22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

20 AĞUSTOS 2023 3 Hafız İsmail’in yaşamından bugün için çıkarılacak dersler... Yalnız kalmalı mı, ö ayasofya Camisi’nde kalmamalı mı? ŞaDuman Halıcı İnsanlar, sosyal, asosyal ve antisosyal sadumankaragozhalici@gmail.com bir yüzellilik davranışlar sergilerler. Bir insanın bunların her üçüne de ihtiyacı vardır, belli bir zaman yasofya müze mi, cami taşır. Kırım seferinde, 93 devletlerinden maada hükümetler mi olsun?” tartışmaları Harbi’nde Osmanlı’yı cumhuriyete inkılap ettiler. Biz diliminde bunları dengeli bir şekilde kullanmak son buldu. Ne var ki parçalanmaktan kurtaranın ise hükümdarsız, halifesiz hiç ruh sağlığının göstergelerindendir. cami görevlilerinin Milli İngiltere olduğunu iddia de payidar olamaz bir milletiz. “AMücadele’yi ve önderini eder. Aynı iddiayı mütareke Dinimiz, kesinlikle bunu eğerli bilim insanı hedef alan siyasal söylemleri arada bir döneminde Ayasofya gerektirir” der. Sevr’i reddeden Prof. Dr. İlber kamuoyunun gündemine geliyor. İddiaları minberine de taşıyacaktır Mustafa Kemal ve arkadaşlarını Ortaylı, engin yanıt da buluyor. Bu döngüde zihnimde hep (Alemdar, 11 Nisan 1920). yeniçerilere benzetir. kültürüne ve yaşam aynı isim canlanıyor: Hafız İsmail. İngiliz Muhipleri Dtecrübelerine SOluğu Önceki yazılarımda kısa özgeçmişini Cemiyeti’nin üyesi dayanarak zaman zaman tarih elçiliKte aldı vermiş, İttihatçıyken milletvekili olarak aynı minberde dışındaki konularda da özellikle Küçümsediği Türk milleti yapılmadığı için İtilafçı olduğunu, Milli “Biz, Dünya Savaşı’nın eğitim ve psikoloji alanlarında da büyük zaferi kazandığında Hafız Mücadele’ye de bu pencereden baktığını yenikleriyiz” diyen de odur bazı görüşler ortaya koymaktadır. Prof. Dr. İsmail soluğu İngiliz elçiliğinde söylemiştim. Damat Ferit’in gözde din ve dost devletlere dayanarak Ortaylı’nın son günlerde Üst Ün alır. 17 Kasım 1922’de Mısır’a bilginlerindendir Hafız İsmail ve onun kurtuluşa ulaşılacağını insanımızın yalnız kalmayı gönderilir. Müsavat’ı yeniden sayesinde çıktığı Ayasofya Camisi’nin haykırır. Misakı Milli’yi Dökmen sevmediği konusunda ileri çıkarır. Taşnakçı Ermenilere minberinden İngiliz güzellemesi yapar. kabul eden Meclis’e kilit sürdüğü görüşlerini açıklamak sütunlarını açar, Hoybun’u Başkent işgal edilmiştir. Sokaklarında vurulmasını “Layık olduğu (eski tabirle şerh etmek) ve görüşlerinin psikolojideki destekler, Ethem’in Nutuk’a İtilaf Devletleri’nin sömürgelerinden akıbete uğradı” diye kuramsal temellerini tartışmak istiyorum. Amacım yanıtlarını da o yayımlar. İngiliz getirilen Senegalliler, Hintliler… açıklar. İngiliz desteğiyle hocayı eleştirmek değil sadece konuyu köpürtmektir. ajanlığı kimliğine İtalyan Türkleri aşağılamakta, kadınlara musallat Ankara önlerine dayanan “ayasofya kürsüsünde”, Ortaya koyacağım birkaç psikoloji bilgisiyle, onun ajanlığını da ekler. Ayasofya’da olmaktadır. Meclis kapanmış, milletin sesi ayaklanmaları destekler. alemdar, 26 nisan 1920. konuyla ilgili görüşlerini desteklemiş de olacağım. zorda kalınca Yunan işgallerini kısılmıştır… Millici avı başlatan “böyük” Ankara’da Türklerin Büyük kınayan Hafız İsmail, Kahire’de demokratik devletler, yakaladığını önce Ortaylı ne dedi? Millet Meclisi açılırken o Yunan kültür ve medeniyetini Bekirağa Bölüğü’ne, oradan Malta’ya yine minberdedir. Millicileri Sayın Ortaylı, “Başka ülkelerde bulunan ancak övmeye de başlar. “Üç Yunanın götürmektedir… İngiliz Muhipleri Cemiyeti isyancı olarak anar ve bizde bulunmayan bir şey vardır o da yalnız kalma bulunduğu yerde bir küçük üyesi Damat Ferit ve kukla nazırlar iş dinleyicilerinden o “taife-i isteğidir, insanımız yalnız kalmaktan hoşlanmaz bir Yunanistan daima vardır” der. başındadır. bagiyle” yani isyancı grupla yürüyüşe, gezmeye, hatta sinemaya bile birkaç kişi Türk-Yunan karşılaştırmasında Böylesine bir ortamda, Dar’ül Hikmet’ül Allah ve onun halifesine itaat birlikte gider. Oysa insanın yalnız kalmaya, bu sırada Türkleri hor görmeyi sürdürür. İslamiye üyesi yapılan Hafız İsmail edinceye kadar savaşmalarını düşünmeye ihtiyacı vardır. Yalnız kaldıklarında (Ş. Halıcı, Yüzellilik Gazeteciler) minbere çıkar. 9 Nisan 1920 gününden ister. “Kuran’ın emrettiği gibi düşünen insanlar yeni fikirler geliştirirler” dedi. Genel Paris sürgünü Mehmet Ali itibaren minberde olacak, dinleyicileriyle bunlarla mücadele etmek tüm bir görüşe göre de yalnız kalma alışkanlığı ülkelerin Gerede’nin Kahire şubesi Ayasofya sohbetleri yapacaktır. İlk gün Müslümanlara farzdır” der. gelişmişlik göstergelerindendir. Yeterince gelişmemiş gibi yaşamının sonuna değin Galibetü’r-Rum Ayeti’ni yorumlar. (Alemdar, 26 Nisan 1920) ülkelerde insanlar toplulukçudurlar; yalnız kalmaktan Kemalist Türkiye’ye saldırır da (Alemdar, 10 Nisan 1920) O satırların hoşlanmazlar, bu yüzden de yaratıcılık sergileme saldırır. Sonra yakasına dizanteri Kuvayı Milliye’yi ateşe tapan yayımlandığı ihtimalleri düşüktür. yapışır. Tedavisini Kahire’de İranlılara, İtilaf Devletleri’ni ise gün SanRemo’da HOrney ne demişti? muayenehanesi olan Nihat Reşat ehli kitap olan Doğu Roma’ya kabul edilen Sevr tevhid-i efkâr, 19 kasım Yalnız kalma konusunda Karen Horney’in artık Belger yapar. O şikâyet eder. benzetir. Müslümanların Doğu taslağı kamuoyuna 1922, en müthiş ecnebi klasikleşmiş bir görüşü var. Buna göre insanlar, İskenderiye’de gönüllü sürgün Roma’nın yanında saf tuttuğunu yansıdığında, hele casuslarından olan ve üç sosyal, asosyal ve antisosyal davranışlar sergilerler. senedir perde-i diyanet hayatı yaşayan Doktor Selahattin anlatır dinleyenlerine ve İtilaf İzmir’in Yunana altında irtikâp etmediği Bir insanın bunların her üçüne de ihtiyacı vardır, Ali’ye yazdığı mektuplarda Devletleri’yle işbirliğinin verildiği anlaşıldığında cinayet kalmayan İzmirli belli bir zaman diliminde bunları dengeli bir şekilde tedavinin işe yaramadığını