Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 HAZİRAN 2023
5
Evlerin içinde yaşanan travmalar
Dizilerle sesini Türkiye’ye duyuran Budayıcıoğlu...
onun kaleminden yansıyanlarla
görünür oldu. Dizi izleyicisine “Benim
depresyon
de sorunum bu mu” sorusunu
sorduran Gülseren Budayıcıoğlu
salgın gibi
kendi yasından çıkışıyla
yayıldı
Evinizdeki
dizi sektörüyle kesişen
u toplumda son dönemlerde
en sık rastlanan psikolojik
öyküsünü anlattı.
rahatsızlıklar neler?
ülkemiz son yıllarda çok zor
dönemlerden geçti. pandemi, yangınlar,
gerçekleri
depremler, hayat pahalılığı ve son
seçimler çok üst üste geldi ve hepimizde
nun yarattığı
deniz
gerginlik, kaygı, güvensizlik gibi belirtiler
karakterler
ülkütekin
oluştu. son yıllarda en sık karşılaştığımız
toplumun aynası.
psikolojik hastalıklar arasında birinci
Yazdığı kitaplardan
sırayı her çeşit kaygı bozuklukları alıyor.
Otelevizyon ekranına yansıyan Masumlar
depresyon ülkemizde adeta salgın yaptı.
Apartmanı, Çöp Adam, Kırmızı Oda, Camdaki Kız gibi
fark edin
yine bu stres ortamına bağlı olarak önceden
diziler yayımlandıkları akşam seçimleri, davranışları,
var olan hastalıklar nüksetti.k ime sorsanız
zayıflıklarıyla evlerde tartışma konusu oluyor. Aslında
herkes bir yılgınlık, isteksizlik, güvensizlik,
tartışılan, ülkemizde sık görülen davranışların yarattığı
u Son günlerde tartışılan
gelecek endişesi, uykusuzluk, sabahları
sonuçlar. Son kitabı Kırmızı Pelerin, Doğan Kitap etiketiyle
konulardan biri narsisizm.
yataktan kalkmak istememe gibi şeylerden
yayımlanan Dr. Gülseren Budayıcıoğlu hastalarının
Ancak narsisizm denilince akla
şikâyet ediyor.
öykülerine yer verdiği için kimileri tarafından eleştirilse de
ilk önce bir şirkette yönetici olan
kendisi bunun toplumsal iyileşmeye büyük katkı sunduğu
veya ekonomik ve sosyal anlamda
görüşünde. Sözü Budayıcıoğlu’na bırakalım...
güçlü karakterler akla geliyor.
Hastalarımdan
Farklı sosyoekonomik sınıflarda
u Kitaplarınızdan uyarlanan dizileri bir arada
narsisizm nasıl yaşanıyor ve ne çok şey öğrendim
düşündüğümde aklıma iki kelime geliyor: Görünmeyen
gibi sorunlara neden oluyor?
gerçek... Odağınız evlerin içinde dışardan görünmeyen,
u kitaplarınızda kendinizi ve
Narsisizm her sosyoekonomik
travmaların, patolojilerin yarattığı, aile içinde kanıksanan
çıkmazlarınızı da çalışıyor musunuz?
seviyedeki insanda karşılaştığımız
veya yokmuş gibi davranılan ve dışarıdan saklanan gerçekler.
evet, kitaplarımda da yazdığım
bir kişilik yapısı. Giyimleri,
Bir yandan da insan bir sokaktan geçerken “Acaba bu evlerin
gibi kendimi binlerce kez terapiden
kuşamları, yürüyüşleri, ses tonları,
içinde ne gibi travmalar var?” diye düşünüyor.
geçmiş gibi hissediyorum çünkü
etkili konuşabilme özellikleri, insan
Mesleğim gereği uzun yıllar hastalarımdan ülkemizin
her insanı dinlerken siz de onun
ilişkileri konusundaki becerileri,
görünmeyen, duyulmayan, herkesten gizlenen gerçeklerini
anlattıklarının bir yerlerinde
kendilerine yüksek hedefler
dinledim. Bana en ilginç gelen ise çocukluk çağında, belki
kendinizi buluyor ve sorunlarınızı
seçmeleri, karşı cinse olduğu
daha sonraki yıllarda da yaşanan ve kişiyi en ince
o kişiyle çözüyorsunuz. ben
kadar hemcinslerine de güven
yerinden yaralayan bu acı dolu yaşantıların, tüm
hastalarımdan çok şey
telkin edebilmeleri, inandırıcı
aile fertleri tarafından “Kesinlikle saklanması
öğrendim. o nlar benimle,
olabilmeleri nedeniyle gerçekten
gereken bir aile sırrı” gibi kabul edilmesi. Oysa o
ben de onlarla birlikte
de çoğu, toplumun üst kesimlerinde
evlerde, kapalı kapılar ardında yaşanan çoğu şey
hem hayatı hem de
yer almayı, işlerinde yükselmeyi
o çocukların geleceklerini, kaderlerini etkileyecek
kendimizi daha
başarırlar. Onların dünyasında sadece “Ben”
kadar acı verici.
iyi tanıdık ve
vardır, “Sen” yoktur. Bir yandan kendilerine
keşfettik.
kapalı kapılar
çok güvenirken bir yandan da derin aşağılık
ardında yaşananlar duygularıyla mücadele etmek zorundadırlar.
Bu yüzden son derece egoist, alıngan ve
u Bu hikâyeleri kitap ve dizilerle görünür
öfkelidirler. Övülmeyi çok sever, eleştiriye
kılmak istemenizin nedeni nedir?
tahammül edemezler. Bir miktar narsist
Bunun temel nedeni, bunları okuyan ya da
olabilmek kişilere başarının kapılarını
izleyen pek çok kişinin kendi gerçeklerini görüp
açar. Bu yüzden de dünyada birçok alanda
iç dünyalarında farkındalık geliştirmeleri.
başarılı olabilmiş liderler, iş insanları
İnsanın kendini keşfetmesi ve bu bilinçle
ve mucitlerin çoğu bu kişilik yapısına
hayatına yön vermesi psikiyatrinin ana
sahiptir. Ağır narsist kişilikteki insanlar
hedeflerinden. Ülkemizde kendini geliştirmek
ise bencil, suça eğilimli, agresif,
isteyen ancak psikiyatriden yardım alma şansı
bitmek tükenmek bilmeyen beklentileri
olmayan pek çok insanımız var. Bu kişiler
nedeniyle yakın çevrelerini zora sokan,
yaşanmış hikayelerden çok etkilenir. Bu yolla
ruhlarındaki açlığı bir türlü doyuramayan
korku ve kaygılarıyla başa çıkmaya çalışırlar.
kişiler olarak hem kendileri hem
Hayatın zorluklarıyla kendisinin değil başkalarının
de çevrelerine mutsuz bir hayat
karşılaştığı ama kendisinin evinde güvende olduğu bir
yaşatırlar. Son yıllarda sıkça
ortamda seyrettiği dizilerde zihnindeki sorulara cevap
rastladığımız kadın katliamlarını
ararlar. Başkalarının acısına, korkularına, çaresizliğine
gerçekleştiren erkeklerin pek
tanık olmak bir yandan seyreden kişiyi üzerken sonradan
çoğu narsisistik kişilik bozukluğuna sahiptir. “Bana bunu
bir rahatlama, gevşeme, ders alma duygusu verir. Yani bizi
nasıl yaparsın?” cümlesindeki “Bana” sözcüğü, narsisimin en
üzen ve korkutan bir durum var ama biz güvendeyiz. Sanki
belirgin halidir.
hayatın içinde hoşumuza giden bir kaçamak yapmışız gibi
bir duruma hızla girer ve çıkarız. Bu arada beynimizi de
kandırmış oluruz. Buna “zevkli acı” da diyebiliriz. Olumsuz
duygular binlerce yıldır sanatla tetiklenmiştir ve kişide
Acılar zamanla küllenir
yarattığı duygunun öğretici olduğuna inanılır. Bu tür film
ve dizilerin seyircilerde bastırılmış duyguları boşalttığı ve
u eşinizin vefatından sonra çünkü eşim her zaman eve
bir rahatlama sağladığı düşünülür. Şimdilerde psikoloji benden önce gelir ve bana kapıyı
çok çalıştığınızı ve kendinizi
bilimi adına “zevkli hüzün” dediği bu durumu inceliyor, o açardı. Ancak acılar da zamanla
işinize daha çok verdiğinizi
külleniyormuş. Daha çok çalışarak
araştırıyor ve uygulamaya çalışıyor. İmzam olan kitap ve
okumuştum. bu durum aynı
hayata tutunmaya çalıştım.
dizilerde ben de tam olarak bunu yapmaya çalışıyorum.
zamanda yas sürecinizin bir
Önce Türkiye’nin devletle
Hayatın gerçekleri nelerse benim kitaplarımda ve hikâyesini
parçası mıydı?
anlaşmalı ilk psikiyatri merkezi
yazdığım dizilerde o var. Bir sokaktan geçerken “Acaba
En yakınlarınızı kaybettiğinizde
olan Madalyon’u büyüttüm. Yeni
bu evlerin içinde neler yaşanıyor” diyebiliyorsanız,
bunun yüreğinizde açtığı
şubeler açtık. Üst üste kitaplar
kendi evinizdeki gerçekleri fark etme yani aydınlanma
yara çok derin oluyor. Eşimi
yazdım. Gazetelerde köşe yazıları
peşindesiniz demektir. Aldığım geri bildirimlerden de
kaybettiğimde “Artık bir daha
yazdım ve televizyon dizileri çıktı
anlıyorum ki, bunları izleyenlerin çoğu, “Aaa bunlar
gülemem” sanıyordum. Akşamları
ortaya. Ben çalıştıkça, hayat biraz
benim yaşadıklarıma çok benziyor. Demek ki ben bu
eve gelmek, kapıyı anahtarla
daha cömert davrandı ve yas
yüzden şöyle biri oldum” diyebiliyor. Psikiyatride bütün
açmak bana çok zor geliyordu sürecimi daha kolay atlatabildim.
değişim ve gelişimler bu cümleyle başlar.
berrin karadeniz
berrin.karadeniz@cumhuriyet.com.tr
v Semtimde Orkestra
aziran ayı boyunca 29 farklı dinletiyle
Kültür rotası
H11 noktada müziği İstanbullularla
buluşturacak İBB Orkestralarının rotasında
Ataşehir, Bakırköy, Beykoz, Beylikdüzü,
Eyüp, Fatih, Kadıköy, Kağıthane, Pendik,
Şişli ve Üsküdar yer alıyor. “Semtimde
Orkestra” konser serisi konserleri eylül ayına
kadar sürecek. Ücretsiz konser programına İBB Orkestraları
sosyal medya hesaplarından ulaşılabilir.
v Unutma Biçimleri
stanbul Modern’in yeni müze binasındaki sinema salonu 18
v Ludovico Einaudi
İHaziran’a kadar Unutma Biçimleri programına ev sahipliği
yapıyor. 11 filmlik program, adını dünya prömiyerini 73.
Zorlu PSM’de
Berlin Film Festivali’nde duyuran yönetmen Burak Çevik’in
v Pera’da Yeni Bir Hikâye: Isabel Muñoz
ünümüzün önemli besteci ve
yeni filmi Unutma Biçimleri’nden alıyor. Film Türkiye’de ilk
Gpiyanistlerinden Ludovico Einaudi,
kez 17 Haziran’da Çevik’in katılımıyla İstanbul Modern’de spanyol fotoğrafçı Isabel Muñoz’un Göbeklitepe ve çevresindeki arkeolojik
“Underwater Tour” kapsamında iki gece üst üste
gösterilecek. Sonrasında film 14 yıl İstanbul Modern’de İalanları çektiği fotoğrafları izleyiciyle buluşuyor. UNESCO Dünya Mirası
İstanbul’da sahne alacak. Sadece klasik değil,
saklı bekleyecek. Bu süre boyunca Türkiye’de bir daha Listesi’nde yer alan, Göbeklitepe’nin de parçası olduğu Taş Tepeler’i, Muñoz’un
pop, rock, dünya müziği ve halk müziği gibi
gösterilmeyecek olan filmin, kendi konusuna benzer bir şekilde etkileyici bakış açısından keşfetme imkânı sunan “Isabel Muñoz: Yeni Bir Hikâye
diğer türlerde de üretmeye devam eden sanatçı
hafızanın nasıl katmanlaştığına ve tekrar tekrar yazılabildiğine - Göbeklitepe ve Çevresinden Fotoğraflar” sergisinin küratörlüğünüyse, François
12 ve 13 Haziran’da Zorlu PSM’de...
dair bir deneyime dönüşmesi amaçlanıyor. Cheval üstlendi. Sergi 15-17 Haziran tarihleri arasında Pera Müzesi’nde...