Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 SAYFA 3 OCAK 2013 PERŞEMBE GÜNCEL yan/yazan Eflaki’ye göre Mevlana, PeyGİRAY ERCENK gamber ’in bile söygercenk@yahoo.com.tr lemediği bir şey söylemişti, “Vallahi, vallahi” demişti, “beMEVLANA VE im yüzümü gören YUNUS ÜSTÜNE... n cennete gider...” Farsça yazıp/söyleyen Mevlana ’nın fganistan’ın Belh kentinde yaşayan din bilgini Ba yedi göbek sülalesinin kaydı haeddin Veled, adının tutulmuştur... Konya’daki muhkarıştığı bir saray dedikodusu teşem türbede baba/evlat, toüzerine ailesiyle birlikte ülke run/tokat birlikte yatarlar... sinden ayrıldı... Selçuklu Sultanı Egemenler katında hal böyle, ya I. Alaaddin Keykubat’ın (öl.1237) halk katında? 13. yüzyılda, işgaller, isdavetiyle önce Larende’ye (Karaman) ardından, 1225 yılında yanlar, taht kavgalarıyla süren, Konya’ya geldi... Keykubat, aileyi giderek devletin çöküşüyle soKonya’nın dışında karşıladı... nuçlanan süreçte, toprağa tuKafile yaklaşırken atından inen tunmaya çalışan fakir fukara Sultan, Bahaeddin Veled’e elini Türkmen’in korkusunu, kuşöpmek üzere saygıyla yaklaştı; an k us u nu, u m u du n u di l in c e; cak Bahaeddin atından inmedi Türkçe söyleyen Yunus Emre ği gibi, eli yerine asasını uzattı... (öl.1321) hakkında bilinenler efRus Türkolog Radi Fiş, Keyku saneden ibarettir ve de mezar bat’ın uzatılan asayı öptüğünü ya yeri belli değildir... Şaşaa fışkıran Mevlana ile zar... Bahaeddin’in kafilesinde, ileride efendimiz anlamına gelen toprak kokan Yunus arasındaMevlana lakabıyla alınacak olan ki fark, medresetekke; yani 18 yaşındaki oğlu Celaleddin kentkırsal farkıdır ve de elbette sınıfsaldır... Bunun böyle ol(öl.1273) de vardı... Zaman, dinin; üretimden si duğu, salt Mevlana ve Yunus’ta yasete, iktidardan adalete; ya değil; aynı yüzyılda yaşayan, şamın her alanını düzenlediği; her biri ayrı toplum kesiminin erkek/kadın herkesin, birileri sözcüsü/temsilcisi Hacı Bekni şeyh/mürşit (yol gösterici) taş Veli, Ahi Evran, Nasreddin edindiği; şeyhi olmayan birinin, Hoca gibi kültürümüzün yüz “şeytanı şeyh edindiğine” ina akı insanlar için düzenlenen anma törenlerine katılanların nılan zamandı... Konya’ya yerleşen Baha kimlik ve giyim kuşamlarıyla da eddin, saltanat, medrese, aske bellidir... Yunus ’un tanrıya, “cenneri çevre ve toprak feodallerince mürşit/şeyh bellendi... Salta ti isteyene ver, bana sen gereknatlar değişti; Moğollar, Kara sin” diyen seslenişinin sansür manoğulları, Timurlular, Os edilmesi akla, Kanuni’nin Şeymanlılar geldi, geçti; ama Ba hülislamı Ebu Suud’un, kendihaeddin’in Dergâhı, yerini her sinden ikiyüz yıl önce ölen Yudevirde korudu; egemenlerin nus Em re hakkında verdiği mürşidi oldu... Şimdi Cumhu “katli vaciptir” fetvasını getiririyet’tir; Dergâh yine irşatta yor... Yunus, Mevlana’yı yücelten Molla Kasımların hışdır... Bahaeddin’in ölümünden mında... Yeni yılınız kutlu olsun... sonra yerine oğlu Celaleddin geçti... Kaynaklar, babasındaki (Teknik bir hata nedeniyle yakibirli tabiatın oğluna aynen zarımızın 2 Ocak’ta çıkması gireken geçtiğini yazar... Mevlevi Oca yazısını bugün veriyoruz. Okurlarığı’nın ilk yetmiş yılını yaşa mız ve yazarımızdan özür dileriz.) G NİHAT TOKLU G GÜRSU KUNT y G PELİN GEL AĞAN aklaşık bir ay önce, MHP Kepez İlçe Başkanı Mehmet Seyyar, yaptığı basın toplantısında TOKİ’nin ilçede yapmayı planladığı projeyi gündeme getirdi. MHP’li Seyyar, TOKİ’nin 19 mahalle ile Duacı Köyü’nü kapsayan 2 bin hektarlık alanda, kentsel dönüşüm projesi uygulamak için harekete geçtiğini söyledi. Seyyar, seçimlerden önce bölge sakinlerine tapu sözü veren AKP’nin, sözünü tutmadığını öne sürdü. MHP’den sonra CHP de konuyu gündemine aldı. Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan, basın açıklaması ile AKP’ye yüklendi. CHP İl Başkanı Devrim Kök ile Kepez İlçe Başkanı Halil Bahar, proje alanında kalan mahallelerin muhtarları ile toplantı yaptı. İktidar partisi AKP’nin yetkililerinin ilk açıklamaları, bu gelişmeyi doğrular nitelikteydi. Hatta aralarında Ankara’daki bürokratları bölgeyi bilmeden proje çalışması yapmakla suçlayanlar oldu. Sorunun halledileceği ifade edildi. AKP cephesinden gelen ilk açıklamaların ardından iktidar partisinin yetkilileri bir süre konu hakkında açıklama yapmadı. Daha sonra AKP İl Başkanı Mustafa Köse ile Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’nün olduğu bir heyetin konuyu görüşmek için Ankara’ya gittikleri duyuldu. Ankara’daki görüşmelerin ardından İl Başkanı Mustafa Köse’nin muhalefeti olayı saptırmakla, kamuoyunu yanıltmakla suçlayan açıklaması oldu. Köse, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile TOKİ’den belge istediklerini, o belgeler geldiğinde kamuo Y Kepez’i TOKİ’den kim kurtardı? yu ile paylaşacaklarını da duyurdu. Yeni yılın ilk iş gününde AKP İl Başkanı Mustafa Köse, ilk basın toplantısını bu konuya ayırdı. Kepez’in Çankaya Mahallesi’nde, Masadağı üzerindeki seyir terasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıya; AKP Kepez İlçe Başkanı Bahattin Bayraktar, Belediye Başkanı Hakan Tütüncü ile projenin etkileyeceği 19 mahallenin muhtarları katıldı. AKP İl Başkanı Mustafa Köse ile Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’nün oldukça rahat oldukları görülüyor. Bunun nedeninin de, TOKİ ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan gelen yanıtlar olduğu anlaşıldı. Ankara’da, Köse ve Tütüncü’nün elini güçlendiren gelişmeler olmuştu. Konu hakkında ilk konuşmayı yapan Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, muhalefeti dezenformasyon yapmakla, karalamada bulunmakla, iftira atmakla suçladı. Kepez’in 19 mahallesinde iddia edildiği gibi kentsel dönüşüm projesi olmadığını, sadece taslak proje çalışması bulunduğunu belirten Tütüncü, yaptıkları temaslarla Kepez’in taslak projeden de çıkarıldığını söyledi. Tütüncü, Kepezlilerin bu konuda rahat olmasını istedi. AKP İl Başkanı Mustafa Köse, TOKİ’nin Kepez’in söz konusu bölgelerinde hiçbir zaman kentsel dönüşüm projesi olmadığını, sadece özel proje alanı ilan edilmesine yönelik çalışması bulunduğunu vurguladı. Köse, bu çalışmanın da tamamen durdurulduğunu söyledi. Toplantının sonunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile TOKİ’nin, Kepez’in 19 mahallesindeki özel proje alanı çalışmasının durdurulduğunu gösteren belgeler basına dağıtıldı. Basın toplantısında açıklanan belgeler ile AKP İl Başkanı Mustafa Köse ve Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’nün net ifadeleri, 19 mahallenin TOKİ’nin elinden kurtulduğunu gösteriyor. Olayın bir başka tarafı da adı ne olursa olsun söz konusu proje çalışmalarının 2012 yılının haziran ayında başlatıldığı. Anlaşıldığı kadarı ile Kepez’de 10 bine yaklaşan tapu iptal davaları sonucunda şimdilik Maliye Hazinesi’ne geçen arazileri ile 2B alanlarını TOKİ’nin iştahını kabartmış. Kepez’de kentsel dönüşüm projesi yapmak için taslak çalışması başlatmış. Yine anlaşıldığı kadarı ile AKP’nin Antalya örgütleri ile Kepez Belediyesi bu çalışmaya sıcak bakmamışlar. Ama konu muhalefetin gündemine gelinceye kadar da taslak halinde de olsa TOKİ’nin gündeminde böylesine çalışma vardı. Şu anda Kepez’in hemen hemen yarısı olan 19 mahalle ile Duacı Köyü, TOKİ’nin gündeminden düşmüş görünüyor. İleride ne olur bilinmez ama şimdilik Kepez’in kurtuluşu söz konusu. Peki Kepez’in kurtarıcısı kim? Birden çok kişinin olduğu ortada. Konuyu gündeme taşıyıp kentte kamuoyu oluşturan MHP ve CHP’nin önemli katkısı var. Kamuoyunun tepkisini Ankara’ya iletip, yetkilileri ikna eden AKP yöneticileri ile Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’nün de hakkını teslim etmek gerekiyor. GÖRECE A 11. sınıf öğrencilerine Sağlıkta “E” recete Hepatit B ve C Semineri dönemi başlıyor HURİYE MAZİ ısa adı ANSİAD olan Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği’nin düzenlediği, yılın ödülleri yarışmasında yer alan “Yılın Medya Ödülleri”nin bir kategorisinde yapılan değerlendirme üzüntü verici olduğu kadar düşündürücüydü de. ANSİAD, medya ödülleri ile ilgili yarışmasında, 02 Kasım 2011– 02 Kasım 2012 tarihleri arasında, Batı Akdeniz Bölgesi’nin ekonomik ve sosyal gelişimine katkıda bulunan kendi deyimleri ile, “özgün, bağımsız ve dürüst gazetecilik ilkelerine uygun eserleri” ödüllendireceğini açıklamıştı. Medya mensuplarından, “Haber, İncelemeAraştırma, Röportaj, Program dallarında yayınlanmış olan” eserleri ile yarışmaya başvurmaları istendi. Antalya VTV Televizyonu’nda, bir yıldan beri iş dünyasına yönelik, “Antalya’da İŞ’te HAYAT” adlı program yapan genç gazeteciler; Pelin Gel Ağan ile Vahide Yanık da, televizyon programı dalında başvuru yaptılar. Genç gazeteciler bugüne ka K ANSİAD, emeğe saygı göstermedi dar yaptıkları 32 program arasında, yarışmaya katılacak eser için seçim yapmakta hayli zorlandılar. Çünkü genç gazetecilerin her programı yoğun emek ve araştırmanın ürünüydü. Antalya iş dünyasında çoğu marka olmuş kişi ya da kuruluşların dününü, bugünün ve hedeflerini anlatan, yeni nesillere yol gösteren birer belgesel niteliğindeydi programları. Yani Antalya’nın ekonomi belleğini oluşturmaktı amaçları. Pelin ve Vahide, zor da olsa bir programlarını seçip ANSİAD’ın yarışmasına gönderdi. Yarışmaya televizyon programı dalında başka başvuru olmadığını öğrendik. Ama ANSİAD’ın ödül jürisinin yaptığı değerlendirme sonucunda televizyon ile radyo aynı alanda değerlendirildi. Yani elma ile armutu değerlendirmek gibi birşeyi yaptı ANSİAD jürisi. Ödülü radyo programına verdi. Bu ödülü alan kişiyi tebrik ediyoruz. Fakat durum, farklı alanlardaki iki programın aynı kefede değerlendirilmesiydi. Bu gelişme, konuyu biraz