17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 SAYFA 4 NİSAN 2013 PERŞEMBE GÜNCEL AKLIMA GELDİKÇE VAHAP TUNCER ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBE BAŞKANI NİHAT TOKLU GÜRSU KUNT PELİN GEL AĞAN Serbest kıyafette nereye gidiliyor ğitim – İş Sendikası Antalya Şube Başkanı Mehmet Balık, MemurSen konfederasyonuna bağlı Eğitim – Bir – Sen tarafından okullarda başlatılan, Kamuda Serbest Kıyafet” eylemi ile ilgi“K li üzerinde oldukça düşünülmesi gereken değerlendirme yaptı. Balık, “Yöneticiler, okullara istediği şekilde giyinerek gelen söz konusu sendika üyesi öğretmenleri seyretmekle yetiniyor. Bunların haklarında hiç CİN ŞİŞEDEN ÇIKTI alk arasında geri dönüşü mümkün olmayan olaylar ve gelişmeler için “Cin şişeden çıktı” veya “ Macun tüpten çıktı” deyimi kullanılır. Her iki deyim de filmin tekrar geri sarılamayacağını ifade etmektedir. Başka bir deyimle, olan oldu bundan sonrasına bakalım denilir. Kürt sorununa çözüm süreci adı altında yaşananlar ve gelinen nokta aynen bunu ifade etmektedir. 21 Mart’ta Diyarbakır’da yapılan Nevruz kutlamaları Kürt sorununda cinin şişeden çıktığını ve olayın farklı bir siyasal noktaya geldiğini açıkça göstermektedir. Kürt sorunu bu günden sonra geçmişteki siyasal yaklaşımlar ve alınan tedbirlerle çözülemeyecek bir noktaya taşınmıştır. Bugüne kadar terör örgütü olarak bilinen, ABD ve AB ye bu kimlikle kabul ettirilen P.K.K. artık devletin resmi muhatabıdır. Çözüm sürecinde yapılan görüşmelerin B.D.P nin dışında sürdürülmesi, muhatap olarak İmralı ve Kandilin seçilmesi devleti yönetenleri tarihin en büyük çelişkisiyle yüz yüze bırakmıştır. Kamuoyundaki tartışmalara bakılırsa, herkes çözümden ve barıştan yanadır.Ancak çözümün nasıl olacağı konusunda henüz net bir açıklama yapılmamıştır. Bugüne kadar yaşanan gelişmeler, Kürtleri büyük ölçüde mutlu ederken, Türkler çok ciddi rahatsızlıklar yaşamaya başlamıştır. Önümüzdeki süreçte Türk milliyetçiliğinin daha da öne çıkacağı ve Türk halkının egemenlik haklarını korumak için yeni organizasyonların ve mücadele yöntemlerinin ortaya konacağı görülmektedir. Düne kadar Türk ulusu denildiğinde etnik kimliğine bakılmaksızın bu topraklarda yaşayan herkes anlaşılırken, bugün Türk ulusu kavramı sadece Türkleri kapsıyor şeklinde algılanmaktadır. Bu durum ayrışmayı hızlandıracak ve Türkiye Cumhuriyetinin birlik ve bütünlüğünü tehlikeye sokacak bir gelişme olarak görülmektedir. Bazı köşe yazarları ve “akil” adamlar azınlık milliyetçiliğinin ülkeyi bölemeyeceğini, çoğunluk milliyetçiliğinin ülkeye zarar vereceğini söylese de gerçekler böyle değildir. Etnik milliyetçilik karşıtını tetiklemekte ve ayrışma giderek derinleşip hızlanmaktadır. Türk bayrağının Türklerin bayrağı olmadığı yolundaki tartışmalarla Türkiye’de kırmızıçizgilerle belirlenen ve tartışılmaz olan vatan, bayrak, millet kavramlarının aşındırıldığı günler yaşanmaktadır. . Geriye dönüşü olmayan bu süreçte artık konuşulanlar bölgesel özerklik mi olsun, federalizmi olsun, olmazsa ayrı devlet mi kurulsun noktasına gelmiştir. Geçmişte federalizmi konuşmanın suç saOsmanlı yıldığı bu ülkede başbakan televizyonlarda “O zamanında da Kürdistan eyaleti vardı, Lazistan eyaleti vardı. Bu nedenle federalizmden korkmamak gerekir.” söylemi ile yeni bir Türkiye’den, yeni bir devletten söz ettiğinin bilincindedir ve kamuoyu yaratmak için bunu bilerek söylemiştir. Çözüm federalizmde midir, yeni anayasadan mı geçmektedir, başkanlık sistemi mi bu işin ilacıdır? Ulus devlet yerine ülke devleti olmak tartışılmaktadır. Hedef 2023 derken sanırım bu kastediliyordu. 1923’te Türklerin, Kürtlerin, Çerkezlerin, Lazların, Pomakların birlikte kurdukları Türkiye Cumhuriyeti tarihin sayfalarına gömülüp yeni bir ülke devleti yaratılarak bir anlamda 1923’ünde intikamı alınmak istenmektedir. Adım adım kurgulanan bütün bu gelişmelerde asıl hedefin Irak, İran ve Suriye Kürtlerini de içine alan yeni bir federal bir devletin oluşturulması olduğu artık açıkça ortaya çıkmıştır. Becerilebilirlerse; yeni devletin adı Türk Kürt Birleşik Krallığı mı olur, Türk Kürt Cumhuriyet Birliği mi olur bu bilinmez. Konu ile ilgili başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın söylemleri ile Abdullah Öcalan söylemleri arasında fark olmayışı bu işin tek merkezden yönetildiğini ortaya koymaktadır. ABD yeni Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Türkiye’yi istediği kalıba sokma projesinde başarıya ulaşacak noktaya yavaş yavaş gelmiş görünüyor. Kısacası herkes kendine göre birtakım çıkarımlar sağlasa da asıl kazanan emperyalizm ve uluslar arası şirketler olacaktır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan devlet başkanı olmayı hedeflerken Abdullah Öcalan özgür kalacağı günleri ve özerk Kürdistan’ın başkanı olmayı hayal etmektedir. Kürtlerin özgürlüğü Türklerinde özgürlüğünü getirecektir diyenler Türk ve Kürt emekçilerin özgürlüğünden asla söz etmemektedirler. Türkiye’nin her tarafında işsizlik, açlık ve yoksulluk dar gelirlileri inim inim inletirken bu kesimlere nasıl daha fazla kaynak aktarılacağı kimsenin umurunda değildir. İnsan haklarına dayalı, düşüncenin özgür kılındığı, emekçilerin insanca yaşayabildiği bir Türkiye yaratmak yerine, ayrışmış ve birbirine yabancılaşmış iki toplum yaratılarak emek üzerindeki sömürünün ağırlaştırılması hedeflenmektedir. Düşünebiliyor musunuz, geçmişi Marksist olan Abdullah Öcalan ile Muhafazakâr Recep Tayyip Erdoğan aynı çözümde ve ortak paydada buluşabiliyorlar. Türklerin ve Kürtlerin özgürlüğünü ve refahını dinin birleştiriciliğinde bulanlar İslam ülkelerinde kardeşin kardeşi boğazladığını unutmuş görünüyorlar. Düşünülen bu yeni yapının birilerine özgürlük ve refah getireceği kesindir ama bu birileri alın teri ile çalışan, emeği ile geçimini sağlayan yoksul Türk ve Kürt emekçileri olmayacaktır. Bu oyunda kimlerin kazanacağını bilmek için cini şişeden kimin çıkardığına bakmak gerekiyor. Cini şişeden çıkaran el okyanus ötesindedir ve cin Ali babaya değil Obama babaya hizmet etmek üzere programlanmıştır. Obama baba’nın cine vereceği talimatın içeriği Irak’ta, Mısır’da, Libya’da, Tunus’ta ve Suriye’de yaşananlara bakınca daha iyi anlaşılmaktadır. Kimse kimseyi kandırmasın. Dünyanın efendisi cinleri aracılığı ile sadece kendisine itaat edenlere ve işbirlikçilerine menfaat sağlar. Ortadoğu’nun ve Ön Asya’nın mazlum hakları ve ezilenleri kimin umurunda… E bir işlem yapmıyor, ya da yaptırılmıyor. Yarın başkaları etnik ve dini simgelerle sınıflarda ders vermeye kalkarsa ne olacak?” diye sordu. Eğitim – İş Sendikası Antalya Şube Başkanı Mehmet Balık’ın endişelerine katılmamak mümkün değil. Önümüzdeki günlerde bir öğretmen şalvarla ya da bazı örgütlerin üniformasını çağrıştıran giysilerle derslere girmek isterse kim ne diyebilecek? Örneğin Yörük kökenli olan Mehmet Balık, “Bende keçeden yapılmış Yörük şalvarı ile derse gireceğim” derse ne olacak? Söz konusu sendikanın, “sivil itaatsizlik” adı altında başlattığı eyleme karşı bir tepki de Burdur’dan geldi. Ulusal Eğitim Derneği Burdur Şubesi, bu eylem nedeni ile suç duyurusunda bulundu. Ulusal Eğitim Derneği Burdur Şube Başkanı Fatih Özcan, bu girişimin çağdaş cumhuriyetin kaza nımlarına saldırı amacı taşıdığını, iktidarın da bilerek göz yumduğunu ileri sürdü. Başta milli eğitim müdürleri olmak üzere yöneticilerin, devlet memurlarının kılık kıyafet yönetmeliğine aykırı hareket edenler hakkında şimdiye kadar ne gibi işlem yaptıklarını bilmiyoruz. Acaba görmediler mi? Yoksa ısrarla görmezden mi geliyorlar? Yetkililerin bizi aydınlatmalarını bekliyoruz. H Burdur Kent Konseyi’ne sert eleştiri S ivil toplumun, kentin, kentlinin sesi olması gereken kent konseylerinin tamamının bu görevi yaptığını söylemek zor. Bazıları hakkında iktidarın ya da yerel yönetimlerin güdümünde hareket ettikleri, kentin sorunlarını gündeme getiremedikleri suçlaması yapılıyor. Burdur Kent Konseyi de, bu tür eleştirilerin hedefinde olan bir kuruluş. Burdur Kent Konseyi’nin genel kurulunda yönetime sert eleştiriler yöneltildi. Eleştirilerin temelinde, Burdur Kent Konseyi Başkanı Mahmut Oral’ın, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklama var. Oral, Burdur Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya’nın yaptığı çalışmalarla kentin çehresinin değiştiğini söylemişti. Kent konseyinin genel kurulunda bu sözler temel alınarak Mahmut Oral’a sert eleştiriler yapıldı. Tüketicileri Koruma Derneği Burdur Şubesi ve Burdur Sivil Toplum Platformu Başkanı Kemal Arslan, açtı ağzını yumdu gözünü. Arslan, konseyin Burdur’un sorunlarına sahip çıkmadığını iddia ederek şunları söyledi: "Burdur'da 45 yıldır süren doğalgaz çalışmalarında herkes mağdur oldu. Ne belediye ne de valilik doğalgazla ilgili yaşanan sorunlarda taraf olmadı. Vatandaş, doğalgaz şirketiyle baş başa bırakıldı. Baz istasyonları vatandaşlarımızın yaşadığı sıkıntıların başında geliyor. Vatandaşların tepelerinde bir mayın olarak tanımlayabileceğimiz bazlara karşı onların başvuracağı bir yer yok. Şehir içi ulaşımla ilgili sıkıntılarla ilgilenilmedi. Yetkililer gibi kent konseyi de sorunlara duyarsız kaldı. Burdur Kent Konseyi’nin bu konularda etkili olması gerekirdi. Konsey, kentin sorunları karşısında yol gösterici olamadı. Bunun yerine, 'Sebahattin Akkaya sayesinde Burdur'un çehresi değişti' diye demeçler verip inandırıcı olmayan açıklamalar yaptılarr.” Bazı üyelerinin de benzer eleştirilerinin ardından yapılan seçim gerilimi daha da artırdı. Yönetimi eleştirenlerin seçimin çarşaf liste ile yapılması önerisi kabul görmeyince tansiyon yükseldi. Açık oylama ile yapılan seçimi protesto eden bu üyeler salonu terk ettiler. Açık oylama ile yapılan seçimde Mahmut Oral tekrar başkanlığa seçildi. Burdur Kent Konseyi Başkanı Mahmut Oral, yapılan eleştirilerden ders çıkarır mı? Bunu önümüzdeki günlerdeki uygulamalarına bakıp göreceğiz. MHP’nin “İrbeç Krizi” büyüyor HP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Serik İlçesi’ndeki mitinginde protokol sıralarına oturtulmayan, ısrar etmesinin ardından bazı kişilerin sert tavrına maruz kaldığı söylenen Antalya Milletvekili Yusuf Ziya İrbeç, yeni suçlamalarla olayı bir kez daha gündeme getirdi. Linç girişimi” olarak değerlendirdiği İrbeç, “L olayla ilgili olarak Devlet Bahçeli ile parti üst yönetimini sessiz kalmakla suçladı. ”Şu ana kadar Genel Merkez yöneticilerinden hiçbir tepki gelmediği gibi linç girişimine karış geçmiş olsun temennisinde bulunulmadı, özür dilenmedi. Nereden gelirse gelsin şiddete prim verilemez, oh olsun denilemez. MHP, bir kişinin veya küçük bir grubun partisi değildir” dedi. Yusuf Ziya İrbeç, açıklamasında daha da ileri giderek kendisine yönelik saldırının faturasını Devlet Bahçeli’ye kesiyor. Bahçeli’yi ağır dille suçluyor. MHP’de “İrbeç Krizi” giderek büyüyor. İrbeç, yeniden ihraç edilebilir. Daha önce de sormuştuk; AKP’den dışlanan Yusuf Ziya İrbeç’i kim “A MHP’ye getirdi? Kimin tavsiyesi ile MHP’nin Antalya listesinde üçüncü sıraya yerleştirildi?” Bugünlerde MHP’lilerde bizim gibi bu sorunun yanıtını çok merak ediyordur. M Akdeniz'in akilleri Akdeniz bölgesinin 'Akil İnsanlar'ı, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu başkanlığında çalışacak. Lale Mansuroğlu da çalışma grubunun başkan vekilliğini yürütecek Ö calan'la görüşmeler yoluyla başlatılan çözüm sürecinde görev alacak 'akil insanlar' dün açıklandı. Her bölge heyetinin başkan dahil 9 üyeden oluşturulduğu isim listesi, 7 coğrafi bölgede çalışma yü rütecek. Akdeniz bölgesinde, çalışma grubunun başkanlığını Rifat Hisarcıklıoğlu, başkan vekilliğini Lale Mansur, sekreterliğini Tarık Çelenk yürütecek. Akdeniz bölgesinin 'akil insanlarının' diğer isimlerini ise Kadir İnanır, Nihal Bengisu Karaca, Şükrü Karatepe, Muhsin Kızılkaya, Öztürk Türkdoğan ve Hüseyin Yayman oluşturuyor. Toplam 63 üyeli heyet, Türkiye'nin 7 coğrafi bölgesine dayalı olarak, 7 bölge heyetinden oluştu. Her bölge heyetinde; bir başkan, bir başkan vekili, bir sekreter ve 6 üye yer aldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, akil insanları bugün 18.00'de Dolmabahçe Sarayı'ndaki ofisinde bir araya gelecek. Koalisyon gitti, geldi İl Genel Meclisi'nin encümen seçimlerinde ortaya çıkan sonuçlar az daha CHP ve MHP arasında dönem başından devam eden ittifakı bozuyordu rarlarına aykırı hareket etmeleri sonucunda MHP'den aday gösterilen Bayram Dal ile AKP'nin adayı Halil Öztürk'e eşit oranda oy çıktı. MHP ve CHP arasında huzursuzluğa neden olacak bu durumu ise yapılan kura çekiminin sonucu kurtardı. Mecliste DP'yi temsil eden tek üye olan Halil Ceylan'a çektirilen kuradan MHP'li Dal'ın adının çıkması taraflara rahat bir nefes aldırdı. FARUK KESKİN Farklı oylar AKP'den 31, CHP'den 26, MHP'den 15 ve DP'den 1 üyenin hazır bulunduğu mecliste kullanılan oy sayısının adaylara göre dağılımı, sadece CHP ve MHP gruplarında değil, AKP'den de bazı üyelerinin farklı partilere mensup adaylar için oy kullandıklarını ortaya koydu. AKP'den kendi l Genel Meclisi'nin devam toplantısında, encümen üyelerinin belirlenmesi için yapılan seçimlerde ortaya çıkan sonuçlar, dönem başından beri bir çok kararın alınmasında, birlikte hareket eden CHP ve MHP gruplarının sıkıntılı anlar yaşamasına neden oldu. Bazı üyelerin grup ka İ adayları İbrahim Özkan'a 27, Necip Çetinkaya'ya 28, Bilal Turgut'a 27 ve Mustafa Aras'a 30 oy çıktı. Yoklamada hazır bulunmasına rağmen daha sonra salonu terkederek oylamaya katılmayan AKP'nin diğer adayı Halil Öztürk ise 32 oy aldı. 5 üyenin seçileceği encümen için önceden varılan anlaşma gereği CHP 2, MHP ise 3 aday gösterdi. CHP'den Mustafa Geyikçi'ye 40, Süleyman Sakin'e 42 oy çıkarken, MHP'den Adnan Kola ve Mustafa Bilici 37'şer, Bayram Dal ise 32 oy aldı. Her iki partiye mensup 5 aday içinde 41'den az olmamak üzere oy çıkması beklenirken, farklı sonuçların elde edilmesi iki parti arasındaki ittifakı kopma noktasına getirdi. CHP ve MHP gruplarından bazı üyeler birbirlerini sözlerinde durmamakla suçlarken meclise ara verildi. 32'şer oy alan MHP'li Dal ile AKP'li Öztürk için kura çekilmesi kararlaştırıldı. İş kuraya kaldı HP ve MHP arasında ipleri kopma noktasına getiren sorun, kuradan MHP'li Dal'ın adının çıkmasıyla son anda aşıldı. Seçimlerde her iki partiye de mensup bazı meclis üyelerinin farklı tutumlar sergilemeleri başta İl Genel Meclisi Başkanı Cavit Arı olmak üzere grup sözcülerini de zor durumda bıraktı. Kura çekiminden sonra söz alan Bayram Dal, konuyla ilgili üzüntülerini dile getirirken, grup sözcülerine yönelikte, "Gruplarınıza hakim değilsiniz" eleştirisinde bulundu. C C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle