Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5
19 Haziran 2021 Cumartesi
Gerçekte nezaket en rafine
haliyle ayrıcalığın bir tuzağıydı
New York Times bestseller listesinde uzun
zaman yerini koruyan Moskova’da Bir
Beyefendi romanının yazarı Amor Towles
Yetenek ve
ile yeni kitabı Nezaket Kuralları’nı
konuştuk. Son derece modern hissettiren
kusursuz dönem hikâyesinde Towles’a
şahsiyet
romanlar, sanat eserleri, gece kulüpleri,
sokaklar ve caz eşlik ediyor.
u Nezaket Kuralları’nı sahibiydiler
okuduğumdan beri ka-
rakterlerle birlikte yaşı-
u George Washington’dan ve Neza-
yorum. Katey, Eve, An-
ket Kuralları’ndan biraz bahseder mi-
ne, Wallace Wolcott,
siniz?
Tinker Grey ve diğer-
Yaratıcı buluşların yoğun olduğu dö-
leri. Müthiş bir dönem
nemlerle yakından ilgileniyorum. Tıpkı
hikâyesi. Zarif ve güçlü Toskana’da erken Rönesans (Massacio, del-
anlatımınızdan çok et- la Francesca, Botticelli ve Donatello ile) ve-
Kitap, yemek ya New York’ta 50’lerin sonunda caz (Da-
kilendim. Sanat ve en-
vis and Coltrane, Monk ve Gillespie) veya
düstrideki büyük deği-
ve biraz da
70’lerde televizyonda yayımlanan suç dizi-
şimin ve yükselişin ya-
hayat
leri gibi (Kojak, Rockford, McGarrett ve Co-
şandığı yıllar... Fikir na-
lumbo). Tarihte çeşitli yeteneklere sahip bir
sıl doğdu? Ebru D. Dedeoğlu
grup insanın bir araya gelip tüm sanat for-
Nezaket Kuralları’nı
munu çok süratli bir şekilde ileriye taşıdığı
2006’da yazmaya başla-
bu kısa dönemler mevcut. Yarı rekabetçi ve-
mış olsam da kitabın fikri “Many Are Called”
ya rekabetçi diyalog çerçevesinde, oyuncu-
isimli bir portre kitabına denk geldiğim 90’lı yıl-
lar ilham ve risk alarak birbirlerinin içinden
ların başında doğdu. Kitap 1930’lu yılların so-
en iyi versiyonlarını ortaya çıkarırken aynı
nunda Walker Evans’ın gizli kamerayla New
zamanda yeni form ve cephelerin tanımını
York metrosunda çektiği bir portre koleksiyo-
da yapmışlar. Ben de böyle bir dönem bul-
nuydu. O zamana kadar Evans’ı sadece İko-
duğumda döneme derinlemesine inmeyi se-
nik Buhran dönemi kırsal Amerika fotoğrafla -
viyorum.
rından tanıyordum. Fakat şehir yaşantısına da-
u Ve sizin için o dönemlerden biri de
ir işlerini ilk kez görmüştüm. Metro fotoğrafla -
Amerika’daki devrimci dönem...
rı 1960’lara kadar halka açık değildi ve sayfaları
Kesinlikle... Jefferson, Adams, Washing-
çevirdikçe sanki bir sergi açılışında gerçeklikten
ton, Hamilton, Madison, Franklin su götür-
uzak bir şekilde, portrelerin ikisinde aynı olan
mez bir yetenek ve şahsiyet sahibiydiler.
kişiyi tanıyorum gibi hissettim. Buradan yola çı-
İnanılmaz kısa bir dönemde bize yüzyıllar-
karak, fikri bir kibrit kutusunun üstüne yazıp dır hizmet eden bir ideal ve pratik uygula-
onu da bir kutunun içine attım. (Gülüyor) Yirmi malar sistemi kurguladılar. Romanda Tinker’ı
Towles, romanı yazarken
dönemin hırslı bir öğrencisi olarak hayal et-
yıl sonra kibrit kutusunu çıkardım ve bu masalı
fotoğraftaki büyükanne-
miştim. Ancak kitap ilerledikçe kendi kütüp-
yazmaya koyuldum.
FOTOĞRAF: Dmitri Kasterine
sinden etkilenmiş.
hanemden Washington’ın yazılarından olu-
u Kendi ailenizden ilham aldınız mı?
