansı, “Kötü Adamın On Günü”nü
İstanbul dağıtım: Turkuvaz
n Reklam Genel Müdürü
Dağıtım Pazarlama A.Ş.
Adil’in, Peter Falk’ın canlandırdığı komedi dozu bir parça yükseltilmeye izlemeye ve “meraklı adamı” beklemeye
EsRA BOzOK
Yaygın süreli yayın
dünyaca ünlü dedektif Columbo’dan çalışılmış. Bununla birlikte Adil’in başına yeter de artar.
kP r ÜBaŞı
Puanım: 6/10
pazar.dergi@cumhuriyet.com.tr
20 AğUsTOs 2023
SAYI: 1742