02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Antalya'da otobüsün çarpması sonucu komaya giren ve üzerinden kimlik çıkmayan ‘Umut’ için bazı Rus aileler, “Benim çocuğum” iddiasında bulununca, Rus TV kanalı DNA testi yapılmasını istedi NTALYA (AA) Aksu ilçesinde 30 Ağustos 2008'de bir otobüsün çarpması sonucu komaya giren ve üzerinden kimlik çıkmayan genç, 60 gün Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde yoğun bakımda kaldıktan sonra yaşam mücadelesini kazanmıştı. Felç olan gence aynı hastanede bir yakınının tedavisi için bulunan Gülsüm Kabadayı, gönüllü olarak bakmaya başlamıştı. Daha sonra evine götürdüğü hasta gence gönüllü annelik yapan Kabadayı, ''Umut'' ismini verdiği gencin bakımını üstlenmişti. Bir süre sonra ''Mustafa Öz'' adıyla kimlik çıkartılan ''Umut''un hikayesi, fiziği benzediği için Rus uyruklu olduğu düşünülmesinden dolayı Rusya televizyon kanalına konu olmuştu. Rusya DNA istedi 6 NİSAN 2013 CUMARTESİ SAYFA HABER 3 Yaşadıkça ÖZLEM ÇETİNKAYA [email protected] A D Polis, 'Güven' dedi olis Teşkilatı'nın 168. kuruluş yıl dönümünde Antalya Emniyet Müdürlüğü’nce kullanılacak çeşitli görsellerde ''Güven'' duygusu vurgulandı. Antalya Emniyet Müdürlüğü’nce hazırlanan ve polis haftasında kentin çeşitli yerlerindeki tabela ile broşürlere konulacak görsellerde ''Güvenlik hayattır, güvenli sokaklar için yanınızdayız, huzurlu geceler için biz yanınızdayız, umutlu yarınlar için biz yanınızdayız'' sloganları yer aldı. P Kabadayı’nın fedakarlığı Savcılığa bildirildi Hükümlülere KOSGEB semineri urdur Açık Cezaevi'ndeki hükümlülere yönelik KOSGEB İl Müdürlüğü tarafından girişimcilik eğitimi verildi. KOSGEB Burdur İl Müdürü Hamza Alper Doğru ve KOSGEB Uzmanı Lütfullah Bakır tarafından verilen eğitim seminerinde, hükümlülerin tahliye olduktan sonra kendi işyerlerini açmaları konusunda yol gösterildi. B ile ve Sosyal Politikalar İl MüdürKabadayı, birkaç ay önlüğü de dilekçe üzerine Cumhuriyet ce Rusya'da giderek progBaşsavcılığı’na yazı yazarak, ''Umut'' rama katılmış ve katılımadıyla bilinen Mustafa Öz adlı gençle ilgili gelişmeleri cılar tarafından ayakta anlattı. Yazıda şu görüşlere yer verildi: ''Gülsüm analkışlanmıştı. Büyük fenenin, Mustafa Öz'ü sahiplenmesini anlatan haberler dakarlık örneğinin anlasonucunda bir an önce gencin kimliğinin tespiti ve tıldığı programda, Kabaöz ailesi veya yakınlarına ulaşılabilmesi konusundayı'nın genci biberonla da Rusya'dan 'Kanal 1' yetkililerinden talep geldi. Talepte Mustafa Öz'e DNA testi için izin beslemesi ve yanaklarından isteniyor. Konunun değerlendirilmesini arz kendi çocuğuymuş gibi öpederim.'' mesi görüntüleri seyircilerin duygulu anlar yaşamasına sebep olmuştu. Programın ardından çok sayıda aile, Umut'un kendi çocuğu olduğunu öne sürerek kanal yetkililerine başvurdu. Kanal yetkilileri de gencin gerçek kimliğinin tespiti ve öz ailesinin bulunabilmesi amacıyla dilekçe ile Antalya Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü'ne başvurarak, Umut'a DNA testi yapılması talebini iletti. A R Rus televizyonun dilekçesi usya'daki televizyon kanalından gönderilen dilekçede, şu ifadeler yer aldı: “Umut'un hayatını kurtaran Türk doktorların profesyonellikleri ve gayretlerine, Türk hükümetinin bu kadar hassas ve dikkatli davranmasına, Umut'a bu kadar sevgi ve ilgi veren Gülsüm annenin ailesine hayran kaldık. Umut'un ailesinin Rusya'da olabileceği tahminleri var. Programımız Rusya'da yayınlandıktan sonra telefonlar geldi. O telefonlardan Umut'un ailesi olabilecekleri seçtik, gerçek anne ve babasını bulabileceğimizi ümit ediyoruz. Sizden bir kez daha yardım rica ediyoruz. Bulunan annenin gerçekten Umut'un annesi olup olmadığını tespit etmek için DNA testinin yapılması ve kan alımına müsaade vermenizi rica ediyoruz.'' aha önce bu köşede yazmıştım: Pürlen; o güzel yürekli kadın, çok güzel bir projeye imza atmış, “Benim Küçük Kalbim” isimli bir kitap hazırlamıştı. Kalp anomalisi ile doğan bebeklerin hayata tutunma hikâyelerini anlatıyordu bizlere; hikâyelerin hepsi de gerçekti üstelik. Yıllar önce kendisine verdiği sözü tutup bu kitabı yazan Pürlen, buradan elde edeceği geliri de Çocuk Kalp Vakfına devretmişti. Kazanç tamamen küçük kalplerin iyileşmesi için harcanıyor. Ve buna rağmen birileri kalkıp böyle bir kitabın korsan baskısını yapabiliyor! Dahası, kitapevlerinde satış fiyatı 13 lira olan kitabın korsan fiyatı 15 ila 20 lira arasında değişiyor. Satış noktası olarak, özellikle hastane yakınlarını seçen korsan yayıncılar, belli ki, haksız kazançlarını sürümden ziyade vicdan sömürüsü üzerinden sağlamaya niyet etmişler. Bunu yaparken o minicik yüreklerin umutlarını da çalıyorlar; o umutlar için damlaya damlaya göl olacak bir havuza çamur sıçratıyorlar. Bilseler umurlarında olur muydu? İnsan “evet olurdu” diye düşünmek istiyor. Umudu kaybetmemeyi anlatıyor ya Pürlen kitabında, ben de umudumu kaybetmek istemiyorum. Savcılığa suç duyurusunda bulunacağını bildiren Pürlen Kıyat Karakuş şunları söylüyor: Bu kitap birçok yüreğin bir araya gelmesi ile doğmuştur. Çocuk Kalp Vakfı, bütün olanaklarını seferber etmiş; aileler içtenlikle hikâyelerini anlatmış, uzman bir psikolog projeye gönül vermiş, ben yaşanan gerçek hikâyeleri bu kitapta topladım ve yayınevi bastı. Bu kitap ile hem toplumsal bilinci hem de duyarlılığı arttırmayı hedefledik. Benzer durumları yaşayan ailelerin yalnızlık duygularını içlerinden söküp atmak istedik. Ajitasyona yer verilmeden yazılmış bir kitabın, korsan yayın tarafından insanların en hassas duygularını suiistimal ederek, hastane yakınlarında ve piyasa değerinin çok üzerinde satılması sadece bir hak gaspı değil aynı zamanda tam bir vicdansızlık örneğidir.” Sevgili Pürlen, Eminim senin kalbinin temizliği, bu güzel projenin kirletilmesine izin vermeyecek. Senin satır aralarında söylediğin gibi; pes etmek yok, elbet kazanacaksın bu savaşı… Sevgiye, emeğe, iyi niyete saygının olduğu güzel günler dilerim. KORSANDA BİR İLK Çocuklar mutlu oldu fyon'da yürütülen ''Sizin Attığınız Bizim Kattığımız'' kampanyası kapsamında merkeze bağlı Sülün beldesindeki ilkokul ve ortaokula 20 bilgisayar verildi. İl Milli Eğitim Müdürü Metin Yalçın, okul ziyaretlerinde yaptığı konuşmada öğrencilerin, çağın gerektirdiği teknolojilerden yararlanması gerektiğini söyledi. A Nüfus Müdürlüğü yeni yerine taşındı ntalya'da yurttaşların en sık kullandığı kamu kurumları arasında yer alan Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü, Kızılsaray Mahallesi'ndeki hizmet binasından taşındı. Bu durumdan habersiz olan çok sayıda yurttaş yeni binayı bulmakta zorlandı. Sigaraya karşı “afişli” uyarı A Yeni yeri bulamadılar Müdürlükler, bir süre önce Kışla Mahalle Muhtarlığı'nın hemen arkasında bulunan ve eski binaya yaklaşık 500 metre mesafede yer alan 4 katlı yeni binada hizmete başlarken, taşınma işlemiyle ilgili yeterli duyurunun yapılmaması, yurttaşları sıkıntıya soktu. En sık kullandığı kamu kurumları arasında yer alan Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü'nün hala eski yerinde olduğunu düşünen yurttaşlar, kapıdan dönmek zorunda kaldı. Antalya’da yaşayan yurttaşla sadece eski binanın giriş kapısına konulan adres ve yol tarifi ile yeni hizmet binasını bulmaya çalıştı. ntalya Gazete Bayii ve Büfeciler Odası Başkanı Adlıhan Dere, odaya üye yaklaşık 400 işyerine 18 yaşını doldurmayanlara sigara satışının ve kapalı mekanlarda sigara içmenin yasak olduğunu anlatan afişler dağıtıldığını söyledi. İşyeri sahiplerine afişleri dükkanlarında görünür yere asmaları yönünde çağrı yapan Dere, afiş asmayan esnafa, para cezası kesildiğini söyledi. A C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle