Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 OCAK 2013 ÇARŞAMBA SAYFA SAĞLIK 5 BOYUN NA DiKKAT Başarılı sonuç alınıyor G ünümüzde boyun fıtığı ameliyatlarının, gelişen yeni tetkikler ve mikroskop yardımıyla ayrıca mikrocerrahi yöntemleriyle son derece yüz güldürücü sonuçlar verdiğini belirten Medical Park Hastane Kompleksi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Cenk Ermol, ''Yaklaşık 1 saat süren ameliyat sonrası hasta, yaşam kalitesini bozan şiddetli kol ağrısının dramatik olarak I R A L I R AĞ edical Park Antalya Hastane Kompleksi, Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Cenk Ermol boyun fıtığının artmasında, bilgisayar kullanımının yaygınlaşması, masa başında uzun süre aynı pozisyonda çalışmak ve spor yapmaya zaman ayıramamanın önemli etken olduğunu belirtti. Çalışanlarda boyun ağrısı görülme sıklığının daha fazla olduğunu belirten Ermol ''Kişinin ağır iş yükü altında olması da boyun ağrısında etkendir. Ancak her boyun ağrısı fıtığa bağlı değildir. Boyun ağrıları özellikle mekanik nedenler ve omurga hastalıklarına bağlı ortaya çıkar. En sık görülen mekanik boyun ağrısıdır. Özellikle masa başı görevlerde gün boyu eğik pozisyonda çalışanlarda bu yakınmayla çok sık karşılaşırız. Diğer bir sık nedende boynumuzu etkileyen küçük travmatik zedelenmelerdir'' dedi. M Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Göğüs Hastalıkları Bölümü Uzm. Dr. Evren Toprak TÜBERKÜLOZ T Fıtığa dikkat Boyun ağrısının kola ve ele yayılması, uyuşukluk hissi, boyun fıtığının belirtisi olabileceğini söyleyen Ermol, ''Boyun hareketleri ağrılı olduğu için kişi boynunu hareketsiz tutmak ister. Boyun adelelerinin sürekli kasılmasına bağlı spazm dediğimiz adale sertleşmesi gerçekleşir. Bu durum ağrıyı arttırır. Bu süreçte ağrı kesici, kas gevşetici ilaçlar öneririz. Her ağrıyı fıtıkla karıştırmamak gerekir. Boyun fıtığı sinir köküne baskı yaptığından omuz ve kola vuran ağrı, uyuşma bazende kol ve elde güçsüzlük yaratacaktır” dedi. yok olduğunu fark eder. Hasta ameliyat sonrası birkaç saat içinde yürümeye başlayabilir. Ertesi gün taburcu olup, birkaç hafta içinde normal yaşantısına, eğer çalışan bir hastaysa iş hayatına dönebilir. Ameliyat hastanın yaşamını kısıtlamaya yönelik değil, aksine yaşam kalitesini korumaya yöneliktir'' dedi. Kış enfeksiyonlarından kendinizi koruyun K ışın gelmesiyle başlayan ani hava değişimlerinin üst ve alt solunum yolu enfeksiyonlarından zatürreye kadar bir çok hastalığı beraberinde getirdiğini söyleyen Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Enfeksiyon Hastalıkları Uzm. Dr. Bekir Uygun ''Hava sıcaklığının düşmesi ve nem oranının değişimi, kış mevsiminde bazı enfeksiyon hastalıklarının daha sık görülmesine neden olmaktadır'' dedi. Ellerinizi temiz tutun Kış aylarında; vücudun direncini kıran birçok değişiklik olduğunu anlatan Uygun, sözlerine şöyle devam etti: “Cildimiz soğuğa bağlı olarak kurur ve bütünlüğü kolayca bozularak enfeksiyonlara ve alerjik reaksiyonlara eğilimi artar. Havanın soğumasıyla yorgunluk ve depresif bir mizaç hakim olur. Bu nedenle günlük enerji, vitamin ve mineral gereksiniminde artış olmaktadır. Soğuk algınlığı da grip de virüs dediğimiz küçük mikroorganizmalarla bulaşır. Hastalık etkeni mikroorganizmaların bulaşmasında, hasta kişilerden hapşırma, öksürme yoluyla çevreye yayılan damlacıkların direkt solunum yoluyla alınması önemli bir faktördür. Fakat gözden kaçan önemli bir bulaşma yolu da kirli ellerdir. Ağız ve burun salgılarının bulaştığı ellerle başka kişilere veya eşyalara temas sonucu mikrop kolayca bulaşır bu konuya özellikle dikkat etmemiz gerekir.'' Kış ayları ayları artan artan Kış bu bu hastalıklardan hastalıklardan nasıl nasıl korunabiliriz? korunabiliriz? überküloz hastalığına neden olan basilin keşfedilmesinin üzerinden 125, etkin tedavisinin bulunmasından 60 yıldan fazla geçmiş olmasına rağmen günümüz dünyasında tüberküloz, halen önemli bir toplum sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir. Tüberkülozdan dünyada her yıl 2 milyon kişi ölmekte, 9 milyon kişi tüberküloz hastalığına yakalanmaktadır. Ülkemizde ise her yıl 18 000 civarında yeni hasta ortaya çıkmaktadır. 