bilen herkesi şaşırttı ve üzdü. Yaptığımız kısa araştırmada kulağımıza gelen duyumlar, jürinin özensiz değerlendirme yaptığını ortaya koydu. Jüri, bir saatlik programdan sadece 5 dakika izleyerek programın ekonomi alanında bir program olmadığını saptayarak (!) “ödüle değer bulmamış.”Günler süren araştırma ve çekimin ardından yapılan bir saatlik programı, ‘adet yerini bulsun’ mantığı ile üstün körü bile diyemeyeceğimiz şekilde değerlendirmede bulunmak, en hafif tanımı ile emeğe saygısızlıktır. Televizyon programı dalında yeterli katılım olmadığı için ödül vermedik demeleri yerinde bir davranış olacaktı. Bu genç habercilerin şevkini kırmak, seçilen jürinin görevini savsaklamasıdır. Bu tavır, jürideki bazı kişilerin tarafsızlığını sorgulamaya açar. Ayrıca ANSİAD’ın ödüllerine de gölge düşürür. Yarışmanın bu kategorisindeki değerlendirmenin objektiflikten uzak ve gereği gibi yapılmadığı ortada. ANSİAD yetkililerinin ne diyeceğini merak ediyoruz. fyonkarahisar Belediyesi Kent Konseyi Sağlık Çalışma Grubu tarafından geçen yıl başlatılan kronik Hepatit B ve C bilgilendirme seminerleri devam ediyor. Öğrencilere yönelik düzenlenen seminerlerin ilki Ali Çetinkaya Kız Meslek Lisesi'nde düzenlendi. Afyonkarahisar Devlet Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Berna Bozca tarafından verilen seminerde, 11. sınıf öğrencilerine kronik Hepatit B ve C ile ilgili bilgi verildi. A S osyal Güvenlik Kurumu (SGK) 15 Ocak 2013'ten itibaren elektronik ortamda girilmeyen reçeteleri karşılamayacak. Afyonkarahisar Eczacılar Odası Başkanı Kazım Melih Köken, “Daha önce 1 Ocak olarak açıklanan e reçete uygulaması 15 Ocak 2013’de başlayacak. Artık doktorlarımızın kağıda ıslak imzalı reçete yazma dönemi tarihe karışacak. Bu uygulama sağlıkta yaşanan dönüşümün bir parçası. 2005 yılında başlayan sağlıkta dönüşümle birlikte herşey elektronik olmaya başladı. E reçete dönemi 15 Ocak’tan itibaren yurt genelinde uygulanacak. Bu sistemde özel bazı gruplar hariç artık yazılı reçete dönemi olmayacak. E reçetesiz ilaç verilmeyecek” dedi. Hastalığın belirtisi yok Hepatit B ve C hastalığının sinsice ilerleyen kronik bir hastalık olduğunu belirten Uzman Doktor Berna Bozca, hastalığın belirtileri olmadığını, bu yüzden çok dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Hastalığın her yaş grubu için geçerli olduğunu ve insanları tehdit ettiğini vurgulayan Bozca tedavi edilmediği takdirde, Hepatit B ve C’nin 4050'li yaşlarda siroz ve karaciğer kanserine bile neden olabileceğini vurguladı. yaşam dileriz... İLAN SERVİSİ (0 242) 248 00 57 Sağlıklı bir Kan ve cinsel temasla bulaşabilir Hastalığın kan yoluyla ve cinsel temasla bulaştığını dile getiren Uzman Doktor Berna Bozca, kanla temas eden tırnak makası ve tıraş bıçaklarının ortak kullanımının da hastalığı bulaştırabileceğini belirtti. Kan tahlili yapılarak hastalığın tespit edilebileceğini kaydeden Bozca, yapılan teşhise göre, hastalığın iğne ve hapla tedavi edilebildiğini ifade etti. Geçen yıl yaklaşık 3 bin öğrenciye verdikleri eğitimlere bu yıl devam edeceklerini kaydeden Bozca, Afyonkarahisar’daki orta öğretim düzeyindeki tüm okullarda benzer seminerler düzenleyeceklerini belirtti. C MY B