Katalog

12 MART 2023 4 ‘Amacım dünyayı iyileştirmek’ Burçin Esin Gitme Bebé isimli yeni teklisiyle 2 milyon dinlenmeyi aşan Güneş, Alican sıra dışı video klipleriyle konuşuluyor. 2023’te yerli ve yabancı Öyke birçok sanatçıyla ortak işler yapacağının müjdesini veren sanatçı, ZEYNEP “Hiçbir şeyi rap piyasasından onay alarak yapmıyorum” diyor. SAÇAR Dingin bir itme Bebé isimli yeni teklisi 2 milyon dinlenmeyi aşan ve klibiyle ilgileri üzerine çeken Güneş, 2023 ‘DOKUNULMAZ yılı için birçok isimle ortak çalışmalar yapacak. Yeni albümüne hazırlanan sanatçı, müziğiyle BIR BAĞ VAR’ Gesin olabilmek ve dünyanın daha iyi olmasına karanlık u Güdülerinizden biri insanların katkıda bulunmak istiyor. Geliri depremzedelere gidecek kalplerindeki gizli duygulara sanatınız 10 Bin Parça isimli şarkısı yayımlanan Güneş, birçok Yeni albümleri Ateşten aracılığıyla erişmesini sağlamak. Bugüne ZEYNEP SAÇAR konuk sanatçıyla birlikte ülkemizde meydana gelen Yıllar’ı yayımlayan kadar dinleyicilerinizden bu konuda bir depremlerde zarar gören yurttaşların sesi olmak için dönüş aldınız mı? Balina, progresif rock, S.O.S. #SesimOlsunSesin başlığı altında Volkswagen 0’lerin progressive Her gün mesaj kutuma gelen Arena’da bir yardım konseri verdi. Konserden elde rock’ından karanlık kuzey cazı ve modern yüzlerce yeni mesajla uyanıyorum. edilen tüm gelir, depremlerde zarar gören yurttaşlarımız kuzey metaline, metal gibi türleri Her gece insanlar en derin sırlarını, en için AHBAP Derneği’ne bağışlanacak. swing’den stoner acı hikâyelerini benimle paylaşıyor. 7riff’lerine geniş bir kapsayan müziklerine u Kendi kimliğinizi yansıtan özgün bir giyim tarzınız Müziğimde kullandığım dil ve müzik repertuvarına yer veren var. Kadın rapçilerden hâlâ bol tişörtler giyip belli bu sefer daha olgun ve yaşadıklarımı doğrudan aktarmam Balina, yeni albümleri Ateşten kalıplara uymalarını bekleyen bir anlayış hâkim. Sizin bu dinleyicimle aramda dokunulmaz huzurlu tınıları da ekledi. Yıllar’ı yayımladı. Alican yönde olumsuz bir deneyiminiz oldu mu? bir bağ oluşturuyor. Bunu Öyke ve Burçin Esin ikilisinin Giyimimi herhangi bir beklentiye ya da bir tarza hissediyorum ve onlara da karanlığımız var. Karanlık bir araya gelmesiyle ortaya uydurmaya çalışmıyorum. Dünya trendlerini takip etsem hissettirmek için şeyleri estetik olarak da manevi çıkan grup, yeni albümlerinde de ulaşabildiğim kıyafetleri görsel zevkim ve hayal gücümle uğraşıyorum. olarak da seviyoruz. Arada bir daha olgun ve huzur odaklı kendime göre yorumluyorum. Yaptığım müzik ve giydiğim pandemi var. 30’lu yaşların, melodilerle bizi buluşturuyor. kıyafetin eşleşmesine gerek yok. Bu aralar daha doğal bu ülkede, bu gezegende malzemeli, hafif ve salaş kıyafetler tercih ediyorum. u Ateşten Yıllar enstrümantal yaşamanın verdiği bir kafa var. u Kliplerinizde, toplumsal cinsiyet kalıplarını bir proje, önceki parçalarınıza Albüm bunlardan bahsediyor yıkan temsiller göze çarpıyor. Bu tür kalıpların baktığımızda da Lara Di Lara ile ama tamamen işitsel yapıda güçlü olduğu rap piyasasında bunu yapmak nasıl yaptığınız Üzgünüm dışındakiler bir albüm için “Biz bunlardan hissettiriyor size? enstrümantal... bahsediyoruz” demek de saçma. Herhangi bir güruha bağlı değilim ve yaptığım Alican Öyke: Enstrümantal O yüzden kime ne bahsediyorsa hiçbir şeyi “rap piyasası”ndan onay alıp müzik üreten bir grubuz. onu bahsediyor. yapmıyorum. Ben insanları yönelimleri ve Üzgünüm bir Burçin Esin: varoluş şekillerinden çok “iyi ya da kötü” istisnaydı ve bu Ateşten Yıllar’ın olmalarına göre ayırıyorum. Zorbalığa istisna da bizim demlenme süreci uğrayan ve ayrıştırılmaya çalıştırılan icra ettiğimiz türde diğer albümlere göre herkesin mücadelesinde elimden geldiğince yer alan bir istisna. biraz ilginç oldu ses olmak istiyorum. Türdaşlarımıza çünkü şarkıların u Konserlerde dinleyicilerle bir arada baktığımızda büyük bir kısmını olmak size nasıl hissettiriyor? böyle istisnalarla kayıtta besteledik. Çalışmalarımın en eğlenceli kısmı karşılaşabilirsiniz. Üretim sürecindeki konser vermek. Eserlerimi binlerce “Pop” bir isimle bu farklılık, duyguları insanla hep bir ağızdan söylerken bu daha “avangart” net bir şekilde geçirmemize işi neden yaptığımı her seferinde bir ismin bir araya gelmesi sebep oldu. daha iyi anlıyorum. uygulanabilir bir formüldür. u Dinleyicileriniz bu karanlığı ‘2023 HAREKETLI GEÇECEK’ u Kaybetmenin Mitolojisi de nasıl yorumladı? Ateşten Yıllar da bir karakterin B. Esin: Bizim olayımız u Yeni bir albüm hazırlığındasınız. öyküsüne odaklanıyor. Özellikle aslında kayıttan çok canlı Varoluşum itibarıyla sürekli Ateşten Yıllar, bir kendisiyle he- performans. Orada insanlar değişen bir yapıdayım, müziğimde saplaşma hikâyesi. Bu yolculukta kendilerini akışa bırakıyorlar, de hep bir önceki işlerimin üstüne sizden ne kadar iz var? yeni albümde bu akış diğerlerine çıkmak için çalışıyorum. Yeni A. Öyke: Bizim için müzik göre daha fazla var. Dinleyiciler albümümde biraz daha özlendiğini her zaman bireyseldi, anlatacak de çoğunlukla bu karanlığın ve düşündüğüm tınılara yer vereceğim. hikâyemiz olduğu için sanat sertliğin onları yormaktan çok u Dünyada sizin tarzınıza yakın yapıyoruz. Evet sert bir müzik içlerine döndürdüğünü söylüyor. müzik yapan Fletcher gibi isimler farklı yapıyoruz, bence dokunaklı A. Öyke: Zaten bu tarzları icra eden sanatçılarla işbirliği ve duygu sömürüsü barındıran tınıdan hoşlanan insanlar yapıyorlar. Sizin de böyle bir planınız var bir müzik bu. Belli kayıplar, bizi dinliyor. Bu yüzden mı? kaygılar ve belli bir dönemden bu sertliğin açıklamasını Dünyada ve Türkiye’de işbirlikleri için bir beslenen bir müzik… 10 yılı yapmaya ihtiyacımız yok. araya geleceğim bazı isimler olacak hatta aşkın bir süredir Burçin’le müzik Bizim müziğimizi bilenler daha aralarında bazı ters köşe isimler de var. yapıyoruz. Olgunlaştığımız bir dingin, huzurlu ve olgun olarak 2023 yılı geçen seneye göre daha hareketli dönemdeyiz. Biraz daha kabul, yorumladı. “Evet, şimdi anladık geçecek. huzur ve dinginlik odaklı bir sizi” gibi şeyler söylediler. Yıkıntıları siyasi rant alanına dönüştürenler unutulmayacak Deprem felaketinden insanlığa dair izdüşümler lke olarak yüzyılın felaketini unutabilir miyiz sizce? Üstüne koridorlarında dolaşıyormuş edasıyla Depremzedelere yardım olsun diye elindeki yaşadık. Depremden sağ üstlük konunun bir de siyasi tartışma anlatan muhabir, yaşamını yitirmiş tek buzağını satmaya çalışan o köylü kadın, kurtulan