Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 MAYIS 2022
5
Ergenekon’a
Büyülü
farklı bir bakış
fenerin
Jung’un yeniden doğuş arketiplerine güzel bir örnek olan Göktürk
Destanı kişisel doğum hikâyemle benim için daha çocukken bilinçsizce,
ilgi alanı olmuştu. Nedenini ise kırklı yaşlarımda anladım.
estanlar,
iki: Dünyaya açılan grubun
yazının bu-
önünde bir dişi kurt vardır. Ka-
lunmasın-
nımca buradaki dişi kurdu ba-
dan önceki
sit bir anaerkil dönemi sembolü
Ddönemlere
olarak yorumlayamayız. Asena
Feri
ait çok önemli toplumsal
motifi dişiye, kadına verilen de-
Cansel
bilgiler taşır. Üstelik onla-
ğerin somut göstergesidir. Dişi
rı inceledikçe katman kat-
kurdu, bir erkek olan komutan
man yeni anlamlar çıkar
Börteçin izlemektedir.
1974-80 yılları arasında Türk sinemasına hâkim
Pro F. dr.
ortaya. Bu yazıda Ergene-
Üç: Börteçin komutandır, li-
olan seks furyası şu günlerde Erşan Kuneri dizisi Üst Ün
kon Destanı’na, alışılmı-
derdir ancak tek adam değildir,
dökmen
şın dışında farklı bir gözle
ile tekrar gündeme geldi. Kuneri, erotik filmlerle demir dağı yönetimindeki in-
bakmaya çalışacağız.
sanlar keşfetmişler ve eritmiş-
özdeşleşmişken, kariyerini yeniden inşa etmeye çalışan
lerdir. Börteçin, her şeyden anlayan, her
ergenekon destanı
bir yönetmendi. Peki, dönemin kadın oyuncuları?
işi kendi başına yapan bir kişi değildir.
Göktürklerin yeniden türeyişlerini ko-
Buradaki yeniden doğuş bir ekip işidir.
Çoğunun ikinci bir şansı bile olmadı.
nu edinen bu destan kanımca, küçük öl-
çüde gerçek bir temele dayansa da ağır- annem ve ergenekon
enüz televizyonların evlerin baş Kayabaş gibi erkek oyunculara büyük para-
lıklı olarak bir efsane niteliğindedir,
Çocukluğumdan beri Ergenekon
lar teklif ediliyordu. Hatta Gazanfer Özcan,
köşesine kurulmadığı; umudun, Jung’un yeniden doğuş arketipine güzel
Destanı’na büyük bir ilgi ve sevgi duy-
aşkın, hüznün, beyazperdeden Rüştü Asyalı gibi güçlü karakter oyuncular
bir örnektir.
dum. Psikolog olduktan sonra herhangi
bile yaşadıkları ekonomik güçlükler nede-
kalplere yansıdığı yıllardı. Gün- Destana göre düşmanlarından kaçan
bir şeye büyük bir öfke veya sevgi duy-
H ler öncesinden sokaklarda yan- niyle bu tür filmlerde rol aldı.
az sayıda Göktürk, dağlar arasındaki ge-
manın altında bir psikolojik neden bu-
kılanırdı kahkahadan kırıp geçiren ya da gözle- niş bir alana sığınır. Zamanla burada
lunduğunu anladım. Ben Ergenekon’a
Peki, ya kadınlar?
ri yaşartan filmlerin hikâyeleri. Bilet kuyruğuna
çoğalırlar, coğrafyaya sığmaz olurlar.
niçin bu kadar ilgi duyuyordum?
Her dönem gibi o dönemde de kadının
girmeden hazır edilirdi mendiller. Konu komşu, Çevre yüksek dağlarla kaplıdır, bölge-
Bir edebiyat öğretmeni olan annem
kurdu yine hemcinsleriydi. Arkasında güç-
çoluk çocuk gidilen sinemalar en büyük eğlence-
ye girdikleri noktayı unutmuşlardır. An-
benden önce ablama hamile kalmış. An-
simay
lü yapımcı erkeklerin olduğu “dört yaprak-
siydi halkın, ta ki 70’li yılların ortalarına kadar. ne karnına benzeyen bu kapalı yerden
cak Erzurum’daki jinekoloğu sezaryen
g özener
lı yonca”, yıldızı parlayan diğer kadınların
Keskin bakışlı jönlerin; “masum”, güzel ka-
çıkmak, adeta yeniden doğmak isterler.
yapmakta geciktiği için ablacığım anne
önünü kesiyor, Yeşilçam’da yer bulmakta
dınların afişlerinin yanı başına asılan erotik film Bir demirci, dağın içinde bir demir yı-
simay.gozener@ karnında boğulmuş, ölmüş. Annem ba-
zorlanan isimler, erkeklerin kapı-
afişleri Yeşilçam ile sadık izleyicisi arasına giri-
ğını keşfeder, yetmiş körükle besledik-
cumhuriyet.com.tr na hamile kalınca İstanbul’a, Prof. Dr.
sında kuyruk oluşturdukları sine-
verdi. Hiç yaşanmamışçasına unutulmaya çalışı- leri bir ateş yakıp bu demiri eritirler, or-
Ziya Üstün’e gitmişler. Bu hekim de
ma duvarlarını süsleyen afişlerde
lan; kimine göre “araya ‘parça’ giren” kimine gö-
taya çıkan dar tünelden geçerek dünya-
normal doğumu bekliyormuş ancak ha-
boy gösteriyordu. Yeşilçam’ın
re de “karanlık” yıllar Cem Yılmaz’ın
ya açılırlar.
mileliğinin son gününde hareketlerim
“masum kızları”ndan Ar-
yazıp yönettiği “Erşan Kuneri” adlı di-
Açılan tünel yüklü bir devenin geçe-
azalınca annem, “Ziya Hocam bu da bo-
zu Okay, Mine Mutlu, Yeşim
zisiyle gün yüzüne çıktı. Dizi, eski ero-
bileceği büyüklükteydi. Gruba dişi kurt
ğulacak, hemen sezaryen yapın” demiş
Yükselen tabiri caizse “sokak-
tik filmleri yönetmeni Erşan Kuneri’nin
Asena yol gösteriyordu, arkasından li-
ve ben dünyaya gelmişim.
taki adamlar” için soyunma-
hapisten çıktıktan sonra farklı türlerde
der Börteçin geliyordu. Göktürkler on-
Küçükken bana anlatılan dünyaya ge-
ya başlamıştı. Kısa süre sonra
filmler çekmesini anlatıyor. Pek çok ya-
ları izleyerek dünyaya açıldılar.
liş hikâyem ile Ergenekon Destanı ara-
bu isimlere Zerrin Egeliler,
pımcı, yönetmen, oyuncu gibi dönemin
sında bilinçli olarak herhangi bir iliş-
Feri Cansel, Melek Güngör, ergenekon ne anlatıyor?
üzerine sünger çeken Kuneri’nin derdi ye-
ki kurmamıştım. Ancak sanırım bilin-
Seher Şeniz de eklendi. Ki- Rüya benzeri bir yaşam gerçeği olan
ni türler denemek ve biraz da para kazan-
çaltımda bu iki olayı ilişkilendirmişim.
mi “iyi” paralar kazansa da erkek
bu destan bir efsanedir, Orta Asya’da
mak. Kuneri’nin hikâyesinin yanı sıra sektö-
Ablam Ergenekon’dan çıkamamıştı an-
sömürüsünün en önemli halkasını böyle bir mekân yoktur. Ancak destan
rün sorunlarına da değinen ve sinema cami-
cak annemin rehberliği, Ziya Hoca’nın
oluşturan kadınlar toplum tarafın-
bize, Göktürkler hakkında ilginç bilgiler
asının büyük eleştirilerine maruz kalan diziy-
ve ekibinin gayretiyle ben çıkabildim.
dan dışlanıyordu. iletmektedir. Söz konusu destanın satır
le birlikte “Türk Erotik Sineması”nın kapıları-
Kırk yaşlarımda fark ettiğim kadarıy-
Sinema yazarı Murat Tolga Şen,
aralarına baktığımızda, alışageldiğimiz
nı aralıyoruz.
la Ergenekon’a ilgim bu yüzdendir. An-
dönemin düzenini şu sözleriyle anla- iletilerin dışında bazı iletiler bulabilece-
Altmışların sonlarında artık televizyon pek
nem, benim Ergenekon’umdur, annem
tıyor: “Yapımcılar, oyuncuların çoğu,
ğimiz kanısındayım. Şöyle sıralayalım:
çok eve girmiş, bu teknolojiden henüz nasip-
benim “Asena”mdır.
seyredenlerin neredeyse tamamı erkekti Bir: Demir tüneli, bilim insanı gibi göz-
lenemeyenler ise yolu komşularının kapısı-
Ve bir de şu: Eğer ablam doğsaymış
ama enkazın altında kadınlar kaldı. Bu
lem yapan, araştıran bir demirci bulmuş-
nı çalmakta bulmuştu. Üniversitelerde boy-
ben doğmayacakmışım. O doğmadı, ben
filmlerde oynayan erkeklere “oyuncu” tur. Tüneli, bir şaman, bir kâhin, bir astro-
kotlar, taranan kahvehaneler, sokağa çık-
doğdum. Galiba bu yüzden kendimi ona
denmeye devam edildi ama kadınlara
log bulmamıştır. Bilimin yarısı deney ise
ma yasakları derken halk kamusal alana ya-
karşı derinden derine suçlu ve borçlu
“fahişe” gözüyle bakıldı. Beyazperde- bir yarısı da akılcı gözlem yapmaktır. So-
bancılaşmıştı. Buna bir de Yeşilçam’ın bir-
hissediyorum. Kadın haklarını güçlü bir
de de olsa sevişen bir kadın, ahlaksızdı.
nuçta Göktürkleri içinde bulundukları sı-
birini tekrar eden filmleri eklenince sine-
şekilde savunmamın nedenlerinden biri-
Onlar da utandılar. Hepsi başka bir ya- kıntıdan bilimsel görüş kurtarmıştır.
ma için sancılı dönem başladı. Avrupalı si-
si belki de bu suçluluk duygusudur.
şam kurma çabasına girdi.”
nemacılar için özgürlük rüzgârının estiği
Evet, bu kadınların bir kısmı geçmiş-
70’lerden etkilenen Türk sinemacılar, sek-
lerini hafızalarından silemeseler bile ta-
törü canlandırmanın yolunu İtalyan tarzı
mamen inkâr ettiler, bir kısmı da erken
erotik komedisinde buldular. Tiyatro kö-
yaşta hayatlarından vazgeçtiler ya da ge-
kenli Aydemir Akbaş, Hadi Çaman, Ser-
çirildiler, tıpkı Feri Cansel gibi.
met Serdengeçti, Ali Poyrazoğlu, Bülent Zerrin
Egeliler
Feri’li yıllar
Kıbrıslı bir ailenin kızı olan Feri, 13’ün-
de evlendirilmişti. Çocuk gelin olan Cansel,
aralarında
vatandaşı olduğu İngiltere’yi arkasında bıra-
kıp Türkiye’ye geldi. Dansözlük de yaptı striptiz de... 64
senesiydi, güzelliği ve “silikonlu göğüsleri” sinema ca-
kadın yok!
miasında dikkatleri çekmişti. İlk olarak Nedim Otyam’ın
alkın çoğunluğunun müslüman olduğu bir ülke-
yönettiği “Kan ve Gurur” isimli filmde rol aldı. Teklifler
H de, üstelik iktidarın ortaklarından birinin milli se-
gelmeye başlamıştı Feri’ye. Başrollerini Sadri Alışık’la
lamet Partisi olduğu ortamda bir seks furyası yaşan-
Filiz Akın’ın paylaştığı “Bekar Odası”; Ekrem Bora ve
dı. aile sinemaları, erotik film oynatan sinemalara; s-i
Selda Alkor’un oynadığı “Evlat Uğruna” gibi filmlerde
nema seyircisi erkek seyirciye dönüştü. mesela Beh-
yer aldı. Kariyerinin zirvesine ise Yılmaz Güney’in “Bir
çet nacar’ın “Parçala Behçet” filmini konya’da bir cu-
Çirkin Adam” filmiyle çıktı. Film, Altın Portakal’dan
ma namazından sonraki seanslarda binlerce kişi izledi.
üç ödülle dönerken, Feri Cansel’in ödülü ise “aşk” ol-
kadının cinselliğinden utandığı bir toplumda, erkekler
du. “Allah’a şükür hayallerim gerçek oldu, aradığım er-
için seks komedileri yapıldı. kadın vücudu üzerinden
keği buldum” dediği Güney’le ilişkisinin hüsranla son-
her tür sömürü yapılırken faturası yine kadınlara çıka-
lanacağını bilmiyordu. Bir yandan Türk vatandaşı olma-
rıldı. Filmlerin asıl sorumlusu yapımcılar, yönetmenler-
dığı için çalışma izninde sıkıntı yaşıyor bir yandan da fi-
di ve aralarında bir tek kadın bile yoktu.
güranlıktan aldığı parayla zorluk çekiyordu.
Sektöre de hayata da veda
eşilçam’da arkasında güçlü “erkek” olma-
yan tüm kadınlar gibi, tutunamayan Cansel
kendini erotik filmlerin içinde buldu. 74 yı -
Y
lında “Ah Deme Oh De” ile başladığı serü-
ven, “Hasan Almaz Basan Alır”, “Beş Da-
kikada Beşiktaş”, “Kasımpaşalı Emmanuel” ile de-
vam etti. Erkek izleyiciden kazanılan paraların yine
erkeklere pay edildiği düzende “parasız” kalan Can-
sel, gazinolarda şarkı söylemeye başladı. Bir işadamı-
nın oğluyla evlenmişti. Ancak mutluluğu fazla sür-
medi... 70’lerin sonuna gelinmişti. Erotik sinema ko-
mediden pornoya dönüşmüştü. Geçmişinden kaçma-
sa da hayatını sahnelerden kazanmayı tercih eden
Cansel, konser için gittiği İzmir’de âşık olduğu Me-
lih Ük’le yaşamaya başladı. Cansel ile Ük’ün inişli çı-
kışlı ilişkileri 1 Eylül 1983’te sonsuza kadar nokta-
landı. Çıkan tartışma Cansel’in hayatına mal olmuş-
tu. “Aşk kurbanı” kadınlar listesine adı yazılmıştı. 12
Eylül Darbesi’yle sona eren “seks furyası”nın günahı
kadınlara yüklendi. Tıpkı Türk sinemasında yok sa-
Sevgilisi Melih Ük tara-
yılan, cinsellik üzerinden erkekleri ilahlaştıran döne-
fından öldürülen Feri
min “kayıp” kabul edildiği gibi kadın oyuncuların da
kaybolmasında toplumun ikiyüzlülüğü yadsınamaz. Cansel’in cenazesinden.
buğulu
kadınları
Mine Mutlu