02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

9 OCAK 2013 ÇARŞAMBA SAYFA SAĞLIK 5 KADINLARIN H Reflü hastası anne adayı, bilinçsiz ilaçla düşük yapabilir amilelikte sık yaşanan rahatsızlıklardan biri de reflü. Birçok anne adayı hamilelikte mide yanmasından ve ağıza acı su gelmesinden şikayet eder. Genelde nedeni reflüdür. Medical Park Antalya Hastanesi'nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Timur Uğurlu; reflünün belirtileri ve tedavisini anlattı. “Reflü; göğüste yanma ve ekşime hissiyle ortaya çıkar. Ağızda acı tat oluşurken, kokuda hissedilir. Tok karnına yatıldığında geceleri rahatsız eden şişlikler, gaz ve boğulma hissi oluşabilir. Bazen kalpte çarpınyı hissetmek bile mümkündür. Midedeki asit; ne kadar çok yemek borusundan yukarı çıkıyorsa yanma hissi o kadar çok olur. sistit rarınızı tutmayın ve mümkün olduğu kadar sık idrara çıkın. Böylece mesanedeki bakterileri dışarıya atarsınız. Naylonlu ve dar iç çamaşırı kullanmak yerine pamuklu çamaşırları tercih edin. Genital bölgenin uzun süre nemli kalması bakterilerin üremesini kolaylaş KORKULU RÜYASI Opr. Dr. ilker Tekin İlaç kullanımını dikkat Hamilelerin, doktora danışmadan ilaç almaması gerekir. Bilinçsizce alınan ilaçlar; düşük riskine neden olabilir. Tedavide temel amaç, bebek için risk oluşturmadan anneyi rahatlatmaktır. Bu yüzden hamile olmayan insanların kullandığı ilaçlar, hamilelik döneminde kullanılmamalı. Reflü ile ilgili şikayeti olan hamilelerde yanmanın şiddetine göre tedavi önerillir. Hafif şikayeti olanlar ilaç kullanmadan, doktorun verdiği diyet programıyla tedavi olabilir. Son öğünün az olması ve yatmadan en az 23 saat önce yemek yenmesi gerekir.” Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Mehmet Sarıer, idrar yollarının iltihaplanmasıyla oluşan ve üreme sisteminde en sık görülen hastalıklardan biri olan sistiti, kadınların daha sık yaşadığını belirtti K Bunlara dikkat edin Seyrek ve çok yemek yerine, az ve sık yiyin. İyi çiğneyin. Kafeinli içecekleri tüketmeyin. Dik oturun. Rahat kıyafetler giyin. Yatmadan önce hafif yiyecekler tüketin. Çikolatadan, ve baharatlı yiyeceklerden uzak durun. Alkol kullanmayın. adınlarda uretra erkeklerinkinden kısa olduğu için dış ortamdaki bakterilerin mesaneye ulaşmasının daha kolay olduğunu söyleyen Op. Dr. Mehmet Sarıer, ''Bu nedenle kadınlarda sistit görülme oranı daha fazladır. Kadınların en az yüzde 20'si yaşamları boyunca en az bir kez sistite yakalanır. Zamanında tedavi edilmezse, sorun böbreklere kadar ilerler. Teşhis edildikten sonra hızlı ve uygun bir biçimde tedavi edilirse önemli bir hastalık değildir'' dedi. tırıcı ortam yaratacaktır. Tuvalet temizliğinizi önden arkaya doğru yapmanız, ön tarafa bakteri taşımanızı engelleyecektir. İdrar yaparken dik poziyonda oturun böylece mesanenizin daha fazla boşalmasını sağlamış olacaksınız'' diye konuştu. Sık idrara çıkmak Sistitin en önemli belirtileri arasında idrar yaparken yanma ve sızı olduğunu vurgulayan Op. Dr. Mehmet Sarıer, şunları söyledi: ''Sık idrara çıkma, bazen idrardan kan gelme, ağrının kasıklara ve makata yayılması, ateş, terleme, yorgunluk, kusma ve bulantı, idrarın kötü kokulu olması, ilişki esnasında hissedilen ağrıdır. Bunları engellemek için dikkat etmemiz gereken birkaç konu var. Özellikle bol sıvı tüketin, id rta kulak iltihabı, soğuk algınlığından sonra çocuklarda en sık rastlanan hastalıklar arasında. Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Opr. Özgür Hakan Yüksel; 6 ay ile 6 yaş arasındaki çocukların çoğunun bir veya birkaç orta kulak iltihabı geçirdiğini belirterek, “Bebekler, bağışıklık sistemleri gelişmemiş olduğu ve genellikle sırt üstü yatarken beslendikleri için orta kulak iltihabına daha sık yakalanır. Enfeksiyonun bebeklik çağında sık geçirilmesinin bir diğer sebebi de östaki borusunun gelişimini tamamlayamaması nedeniyle orta kulağı koruma, temizleme ve havalandırma işlevlerini tam olarak yerine getirilmemesidir’’ dedi. Orta kulak iltihabı deyip geçmeyin O Orta kulak iltihabının tedavi edilmemesi durumunda kalıcı işitme kaybı, kulak zarında ve orta kulakta düzeltilmesi zor hasarlar oluşturabileceğini anlatan Yüksel, “Orta kulak iltihabı ağrısının çok şiddetli ve zonklayıcıdır. Özellikle geceleri artan kulak ağrısı, kulaktan kanlı veya yeşilimsi sarı akıntı, işitme kaybı, ateş, rahatsızlık ve hu zursuzluk, mide bunaltısı, iştahsızlık, burun akması, elini sürekli kulağında tutma hastalığın belirtileridir” dedi. Orta kulak iltihabıbın tedavisinin antibiyotikler ile yapıldığını belirten Op. Yüksel, annelere şu tavsiyelerde bulundu : “Çocuk yuvaları ve kreşlerde genel temizlik kurallarına dikkat edilmeli. Bebeklerin ve çocukların bulunduğu ortamlarda sigara içilmemeli. Grip aşısı koruma sağlar. Bebek en az 6 ay sadece anne sütü ile beslenmeli. Bebeklere biberon verilecekse asla yatarken değil, otururken verilmeli. Emzirme sırasında bebeğe 45 derecelik bir yatış pozisyonu verilmelidir.” Yüksel, hastalık kronikleşirse doktorların cerrahi tedavi önerilebileceklerini de belirtti. iltaltındaki yüzeyel toplardamarların kabarık ve kavisli görünüm alması varis olarak adlandırılır. Varisler pratik anlamda en çok bacak toplardamarlarında görülürler ve damar çaplarına göre üç tipe ayrılırlar; telanjiektazi (1 mm çaplı ipliksi varisler), retiküler varisler ( 24 mm), geniş varisler (5 mm2 cm) . Kirli kanı kalbe geri taşıyan bu damarlarda kanın kalp yönünde ilerlemesini ve geri kaçmamasını sağlayan kapakçıklar bulunur. Özellikle ailesel yatkınlığı olan kişilerde mevcut aşırı şişmanlık, geçirilmiş damar iltihabı, gebelik, ayakta çalışılan bir meslek yapıyor olmak, kronik akciğer hastalığı, kronik kabızlık gibi durumlar kapaklarda yetmezliğe, dolayısıyla kanın bacaklarda geri kaçarak damar çapında genişleme ve varis oluşumuyla sonuçlanır. Varisler; bayanlarda erkeklere göre 1.5 kat daha sık görülmesi ve oluşturduğu kozmetik şikayetler nedeniyle bayanlar tarafından daha çok kalp damar cerrahisi poliklinik başvurusuna neden olur. HANGİ ŞİKAYETLERE NEDEN OLUR? Varisli hastalarda gece krampları, kaşıntı, bacaklarda şişlik, ayakta kalma ile ağrı sıkça görülen şikayetlerdir. Bu şikayetler varislerin büyüklüğü veya sayısı ile orantılı değildir. Bayanlarda bu şikayetler özellikle hamilelik ve adet dönemlerinde oluşan hormonal değişikliklerle ciddi derecede artar. YAPILMASI VE YAPILMAMASI GEREKENLER NELERDİR? Varisi olanlar kişilerde baldır kaslarını güçlendiren yürüyüş, yüzme ve bisiklete binme gibi sporlar önerilmekle birlikte ıkınmaya neden olan tüm ağır sporlardan kaçınılmalıdır. Ayakta uzun süre durulan meslek gruplarında çalışan kişilerin gün içinde fırsat buldukça ayaklarını uzatarak oturmaları veya yukarı kaldırarak dinlendirmeleri gerekir. Doktoru tarafından önerilen uygun basınç ve seviyedeki varis çorabı ayakta durulan saatlerde muhakkak giyilmelidir. Bu hastaların kabızlık veya öksürmeye neden olan hastalıklarını biran önce tedavi ettirmeleri, aşırı sıcak teması dolayısıyla sıcak kum, kaplıca ve benzeri yerlerlerden uzak durmaları, topuklu ayakkabı ve dar pantolon giymemeleri gerekir. Özellikle uyumadan önce bacakların çeşme suyunda yıkanması gece kramplarında azalma ve rahatlama sağlar. Varis için özel bir beslenme tipi yoktur ancak kilo alınmaması önerilir. NASIL TEDAVİ EDİLİR? Varis tedavisinde seçilecek yöntemde hastaya ait özellikler (yaş, cinsiyet, kilo, meslek vb), hasta şikayeti, mevcut varisin tipi ve doppler ultrasonografi bulguları belirleyici olur. Bu tedavi yöntemleri yüzeyel lazer, termokoagülasyon, köpük skleroterapi, kapalı cerrahi (endovenöz lazer, radyofrekans) ve açık cerrahi olarak sayılabilir. Uygulanacak tıbbi tedavinin yanı sıra hastanın belirtilen günlük yaşama dair önerilere uyması ve varis çorabını düzenli kullanması tıbbi tedavinin başarısını arttırır. C VARİS NEDİR, KİMLERDE GÖRÜLÜR? C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle