Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 NİSAN 2013 CUMA SAYFA HABER 3 “Kıyı erozyonu” Finike'yi yutuyor Finike'de kıyı erozyonu sahilde bir yarımadayı yok etti. Şimdi de tarım alanlarını ve yerleşim birimlerini tehdit ediyor. Ciddi bir önlem alınmaması ise bölgede yaşayanların tepkisini çekiyor AKDENİZ İKTİSAT Yrd. Doç. Dr. MUSTAFA ŞANLI sanli@akdeniz.edu.tr www.mustafasanli.info GÜNDEM SORULARI – II “Üstümüzde dönen çark ile devran/ Felek bizi halden hale getirir” Pis Sultan Abdal Temel soru şu: Türkiye, Aydınlanmacı çizgiden uzaklaşan yeni yapılanma sürecinde nelerden etkilenmektedir? İç hesaplar ve değişkenler ile dış gelişmeler nasıl bir ortak noktada birleşiyorlar? Hangi iç ve dış baskı grupları Türkiye’nin yönünü etkilemektedir? Türkiye nereye doğru yönelmektedir? Gündem konularına “içdış sorunlar” bağlamında bakıldığında: Açılım”: İçi boş bir kavramla baş1. “A landı, ülke yönetenler ısrarla neleri kapsadığını açıklamayıp sanki havai fişekler parlaklığı yarattılar. Kamuoyu önünde etkisiz ve yetkisiz ünlülerle Başbakanlıkta turlar atıldı. Görüşme önce tümden ağır hakaretlerle ret edildi ama sonra “devlet” görüştü denildi (devlet ile hükümet farkını danışmanlar da mı bilmiyor?). Süreçte “hükümet”in yaptığı kabul edilen “PKK ile Oslo Görüşmeleri” gerçekleştirildi. Daha düne kadar “terörist başı” sıfatlı kişinin adı kamuoyu önünde açıkça belirtilemediği için, “İmralı” söylemi ile doğrudan “lider”le görüşmeler başladı. “Öcalan” meşru mektupları ile PKK görüşmelerinin netleştiği gelişmeler yaşandı. Şimdi “hikmetleri kendilerinden menkul” kişiler, eleştirel akla dayalı “akil adam”lık yerine, “cerre çıkan şeriat goygoycuları” gibi, “bilmedikleri” konuda bizi ikna edeceklermiş! Herkes “barış” istiyor. Ne pahasına, nasıl bir barış? Neyin anlaşması görüşülüyor/ sürecin sonundaki hedef nedir? Hedefe ilişkin hiçbir şey açıklanmadığına/ açıklananların doğru çıkmadığına göre, gerçeği kaç kişi biliyor? (İçeriden ve dışarıdan 1015 kişi?). 2. Cumhurbaşkanlığı seçimine yetiştirilecek “Başkanlık” sistemine dayalı bir “Anayasa” çalışması takviminin, “açılım” süreci ile ilişkisi nedir? “Başkanlık” isteyen gazelhan zevatın şimdilerde suskunlukları tesadüf müdür? 3. Suriye: Başlangıçta nasıl düşürüldüğü açıklanamayan bir uçak var. Hep aynı politik tutumu sergilediği halde, altı ay öncesine kadar “kardeş Esad”, şimdi “zalim Esed” olmuştur. Nerden ve kim tarafından atıldığı bilinmeyen Suriye yönünden gelen birkaç cılız bomba sınırlarımız içine düşmüştür. Dünyanın sayılı güçlü Türk ordusunun bu cılız bombalar karşısında ülkeyi savunamayacağı iddiası ile Hükümet NATO’dan istenen Patriot’larla Güneydoğu Anadolu’yu doldurmuştur. Bir tuhaflık yok mu? Yaklaşık bir yılda Amerikan CIA desteği ile 30 uçuşta 3500 ton silahın Türkiye üzerinden Suriyeli muhaliflere gittiği biliniyor. Gönderilen insan desteğinin sınırı bilinmiyor. Türkiye Suriye’ye yalnızca insani nedenle mi yükleniyor, bir taşeronluk mu var? 4. Akdeniz’in Suriye açıklarında, Kıbrıs adasının doğusunda petrol ve doğal gaz var! Ayrıca Kuzey Irak bölgesel Kürt yönetiminin petrolünü Akdeniz’e akıtmaya Suriye engel! 5. Rusya İran ve Suriye ile müttefiklik yaparak bölgesel kaynaklarda denge istiyor. Bu, hem Amerikan hem de İsrail çıkarlarına ters geliyor. O nedenle Obama (ABD) ile Natenyahu (İsrail) Türkiye’yi Suriye taşeronluğuna gönderiyor. Bize de “İsrail özür diledi” masalı anlatılıyor (“kaz gelen yerden tavuk” meseli). 6. Şimdilik Sonuç: Ne ilginç değil mi? Silivri’de hukuk çiğnenip, insanlar baskılanırken, ülkemiz tüm bunların aynı masadan yönetildiği/ aynı anda gerçekleşen bir bilinmeze sürükleniyor! F Alo Kocam kahveden gelmiyor G ıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'in kepenek giyerek açılışını yaptığı ve köylünün hayvancılık ve tarımsal faaliyetlerine ilişkin sorularını ilettiği 'Alo Köylüm Hattı'nı arayan bazı köylü kadınlar, "Kocam kahvehaneden gelmiyor" şikayetinde bulunuyor. Burdur merkeze bağlı Yazıköy'de Türkiye'de ilk defa hayata geçirilen ve 'Alo Köylüm' olarak da bilinen 4442696 numaralı 'Alo Birlik Hattı'nın uygulama alanı 6 yerleşim bölgesine yükseltildi. Burdur Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Kamil Özcan, “Hattı 5 bin köylü aradı. Ama bazı köylü kadınlar eşlerine yönelik yakınmalarını da bu hatta dile getiriyorlar” diye konuştu. inike İlçesi'ne bağlı Hasyurt ile Sahilkent beldelerinin arasında kalan Adence Burnu, yıllar önce yoldan denize doğru 140 metre genişliğinde bir yarımadaydı. Ancak Antalya Muğla Karayolu'nun yapımına başlandığı 1960'lı yıllarda devlet eliyle sahil kumunun alınması ve yol yapımında kullanılması erozyonun başlangıcı oldu. 50 yılda önlem alınmayınca 140 metre genişliğindeki yarımadadan bugün 15 metre genişliğinde bir toprak parçası kaldı ve deniz toprağı yuttu. Deniz altına kayan yaklaşık 125 metre genişliğindeki kara parçasının yüzölçümü 743 hektara yani yaklaşık bin dönüme karşılık geliyor. Portakal bahçeleri tehlikede Devletin yetkili kurumlarının kalıcı bir çözüm üretmekte zorlandığı sahilde bugüne kadar taşlama yöntemiyle erozyonun önüne geçilmeye çalışılmış ama bu da başarılı olmadı. Finike ilçesine bağlı Sahilkent Belde Belediye Başkanı Ömer Çırpar, gerekli önlemlerin alınmaması halinde tehlikenin giderek büyüyeceğine dikkat çekti. Erozyon nedeniyle, Finike'nin sembolü portakal bahçelerinin tehdit altında olduğunu anlatan Çırpar, “Kıyı şeridindeki erozoyna karşı, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı başta olmak üzere birçok devlet kurumunun dikkatini bu konu üzerine çekmeye çalışıyoruz” dedi. Tam 451 ton lastik geri dönüştürüldü Isparta'nın taşı komşu kaldırımda I Ö mrünü tamamlamış lastiklerin kontrolü yönetmeliği kapsamında, Fethiye Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü kullanılmış lastiklerin biriktirilerek lisanslı firmalar aracılığı ile ekonomiye kazandırmaya devam ediyor. Bu kapsamda 451 ton lastik yaklaşık 2,5 yılda geri dönüştürüldü. Atık yağ, plastik, pil gibi atıkları toplayan Fethiye Belediyesi'nin son 2,5 yıl içerisinde 451 ton lastiği de geri dönüştürdüğü açıklandı. sparta Belediyesi ISTEM Doğal Taş İşlem Fabrikası'nda üretilen andezit taşı çevredeki illerin kaldırımları ve park alanlarını süslüyor. Denizli Kale Belediye Başkanı İsmail Yarımca, Yatağan Belediye Başkanı Tuncer Tunçbilek ve Aydın Atça Belediye Başkanı Mustafa