200’den fazla ülke, tüberküloz kontrol stratejisi olan “Doğrudan Gözetimli Tedavi Stratejisi”ni uygulamaya geçmiştir. Bu stratejinin temel noktaları uzun süreli öksürük yakınması ile başvuran kişilere balgam muayenesi yapılarak tanı konabilmesi, ilaçların sürekli olarak temini ve ücretsiz verilmesi, ilaçların gözetimli olarak içirilmesi, hastaların kayıt ve bildirim sisteminin sağlıklı bir şekilde yapılarak ülke çapında güvenilir verilere ulaşılmasıdır. Verem tedavi edilebilmektedir. Ülkemizde tanı konulan hastaların %92'si başarı ile tedavi edilmektedir. Kadınlarımızın tedavisi daha başarılıdır, çünkü erkeklere göre tedaviyi daha az terk etmekte ve daha az ölmektedirler. Verem hastası olan erkekler, sigaranın yol açtığı hastalıklar ve diğer nedenlerle kadınlardan daha fazla ölmektedirler. Verem ya da tüberküloz hastalığını her yurttaşın bilmesi ve tanıması gereklidir. Veremi düşündüren yakınmalar başlayınca gecikmeden aile hekimine, göğüs hastalıkları uzmanına ve verem savaşı dispanseri hekimine başvurmak gereklidir. Veremin yakınmaları, öksürük, balgam, iştahsızlık, kilo kaybı, gece terlemesi, halsizliktir. Özellikle öksürüğün geçmemesi, antibiyotikle düzelmemesi 2 haftadan uzun devam etmesi dikkate alınmalıdır. Veremin tanısı basittir. Yakınmalar ve akciğer filmi bulguları ile hastalıktan şüphelenilir. Balgamın özel bir boyama ile mikroskopta incelenmesi ile tanı kesinleşir. Bütün bu işlemler saatler içinde yapılabilir. Veremin, sağlıksız, bağışıklığı zayıf, yaşlı ve başka hastalıkları olan insanlarda daha fazla göründüğünü de unutmamak gereklidir. İyi beslenme, sağlıklı bünye, sigarasız yaşam önemlidir. Verem savaşındaki başarı, 21. yüzyılda ülkelerin sağlık düzeylerinin bir göstergesidir. Bu bilinçle verem savaşını, hastalığın insanlığa bela olmaktan çıkartılmasına kadar sürdürmek gereklidir. K ış hastalıklarından korunmanın yollarını anlatan Uygun ''Kirli, kapalı ve soğuk ortamlarda uzun süre kalınmamalı, Hava sıcaklığına uygun kıyafetler giyilmeli,Solunum yolu hastalığı olanlar mümkünse bulaştırıcılığı geçene kadar diğer insanlarla temastan kaçınarak dinlenmeli, sık sık ellerini yıkamalı, hapşırma ve öksürme esnasında daha dikkatli olmalı, Beslenme programı gözden geçirilmeli, doğal yoldan veya ilaç şeklinde vitamin takviyeleri yapılmalıdır. Turunçgiller, havuç, brokoli, kabak, brüksel lahanası, yeşilbiber, karnabahar, mandalina, maydanoz, roka, tere gibi sebzeler, vitaminler açısından zengin besinlerdir” diye konuştu. Bitmeyen gaz sancıları ve şişkinlik edical Park Antalya Hastane Kompleksi Beslenme ve Diyet Uzmanı Aysun Yurdakul 'Şişkin karın ve dayanılmaz gaz sancılarından şikayetçi iseniz yediğiniz yiyeceklere ve pişirilme şekillerine dikkat etmelisiniz' dedi. Yemek yerken hava yutmak Yemek yerken hava yutmanın şişkinliğin nedenleri arasında yer aldığını belirten Yurdakul, “Yemek yerken bir miktar hava yutulur. Sigara içmemiz ve uygun olmayan takma dişler normalden fazla hava yutmamıza neden olur. Aynı zamanda yerken çok konuşmamız ve kahkahalar daha fazla hava yutmamıza neden olur” dedi. Çiğnemeden yutmak Yemek yerken çok iyi çiğnememiz gerektiğini söyleyen A.Yurdakul, “Besinlerin sindirimi ağızda başlar. M Sindirimin başlaması için tükrükle temas etmesi ve çok iyi çiğnenmesi gerekir. Midenin görevi besini parçalamak değildir. Parçalanmış gıdayı sindirmektir. Mide çiğnenmeden yutulan gıdayı sindirebilmek için daha fazla asit üretir” diye konuştu. Gıda alerjisi Gıda alerjisinin özellikle laktoz gaz oluşumuna sebep olduğunu belirten A.Yurdakul, “Laktozsuz süt içmeyi deneyebilirsiniz. Sütü soğuk veya sıcak içerken içine tarçın koyabiliriz. Tarçın mide dostudur. Ve gaz oluşumunu önler. Bazı gıdaların içerdiği bileşikler şişkinliğe neden olabilir. Özellikle ; Lahana, kereviz, turp, brokoli, karnabahar, soğan, sarımsak, pırasa, salatalık, şalgam, süt, bakla, kurufasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı, bezelye, kavun, armut, alkol bu gıdalardan hepsi ya da bir kaçı size dokunuyor olabilir. Mide boşalma süresini uzatan ve doygunluk hissi yaratan yağlı gıdalar da şişkinlik ve hazımsızlığa neden olabilir. Stres , heyecan, endişeli ruh hali de şişkinlik oluşumuna neden olabilir. Bunlar yaşam kalitesini etkiler” dedi. C MY B