Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    
                
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                28  2ısm 023
4
Depremzedelere desteğe devam edelim
zür diliyorum... ayarsız bir topluma dönüştük. Depremzedelerimiz koşullu sevgiyi ve diye seslenerek başlıyorlar. Onların seslerini 
Ülkemizde son Siyasileri birbirlerine hakaret hakaretleri hak etmediler. Ülkem adına hep duyalım. 
yıllarda körüklenen eden, vatandaşları görgüsüzlük onlardan özür diliyorum, yaşların her ne Slovic’e ait “merhametin tükenişi 
kutuplaştırma sergileyen toplum olduk. Bu öfkeli olursa olsun hepsinin ellerinden öpüyorum.  
(compassion fade)” kavramı var. Bu 
Ö ve ötekileştirme atmosferden depremzedelerimiz de 
kavram yardıma ihtiyacı olan insanların 
SoSyal De Steğin erozyonu
gayreti ister istemez hemen nasibini aldı.
sayısıyla ters orantılı olarak ilginin azaldığı 
Zaman acının merhemidir, zamanla acılar 
herkesi kapsama alanına aldı. 14 Mayıs seçiminde deprem 
anlamına geliyor. Sanırım bu durum bizde 
hafifler. Ancak insanların merhametleri, 
Nezaketten uzak, öfkeli bir toplum bölgesinde iktidar partisinin 
ortaya çıkmadı. Pazarcık merkezli deprem 
sosyal destekleri de zaman içinde azalır. Bir 
yarattı. Biri Bizi Gözetliyor oylarında azalma olmadı. 
sonrasında ülkemizdeki ve dünyanın dört 
P. Dofr . r
ölüm olduğunda ilk haftalarda akrabalar, 
programında ev arkadaşına Kurtarma çalışmalarındaki 
bir yanındaki Türkler, depremzede sayısına 
Üst Ün 
hısımlar, komşular cenaze evine her gün 
sürekli çemkiren insanlar gördük, 
büyük gecikmeye rağmen çok 
bakmadan maddi ve duygusal destek 
Dneö
giderler. Bu sosyal destek geride kalanlara 
Yemekteyiz adlı programda ev 
sayıda vatandaş yine iktidara oy 
sergilediler. Zaman bu desteği kaçınılmaz 
iyi gelir. Fakat birkaç ay sonra ziyaretler 
sahibinin yemeklerine “İğrenç!” verdi veya öyle gözüktü. Oysa 
olarak erozyona uğratabilir ancak bu 
kesilir, sosyal destek erozyona uğramıştır, 
diyen misafirler gördük. Bunlar bizi muhalefet yanlısı vatandaşlarımız iktidara 
erozyona bir de depremzedelere küserek 
cenaze evi sakinleri acılarıyla baş başa 
kutuplaştırmak amacıyla empoze edilen hiç oy çıkmayacağını zannetmişlerdi. 
katkıda bulunmayalım. Annem söylemişti, 
kalırlar. Benzeri bir durum son depremde 
öfkeli modellerdi. Yurtdışı gezisinden dönen Oy dağılımını görünce bu durumun 
duygusal olsun maddi olsun verilen bir şey 
de ortaya çıktı. Aradan zaman geçti, 
bir grup genç kadınımız uçak kazasında nedenini araştırmadan sosyal medyada 
asla geri istenmez.     
depremzedelere yönelik duygusal ve maddi 
öldü, onları hiç tanımayan kişiler sosyal depremzedelere hakaret yağdırdılar, onlara 
Bugün Seçim Var
destek azaldı, toplumun ilgisi adeta erozyona 
medyada hakaretler yağdırdılar; ölenlerden duygusal ve maddi destek verdikleri için 
uğradı. Lütfen buna izin vermeyelim, ne Lütfen “Benim oyumdan bir şey çıkmaz” 
birisi hamileydi. Ona, “İyi oldu, karnındaki pişman olduklarını belirttiler. (Belki de bazı 
piçinle geberdin” dediler. Yakın geçmişte seçmenler çadırlarını kaybetmemek için toprağımızı erozyona teslim edelim ne demeyin. Bir siyasi partiye veya onun 
ülkemizin her yerinde gençler sokakta böyle davranmışlardı.) Onlara kızılması de birbirimize yönelik kardeşçe ilgimizi. liderine küs olabilirsiniz ancak lütfen 
yaşlıların önüne geçmez, yavaş adımlarla yanlıştı, koşullu sevgi sergilendiği anlamına 200 kişilik Antakya Medeniyetler Korosu demokrasiye ve Cumhuriyete küsmeyiniz. 
arkalarından yürürlerdi. Buna “Adımları geliyordu. Bir çocuğa, “Uslu olursan seni deprem sonrasında 193 kişi kaldı. Artık Bugün geleceğimiz için, çocuklarımız için, 
ayarlı yürümek” denirdi. Bizler az önce severim” demek koşullu, çıkarcı bir sevgi konserlerine sahne tamamen karartılmışken özellikle kız çocuklarımız için sandığa 
adımları ayarlı bir toplumken öfkesi ifadesidir. Gerçek sevgi koşulsuz olmalıdır.     depremdeki gibi, “Sesimi duyan var mı!” gitmeliyiz.
Umut... Her zaman vardır!
Mustafa Kemal Samsun’a doğru yola çıkarken onu İstanbul’dan 
uzaklaştırdığını düşünenler memnundu. Ancak o Anadolu’ya ayak bastıktan 
sonra Türkün İstiklal Savaşı’nın önderi olacaktı. 
ı
Mayıs 1919… Ahmet İzzet Paşa’nın yeniden 
Koskoca bir başbakan olmasını sağlamak 
a
asır ve dört ve bu kabinesinde savaş bakanı 
r
yıl geçmiş olmak istediğinde yaşar ilk 
19 üzerinden… şaşkınlığını. Fethi Okyar ile 
k
ö
Gençliğe armağan edilmiş bir birlikte çıkardıkları Minber 
bayram… gazetesinde, Fındıklı’daki Meclis 
Milletimizin her ferdi ve hep koridorlarında milletvekillerinin 
Şa Duman Hcıalı
birlikte coşkuyla, heyecanla Tevfik Paşa hükümetine 
kutladık diyememek … güvenoyu vermemeleri için 
sadumankaragozhalici@gmail.com
Boğazımızı düğümlüyor.. çabaladığında ona desteklerini 
Umutsuz olmalı mıyız? açıklayanlar ikballerini düşünüp 
Hayır, hem de kocaman bir hayır! sözlerinden döndüğünde tek kelime ile 
Neden? Çünkü o günün gerisinde var olan şaşkındır. Tevfik Paşa 124 milletvekillinden 
“umut” geleceğimize yön verecek kadar 91’inin oyuyla güvenoyu alırken Mustafa 
büyük… Kemal kabine düşürmeye yeltenen hırslı bir 
Bu umudu tazelemek istedim bugün… kişilik olarak gösterilir, karalama kampanyası 
İstanbul’da Mustafa Kemal’in karşı karşıya başlar. O, yılmaz. Padişahla görüşüp ülkenin 
kaldığı umut kırıcı gelişmeleri hatırlatmak, karşı karşıya kaldığı öldürücü durumu açıkça 
yolundan dönmemenin umut vericiliğine işaret anlatmak ister. Padişahla o gece değil üç gün 
etmek istedim. sonraki cuma selamlığında görüşebilir ancak. 
13 Kasım 1918… İşgalcilerin onur kırıcı Uzun bir görüşmedir bu. Hani padişahın 
davranışları… Halkın çaresizliği, yoksulluğu… ordu konusunda güvence istediği konuşma… 
Mustafa Kemal’in deyimiyle “Türkiye için Mustafa Kemal görüşme odasından çıktıkdan 
sorun, bütün varlığını kaybetmek neticesine sonra ayakta bekleyen devlet büyüklerinin 
varacak kadar öldürücü.” (F.R. Atay, Kemal kendisini süzen bakışlarıyla karşılaşır. O gün bu 
Atatürk Anlatıyor, 76) bakışlara anlam veremez. 21 Aralık’ta padişah, 
Mustafa Kemal böylesine bir ortamda Meclis’i kapatınca anlar. Fısıltı ve karalama 
“Geldikleri gibi giderler” diyebilmiştir. kampanyası yine ve çoktan başlamıştır. Güya 
Söylemesi ne kadar kolay değil mi? Mustafa bu görüşmede padişah, Meclis’i dağıtmak 
Kemal için kolaydır bu cümleyi söylemek. için onun görüşünü sormuş, Mustafa Kemal 
Çünkü bu cümlenin ardında daha öğrencilik “Kapatılsın” demekle kalmamış ordunun da 
yıllarından itibaren ilmek ilmek örülen düşünsel böyle düşündüğünü söylemiş... (Atay, 108) 
hazırlık vardır… Sıra uygulamaya geldiğinde Böylece hem Meclis’in kapatılmasına uygun 
umut kırıcı pek çok engelle yüz yüze kalır.  kılıf hem orduyu yıpratma gerekçesi hem 
de Mustafa Kemal’i silah 
arkadaşları nezdinde güvenilmez 
kılacak gerekçe bulunur. 
Neden? Çünkü Arıburnu ve 
Anafartalar kumandanından 
sarayda, başbakanlık için el 
ovuşturan Damat Ferit de 
işgalciler de rahatsızdır. Ve her 
kesilir. Onu ne olursa olsun İstanbul’dan 
‘Bir şey yapacağım’
birinin amacı Türk vatan ve 
uzaklaştırmak için fırsat kollamayı da 
Herkes memnundur. İstanbul’un işgalinin 
milleti değil, yine ikballeridir. 
sürdürürler. Biliyorlardır ki silah arkadaşları ve 
ardından başbakan olan Damat Ferit güçlü 
Şişli’deki evi karargâha çeviren 
pek çok yurtsever ona güvenmektedir. Milletin 
rakibini kentten uzaklaştırdığı için, padişah, 
Mustafa Kemal, adeta göz 
ve memleketin kurtuluşunda öncü olabileceği 
İngilizlerin Samsun tehdidini bertaraf edip 
hapsine alınır. İstanbul’dan 
hissedilmektedir. 
onlara yaranacağı için memnundur. Mustafa 
uzaklaştırılmak istenir. Nasıl 
Kemal ise arkadaşlarıyla sözleştikleri gibi 
mı? 7 Şubat 1919’da General Karalama Kampanya Sı
Anadolu’da buluşacağı için mutludur. Falih 
Allenby İstanbul’a gelmiştir. 
Aynı günlerde orduya yönelik karalama 
Rıfkı’ya şöyle diyecektir: “Nezaretten 
Hani Dünya Savaşı’nda L. von 
kampanyası da başlar. En ağır hakareti 
çıkarken, heyecanımdan dudaklarımı ısırdığımı 
Sanders ve ordularını perişan 
Hukuk-u Beşer yapar. Mustafa Kemal’i 
anımsıyorum. Kafes açılmış, önünde geniş bir 
eden İngiliz generali... Osmanlı 
kastederek ordu komutanlarını “haydutbaşı” 
âlem, kanatlarını çırparak uçmağa hazırlanan 
savaş bakanını ve kurmay 
olarak anar. Subayları hırsızlıkla, 
bir kuş gibi idim.” (Atay, s. 137)
ikinci başkanını karşısına alır, 
ahlaksızlıkla, soygunculukla suçlar. Amaç 
Kulağından olduğu ameliyatın acısı da 
cebinden bir not defteri çıkarır. 
Türk ordusunu manen de çökertmektir. 
tutuklanma tehdidinden duyduğu sıkıntı da yok 
Bakan ve kurmay başkanı bir 
Mustafa Kemal hakaretleri onuruna 
olmuştur. Yanında yol arkadaşlarının güveni 
şeyler söylemek isterse de izin yediremez. Savaş Bakanlığı’na yazdığı bir 
vardır. Görev içeriğini hazırladıkları Kazım 
vermez. Emredici bir tonda dilekçe ile yanıt verir. Bakanlık ne yapar? 
İnanç’a şöyle der. “Her ne neden ve amaçla, 
“Sizi görüşmek için değil, bazı İşlem yapmak yerine el altından yazısını aynı 
beni İstanbul’dan uzaklaştırmak için bir vesile 
isteklerimi söylemek için kabul gazeteye servis eder. Gazete hakaretlerini 
aramışlar ve bu görevi bulmuşlar. Hemen kabul 
ettim” der. İsteklerinden biri de sürdürmekle kalmaz, yavuz hırsız ev sahibini 
ettim. … Madem ki onlar önerdiler, fırsattan 
Mustafa Kemal’in Musul’un bastırır misali Mustafa Kemal’i dava eder. (Ş. 
mümkün olduğu kadar yararlanmalıyız!” Kazım 
işgalinin ardından Nusaybin’e Halıcı, Yüzellilik Gazeteciler). Tutuklanma 
Paşa sorar. “Bir şey mi yapacaksın?” Kulağına 
çekilen 6. Ordu Komutanlığı’na tehlikesi vardır. Sadettin Ferit Bey karşı tarafın 
eğilir ve “Evet bir şey yapacağım” der. Tıpkı 
atanmasıdır. Amaçlarına avukatıyla görüşüp orta yol bulmak isterse de 
Damat Ferit’in evinde Cevat Çobanlı Paşa’ya 
ulaşamazlar çünkü Mustafa bu isteği Mustafa Kemal Paşa reddeder. “Ben 
haklıyım, geri adım atmam” der. Avukatı söylediği gibi. (Atay, 133-134, 141-142) 
Kemal bu atamayı kabul etmez. 
Sadettin Ferit Bey’den olabildiğince davayı Ve yola çıkar. Türk vatanını bağımsız; Türk 
Etmeyince cezalandırılır. 
geciktirmesini ister. Zira 9. Ordu Müfettişliği 
Emir subayı, otomobili alınır, milletini onurlu kılacak koşulları yaratmak için. 
görevi için ataması çıkmıştır.
ordu komutanlığı ödeneği Milliyetçilik de işte budur. 
P ÜB Ş
km
ay
            
    
