22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

5 19 Haziran 2021 Cumartesi Gerçekte nezaket en rafine haliyle ayrıcalığın bir tuzağıydı New York Times bestseller listesinde uzun zaman yerini koruyan Moskova’da Bir Beyefendi romanının yazarı Amor Towles Yetenek ve ile yeni kitabı Nezaket Kuralları’nı konuştuk. Son derece modern hissettiren kusursuz dönem hikâyesinde Towles’a şahsiyet romanlar, sanat eserleri, gece kulüpleri, sokaklar ve caz eşlik ediyor. u Nezaket Kuralları’nı sahibiydiler okuduğumdan beri ka- rakterlerle birlikte yaşı- u George Washington’dan ve Neza- yorum. Katey, Eve, An- ket Kuralları’ndan biraz bahseder mi- ne, Wallace Wolcott, siniz? Tinker Grey ve diğer- Yaratıcı buluşların yoğun olduğu dö- leri. Müthiş bir dönem nemlerle yakından ilgileniyorum. Tıpkı hikâyesi. Zarif ve güçlü Toskana’da erken Rönesans (Massacio, del- anlatımınızdan çok et- la Francesca, Botticelli ve Donatello ile) ve- Kitap, yemek ya New York’ta 50’lerin sonunda caz (Da- kilendim. Sanat ve en- vis and Coltrane, Monk ve Gillespie) veya düstrideki büyük deği- ve biraz da 70’lerde televizyonda yayımlanan suç dizi- şimin ve yükselişin ya- hayat leri gibi (Kojak, Rockford, McGarrett ve Co- şandığı yıllar... Fikir na- lumbo). Tarihte çeşitli yeteneklere sahip bir sıl doğdu? Ebru D. Dedeoğlu grup insanın bir araya gelip tüm sanat for- Nezaket Kuralları’nı munu çok süratli bir şekilde ileriye taşıdığı 2006’da yazmaya başla- bu kısa dönemler mevcut. Yarı rekabetçi ve- mış olsam da kitabın fikri “Many Are Called” ya rekabetçi diyalog çerçevesinde, oyuncu- isimli bir portre kitabına denk geldiğim 90’lı yıl- lar ilham ve risk alarak birbirlerinin içinden ların başında doğdu. Kitap 1930’lu yılların so- en iyi versiyonlarını ortaya çıkarırken aynı nunda Walker Evans’ın gizli kamerayla New zamanda yeni form ve cephelerin tanımını York metrosunda çektiği bir portre koleksiyo- da yapmışlar. Ben de böyle bir dönem bul- nuydu. O zamana kadar Evans’ı sadece İko- duğumda döneme derinlemesine inmeyi se- nik Buhran dönemi kırsal Amerika fotoğrafla - viyorum. rından tanıyordum. Fakat şehir yaşantısına da- u Ve sizin için o dönemlerden biri de ir işlerini ilk kez görmüştüm. Metro fotoğrafla - Amerika’daki devrimci dönem... rı 1960’lara kadar halka açık değildi ve sayfaları Kesinlikle... Jefferson, Adams, Washing- çevirdikçe sanki bir sergi açılışında gerçeklikten ton, Hamilton, Madison, Franklin su götür- uzak bir şekilde, portrelerin ikisinde aynı olan mez bir yetenek ve şahsiyet sahibiydiler. kişiyi tanıyorum gibi hissettim. Buradan yola çı- İnanılmaz kısa bir dönemde bize yüzyıllar- karak, fikri bir kibrit kutusunun üstüne yazıp dır hizmet eden bir ideal ve pratik uygula- onu da bir kutunun içine attım. (Gülüyor) Yirmi malar sistemi kurguladılar. Romanda Tinker’ı Towles, romanı yazarken dönemin hırslı bir öğrencisi olarak hayal et- yıl sonra kibrit kutusunu çıkardım ve bu masalı fotoğraftaki büyükanne- miştim. Ancak kitap ilerledikçe kendi kütüp- yazmaya koyuldum. FOTOĞRAF: Dmitri Kasterine sinden etkilenmiş. hanemden Washington’ın yazılarından olu- u Kendi ailenizden ilham aldınız mı? şan bir derlemeyi raftan alınca gözüm doğ- Kitaptaki karakterlerin hiçbiri özellikle biri- rudan “Nezaket Kuralları”na kaydı ve o ne dayandırılarak yaratılmadı. Ancak büyükan- den