02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

24 EYLÜL 2012 PAZARTESİ SAYFA HABER 5 Sigara ve kronik stres kan kanserinde etken Kemik iliğinde kan üretiminde yer alan hücrelerin genetik yapısının değişmesi ile ortaya çıkan kan kanserleri, her yaş grubunda ortaya çıkabilen ve türlerine göre tedavi edilmediğinde yaşamı tehdit edici özelliğe sahip kanser türleri arasında K Safra yolu ve pankreas tedavisinde altın standart: an kanserlerinin oluşmasında en önemli risk faktörleri arasında; sigara, tarım ilaçları, kronik stres ve bağışıklık sistemini etkileyen hastalıklar başta geliyor. Hastalığa neden olan ve değiştirilebilen faktörlerden korunma, hastalık riskini azaltıyor. Medstar Antalya Hastanesi Kanser Merkezi’nden Prof. Dr. İhsan Karadoğan, kan kanserlerinin nedenleri hakkında bilgi verdi. gösterir. Mutasyona uğrayan hücrenin özelliklerine göre farklı şekillerde ortaya çıkan yüzlerce kan kanseri çeşidi vardır. Bazıları tedavi edilmezse hastanın kısa sürede ölümüne yol açacak kadar hızlı ilerlerken, bazıları ise tedavi edilmese bile yıllarca sorun çıkarmaz. Risk azaltılabilir Hastalığın neden geliştiği ya da kanserli mutant hücre oluşumunu neyin tetiklediği bilinmemektedir. Ancak kanser açısından risk oluşturabilecek birçok faktörün, kan kanserleri için de tehlike oluşturduğu bilinmektedir. Sigara, kan kanserleri için önemli bir risk faktörü. Ailesel yatkınlık da önemli. Ailesinde kanser öyküsünün bulunması, riski artırır. Bağışıklık sisteminin baskılanması da önem taşır. Ağırlıklı olarak bağışıklık sistemini etkileyen EBV, HTLV, HCV gibi çeşitli viral enfeksiyonların kan kanserleri üzerinde olumsuz etkisi olduğu bilinmektedir. Genetik yapı değişir Kan kanserleri genelde kemik iliğinde kan üretiminde yer alan hücrelerden herhangi birinin genetik yapısının değişmesi ile başlar. Mutasyona uğrayan hücre anarşik özellik kazanarak, normal kontrol mekanizmalarından bağımsız hızla çoğalır. Başta kemik iliği olmak üzere lenf düğümleri, dalak, karaciğer gibi çeşitli doku ve organlarda birikmeye başlayarak bu organların normal fonksiyonlarını yapmasına engel olur. Bu nedenle kan üretiminde azalma, kanama, enfeksiyona yatkınlık ve kitle lezyonları şeklinde belirti ve bulgularla kendini ERCP’ ‘ P ankreas ve safra yolları hastalıklarının tanısı için kullanılan ERCP (Endoskopik Retrograt Kolanjiopankreatografi) yöntemi, tedavide de başarılı sonuçlar verir. ERCP’nin tanısal işlemlerde başarı oranı yüzde 95, tedavi edici girişimlerde ise yüzde 90’ın üzerindedir. Medstar Antalya Hastanesi Gastroenteroloji Bölümünden, İç Hastalıları ve Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Hilmi Dikici, ERCP’nin kullanım alanları bilgi verdi. ERCP nasıl yapılır ? Karaciğerde üretilen safra salgısı, safra kesesinde depo edilir ve buradan safra kanalı aracılığıyla, ince barsağın başlangıcına açılarak dökülür. İşaret parmağı kalınlığında bükülebilir bir tüp, ağız yolu ile hasta uyutularak, ince barsağın başlangıç yerine yerleştirilir. Özel yardımcı ekipmanlarla kanal ayrıntılı görüntülenir. Soruna yönelik olarak kanalda açma, temizleme, stent yerleştirme gibi işlemler yapılır. Teşhis ve tedavi ERCP, safra yolunda tıkanmaya yol açan herhangi bir nedeni saptamak ve aynı zamanda tedavisini sağlamak amacı ile öncelikle gastroenteroloji hekimlerince uygulanır. ERCP’nin uygulamaya girişiyle tıkanıklığa bağlı sarılığı olan hastalara yaklaşım büyük oranda değişmiştir. ERCP yöntemi en sık, safra yolu taşlarını ameliyatsız olarak çıkarmak ama cıyla kullanılır. Safra kesesinde taşların bir kısmı, keseden kanala düşerek, kanalın ağzını tıkayabilir. Bu nedenle safa salgısı barsağa akamadığı için, hastalarda sarılık, karın ağrısı, bulantı, kusma, ateş vb sorunlar oluşabilir. Hem safra yolu, hem de safra kesesi ameliyatı geçirmesi gereken hastalar, kese ameliyatı öncesinde, ERCP yapılarak safra kanalı temizlenmekte, böylece yapılacak ameliyatın sadece safra kesesine yönelik olması sağlanabilmektedir. Bu sayede, hastanın günlerce hastanede kalması veya açık yöntemle safra kesesi ameliyatı geçirmesinin önüne geçilebilmektedir. Bazen safra kesesi ameliyatla alındıktan bir süre sonra, safra kanalına taş düştüğü anlaşılabilmektedir. Böyle durumlarda, ERCP ile kanal temizlenerek, hastanın tekrar operasyona girmesine engellenir. ERCP yöntemi, kanserli hastalarda, tanı ve tedavide kullanılabilmektedir. Sarılık oluşturan safra yolu ve pankreas tümörlerinde, gerek tanıyı kesinleştirmek, gerekse stent denilen tüpler yerleştirerek sarılığı açmak ve ameliyat öncesi hastanın genel durumunu düzeltmek veya ameliyattan kurtarmak amacıyla ERCP uygulanmaktadır. Yaşlılarda ve ilerlemiş tümörü bulunan hastalarda, ERCP yoluyla takılan stent veya tüpler, sarılığı ve kaşıntıyı gidererek yaşam konforu sağlamaktadır. Mideyi tutan helikobakter gibi ajanlar bazı mide kaynaklı kan kanserlerine neden olabilir. Bağışıklık sistemini baskılayan AIDS gibi çeşitli hastalıklarda ve ilaç kullanımlarında da kan kanseri görülme sıklığı artar. Bağışıklık sisteminin baskılanmasının tam tersi olarak bu sistemin çok fazla çalışması sonucu ortaya çıkan ve otoimmün olarak adlandırılan, özellikle de kadınlarda daha çok görülen bazı hastalıkların, kan kanserleri üzerinde tetikleyici etkisi bulunmaktadır. Kimyasallar ve radyasyon ile birlikte, böcek ilaçları da sık maruz kalındığında kan kanserlerine yol açabilir. Ancak normalde çok sık kullanılmadığı ya da kurallara uygun kullanıldığında tehlike ortadan kalkmış olur. Tarım ilaçları da kan kanserlerine neden olan önemli tehlikelerden biridir. Seracılığın gelişmesi ile birlikte tarım ilaçlarının kapalı ortamlarda kullanılması ve insanların gerekli koruma önlemlerini almadan çok yaygın bir şekilde bu ilaçların zararlı etkilerine maruz kalmaları, kan kanser lerinde çok önemli bir faktördür. Akdeniz Bölgesi’nde seracılığın çok önemli bir yeri olduğundan, özellikle bu bölgede tarım işi ile uğraşan kişilerin kan kanserlerine daha fazla yakalandıkları bir gerçektir. Tarımın yapılmadığı yerlerde ise bu oran daha düşüktür. Psikolojik etkenler de tam kanıtlanamamış olmakla birlikte kan kanseri gelişimin kolaylaştırabilir. Özellikle kronik stresin akut strese göre daha fazla risk taşıdığı düşünülmektedir. Kronik stres bağışıklık sistemini bir şekilde baskılamakta, kişinin bağışıklık sistemi baskılandığında da kanser ortaya çıkması kolaylaşabilmektedir. Burun estetiğinde yüze en uygun olanı amaçlanır R inoplasti ameliyatları, dünyada en çok yapılan estetik amaçlı ameliyatlardır. Rinoplasti, burun içerisinde bulunan kıkırdaksı dokunun şekilsel bozukluk sonucu eğri olduğu durumlarda, bu şekil bozukluğunun giderilmesi amacıyla yapılan cerrahi işlemdir. Medstar Topçular Hastanesi Kulak Burun Boğan Hastalıkları Bölümünden Op. Dr. Abdullah Yılmaz, rinopalsti ameliyatları hakkında bilgi verdi. memesi önemlidir. Hedef yüze uygun burun Burun estetiğinde amaç, yüze en uygun burnu yapmaktır. Kişinin cilt kalınlığı, mevcut kıkırdakların formu, daha önce geçirdiği burun ameliyatları, başarı oranını etkileyen faktörler arasındadır. Güzel bir burun yapmak değil, kişinin yüzüne en uygun burnu yapmak başarılı bir sonuç olarak kabul edilir. Bunun için; ameliyat izlerinin saklanabilmesi, deliklerin aşırı görünmemesi, kemik çatının kaybedil İki şikayete çözüm Rinoplasti ameliyatlarında amaç burun şekil bozukluğunu düzeltmektir. Bu cerrahi girişim sırasında, nefes almayı engelleyen kemik eğrilikleri (deviasyon) işlemi de yapılabilmektedir. Çoğunlukla burun küçültme olarak bilinen rinoplasti operasyonunda bazen burnu büyütmek de amaçlanır. Darbelere kar ı dikkatli olun urun üzerindeki alçı 7–10 gün arasında kalacaktır. Islanmaması gerekqir. Terleme ile bu alçının gevşeyeceğini düşünerek, aşırı sıcak yerlerde bulunmamak gerekir. Dişler ilk 10 gün çok dikkatli fırçalanmalı. Özellikle ön dişler fırçalanırken dikkat edilmeli. Ameliyat sonrası aşırı fiziksel aktiviteden uzak durulmalı. Burundaki sargılar kalkıncaya kadar banyo yapılmamalı. B Bir hafta boyunca aşırı yüz hareketleri ve gülmekten kaçınmalıdır. Ameliyatı takip eden 20 gün boyunca boğazlı kazak giyilmemeli. Yüze ve buruna 3 hafta süreyle sert bir şekilde dokunulmamalı. Doktorun verdiği ilaçlar dışında ilaç alınmamalıdır. Ameliyat sonrası 5 gün kontak lens takılmamalıdır. 16 hafta gözlük kullanılması sakıncalıdır. Daha sonra hafif çerçeve kullanılmalıdır. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle