Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 ARALIK 2014 / SAYI 1499 7 Harran’dan Harput’a Meşk ElazığHarput, Diyarbakır, Urfa, Kerkük gibi yörelere ait türküler, bir albümde toplandı. Üç genç kadın sanatçının seslendirdiği türküler, oya gibi işlenerek nakış nakış müzikseverlere sunuldu. Hoyratları, divanları ve ağıtları ile Harput’tan Kerkük’e kadar uzanan coğrafyanın ezgilerini bugüne kadar daha çok erkek ağzıyla dinledik. Şimdi Oyalı Yazma grubu bu alanda erkeklere rakip çıktı ve “Biz de varız” dedi. E lazığ, Harput, Diyarbakır, Urfa ve Kerkük hoyrat bölgesi olarak adlandırlır tanıtmayı hedefliyor. Oyalı Yazma Grubu’ndaki üç sanatçının birlikteliği sadece albümle sınırlı Halk Müziği literatüründe. Hoyrat değil. Grup albümdeki çalışmayı dışında divanları ile de ünlü olan sahnelere de taşıyor. İlk konser, bu bölgelerde icrası incelik 23 Aralık’ta saat 20.00’de isteyen ve hayli zor olan ezgiler “Harran’dan Harput’a Kadın genellikle erkek ağzı olarak kabul Sesinden Sıra Gecesi” adıyla İş görmüştür nedense. Bu geniş SİBEL Sanat’ta verilecek. coğrafyanın türküleri, 3 kadın sanatçının birbirinden güzel BAHÇETEPE Kendinizi tanıtır mısınız? Müzik ile yolculuğunuz nasıl yorumuyla “Harran’dan Harput’a başladı? Meşk” adlı albümde toplandı. Akademik Mercan Erzincan: 1976 Divriği’de türkü eğitimini aynı okulda almış, halk müziğinin âşığı bir ailede doğmuşum. Halk müziğine sevilen seslerinden Mercan Erzincan, Devrim gönül vermem, kendimi bu müziğe ait Kaya ve Buse Katılmış’ın bir araya gelerek hissetmem de bundan kaynaklı. Ortaokulda oluşturduğu “Oyalı Yazma Grubu”nun ilk İTÜ Devlet Konservatuvarı’na başladım. projesi “Harran’dan Harput’a Meşk” adlı Üniversite üçüncü sınıfta iken ilk albümüm albümde, farklı yöre ve kültürlere ait türküler, Mercan Şimşek adıyla “Alican’a ağıt” çıktı. adeta bir oya gibi işlenerek dinleyenlerin Sonra üç solo albüm daha yaptım ve son beğenisine sunuldu. Albümde “Baba Bugün çalışmamız “Oyalı Yazma” benim ilk grup Dalda Yeri”, “Gardaş Gitmem Diyarbekir albümüm oldu. Düzüne”, “Bitlis’te Beş Minare”, “Maden Dağı” ve “Her Dem Ey” gibi halkın dilinde yıllarca söylenmiş birçok türkü yer alıyor. Mercan Erzincan, Devrim Kaya ve Buse Herkesin anı defteri vardı benim türkü defterim Katılmış’ın 1 yıl önce bir araya gelmelerinin ardından çalışmalarına başlanan ve Devrim Kaya: Çok klasik olacak belki kurulan Oyalı Yazma Grubu’nun ilk albümü ama küçüklüğümden bu yana müzik benim “Harran’dan Harput’a Meşk” Kalan Müzik hayatımda oldu. Herkesin anı defteri vardı, etiketiyle müzik marketlerde yerini aldı. benim türkü defterim. Üniversite zamanım Geleneksel halk müziğinin edebi ve ezgisel geldiğinde de İTÜ Devlet Konservatuvarı bakımdan çok kıymetli unsurları, sözlü Şan bölümünü kazandım. Mezun olduğum abideleri denilebilecek divanları, hoyratları, dönemde bir televizyon yarışmasına katılarak gazelleri ve yörelerinin tüm karakteristik adımı duyurdum. Sonrasında da profesyonel özelliğini içerisinde bulunduran türküleri anlamda albümlerin ve projelerin içinde yer içeren albümün müzik yönetmenliğini Ufuk almaya başladım. Şu anda Şanlıurfa Devlet Şimşek yaptı. Albüm repertuvarında özellikle Türk Halk Müziği korosunda görev alıyorum. Elazığ, Diyarbakır ve Urfa ile bütünleşmiş Buse Katılmış: Ortaokuldan sonra İTÜ önemli icracıların eserleri göze çarpıyor. Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı çalgı Usta icracıların başında Celal Güzelses, eğitimi lise devresi sınavlarını kazanarak Enver Demirbağ, Paşa Demirbağ gibi isimler müzik hayatıma ilk adımı atmış oldum. dikkat çekiyor. Grup, proje kapsamında Oyalı yazma projesi nasıl ortaya çıktı? ele alacakları eserleri geçmişten geleceğe Kimin fikriydi ve neyi amaçlıyorsunuz ? bir köprü kurarak, özellikle genç nesillere M. Erzincan: Üç arkadaş birbirimizden güç alarak önemli bir çalışma yaptığımıza inanıyoruz. Henüz çok yeni olmasına rağmen gelen tepkiler de yüzümüzü güldürdü ve cesaret kattı. “Oyalı yazma” erkek ağzı ile bilinen ve kadınların içine alınmadığı sıra gecelerindeki ezgileri yaşatmaya gönül vermiş bir grup diyebiliriz. Halk müziğinde yöresel ağızlar çok önemli yer tutar. Biz üç solist, konservatuvar disiplini ile yetiştiğimiz için bu özellikli yöresel ağızların ne kadar kıymetli olduğunun bilincindeyiz. D. Kaya: Proje bir kişinin fikri değil aslında. Zamanla kendini geliştiren ve bulan bir proje. Kadınların da var olduğunu göstermek istedik Böyle bir proje için ne kadar zamandır çalışmalar yapılıyordu? Seslendirdiğiniz eserleri neye göre seçtiniz? M. Erzincan: “Harran’dan Harput’a Meşk” adından da anlaşılacağı gibi tek bir bölge ile sınırlı değil. Bu demektir ki okuduğumuz eserler uzun süre çalışma gerektiren ve yöresel kimliği ile dikkat çeken icralar. Urfa’da “Sıra gecesi” , Diyarbakır’da “Velime gecesi”, Elazığ’da “Kürsübaşı” denilen bu müzikli sohbet ortamındaki repertuvar akışını dikkate alarak eserlerimizi seçtik. D. Kaya: Amacımız bu yörelerde kadınların da var olduğunu göstermek. Yörelerin klasik eserlerini ince ince işleyerek gelecek nesillere arşiv oluşturmak. B. Katılmış: “Oyalı Yazma” projesiyle kadınların; Urfa, Diyarbakır, Elazığ yörelerindeki varoluşunu anlatıyoruz. Tabii ki daha önce bu yöreler kadın sanatçılar tarafından icra edildi fakat böyle bir örgüyle değildi. Neden Oyalı Yazma? M. Erzincan: Okuduğumuz eserlerdeki ince işlemeli nağmeler tıpkı bir oya niteliğinde. Gerçekten projeyi ve kadını anlatan bir imge kullanmak bizi mutlu ediyor. Sıra geceleri denildiğinde genellikle erkek sanatçıların seslendirdiği türküler akla gelir. Projede, üç kadın sanatçının bu eserleri seslendirmesi sıra gecelerine farklı bir renk mi getirecek? D. Kaya: Hem de çok farklı bir renk getirecek, eminim. Artık kadınlarda bu yörenin türkülerine cesaret edebilecek. Bu yörelerde, kadınlar da erkekler kadar müziğin içinde olurlarsa, kadın ağzı türküler daha çok yakılır ve yaygınlaşır. Uzun soluklu bir proje Oyalı yazma projesinin devamı gelecek mi? D. Kaya: Evet düşünüyoruz devamını yapmayı. Uzun soluklu bir proje olması umudu ile yola çıktık. Başka yöre düşünmüyoruz. l Ornella Vanoni, 80. yaşını kutlayan bir Akdeniz divası... İstanbul’a köpeğiyle birlikte geliyor ve mutlaka Boğaz’da kalmak istiyor. İtalyan diva Ornella Vanoni, 27 Ocak’ta ilk kez İş Sanat’ta konser verecek. Bir İtalyan divası İ talyan pop şarkılarına sofistike pop tanımını getiren Ornella Vanoni, sanat yaşamına bir aktris olarak 1960 yılında tiyatro aranjelerle söyleyerek işin içine girmiştim bile ama gerçek anlamda bir şarkıcı olarak kariyerimi farklı bir yöne çeken elbette Gino sahnelerinde başladı. Vanoni, folk şarkıları ve Paoli ile tanışmak oldu. popüler besteleri kendine has tarzıyla yeniden Gino Paoli ile tanıştıktan sonra yorumlayarak meşhur olduğu günlerde, yeraltı ardı ardına “Senza Fine” gibi büyük dünyasına has öyküleriyle söylediği şarkılarla hitlere imza atmış oldunuz, sizce müzik “cantante della mala” (yeraltı şarkıcısı) olarak birlikteliğinizdeki başarının sırrı neydi? anılıyordu. Gino Paoli özellikle müzik seçimini bana İlk büyük çıkışını 1963 senesinde Gino bırakıyordu ve düzenlemelerde o dönemin Paoli’nin yazdığı “Senza fine” ve “Che cosa pop şarkılarından çok daha kaliteli bir iş c’è” gibi unutulmaz şarkılarla çıkarabildiğimizi düşünüyorum gerçekleştiren Vanoni, Napolitan ayrıca bir şarkıcı olarak tiyatro Şarkılar Festivali’nde birincilik geçmişimin dinleyiciye verdiği de aldıktan sonra Sanremo gibi sofistike bir duruşum da vardı ve çeşitli şarkı yarışmalarında aldığı benim için bir şıklık bir avantaj derecelerle ününe ün kattı ve oldu. ardı ardına ardına hitlerle İtalyan Peki şarkıcılığı oyunculuğa popun divalarından biri olmayı tercih ettiğinizi söyleyebilir başardı… miyiz? “Una ragione di più”, Tiyatro geçmişimin sahnede “Un’ora sola ti vorrei” ve CENK bir avantaj olduğuna inanıyorum “L’appuntamento” ile şöhretini sağlamlaştıran Vanoni, duygusal, ERDEM ayrıca uzun bir süre şarkıcılıkla birlikte oyunculuğu da devam sofistike ve zamanı aşan ettirdim ama benim için şarkı şarkılarıyla tüm dünyada bilinen bir Akdeniz söylemek çok daha büyük bir tutkuya efsanesi ve Türkiye’deki ilk konserini vermeye dönüştü ve hâlâ en büyük tutkum güzel hazırlanıyor. Şarkılarını ülkemizde de Ajda melodilerle, güzel sözlerle şarkılar söylemek... ve Nükhet Duru gibi dev isimlerin Türkçe sözlerle söylediği Ornella Vanoni, İtalyan pop Haberlere tahammülüm yok dünyasında “First Lady” olarak anılıyor. 70’lerdeki meşhur şarkısı Hemen hemen tüm ünlü şarkılarınız “L’Appuntamento” ünlü Hollywood filmi “The fazlasıyla duygusal şarkılar, peki siz de Ocean’s Twelve” soundtrack şarkılarından biri günlük hayatınızda duygusal bir kadın olarak kullanılınca ikinci baharını yaşamaya mısınız? başlayan Vanoni’nin, 2009 yılında ülkemizde Hem de çok duygusal biri sayılırım. de ünlenen ve tüm dünyada itunes listelerinde Özellikle sokaklarda gördüğüm yoksulluğa 1 numara olan şarkısı “Perduto” ayrıca hiç dayanamıyorum. Hemen her gün radyolarda da en çok çalınan şarkılardan birisi dünyada olup bitenlere ve haberlere karşı da olmuştu. 80. yaşını kutlayan İtalyan diva ile çok hassas olduğumu söyleyebilirim, özellikle duygusal şarkılarını, birlikte çalıştığı isimleri haberlere pek tahammülüm yok diyebilirim. ve daha önce Gianni Versace ile gezmek iin Şarkılarımdaki duygusallık sadece bana ait gelip hayran kaldığı Boğaz’ı konuştuk. değil o güzel şarkılarda Gino Paoli, Luigi Aslında tiyatroda bir aktris olarak Tenco, Fabrizio De Andrè gibi harika İtalyan sahnedeyken sizce kariyerinizi bir şarkıcı şarkıcılar ve şarkı yazarlarını tanıdığım için çok olarak parlatan ilk adım ne oldu? şanslıyım. Giorgio Strehler ile Milano’da, Piccolo Kariyerinizin ilk günlerinden itibaren Tiyatrosu’nda sahneye çıkarken o dönem şarkılarınızı seçerken özellikle nelere için bir yandan da pop şarkılarını çok farklı dikkat ediyordunuz? Kariyerimin ilk dönemlerinde Gina Paoli ile çalışırken de sonrasında Brezilya’dan müzisyenlerle tanıştığım zamanlarda da özellikle armonisine, tınısına önem verdiğim kadar sözlerine de dikkat ediyordum çünkü sözlerinin kendimi ifade ederken ruhuma da uyması benim için her zaman çok önemli oldu. Sözler ve müzik uyumlu değilse özellikle sözlerini değiştirdiğimiz çok şarkı olurdu... Söylerken hissetmediğim bir şarkıyı asla seçmedim. Eleştirmenler müziklerinizi sofistike İtalyan pop olarak tanımlıyorlar, peki siz müziklerinizi nasıl tanımlarsınız? Müziklerimi tanımlarken herhangi bir türe sıkıştırmak yerine güzel melodiler ve güzel sözler demeyi tercih ederim, çünkü her zaman repertuvarıma güzel melodiler seçmeye çok özen gösterdim. Gina Paoli ile çalıştığımda da Brezilyalı müzisyenlerle tanıştığım dönemlerde de güzel melodiler seçiyorduk ama özellikle bossa nova gibi Brezilya müziklerinin caza daha yakın olanlarını daha çok seviyorum. Caza yakın bir tını olduğunda sözler de uyumluysa beni hep çekmiştir... Şarkılarınızı bizim pop yıldızlarımız da Türkçe sözlerle söylediler, peki siz Türkçe sözlerle bir şarkı söylemek ister miydiniz? Türkiye’deki müzikler hakkında çok fazla fikrim yok, pop yıldızlarınızı da çok iyi tanımıyorum ama neden olmasın güzel melodisi olan bir şarkıyı elbette severek söylerdim ve özellikle sözleri de güzelse mutlaka öğrenmek isterdim... Türkiye’deki ilk konserinizi 27 Ocak’ta İstanbul’da veriyor olacaksınız, peki Türkiye’ye daha önce hiç gelmiş miydiniz? İstanbul’da ilk kez konser veriyor olacağım ama bir tekneyle arkadaşlarımla gezmek için daha önce Türkiye’ye gelmiştik. İstanbul ve Boğaz çok büyüleyiciydi. Gianni Versace ile birlikte gelmiştik ve özellikle Boğaz’a hayran kalmıştık. Ayrıca sonrasında Pamukkale ve Kapadokya’ya da gittik. İstanbul’dan aklımda en çok kalan Boğaz ve o sarayınızdaki ünlü mücevher. (Topkapı Sarayı’ndaki kaşıkçı elması mı dediğimde, evet evet Topkapı Sarayı diyerek onayladı.) l h.cenkerdem@gmail.com C MY B