biri kişinin yirmili yaşlarında yaşadığı te- duğunu öğrendim ve hemen yanına taşındım. an “Kurallar”ın Tinker’ın çalışma yaptığı ne ve büyükbabalarımdan üçü ve büyük büyü- Şehirdeki ilk gecemde de bir ev partisine da- sadüflerin ve verdiği anlık kararların hayatının ana alan olması gerektiğini hissettim. Kita- kannem 90-100 yaşlarına kadar yaşadılar. Anne- sonraki dönemlerinde ne kadar belirleyici rol vet edildim. Böylelikle partide, halen yakın ar- bım sosyal sınıflar ve görgü, karakter ve gö- annem ve dedem yazları karşı kom- kadaşlarım olan birkaç kişiyle tanıştım. Dönüp oynadığı üzerine kurulu. Bu dina- rüntü, idealler ve uzlaşmayı araştırıyor ve şumuzdu, her gün görürdüm. Yir- miği evrensel kılan bir şey olduğuna baktığımda, birçok kariyer ve evlilik de o par- Washington’ın gençlik kokan bu listesi bir şe- mili yaşlarımdayken öğle yemekle- tideki sosyal çevrelerin kesişmesiyle gerçekleş- inanıyorum. Zira benim deneyimim kilde bu çılgın konunun kalbinde yer alıyor. ri esnasında Dünya Savaşları arasın- de kesinlikle bu yönde oldu. 1989’da ti. Tabii ki o zaman kesinlikle bu rastlantıların u İyiler, kötüler. Doğrular, yanlışlar. daki hayatları ve gençlikleri hakkın- öneminin farkında değildik. Sadece bir şeyler iki seneliğine Çin’de Yale için hoca- Her dönemde idealize edilen ama sü- da konuşmaktan büyük keyif alır- lık yapmak üzere bir programa ka- içmek için bir araya geliyor, farkında olmadan rekli içeriği değişen kavramlar. Aslın- dım. Mesela hayat enerjisi çok yük- geleceklerimizi şekillendirecek rasgele gruplar da her iyinin içinde bir kötü, her kötü- tılmıştım. Yazı Çince öğrenerek ge- sek ve son derece görgülü yetiş- nün içinde bir iyi yok mu? Konu insan çirmek üzere Kaliforniya’dan New oluşturuyor ve anlık kararlar veriyorduk. Bun- miş bir kadın olan anneannem hız- olunca kavramların, normal olmanın lar tamamen tesadüfidir. Ancak bir ortamda ne Haven’a dönmüştüm. Ancak Tianan- lı bir hayatı olduğundan 30 yaşına bir anlamı kalmıyor mu? men Meydanı katliamı sebebiyle Ya- kadar zaman geçirirsek (bir şehir, kariyer, bir ar- kadar evlilik tekliflerini reddetmiş. Tartışmasız kötücül ve tartışmasız iyi olan kadaş grubu), işte o sözde tesadüfler seçim ve le programı iptal etti. Hepimize bir- Bir yere kadar, özellikle anneannem- bazı eylemler olmasına rağmen eylemlerin kaç bin dolar vererek bizi geri gön- davranışlarımızın bir sonucu olacaktır. le olan bu sohbetler onun neslinin be- çoğunluğunu bir yere koymak zordur. Oyun- uPeki verdiğimiz o kararlar pişmanlık ba- derdiler. Tüm eşyalarım arabamday- nim anne-babamın neslinden daha cunun niyetleri ve eylemin sonuçları o kadar dı ve ne yapacağım konusunda hiç- rındırıyorsa da barışmak mümkün mü? az muhafazakâr olduğuna dair görü- çeşitli, çok katmanlı ve nüanslıdır ki kaçınıl- Pişmanlığın kaçınılmaz olduğunu düşünür- bir fikrim yoktu. maz şekilde hem iyi hem de kötü birbirine şümü pekiştirdi. 20’li ve 30’lu yıllar uSonra? sek öyle yapmaktan başka şansımız yok. Yaptı- karışmıştır. Bu da roman türünü yüzyıllardır Amerika’da kadınlar için belli bir özgürlük ala- Sonra bir şekilde eski bir arkadaşımın kira- ğımız her önemli seçimin en azından bir tarafın- ilgi uyandıran bir sanat formu olarak günü- nı sunarken bu alan 1950’lerin gelenekselciliğiy- yı paylaşmak için bir ev arkadaşına ihtiyacı ol- da kendini gösteriyor. müze getirmiş hayat gerçeklerinden biri. le karşılaştı maalesef. u Romanın geçtiği 1930’lu yıllara göre bu- gün rahatlık ya da doğallık altında kabalaştık mı? Mahcubiyet duygumuzu kaybettik mi? Bir yandan bu soruya evet yanıtını vermek Bir bardak kahve ve bir tatlı ile yazıyorum çok cazip geliyor. Ancak gerçekte nezaket en ra- romanı yazarken her ne kadar zihnimin bir yerinde Sandoval’dan Bavarian Fruit Bread, Coldplay’den u Anne Grandyn güçlü ve döneminin ilerisin- fine haliyle ayrıcalığın bir tuzağıydı. 1930’lu yıl - caz çalıyor olsa da aslında caz dinlemiyordum. İl- Parachutes veya Ray LaMontagne’den Trouble. de kadın. Ona ne kadar kötü diyebiliriz? Bence larda New Yorkluların çoğu işçi sınıfı üyesiy- ham anını alıp onu paragraflara dökme olarak gör- u Romanda da Katey’nin yumurta tarifine ba- şahane bir kadın… di, lise mezunu dahi değillerdi ve birçoğunun düğüm yazma süreci derin düşünme ve empati, şiir yıldım. Hatta gece gece hemen uyguladım. So- Kesinlikle haklısın. Anne Grandyn zamanının öte- hayatı göç gerçeğiyle halihazırda epey zorluy- ve hassasiyet, irade ve angaryayı içine alan bir sü- nuç mükemmeldi. Sizin tarifiniz mi? Merak ettim sinde bir kadın. Kendince acımasız biri. İstediğini al- du. Her ne kadar roman ve filmlerde orantısal reç. Aslında masama oturduğum an üretken bir ruh hikâyesini... maya ve istemediğini de tereddüt etmeden, duygusal olarak temsil edilmese de daha “kaba” üslupla- hali kurmak için kullandığım birkaç yol var. Bir bar- Eşimle yeni evlendiğimizde, Stanley Tucci’nin ya- bir ahlak sorgulaması yapmadan gözden çıkarmaya rın dönemin baskın üslubu olduğunu düşünü- dak kahve ve bir tatlı (veya viski) ile beraber yazıyo- zıp yönettiği Big Night isimli bağımsız bir film izle- meyilli. Ancak hem kendi hayatının kontrolünü almayı yorum. rum. (Gülüyor) Ayrıca müzik eşliğinde de yazmayı miştik. Filmde, İtalyan restoranı işleten iki erkek kar- hem de bunu başarmak için gerekeni yapmayı bekle- u Kitaptaki ana temalardan biri, yirmili yaş- seviyorum. En iyisi de geleneksel, düşünceli ve tutarlı deş, çok kaotik, karışık ve tartışmalarla geçen bir yen Katey için de bir rol modeli. larımızda yaşadığımız tesadüfler ve düşünül - sanat eserleri olan albümleri dinleyerek yazmayı se- günü mutfakta çok sade şekilde yumurta yaparak bi- u Aşk o dönemlerde daha mı gerçekti? meden “an”a göre alınan hızlı kararlar. Genç- viyorum. Mesela Miles Davis’ten Kind of Blue, Stan tiriyordu. O günden beri biz de bu şekilde yumurta Kesinlikle hayır! lik yıllarımızda yaptığımız hızlı seçimler ya Getz’den Jazz Samba, Van Morrison’dan Astral yapıyoruz ve muhteşem oluyor. Her ne kadar kah- u Dönemin ruhunu ve müziğini düşününce ger- da yaşadığımız tesadüfler bir anlamda hayatı - Weeks, Marvin Gaye’den What’s Going On, Bob valtıda yesek de yumurtalara “Büyük Gece Yumur- çek bir caz tutkunusunuz değil mi? Kimleri dinli- mızın çerçevesini belirliyor. Tesadüf değildir Dylan’dan Blood on the Tracks, Joni Mitchell’den taları” adını verdik. Katey de romanda yumurtaları yorsunuz? belki, ne dersiniz? Hejira, R.E.M.’den Automatic for the People, Hope aynı şekilde yapıyor... Ben 1930’lu ve 1940’lı yılların caz hayranıyım ve Seninde bahsettiğin gibi kitabın ana fikirlerin -
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle