Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 ŞUBAT 2013 PAZARTESİ SAYFA HABER 5 Tiroid hastalarına radyoaktif iyot tedavisi Atom tedavisi olarak da bilinen radyoaktif iyot tedavisi, tiroid bezinin başlıca iki hastalığı olan hipertiroidizm (zehirli guatr) ve tiroid kanseri tedavisinde kullanılmakta.1940’lı yılların başında ABD’de, 1950’li yıllardan beri de ülkemizde uygulanan tedavi başarılı sonuçlar sağlıyor Akciğer kanseri tedavisinde kapalı ameliyat dönemi kciğer kanseri dünyada en önemli sağlık problemlerinden biri. Ülkemizde her yıl 35 binden fazla kişi sigaraya bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetmekte ve bunların başında akciğer kanseri gelmekte. Akciğer kanseri erkeklerde en sık, kadınlarda üçüncü sırada görülmekte. Akciğer kanserinin birinci nedeni sigara ve tütün kullanımı. Medstar Antalya Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Necdet Öz, “Kapalı Akciğer Ameliyatları” hakkında bilgi verdi. A M edstar Kanser Merkezi Nükleer Tıp Bölümünden Nükleer Tıp ve Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Akın Yıldız, radyoaktif iyot tedavisini anlattı. Tedavinin temel prensibi, tiroid bezinin hormon yapımında iyot kullanmasıdır. İyodun radyoaktif formu hastaya verilirse tiroid bezi bu iyodu da hormon yapımı için kullanır. Ancak radyoaktif iyodun yaydığı yüksek tahrip edici özeliği olan beta ışınları ile iyodu yoğun olarak tutan hücreler kalıcı hasar görür. Aşırı hormon salgılayan veya kontrolsüz çoğalan bu hücrelerin ortadan kalkması ile tedavi gerçekleşir. Hipertiroidizmde (Zehirli Guatr) Zehirli guatrda vücudumuzdaki fonksiyonlar hızlanır, kilo kaybı, çarpıntı, sinirlilik, uykusuzluk, terleme, halsizlik, titreme gibi bulgular ortaya çıkabilir. Zehirli guatrın farklı nedenleri vardır. Hormon tahlilleri, ultrasonografi ve sintigrafi ile neden ortaya konulur ve tedavi planı yapılır. Hasta, ağız yolu ile alınan tek bir kapsül ile tedavi edilebilir. Bazen iki veya üçüncü dozu uygulamak gerekebilir. Tedavi düşük dozlarda ve ayaktan uygulanır. Tedavi etkisi genellikle 1.5 aydan sonra başlar, 3 ayda tam etkisi oluşur, bu nedenle ek olarak bu süre içinde hastalara geçici olarak ilaç tedavisi de verilir. Hastalar aralıklı kan tetkikleri ile takip edilir. Tedavi sonrası kalıcı hasar nedeniyle bezin salgıladığı hormonların yerine konulması gerekebilir. İlaç ve cerrahi diğer tedavi seçeneklerdir. Hangi tedavi veya tedavilerin uygulanacağına hastaya göre karar verilir. Önemli belirtiler En sık hastaneye başvuru sebebi öksürük, balgam, balgamda kan, iştahsızlık, kilo kaybı göğüs ağrısı gibi şikayetlerdir. Hastalığın tanısı fiziki muayene ve radyolojik tanı yöntemlerinden akciğer filmi ve akciğer tomografisi ile mümkündür. Hastalarının yüzde 80’i ameliyat edilebilir dönemi geçmiş olarak değerlendirilmekte ve cerrahi uygulanamamaktadır. Kemoterapi, radyoterapi ve destek tedavisi ile yaşam kalitesi iyileştirilip ve süresi uzatılmaya çalışılmaktadır. Akciğer kanseri hastalarının ancak yüzde 20’si kadarına cerrahi tedavi uygulanabilmektedir. Tiroid kanserinde iyot tedavisi R Ü adyoaktif iyodun diğer uygulama alanı tiroid kanseridir. Tiroid kanseri tanısı almış hastaların tiroid bezlerinin tamamı ameliyatla alınır. Ancak hemen tüm hastalarda geride ameliyat sırasında gözle görülemeyen ancak radyoaktif iyot sintigrafisi ile saptanabilen odaklar kalır. Geride kalan dokuda küçük kanserli odakların olma olasılığına karşın 1 cm üzerinde kanseri saptanan tüm hastalara radyoaktif iyot uygulanır. Bu işleme ablasyon veya yok etme adı verilir. Ancak kanser 1 cm altında ise radyoaktif iyot uygulanması tartışmalıdır, nüks riskine göre değerlendirme hastalarda tedavi amaçlı kullanımdır. Bu durumda daha yüksek dozlar verilir. Yüksek doz uygulamaları sonrasında hastanın 12 gün kadar duvarları kurşun zırhlı özel odalarda kalması gerekir. Hastaların yatış nedeni çevreye gereksiz radyasyon verilmesini engellemek içindir. Taburcu oldukta sonra da hastanın çevresindeki kişilere gereksiz radyasyon yaymasını engellemek için 10 gün süre ile bazı önlemler alınır. Radyoaktif iyot tedavisinin gebelik ve emzirme dışında uygulanmasına engel bir durum yoktur. Uygulaması kolay, etkin ve güvenilirliği kanıtlanmış bir yöntemdir. Hasta ve doktor için en uygun yöntem yaklaşık 2 cm delikten girilmekte, kamera yardımıyla göğüs boşluğu görüntülenip, cerrahi operasyon yapılmakta. Her iki akciğerin farklı havalanmasını sağlayan özel bir anestezi uygulanır. Hastalar bir gece yoğun bakımda takip edilip, beşinci gün taburcu edilebilir. Bu yöntem; daha az kanama, enfeksiyon oranının düşüklüğü ve iyileşme döneminin kısa sürmesi nedeniyle tercih edilmektedir. yapılabilir. Kanserli hastalarda ablasyon dışında diğer bir uygulama ameliyatla tam olarak çıka rılamamış veya kemik ve akciğer gibi uzak organlara veya lenf bezlerine yayılmış ya da nüks etmiş lkemizde akciğer kanserinin cerrahi tedavisinde yaklaşık 15 cm'lik bir kesi ile kaburgalar arasından girilip hastalıklı bölüme ulaşılır. Bu teknikle yapılan ameliyat sonrasında yoğun bakım ve serviste yatış süresi uzundur ve bu da ameliyatı tamamlayacak tedavilerin gecikmesine sebep olur. Kapalı ameliyatlar sıklıkla erken dönemde saptanan akciğer kanserlerinde tercih edilen yeni bir yöntem. Bu yöntemde göğüs duvarında açılan üç adet Hava kirliliği burun tıkanıklığına yol açıyor Uzun süre klimalı ortamlarda kalmak konkaların şişip inebilme özelliğini bozduğu için uzun süreli ya da kalıcı şişlikler burun tıkanıklığı yapabilir. Gece horlamaları ve ağızdan nefes alma cerrahi gerektiren sebepler arasındadır. Endoskopik muayene errahi girişim ile burun orta bölmesi eğriliği ve burun yan duvar etlerinde büyümelere müdahale edilebilir. Ancak mukoza şişmesi ile ilgili nezle, rinit ve alerjik rinit gibi sorunlar ilaç tedavisi ile giderilir. Burun tıkanıklığı kişi için sorun haline gelmişse, yani kişi günün büyük bir bölümünü burundan değil de ağızdan nefes alarak geçiriyorsa, gece horlamaları oluyorsa operasyon yaşam kalitesini düzeltmek için düşünülmelidir. Burun tıkanıklığı yapan nedenlerin tespitinde endoskopik muayene çok önemlidir. Endoskopi sonrası ek patolojilerin tespiti için tomografik inceleme gereklidir. C B urundan nefes alma zorluğu, sık hapşırma ve kuru öksürük, koku alma duyusunda azalma, uyku kalitesinde giderek artan düşüş burun tıkanıklığının en önemli belirtileri arasındadır. Geçici burun tıkanıklığına yol açan nezle dışında, burun tıkanıklığının başlıca sebebi olarak organın doğuştan ya da sonradan kazanılan ve anatomik olarak deviasyon şeklinde tanımlanan eğrilikler gösterilmektedir. Medstar Topçular Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Mehmet Özemekçi burun tıkanıkları ve tedavisini anlattı. Burun eğriliği Hava kirliliği, sigara, alerji, burun spreyi bağımlılığı, alkol tüketimi ve atmosfer basıncı değişiklikleri gibi burun mukozasını şişiren, ödemini artıran dış nedenler burun tıkanıklığına yol açar. Konkaların anatomik olarak büyük olması, geniz eti büyümesi, polip, sinüzit gibi durumlar da burun tıkanıklığına neden olur. Burun bölmesinin eğriliği; hem çevresindeki yüz kemiklerinin farklı gelişimlerine bağlı çekilmeler, hem de doğumda ve erken çocukluktaki darbeler sonucu oluşur. Eğrilik, solunumun engellenmesi, horultulu solunuma, baş ve yüz ağrısı, tekrarlayan sinüs iltihabı, horlama, orta kulağı havalandıran östaki borusu nezlesi ve orta kulak iltihaplarına eğilime sebep oluyorsa cerrahi işlem uygulanmalı. C MY B