Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 SAYFA 1 EYLÜL 2012 CUMARTESİ GÜNCEL NİHAT TOKLU GÜRSU KUNT PELİN GEL AĞAN Bayramı neden buruk kutladık ürkiye genelinde olduğu gibi Batı Akdeniz’de de 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları, geçmiş yıllar göz önüne alındığında hayli sönük, bir o kadar da tartışmalı geçti. Hükümetin, valilik, belediye ve garnizon komutanlığı dışında Atatürk Anıtı’na çelenk koymayı yasaklaması tepki çekti. Bayramda Ata’ya çelenk sunmak isteyen siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına, meslek odalarına izin verilmemesi büyük sıkıntılara yol açtı. Bir serzeniş de gazi eşinden T Isparta’da, Hükümet Meydanı'ndaki Atatürk Anıtı'na çelenk koymak isteyen CHP'lilere polis izin vermeyince arbede çıktı. Bunun üzerine CHP’liler Isparta Belediyesi önündeki Atatürk Anıtı'na çelenk koydular. Tepkilerini de hükümeti istifaya davet eden sloganlar atarak gösterdiler. Benzeri durum Antalya’da yaşandı. CHP İl Örgütü, resmi törenden sonra çelenk koysa da, kitlesel olarak Ata’nın huzuruna gelemedikle ri için akşam saatlerinde alternatif tören düzenlediler. Güllük’teki parti merkezinden Cumhuriyet Meydanı’na kadar yürüdüler. Burdur ve Afyon’daki bayram kutlamalarında halkın katılımının düşük olması düşündürücüydü. Burdur’da, geçit törenini çok az bir yurttaş topluluğu izledi. Benzeri manzaralar valilerin ilk kez ev sahibi olduğu 30 Ağustos Kokteyllerinde de görüldü. Kokteyllere katılımının çok az olmasını valililerin ilk kez ev sahibi olmasına bağlayanlar oldu. Sonuç olarak çeşitli kurum ve kuruluşlarla, yurttaşın katılımının sınırlandığı bir Zafer Bayramını geride bıraktık. Tartışmalar yüzünden Zafer Bayramı’nı bayram tadında kutlayamadık. Tam tersine tartışmalar yüzünden bayram birçok yerde sıkıntılı geçti. Yetkililerin yaşananlardan ders çıkarıp yurttaşın Atası ile buluşmasının önündeki engelleri kaldırması gerekiyor. D Üras, İstanbul’dan dönemedi mi? ATAB Başkanı Yusuf Üras, geçtiğimiz Temmuz ayında, CHP Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan’dan gelen eleştirilere, araya hafta sonu girmesine rağmen birkaç gün içinde yanıt vermişti. Sapan’ın GATAB konusunda, “Varan 2” adıyla yaptığı ikinci suçlamaya da aynı süre için G de yanıt vermesi bekleniyordu. Üras, Sapan’ın açıklamasının ertesi günü bir gazeteye yaptığı açıklamada, İstanbul’da olduğunu, Antalya’ya dönüp Sapan’ın iddialarına karşı gerekli yanıtları vereceğini söyledi. Bu arada sürprizleri olacağını da sözlerine ekledi. Hafta sonuna kadar Yusuf Üras cephesinden ses çıkmadı. Bu arada Antalya Valiliği, iddiaların araştırılması için Kemer Kaymakamlığına talimat verildiğini açıkladı. Aradan neredeyse bir hafta geçmesine rağmen Yusuf Üras’tan yanıt gelmemesi hayli ilginç. Acaba İstanbul’dan hala dönemedi mi? Kulağımıza Üras’ın çoktan Antalya’da oldu ğuna yönelik bilgiler geldi. Eğer duyumlarımız doğruysa, Üras’ın Antalya’da olmasına rağmen iddialara yanıt vermemesinin nedeni ne olabilir? Kendisi hakkındaki iddiaların gündemde kalmamasını istiyorsa yanılıyor. Çünkü CHP Milletvekili Yıldıray Sapan, kendisi hakkında, “Varan 3” diye yeni bir dosya daha açıklayacağını söylemişti. konomideki durgunluk ortada. Özellikle de küçük esnaf için çanlar çalmaya başladı. Serbest piyasa ekonomisinde kuraldır, “Büyük Balık Küçük Balığı Yutar” Küçük esnafı yutanda birbiri arkasınca açılan dev alışveriş merkezleri (AVM) ile onların mahalle aralarında açtıkları şubeleri. Ekonomik krizle boğuşan esnafa son darbeyi şehir merkezine yapılan AVM'ler vuruyor. Cumhuriyet Akdeniz, esnafın içine düştüğü açmazı sık sık dile getiriyor. Antalya'da Antalya Ticaret ve Sanayi Odası'na kayıtlı 30 bin işyeri bulunuyor. Belki bunun iki katı da kısa adı AESOB olan Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’ne üye esnaf var. Esna Yeni AVM’ler geliyor AESOB susuyor E fın çoğu, çeklerin karşılıksız çıktığı, piyasada paranın dönmediği, kredi kullanım oranlarının arttığı ve yatırımın azaldığı şu dönemde ayakta kalma mücadelesi veriyor. Esnaf ve tacirinde en büyük derdi AVM’ler. ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, son meclis toplantısında Antalya kent merkezine yeni yapılacak bir AVM'den bahsetti. Bunu duyan meclis üyeleri irkildi. Mevlana Kavşağı'nda bulunan Tekel depolarının bulunduğu alanda imar değişikliğine gidildiğine dikkat çeken Budak, buradaki tarihi yapının bir alışveriş merkezi olacağını belirtti. Budak, Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun 4 bin 900 metrekare yüz ölçüme sahip parsele, "Akaryakıt ve LPG Satış İstasyonu" olarak kullanım kararı getirilmesine ilişkin imar planı değişikliğine yapılan itirazı kabul edip, "Ticaret Alanı" olmasını onayladığını açıkladı. Daha önce, “Akaryakıt İstasyonu” olarak 0.59 inşaat emsali olan Eski Tekel Deposu, “Ticaret Alanı” olunca inşaat emsali birkaç kat artıvermiş. Emsal 0.59’dan 2,5’a yükselmiş. Bunun anlamı, 9.5 metre olan inşaat yüksekliğinin 23.5 metreye çıkması demek. Tekel Deposu’nun arsası göz önüne alındığında devasa bir yapı kütlesi ortaya çıkacak. Üstelik altında gece gündüz çalışan alışveriş merkezi de ola cak. Bu da bölgenin trafik yükünün iyice artması, esnafa yeni bir darbe vurulması demek. ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, kent merkezinde yeni bir AVM’yi daha kaldırmayacağını, o bölgenin trafikte de çok sıkıntılı olduğunu, buna rağmen böyle bir düzenleme yapılmasını kabul edilebilir görmediklerini kaydetti. ATSO’nun bu duyarlılığını her şeyden önce esnafın örgütü olan Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (AESOB) göstermeli. AESOB, bu konuda ATSO’ya destek vermeli. Sessiz kalmanın AESOB’a da , esnafa da bir yararı yok. aha önce “Ağa Takılanlar”da bir şehit eşinin, Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne ait toplu taşıma aracından indirildiğini yazdık. Büyükşehir’in resmi plakalı kırmızı otobüsünde görev yapan sürücü, Türkiye’nin her yerinde geçerli, “Şehit Eşi Kartı”nı yok saymıştı. Ayrıca şehit eşini, “Nereye şikayet edersen et” diyerek rencide edip araçtan indirdiği iddiasını yazdık. Olayın olduğu gün ve saat ile aracın plakasını verdik. Büyükşehir’den bir açıklama beklerdik. Ama tık yok. Konu hakkında herhangi bir araştırma yapılıp yapılmadığından haberdar değiliz. Demek ki şehit eşini resmi toplu taşıma aracından indiren sürücü, “Nereye şikayet edersen et” derken, kendisi hakkında işlem yapılmayacağını biliyormuş. Gazetemize bir serzeniş de gazi eşinden geldi. Ankara'da oturduğunu belirten ve sık sık Antalya'ya geldiğini söyleyen okurumuz Nurhayat Özakçe, gazetemizde okuduğu haberin ardından bizi arayarak şehit eşinin karşılaştığı durumla kendisinin de çok sık karşılaştığını, bunun da onurunu zedelediğini ifade etti. Eşi gazi olduğu için devletin kendilerine toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanmak için bir kart verdiğini anlatan Özakçe, Antalya'da kartı gösterdiği bir çok sürücünün ters davranışıyla karşılaştığını ifade etti. Özakçe, "Biz kimseye el açmıyoruz devletin bize tanıdığı bir hak bu. Geçen gün yine tartışma yaşadım. ‘Antalya'nın kartı var bunu alacaksın’ diyor. Ben Antalya'da yaşamıyorum ki. ‘Bu kart da Türkiye'nin her yerinde geçer’ diyorum. Ama dinlemeden, ‘Bana ne kardeşim’ diyor diye konuştu. Büyükşehir Belediyesi ile ilgili kuruluşların gaziler ile şehit ve gazi yakınlarına verilen kartın toplu ulaşım aracı sürücüleri tarafından tanınması için çalışma yapmasını isteyen Nurhayat Özakçe, “Bu kartın örneklerinin de otobüs şoförlerine dağıtılması gerekiyor. Biz çok rencide ediliyoruz. Benim oraya vereceğim 1,5 lira beni zengin etmez. Bu benim eşimin hayatı karşılığında bize sunulmuş bir jest. Ben gazi eşiyim diye iftihar edeceğime, otobüste herkesin içinde ağır laflar işitiyorum. Bu nasıl bir şey" diyerek serzenişini dile getirdi. Durumu, başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere yetkililere bir kez daha iletiyoruz… HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK (0 242) 248 00 57 İLAN SERVİSİ C M Y B C M Y B