Çınar, andezit taşına talip olduklarını belirtti. Isparta Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın'ı makamında ziyaret eden belediye başkanları belediyenin yatırımlarını ve beledi yeye bağlı ISTEM, ISBAŞ ve BELMAŞ şirketlerinin ürünlerini yerinde inceledi. İlçelerinde kullanacaklar Isparta taşlarının kullanışlı olduğunu söyleyen Denizli Kale Belediye Başkanı İsmail Yarımca, belediye olarak karşılıklı bilgi alışverişinde bulunduklarını ve kardeş belediye olduklarını ifade etti. Yarımca, "Isparta'nın taşlarını kullanmak istiyoruz. Belediye Başkanı Günaydın bir dönem ara verdi ancak şimdi yeniden başkan. Ve bu döneminde yaptığı çalışmaları da yakından takip ediyoruz. Kendisine teşekkür ediyoruz" dedi. Isparta Belediye Başkanı Günaydın ise fikir alışverişinde bulunduklarını, 'daha ne gibi hizmetler yapabiliriz' düşüncesi gerçekleştirdiklerini ifade etti. Günaydın, "Başkanlarımızın modern, teknik ve kalıcı eserler yapma tutkuları olduğunu gördüm” diye konuştu. Çevre kirliliğinin önüne geçildi Fethiye belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü Selver Hatice Kabak, 451 ton atık lastiğin bertaraf edilerek, çevre kirliliğinin önüne geçildiğini, aynı zamanda lastikleri ekonomiye kazandırıldığını söyledi. Kabak, "Ömrünü tamamlamış lastiklerin atık lastiklerin deposuna sevkini sağlayarak, doğaya ve çevreye zarar vermeden depolanmasını sağladık” dedi. Alman hukukçunun adı Akdeniz Üniversitesi'nde A İlk müdahaleyi otomobilde yaptılar ntalya'da kavşak sisteminde çarpışan iki araçtan biri savrularak yol kenarındaki elektrik direğine çarparak durdu. Kazada arka koltukta yaralanan Atilla Yapar'a sağlık ekipleri ilk müdahaleyi otomobilin içinde yaptı. Ali Cinkılıç'ın kul A landığı otomobile, kavşağa geldiği sırada Abdulvahap Arıcan'ın kullandığı otomobil çarptı. Savrularak elektrik direğine çarpan araçta yolcu olarak bulunan Atilla Yapar başından yaralandı. Aşırı derecede kan kaybeden Yapar'a sağlık ekipleri ilk müdahaleyi yaptı. kdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi bünyesinde Ernst Hirsch Hukukun Temellerini Araştırma, Uygulama ve Araştırma Merkezi açılacak. Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Kılıç, bir dönem Ankara Üniversitesi ile İstanbul Üniversitesi hukuk fakültelerinde akademisyen olarak da görev yapan Ernst Hirsch'in, hukuk müfredatının oluşturulmasında ve Türk hukukunun hazırlanmasında önemli katkıları olduğunu kaydetti. Mayıs ayında açılması planlanan Hukukun Temellerini Araştırma, Uygulama ve Araştırma Merkezine, Hirsch'in isminin verilmesine karar verildiğini belirten Kılıç, merkezin yönetmeliğinin Alman hukuk temsilcilerinin katkılarıyla oluşturulduğunu bildirdi. Açılışın ardından merkezde ilk olarak uluslararası hukukçuların katılımıyla bilimsel bir etkinlik yapacaklarını anlatan Kılıç, şöyle konuştu: ''Merkezimizde yapacağımız etkinlikle Türk hukuk kültürüne ve politikasına katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Hukuk felsefesi ve sosyolojisi 19. yüzyıldan bu yana tartışılan bir alan. Hukukun güncel görüntüsü, adliyelerde yargı mercilerindeki tezahür ediliş biçimi, insanların hukuk algısı ve pratiğini ortaya koyan bir kavram.” C MY B