söyler. İslamda var olduğunu bu ayete Ayasofya’da dostlarını İsmail Hakkı melunu. kullanmak ruh sağlığının göstergelerindendir. Bu Önce iyileşme umudunu sonra dayanarak açıklamaya çabalar. övecek cesareti üç davranıştan sadece birini sergilemek sağlıksız yaşamını yitirir. Böylece hem kendisinin hem bulamaz. Müslüman halkın Yunan belirtisidir. Kişi zaman zaman sosyal davranmaya, Padişahın İngiliz yanlısı olmasını alçaklığına boyun eğmektense Tevhid-i Efkâr’ın en müthiş yabancı yani başka insanlarla birlikte bulunmaya ihtiyaç duyar. kutsal kitabımıza dayandırmaya ölmeyi tercih edeceğini söyler casusu olarak tanımladığı ve mütarekede üç (Bu ihtiyacın bizde yoğun olarak ortaya çıktığını cüret eder. Özellikle İngiltere’yi ve büyük alkış alır. (Alemdar, 22 yıl boyunca din kisvesi altında işlemediği söyleyebiliriz; kendi başına bir şeyler düşünemeyen, öne çıkarır. Mayıs 1920) Az sonra Le Journal cinayet kalmadığını vurguladığı Hafız okumayan erkekler kendilerini kahvehaneye; kadınlar Hafız İsmail mütareke D’Orinet’a verdiği beyanatta ise İsmail, 5 Ağustos 1930 günü yaşamdan ise komşunun evine atarlar.) Kişinin zaman zaman döneminde İngilizci olmamıştır, bambaşka konuşur: “Sevr’in Türkler ayrıldığında Türkiye Cumhuriyeti altıncı da asosyal olmaya, yani yalnız kalmaya ihtiyacı İngilizseverliği daha eskiye yaşını sürmekte ve çok partili demokrasi için ağır hükümler öngörmesinin vardır. Kişilerin bir de antisosyal olmaya, başkalarıyla dayanır. Mahmut Şevket deneyimine hazırlanmaktadır. Ne var ki nedeni millicilerin düşmanca çatışmaya ihtiyaçları vardır. (Günlük yaşamda Paşa’nın öldürülmesi üzerine Serbest Cumhuriyet Partisi kurulduğunda “Dünkü ayasofya tutumlarıdır” der. Emperyalistlerin antisosyal kavramı yanlış kullanılmakta, kabuğuna mev’izası”, alemdar, Hafız İsmail’in memleketi İzmir’de tatsız sürgün edildiği Sinop’tan kaçıp “Sevr’i kabul etmezseniz 10 nisan 1920. çekilen kişilere “antisosyal” denilmektedir. Oysa olaylar çıkacak, olayları kışkırtanlar Mısır’a yerleştiğinde başlar bu İstanbul’u işgal edeceğiz” kabuğuna çekilmek, komşularıyla görüşmemek onun o güne değin gizlice kente sokulan tutkusu. Övgülerinden sızan tehdidini de aynı gerekçeyle antisosyal değil, asosyal bir davranıştır.) Müsavat’ından ve broşürlerinden güç küçüklük duygusu yalnız kendisini bağlasa meşru bulur. (Tercüman-ı Hakikat, 4 Sosyalleşmek şarttır, Prof. Dr. Engin Geçtan, alacaktır. (F. Ş. Benlioğlu, Demokrat söyleyecek söz yok. Ama Türk milletine Haziran 1920) Anadolu’da filizlenen Türk “Uzun süre yalnız kalarak kitap yazmak doğru mal olunca yanıtsız kalması olanaksız. ihtilalinin Cumhuriyete dönüşeceğini Parti’nin İçyüzü ve Hataları, s. 22) değildir, mümkün de değildir. Kısa kısa da olsa Neyse… Hafız, Birinci Dünya Savaşı de ilk görenler arasındadır. Daha 1920 Sözün özü emperyalistlerin maşaları komşuyla, balıkçıyla, manavla iletişim kurarak süresince Mısır’da kalır, Müsavat gazetesini Nisanı’nda Ayasofya’da bunu dillendirir ölse de maşanın tuttuğu korun tehdidi yazmak gereklidir” demişti. Bu öneri Horney’in sosyal çıkarır. Türkler savaştan yenik çıktığında ama cumhuriyet düşüncesine karşıdır Türk Devrimi’nin üzerindedir. Uyanık davranışına bir atıftı. İnsanlar bir de Ortaylı’nın işaret emperyalistlerin zafer neşesini gazetesine o. “Dünyada İngiltere, İtalya, Japonya olmak gerekir. ettiği gibi asosyal davranmaya, yani yalnız başlarına kalarak çalışmaya, düşünmeye, yaratıcılık sergilemeye aY’a seYaHat ihtiyaç duyarlar. Özellikle bilim insanlarının ve Polisiye üçlemesinin ikinci filminde Nejat İşler yine döktürüyor... sanatçıların çalışma masalarında veya yürüyüş sırasında yalnız kalmaya ihtiyaçları vardır. Rivayete göre Yaşar Kemal Abant Gölü’nün çevresinde bir tur atarak yazacağı romanının iskeletini oluştururmuş. İnsanlar bir de antisosyal davranmaya, birbirleriyle İyi, kötü ve Columbo ve mevcut düşünce sistemleriyle çatışmaya ihtiyaç duyarlar. Bu yolla, bilimde, teknolojide, sanatta even, yardım eden, yardım ve sosyal yaşamda yenilikler ortaya çıkar. Namık isteyen ve öldüren... Mehmet BaŞak Bıçak Kemal, “Fikirlerin çatışmasından hakikat güneşi Eroğlu’nun, polisiye üçlemesinin doğar” demişti. ikinci halkası “Kötü Adamın On basakbicak SGünü” de tıpkı selefi gibi dört @gmail.com Kağıtçıbaşı’nın görüşü kadının etrafındaki bir öykünün odağındaki Batılı sosyal bilimciler, gelişmekte olan toplumların bir dedektifin Sadık’ın, namı diğer Adil’in toplulukçu yani sosyal olduklarını, zamanla maceralarını anlatıyor. Ancak bu kez evrimleşip sosyallikten asosyalliğe, bireyselci hem kadınlar ve rolleri farklı hem de ana yapıya geçeceklerini savunuyorlardı. Prof. Dr. karakterimiz Sadık, filmin adından da Çiğdem Kağıtçıbaşı’nın yıllar süren araştırmaları bu anlaşılacağı üzere artık “iyi” adam değil... varsayımın doğru olmadığını Türkiye’de ve Uzak Uluç Bayraktar’ın Netflix için çektiği Doğu’nun gelişmiş ülkelerinde toplulukçuluk ile serinin öncülü “İyi Adamın On Günü”, bireyselciliğin, yani sosyallik ile asosyalliğin birlikte Nejat İşler’in canlandırdığı kendine özgü görüldüğünü ortaya koydu. Bu bilimsel görüş bize Hamlet’e, Raskolnikov’a değin yepyeni örülen çorapların sayısı ikinci halkada bir “iyi” bir adamın dedektif olma serüvenini Nâzım Hikmet’in çok önceden sanatçı sezgisiyle kahramanları var ve her biri dönüşümüne hayli fazla ve anlatının merak duygusunu ele alıyordu. Eski avukat yeni hafiye ifade ettiği “Bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi beslemeye yetiyor. katkıda bulunuyor. Sadık’ın Robert Altman’ın filmi Uzun kardeşçesine” sözünü hatırlatmaktadır. Şu bir gerçek ki serinin en büyük şansı Veda’daki (The Long Goodbye, 1973) Sonuç olarak yalnız kalamama davranışı ile kişilerin WeStern göndermeSi Nejat İşler. Kendisi bu sıra dışı dedektif meşhur dedektif Philip Marlowe’dan belli bir süre yalnızlığı tercih etmeleri ve buna Filmin jeneriğinde bu değişime atıfla, rolüne fazlasıyla ısınmış görünüyor. esinli macerası yalnızca filmin vinyetini antisosyal davranışların eşlik etmesi hem ruhsal açıdan sinema tarihinin en ünlü “western”lerinden, İkinci hikâyede ona eşlik eden İlayda sağlıklıdır hem de toplumları geliştirir. Sadece sosyal, oluşturmuyor aynı zamanda Sadık’ın Ennio Morricone’nin nefis Akdoğan, Hazal Filiz Küçükköse ve Hazal asosyal veya antisosyal olmak işlevsel değildir. karakterinin inşasındaki harcın da temelini kompozisyonuyla hatırladığımız “İyi, Kötü, Subaşı’nın karakterlerinin de Adil’e iyi atıyordu. “Kötü Adamın On Günü”nden Çirkin”i andıran bir üslupla açılış yapan bir zıtlık oluşturduklarını söylenebilir. hemen önce, ilk filmin sonunda büyük bir “Kötü Adamın On Günü”nün bir kara film Ancak “Kötü Adamın On Günü”nün “iyi Reklam Yönetimi: Yenigün değişime uğrayan Sadık’ın yeni haliyle İmtiyaz Sahibi: türündeki yapım için “western”e yakın bir Haber Ajansı Basın ve adamın” cazibesinin gölgesinde kaldığını Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin CUMHURİYET VAKFI adına Adil’in esin kaynakları ise çok farklı... açılış müziği eklemesinin nedenini de daha ve kahramanın yolculuğu sırasında geride Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 ALEV COŞKUN Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 Çünkü Adil artık yaşama tropikal bir ada sonra anlıyoruz. Çünkü yine ilk öyküde bıraktıklarıyla kötüleşirken sıradanlaştığının 72 74 (20 hat) Faks: (0212) Sorumlu Müdür umuduyla tutunan, durmadan üşüyen 251 98 68 e-posta: reklam@ olduğu gibi kendisinden yardım istenmesiyle da altını çizmek gerek. Bu elbette anlatının AsLAN YILdIz cumhuriyet.com.tr Uets: ve kendi kendine sayı sayan “sadık” bir bir cinayeti çözmeye girişen Adil’in yine uyarlama olmasıyla bağlantılı ancak 25999-15079-37611 adam değil. Üstelik, ilk filmin bıraktığı kendisini karmakarışık bir gizemin içinde senaryonun, ekranda nasıl durduğu da n Yayın Koordinatörü Baskı: İleri Basım Mat. mutluluğun üzerinden de iki yıl geçmiş... bulmasıyla öykü daha çetrefilli bir durum önemli ve kötü adam, iyi adam kadar Amb. Reklam Tanıtım Yay. dENİz üLKüTEKİN ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Durum böyle olunca kendisini bir anda n Sayfa Tasarım alıyor. Bu kez ilk öyküde olduğu gibi, şık durmuyor. Ancak Nejat İşler’in nefis Yenibosna Mah. 29 Ekim EMİNE BİLGET Cad. No:11A/41 Bahçelievler yeni bir bilmecenin ortasında bulan filmin dokusuyla uyumsuz bir şiddet yok, performansı, “Kötü Adamın On Günü”nü İstanbul dağıtım: Turkuvaz n Reklam Genel Müdürü Dağıtım Pazarlama A.Ş. Adil’in, Peter Falk’ın canlandırdığı komedi dozu bir parça yükseltilmeye izlemeye ve “meraklı adamı” beklemeye EsRA BOzOK Yaygın süreli yayın dünyaca ünlü dedektif Columbo’dan çalışılmış. Bununla birlikte Adil’in başına yeter de artar. kP r ÜBaŞı Puanım: 6/10 pazar.dergi@cumhuriyet.com.tr 20 AğUsTOs 2023 SAYI: 1742
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle