Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 SAYFA 28 AĞUSTOS 2012 SALI ‘30 kilometre’ uzağımızda 30 yıldır biberiye üretiliyor Serik ilçesine bağlı Tekkeköy halkı, 30 yıldır biberiye çeşidi biber üretiyor. İl merkezine 30 km uzaklıktaki köyde, Antalya’nın meşhur biberiye turşusu için yıllık ortalama 200 ton biberiye üretiliyor ntalya’nın meşhur biberiye turşusunun biberleri, bir köyün temel geçim kaynaklarından biri haline geldi. Antalya il merkezine ve Serik ilçesine 30 km uzaklıktaki Tekkeköy’de, üreticilerin büyük çoğunluğu yılın altı ayı örtüaltında sebze üretirken, diğer altı ayında biberiye üretiyor. Her yıl mayıs ayında başlayan üretim, kasım ayına kadar devam ediyor. Biberiye üretiminin geçmişi ise bundan tam 30 yıl öncesine dayanıyor. Antalya'da 1914’den bugüne 4 kuşaktır reçeller ve spesiyal ürünler üreten Yenigün Gıda Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Ruhi Alpagot’un teşviki ve destekleriyle köyde başlayan ticari üretim sayesinde bugün toplamda 100 dönümlük bir alanda aileler geçimini sağlıyor. A Üzümde kalıntı iddiasına yanıt A ntalya İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Satıcı, Almanya'da Türk üzümlerinde yapılan incelemede yüksek oranda tarım ilacı kalıntısı bulunduğu iddiaları ile ilgili olarak, ''Söz konusu dönemde Avrupa Birliği'ne sevk edilen ürünlerden alınan bildirimler AB standartlarının oldukça altındadır'' dedi. Satıcı, yaptığı yazılı açıklamada, son günlerde ulusal basında çıkan ve Almanya'da Greenpeace'yi kaynak göstererek Türk üzümlerinde yüksek oranda kalıntı bulunduğunu belirten haberlerin tamamen gerçek dışı olduklarını belirtti. 30 yıldır biberiye ürettiğini söyledi. Köse, biberiyede bir üretim sezonu boyunca dönümüne ortalama 23 ton ürün alınabildiğini belirterek; topak biberiye, yakan ve beyaz biberiye olmak üzere 3 çeşit biberiye ürettiğini ve bu biberlerin yalnızca turşu yapımında kullanıldığını belirtti. Biberiyedeki en büyük zorluğun işçiliği olduğunu belirten Köse, bu nedenle kendi köyleri dışında bu üretimin yapılmadığını ifade etti. Aile üyeleri topluyor Köy azası ve biberiye üreticisi Mehmet Ali Yılmaz da, biberiyenin kilosunun 1 lira 50 kuruş olduğunu belirterek, “Bir işçi günde 30 kilo toplasa 45 liralık biberiye toplamış oluyor. Zaten bir işçinin yevmiyesi 30 lira. O nedenle kendi aile üyelerimizle topluyoruz biberi” dedi. “Tatlıcıdan turşucu olmaz” Biberiye turşusu üretimine 1988 yılında başladıklarını ifade eden Yenigün Gıda Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Ruhi Alpagot, artan talepler sonucunda her geçen yıl üretimin artarak devam ettiğini kaydetti. Turşu yapmaya karar verdiği ilk zamanlarda ‘tatlıcıdan turşucu olmaz’ şeklinde tepkiler bile aldığını ifade eden Alpagot, yine de üretimde ısrar ederek turşu yapımına karar verdiklerini anlattı. 1988 yılında bir semt pazarında gördüğü ve tanıştığı Tekkeköylü üretici Hasan Teke’den aldığı 50 kiloluk biberiye ile turşu yapımına başlayan Alpagot, ilk ürünü tadanların çok beğendiğini ve ikinci yıl 500 kilo daha biberiye turşusu ürettiklerini anlattı. Daha sonraki yıl İstanbul ve Ankara’dan gelen toptan talepleri karşılamak için üçüncü yıl 5 bin kilo, dördüncü yıl 50 ton ve beşinci yılda ise 250 ton biberiye turşusu imal ettiklerini aktardı. üretim sayesinde köyün yenilendiğini anlatarak “1990 yılında köy, ticari üretime geçti. Biberiye üretimi sayesinde köyün yolları yenilendi, okul yapıldı, köprüsü yıkık durumdaydı o yapıldı. Aileler çocuklarını evlendirdi, traktör aldı araba aldı. Yani tarıma dayalı sanayinin gelişmesi sayesinde Tekkeköy ihya oldu” şeklinde konuştu. İklim değişikliği etkiliyor Tekkeköy’de üreticilik yapan Musa Bozkurt ise biberiyenin masrafının az olduğunu ama alıcısını bulmasının önemli olduğunu vurguladı. Bozkurt, ayrıca iklim değişiklikleri ve sıcaklıklar nedeniyle verimin düştüğüne ve her yıl tonajın azaldığına da işaret etti. Tekkeköy’ün değişen yüzü Biberiye turşusu için kullandıkları biberiyeleri her yıl Tekkeköy’den tedarik ettiklerini belirten Alpagot, Tekkeköy’den ortalama yıllık 100150 ton biberiye alımı gerçekleştirdiklerini kaydetti. 