milyonlarca insanımız alanına çekilerek “satanın suçu varsa, insanların görüntülerini vermek için sobasını odunla doldurup karlar içerisinde için yaşam devam edecek, ancak alanın hiç mi suçu yok” biçimindeki yarışan televizyonlar, onbinlerce depremzedelere götürmeye çalışan o yaşlı Ühiçbir şey eskisi gibi olmayacak. açıklamalara ne demeli? İnsan can kaybı varken “olumluluklar kadın ve daha niceleri anılara insanlıktan Kolay değil, korkunç bir insanlık trajedisi olanın, insanlığa hizmeti kendisine olumsuzluklardan fazla, gerisi ıvır kareler olarak düşecek. yaşandı, yaşanmaya da devam ediyor. iş ve sorumluluk edinmiş olanın, bu zıvır” diyen medya mensupları nahoş Bu tür felaketler hiç yaşanmasa keşke, Bu tür felaketler insanlığa ilişkin notlar tür felaket ve afet durumlarındaki bir seda olarak kalacak. hüznün gölgesi şu kısacık hayatlarımızın alınmasına vesile olmakta. Bu deprem önceliği can kurtarmak değil midir? Ama bir yandan da bu tür üzerinden bir an olsun çekilebilse. Ama NAZIFE felaketinden de ne yazık ki insanlığa dair Gündemde tam da seçim varken, felaketler insanlığın hâlâ ölmediğini olmuyor, olamıyor. İnsanlık kendisi için GÜNGÖR ilginç ve bir o kadar da düşündürücü kareler böyle bir faciayı fırsat bilerek anlamamıza vesile oluyor. Deprem huzurlu, acılardan uzak, hüzünden arınmış yansıdı yaşam kamerasına. trajediyi siyasi ranta dönüştürmeye bölgesine yiyecek, giyecek taşımak bir yaşam kuramadı ne yazık ki. Özellikle Felaketin üzerinden iki gün geçmesine çalışanlardan, dert dinlemek üzere üzere seferber olan halkımızın o de ülkemizde yanlış politikalar, yetersiz karşın enkaz altından yükselen haykırışlar, bölgeye gidip de acılarını dile getirenleri panik dolu koşuşturması, acının ve hüznün yönetimsel işleyişler, bireysel çıkar kaygıları “ışığı görüyorum, kurtarın bizi” diye bağırarak azarlayanlardan, yıkıntılardaki insanlara içerisinden umudun yeşermesi değil de vb. yönelim ve uygulamalar zaten zor olan can verenler. Onlar ışığı görürken onları bayram harçlığı dağıtıyormuşçasına tavırlar nedir? Üniversite kampüslerinde öğrencilerin hayatı çok daha zorlaştırıyor. Salgın ya da görmesi gereken gözler nereye bakıyordu, sergileyenlerden kareler hep kalacak anılarda. gerçekleştirdiği yardım seferberliği, kent deprem gibi felaketler insanlığın başına kulaklar neyi duymuyordu acaba? ve ilçe belediyelerinin halkla omuz omuza gelebilir, ancak bu tür afet, facia ya da krizlere MEDYAYA NE DEMELI? Karda, kışta yaşlılar, çocuklar, bebekler, gerçekleştirdikleri yardım kampanyaları, önceden hazırlıklı olabilmek de mümkündür. Ya medyaya ne demeli? Reyting uğruna hastalar yıkıntılar arasında sığınacak bir yer esnafın kampanyaya cömert desteği, tüm Bu da öngörülü olabilmek, sistem kurabilmek enkaz altında can çekişenlerle röportaj ararken Kızılay’ın çadır bulamaması, günler vatandaşlarımızın acıları sarmak üzere canla yetisini gerektirmektedir. Ancak o zaman yapmaya kalkışan gazeteciler, felaketten üç sonra da çadırları depremzedelere ya da başka başla gayretleri bir insanlık dersi olarak olumsuz karelerin yerini olumlu kareler gün sonra kurulan bir çadırın içini, saray sivil toplum kuruluşlarına satmış olmasını unutulmazlar arasındaki yerini alacaktır. alabilir.