şan bir derlemeyi raftan alınca gözüm doğ-
Kitaptaki karakterlerin hiçbiri özellikle biri-
rudan “Nezaket Kuralları”na kaydı ve o
ne dayandırılarak yaratılmadı. Ancak büyükan-
den biri kişinin yirmili yaşlarında yaşadığı te- duğunu öğrendim ve hemen yanına taşındım.
an “Kurallar”ın Tinker’ın çalışma yaptığı
ne ve büyükbabalarımdan üçü ve büyük büyü-
Şehirdeki ilk gecemde de bir ev partisine da-
sadüflerin ve verdiği anlık kararların hayatının
ana alan olması gerektiğini hissettim. Kita-
kannem 90-100 yaşlarına kadar yaşadılar. Anne-
sonraki dönemlerinde ne kadar belirleyici rol vet edildim. Böylelikle partide, halen yakın ar-
bım sosyal sınıflar ve görgü, karakter ve gö-
annem ve dedem yazları karşı kom-
kadaşlarım olan birkaç kişiyle tanıştım. Dönüp
oynadığı üzerine kurulu. Bu dina-
rüntü, idealler ve uzlaşmayı araştırıyor ve
şumuzdu, her gün görürdüm. Yir-
miği evrensel kılan bir şey olduğuna baktığımda, birçok kariyer ve evlilik de o par-
Washington’ın gençlik kokan bu listesi bir şe-
mili yaşlarımdayken öğle yemekle-
tideki sosyal çevrelerin kesişmesiyle gerçekleş-
inanıyorum. Zira benim deneyimim
kilde bu çılgın konunun kalbinde yer alıyor.
ri esnasında Dünya Savaşları arasın-
de kesinlikle bu yönde oldu. 1989’da ti. Tabii ki o zaman kesinlikle bu rastlantıların
u İyiler, kötüler. Doğrular, yanlışlar.
daki hayatları ve gençlikleri hakkın-
öneminin farkında değildik. Sadece bir şeyler
iki seneliğine Çin’de Yale için hoca- Her dönemde idealize edilen ama sü-
da konuşmaktan büyük keyif alır-
lık yapmak üzere bir programa ka- içmek için bir araya geliyor, farkında olmadan rekli içeriği değişen kavramlar. Aslın-
dım. Mesela hayat enerjisi çok yük-
geleceklerimizi şekillendirecek rasgele gruplar da her iyinin içinde bir kötü, her kötü-
tılmıştım. Yazı Çince öğrenerek ge-
sek ve son derece görgülü yetiş-
nün içinde bir iyi yok mu? Konu insan
çirmek üzere Kaliforniya’dan New oluşturuyor ve anlık kararlar veriyorduk. Bun-
miş bir kadın olan anneannem hız-
olunca kavramların, normal olmanın
lar tamamen tesadüfidir. Ancak bir ortamda ne
Haven’a dönmüştüm. Ancak Tianan-
lı bir hayatı olduğundan 30 yaşına
bir anlamı kalmıyor mu?
men Meydanı katliamı sebebiyle Ya- kadar zaman geçirirsek (bir şehir, kariyer, bir ar-
kadar evlilik tekliflerini reddetmiş.
Tartışmasız kötücül ve tartışmasız iyi olan
kadaş grubu), işte o sözde tesadüfler seçim ve
le programı iptal etti. Hepimize bir-
Bir yere kadar, özellikle anneannem-
bazı eylemler olmasına rağmen eylemlerin
kaç bin dolar vererek bizi geri gön- davranışlarımızın bir sonucu olacaktır.
le olan bu sohbetler onun neslinin be-
çoğunluğunu bir yere koymak zordur. Oyun-
uPeki verdiğimiz o kararlar pişmanlık ba-
derdiler. Tüm eşyalarım arabamday-
nim anne-babamın neslinden daha cunun niyetleri ve eylemin sonuçları o kadar
dı ve ne yapacağım konusunda hiç- rındırıyorsa da barışmak mümkün mü?
az muhafazakâr olduğuna dair görü- çeşitli, çok katmanlı ve nüanslıdır ki kaçınıl-
Pişmanlığın kaçınılmaz olduğunu düşünür-
bir fikrim yoktu.
maz şekilde hem iyi hem de kötü birbirine
şümü pekiştirdi. 20’li ve 30’lu yıllar
uSonra? sek öyle yapmaktan başka şansımız yok. Yaptı-
karışmıştır. Bu da roman türünü yüzyıllardır
Amerika’da kadınlar için belli bir özgürlük ala-
Sonra bir şekilde eski bir arkadaşımın kira- ğımız her önemli seçimin en azından bir tarafın-
ilgi uyandıran bir sanat formu olarak günü-
nı sunarken bu alan 1950’lerin gelenekselciliğiy-
yı paylaşmak için bir ev arkadaşına ihtiyacı ol- da kendini gösteriyor.
müze getirmiş hayat gerçeklerinden biri.
le karşılaştı maalesef.
u Romanın geçtiği 1930’lu yıllara göre bu-
gün rahatlık ya da doğallık altında kabalaştık
mı? Mahcubiyet duygumuzu kaybettik mi?
Bir yandan bu soruya evet yanıtını vermek
Bir bardak kahve ve bir tatlı ile yazıyorum
çok cazip geliyor. Ancak gerçekte nezaket en ra-
romanı yazarken her ne kadar zihnimin bir yerinde Sandoval’dan Bavarian Fruit Bread, Coldplay’den
u Anne Grandyn güçlü ve döneminin ilerisin-
fine haliyle ayrıcalığın bir tuzağıydı. 1930’lu yıl -
caz çalıyor olsa da aslında caz dinlemiyordum. İl- Parachutes veya Ray LaMontagne’den Trouble.
de kadın. Ona ne kadar kötü diyebiliriz? Bence
larda New Yorkluların çoğu işçi sınıfı üyesiy-
ham anını alıp onu paragraflara dökme olarak gör- u Romanda da Katey’nin yumurta tarifine ba-
şahane bir kadın…
di, lise mezunu dahi değillerdi ve birçoğunun
düğüm yazma süreci derin düşünme ve empati, şiir yıldım. Hatta gece gece hemen uyguladım. So-
Kesinlikle haklısın. Anne Grandyn zamanının öte-
hayatı göç gerçeğiyle halihazırda epey zorluy-
ve hassasiyet, irade ve angaryayı içine alan bir sü- nuç mükemmeldi. Sizin tarifiniz mi? Merak ettim
sinde bir kadın. Kendince acımasız biri. İstediğini al-
du. Her ne kadar roman ve filmlerde orantısal
reç. Aslında masama oturduğum an üretken bir ruh hikâyesini...
maya ve istemediğini de tereddüt etmeden, duygusal
olarak temsil edilmese de daha “kaba” üslupla-
hali kurmak için kullandığım birkaç yol var. Bir bar- Eşimle yeni evlendiğimizde, Stanley Tucci’nin ya-
bir ahlak sorgulaması yapmadan gözden çıkarmaya
rın dönemin baskın üslubu olduğunu düşünü-
dak kahve ve bir tatlı (veya viski) ile beraber yazıyo- zıp yönettiği Big Night isimli bağımsız bir film izle-
meyilli. Ancak hem kendi hayatının kontrolünü almayı
yorum.
rum. (Gülüyor) Ayrıca müzik eşliğinde de yazmayı miştik. Filmde, İtalyan restoranı işleten iki erkek kar-
hem de bunu başarmak için gerekeni yapmayı bekle-
u Kitaptaki ana temalardan biri, yirmili yaş-
seviyorum. En iyisi de geleneksel, düşünceli ve tutarlı deş, çok kaotik, karışık ve tartışmalarla geçen bir
yen Katey için de bir rol modeli.
larımızda yaşadığımız tesadüfler ve düşünül -
sanat eserleri olan albümleri dinleyerek yazmayı se- günü mutfakta çok sade şekilde yumurta yaparak bi-
u Aşk o dönemlerde daha mı gerçekti?
meden “an”a göre alınan hızlı kararlar. Genç-
viyorum. Mesela Miles Davis’ten Kind of Blue, Stan tiriyordu. O günden beri biz de bu şekilde yumurta
Kesinlikle hayır!
lik yıllarımızda yaptığımız hızlı seçimler ya
Getz’den Jazz Samba, Van Morrison’dan Astral yapıyoruz ve muhteşem oluyor. Her ne kadar kah-
u Dönemin ruhunu ve müziğini düşününce ger-
da yaşadığımız tesadüfler bir anlamda hayatı -
Weeks, Marvin Gaye’den What’s Going On, Bob valtıda yesek de yumurtalara “Büyük Gece Yumur-
çek bir caz tutkunusunuz değil mi? Kimleri dinli-
mızın çerçevesini belirliyor. Tesadüf değildir
Dylan’dan Blood on the Tracks, Joni Mitchell’den taları” adını verdik. Katey de romanda yumurtaları
yorsunuz?
belki, ne dersiniz?
Hejira, R.E.M.’den Automatic for the People, Hope aynı şekilde yapıyor...
Ben 1930’lu ve 1940’lı yılların caz hayranıyım ve
Seninde bahsettiğin gibi kitabın ana fikirlerin -