1990 yılında ticari boyutta biberiye üretimine geçen Tekkeköy’ün gelişiminden söz eden Alpagot, İhracatçının Greenpeace tepkisi Greenpeace tarafından aynı ithamların bir önceki yılın verileri kullanılarak mart ayında da yapıldığını bildiren Satıcı, söz konusu ihracatçı firmalar ile yapılan görüşmelerde üzüm sevkıyatlarının daha yeni başladığı, ihracattan önce hem Türkiye'de hem de Almanya'da ürünlerin analizden geçtiğinin anlaşıldığını kaydetti. Satıcı, şunları kaydetti: ''Gönderimlerin tamamı Bakanlığın titiz ve detaylı denetimlerinden geçmekte, firmalarca kendi analizleri yapılmakta, ayrıca alıcılar tarafından da analize tabi tutulmaktadır. Detaylı analizler sonucunda uygun bulunan ürünler ihracata konu olabilmekte, aksi takdirde ürünün ihracatı mümkün olmamaktadır. Söz konusu dönemde Avrupa Birliği'ne sevk edilen ürünlerden alınan bildirimler AB standartlarının oldukça altındadır.'' Satıcı, Greenpeace tarafından basına yansıtılan haberlerin bilimsel gerçeklikten uzak, yanıltıcı ve yanlı bir tutum olduğunu kaydetti. İşçiliği zor Tekkeköy’de biberiye üreten Memiş Köse, köylerindeki toplam 100 dönüm arazide ortalama 30 yıldır biberiye üretildiğini, kendisinin de 4 dönümlük arazisinde Gülden sonra karanfil İşsizlik bitti Türkiye'nin ''gül bahçesi'' Isparta'da birkaç dekar alanda başlayan kesme çiçek üretimi, talebin artmasıyla 450 dekar alana ulaştı çiçek üretimi bittiği andan itibaren Isparta'da kesme çiçek üretildiğini, bu sayede pazar açığı olmadan ürünlerin sürekli piyasaya arz edildiğini vurguladı. Kesme çiçek üreticisi Mehmet Erdoğan ise ''Antalya ve İzmir'in boşluğunu Isparta dolduruyor. Böylece ihracatta da kesinti olmuyor. Kazancı çok iyi olduğu için köyde son yıllarda üreticiler kesme çiçek üretimine başladı. Hem üreticiler hem işçiler kazanıyor'' diye konuştu. sparta’nın gülü, dünyaca ünlü parfüm markalarının merceği altında. ABD'deki International Flavors and Fragrances (IFF) firması uzmanları, Isparta'da gül yağı kalitesinin artırılması için çalışma yürütüyor. IFF Üretim Yöneticisi Christophe Sireyjol, gülün verimliliğini tespit etmek ve gül yağı kalitesini belirlemek amacıyla her yıl bahçelerde araştırma yaptıklarını söyledi. Bu yıl 6 köyde inceleme yaptıklarını anlatan Sireyjol, toprak numunelerinden gül çiçeğinin yağ kalitesine kadar tüm detayları incelediklerini bildirdi. Ancak istenilen bir tablo ile karşılaşmadıklarını dile getiren Sireyjol, ''Isparta'da 16 köyde çiçek kalitesi için ArGe çalışması yaptık. Bu çalışma için 1 milyon lira kaynak aktardık. Köylerde büyük verim farklılıkları var. Gül tarımı aile ekonomisi boyutundan endüstriyel yapıya kavuşturulmalıdır. Bunun için de biz anlaşmalı çiftçi modelini uygulamaya başladık. Rekabet yapabilmek ve yüksek kalitede çiçek elde etmek için başka yolumuz yok'' dedi. 3 köye 'Meteoroloji İstasyonu' kuracaklarını ifade eden Sireyjol, hedeflerinin büyük arazilerde gül çiçeği üretimi olduğunu kaydetti. I Isparta’nın gülü mercek altında SPARTA (AA) Isparta merkeze bağlı 2 bin 700 nüfuslu Deregümü köyünde 1998’den itibaren gül ve üzüm bahçeleri bozularak, seralarda daha iyi gelir getiren kesme çiçek üretimi yapılmaya başlandı. Bugün yılda ortalama 47 milyon dal kesme çiçek üretimi yapılan ve pek çok ülkeye ihraç edilen köye, bu sayede 6 milyon avro girdi sağlanıyor. Üretilen kesme çiçekler, 15'in üzerinde ülkeye ihraç ediliyor. Isparta Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Sıddık İpek, kesme çiçek üretiminin yarattığı katma değer ve istihdam ile Isparta'nın ekonomik gelişimine önemli fayda sağladığını belirtti. İpek, Pembe domates zamana direniyor İhraç ediliyor I A ''1998’de 3 dekar alanda 180 bin adet üretimi yapılan kesme çiçek, bugün 450 dekar alanda 47 milyona ulaştı. Çiçekler başta İngiltere ve Hollanda olmak üzere dünyanın birçok ülkesine ihraç ediliyor. Kesme çiçek üretiminden yıllık 6 milyon avro gelir elde ediliyor. Ortalama 750 aile yıl boyunca kesme çiçek üretimi yapmakta ve önemli istihdam alanı oluşturulmaktadır'' dedi. İpek, Antalya'daki seralarda kesme Kesimi yapılan çiçeğin yüzde 90'ını ihraç etiklerini ifade eden Erdoğan, Rusya, Hollanda, İngiltere başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesine kesme çiçek ihraç etiklerini vurguladı. Isparta'da 2011’de yaklaşık 47 milyon dal kesme çiçek üretimi yapıldığına dikkati çeken Erdoğan, ''Köydeki çiftçilerimiz kesme çiçek üretimine yönelmeden önce üzüm yetiştiriciliği yapıyordu. Köylüler gül ve üzüm bahçelerini bozarak daha çok gelir getirdiği için kesme çiçek üretimine başladı. Hem işsizlik kalmadı hem de üreticiler daha çok kazanıyor'' dedi. Karanfilde yaprak analizi uyarısı K esme çiçek üretiminin önemli kalemlerinden biri olan karanfil üretiminde yaprak analizinin önemine işaret eden Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaplan, sağlıklı bir yetiştirme dönemi için karanfil üreticilerini uyardı. Haziran ayında dikim yapan üreticilere seslenen Kaplan, ağustos ve eylül aylarında yaprak analizi yaptırmaları gerektiğini hatırlattı. Yaprak analizi ile karanfilin beslenmesinin kontrol edilmesi gerektiğini belirten Kaplan, “Çoğu karanfil üreticisi kaliteden dert yanıyor ama yeterince analiz yaptırmıyor” dedi. Toprak analizinin yanında yaprak analiziyle de bitkinin gelişiminin izlenmesi gerektiğini belirten Kaplan, şunları söyledi: “Haziran ayında diktiğiniz bir karanfili, ağustosta ya da eylülde yaptıracağınız yaprak analizi ile beslenmesini kontrol ederek ekim kasım aralık aylarında sağlıklı bir şekilde yetişmesi için hazırlamanız gerekir. Toprak analizi şart ama yaprak analiziyle de üretimi izlemeniz lazım. Mayıs’ta yapılan toprak analizinin bütün yılın sorunlarını çözeceğini beklemek yanlış.” nadolu topraklarında asırlardır yetiştirilen ama kaybolmaya yüz tutan Pembe domatesin tohumları, geleneksel yöntemlerle çoğaltılıyor ve paylaşılıyor. Pembe domates, aslında Anadolu topraklarında asırlardır yetiştirilen bir çeşit. Ancak raf ömrünün kısa olması nedeniyle üretici tercih etmiyor. Pembe domates de kaybolmaya yüz tutmuş yerli tohumların adeta simgesi haline geliyor. Pembe domates, kendine has kokusu, rengi ve aromasıyla diğer domateslerden hemen ayırt edilebiliyor. İnce kabukları, pembemsi rengi ve Türk damak tadına uygun tadıyla domateslerin eski tadının kalmadığından yakınanlar tarafından özellikle aranıyor. Pembe Domates Ağı PDA Pembe domates tohumları, 2006’dan bu yana ülke genelinde yayılan “Pembe Domates Ağı” sayesinde yeniden yaşatılıyor. Pembe domates ağı üyeleri, internet üzerinden iletişime geçerek yüzyıllardır uygulanan geleneksel yöntemlerle tohumlarını çoğaltıyor, saklıyor ve ücretsiz olarak birbiriyle paylaşıyor. Üyeler; kentlerde, evlerinin balkonlarında ve bahçelerinde ülkenin dört bir tarafından gelen pembe domatesleri çoğaltırken; yeni pembe domates çiçekleri de diğer çeşitlere karşı direnmeye devam ediyor. C MY B C MY B